Heyecan verici haberlerle kanımızın kaynadığı bir haftadan herkese merhaba. Bu hafta hepimizin müzik ve metal algısında olumlu etkisinin olmasını umduğum bir konuyla karşınızdayız. Nasıl daha iyi bir metal dinleyicisi oluruz?
Şüphesiz ki daha çok okumak, daha çok dinlemek, daha çok izlemek bu sınırsız yolculuğa yönelik başlıca eylemler. Peki dinlediğimizi daha iyi yorumlamak ve anlamlandırmak için neler yapmalıyız? Akademik amaçlı olmayan bunun gibi bir araştırma bütününde nasıl bir yol tutmalıyız? Sizce bir alt türe veya stile yoğunlaşarak bilgimizi adım adım artırmak mı daha iyi sonuç verir, yoksa her şeyden biraz öğrenerek ilerlemek mi? Metali çok sevdiğini belirten kişi, bu müziği hayatında bu kadar özel bir yere koyarken, diğer müzik türlerini ne derece bilmeli ve yorumlayabilmelidir? Daha iyi bir metal dinleyicisi olma hedefini kendisine koyan kişi nereden başlamalıdır? Peki işin ne kadar derinine inmeli, neyi başlangıç saymalıyız? Siz bu hususta ne gibi adımlar atıyor, bu konuda kendinizi geliştirmeyi ne kadar önemli buluyorsunuz? Bir insanın iyi bir metal dinleyicisi olduğu kararına nasıl varılır? Böyle bir tanımda bulunurken ilk nelere değinirdiniz? Kendinizi ne ölçüde iyi bir metal dinleyicisi olarak görüyorsunuz? Bulunduğunuz noktayı nasıl değerlendiriyorsunuz ve hangi hususlarda gelişebileceğinizi düşünüyorsunuz?
Hepimizin canına can katan, sitemiz bünyesindeki çeşitli bölümlerde yıllardır farklı yöntemlerle yazarıyla, katılımcısıyla biraz ahkâm kestiğimiz, çokça da bilgi paylaşımında bulunmayı amaçladığımız bu metal denen tutku çığına bu konu aracılığıyla kapsamlı bir bakış açısı getirmenizi umuyor; her şeyiyle daha keyifli, daha verimli günler diliyorum.
”Nasıl daha iyi bir metal dinleyicisi olunur?”
Dinlediğimiz müziği kaliteli, diğerlerinin dinlediklerini tü kaka olarak addetmediğimiz sürece daha iyisini bilmem de daha bilinçli bir müzik dinleyicisi oluruz.
Müzik dinleme olayım ile ilgili 3 tane durum değişmiyor. Birincisi, inanılmaz etkileyiyi bulduğum albümleri dönem dönem mutlaka dinliyorum ve hiç eskimiyorlar. İkincisi “ömür boyu dinlerim” dediğim, ilk anda çok etkileyen bazı albümlerin etkisi şekeri çabuk biten sakız gibi oluyor ve bir daha hiç dinlemiyorum. Üçüncüsü de maymun iştahlılık. Bu üçüncü durum, tamamen benle alakalı. Grup keşfine çıkıyorum, ve o an karşıma çıkan albümleri dinliyorum, ve/veya daha çok ilgilendiğim türlerle ilgili bulabildiğim her grubu dinliyorum. Ama bu heves bir süre sonra geçiyor, ve o keşfettiğim zibilyon grup arasından belki bazıları üstteki iki durumdan birine uymuş oluyorlar. Birkaç yılda bir de, normalde hiç ilgilenmediğim -metal veya değil- türde müzik keşfine çıkıyorum. Onun sonunda da genellikle bende kalıcı olmayan, ama bana vizyon katan bir takım kazanımlarla dönüyorum.
Bir de biri bana “kesin seversin” diye bir grup/albüm tavsiye ettiğinde neredeyse bunların hemen hemen hiçbirini sevmiyorum. Bir kısmı egomla da alakalı olabilir, bilmiyorum. Ama çoğu (sanırım) gerçekten de kendim keşfetsem de sevmeyeceğim şeyler oluyor. Neticede bana fazla teknik bir yaklaşım gibi geliyor “Şu tarzları / grupları seviyorsun, o halde bunu da seversin.” motivasyonuyla yapılan tavsiyeler. Bir müziği/grubu sevme olayının o kadar da mekanik bir sistemi olabileceğine inanmıyorum.
Son olarak da, müzik dinlemeyi zevkli bir zaman geçirme aktivitesi olarak gördüğümden, bunun daha iyi olmak gibi bir derecelendirilmesi olabileceğine inanmıyorum. Yani “x türü çok iyi biliyorum” deyip, o türün en bilinen 10 grubundan birini bilmemek kötü bir durum elbette, ama öyle bir iddianız yoksa, o grubu bilmeseniz de siz de iyi bir müzik dinleyicisi olabilirsiniz bence.
Bence yapmamız gereken herkesin dinlediklerine saygılı davranabilmeyi ögrenmek gerisi kolay ! Mesela bilekçi abi ablalarıma dethçi abilerimiz laf etmemeli ya da tam terse içinde bu durum geçerliliğini koruyor o yüzden herles sakin olsun ve bu mukemmel muzigin tadini cikarsin
öncelikle “daha iyi bir metal dinleyicisi” ne demek onu tanımlamak lazım. burda “iyi” sıfatıyla neyi kastediyoruz? bilgili olmak mı, daha fazla türden zevk almak mı…? diğer türlere daha “saygılı” olmayı geçiyorum çünkü o iyi “insan” olmakla alakalı.
ben, sanat dallarının icra edicisi değilsek, yani o sanat dalını amatör/profesyonel seviyede uygulamayıp sadece izleyici/dinleyici olarak tecrübe ediyorsak, bunlarda “iyi” olmak demenin onlardan daha çok fazla keyif almak ve süreç içinde kaliteyi/ayrıntıyı fark etmek demek olduğunu düşünüyorum. dolayısıyla da söz konusu konular hakkında okumak, o dalların nasıl (hatta bazen de “neden”) icra edildiğine dair mümkün mertebe bilgi sahibi olmak gerekiyor.
misal metallica, iron maiden vs. grupları milyonlarca insan gibi ben de çok seviyorum ama sanmıyorum ki enstrüman çalan birisi kadar zevk alıyorum. davul çalan birisi o davulları çok daha iyi dinliyordur, gitarist bir arkadaş soloları dinlerken gözünün önüne o solonun atılışı geliyordur vs. yani beni uyaranlara ek olarak ilave faktörler de işin içine giriyor.
müzik, diğer sanatlara nazaran duygu ve hayalgücüne çok daha kısa/doğrudan/geniş çaplı etkileyicilik sağlayabildiği için diğer sanatlardan ayrılıyor ve çok daha geniş kitlelere hitap ediyor. bu sebeple çok daha “yüzeysele” yakınsıyor ve herkes hakkında yorum yapabiliyor, evet (misal bir opera veya heykeltraş eserine nazaran). fakat yine de bu bir sanat dalı ve teorik/pratik bilginiz ne kadar o fazla olursa o kadar “iyi” bir dinleyici olacağınıza inanıyorum ben.
varg’ın ideolojisini bilmek sizi daha iyi bir dinleyici yapmaz belki ama black metal’in neden/nasıl çıktığını biraz okumak, nereden esinlediğini araştırmak, “tarama gitar riffi” (metalden çok çakmadığım belli oluyor :P) nedir bilmek, “karı gibi bağırıp kafa siken bilek metal vokaline” katlanmanızı sağlamasa bile sizi daha “bilgili” dolayısıyla da daha “iyi” bir dinleyici yapar. hiç olmadı “yeaa citizen kane’in nesi iyi abi. zamanına göre tamam ama şimdi dark nayt, insepşın falan varken esamesi okunmaz.” demekten alıkoyar gibi bu da bir şeydir. (sinemaya değinmesem olmazdı. criterion collection tayfasına selam :P)
Bu konuda iki şey geliyor aklıma.
Birincisi, insanların ve grupların zamanla değişebileceğini kabul etmek, ve buna isyan edip “bozdu” muhabbetlerini bırakmak. Senelerdir bu olay döner durur ama inanın, biz burada ne dersek diyelim, onlara gelen ilham nasıl geliyorsa biz de onu dinliyoruz. Tüm bu sanatçıların bir hayatı var, yaşadıkları bir ton şey var. Ve bu bir ton şey de onları her geçen gün şekillendiriyor, iyi ya da kötü. Neticede bu yaşanmışlıklar ilhama dönüşüyor. Hayatından ölesiye bezmiş birinden gülümsemesini, kahkahalar atmasını beklemezsiniz, değil mi?
İkincisi de, insanları dinlediği şeylere sınıflandırmamak. En yaygın örneklerden gidersek: Slipknot, Nickelback, Limp Bizkit, Korn isimlerinin altına, sanki otomatiğe alınmış gibi “ERGEN” etiketi yapıştırmak çok gereksiz bir hareket. Müzik, ruha hitap eder, ve fazlasıyla da özneldir. Çalan şey, bir şekilde ruhunla rezonans ediyorsa dinlersin. Dolayısıyla kimsenin kimseye “sen bunu dinliyorsan şöylesin, böylesin” deme hakkının olmadığını düşünüyorum.
Aslında bu dediklerim, mutluluğa dair gördüğüm bir iletideki bir maddeyle çok güzel özetlenebilir: “Daha az yargılamak” kavramı. Cidden sadece müzik dinleyicisi açısından değil, hayata bakış açısından da çok faydalı oluyor.
ben şu şekilde degerlendirme yaptim ;
bir albumu oncelikle begenip begenmedigimi anlamak icin goz atma amacıyla laptop’ımın dandik ses cıkısıyla dinliyorum, iyi ya da kotu dinleyip dinlemeyecegimi anlamak icin.
sonrasında ise, kulaklıklarımla albumu dinliyorum.
sonrasındaki aşamada ise ses sistemimle albumu, bulabildigim en kaliteli haliyle (flac, alac) dinliyorum.
sonrasında ise sadece bir enstrumana dikkat ederek dinliyorum.
tum bu asamalardan sonra ise albumu cok begendigimi dusunerek gidip cdsini almaya calisiyorum.
bunlar bi ise yarayan seyler mi bilmiyorum ama, benim gorusum bu sekilde.
”Dinlediğimizi anladık mı?” tamam ama ”Bunu yayınlamak için kaç kişinin hayatının götünde canlandığını biliyor muyuz?” sorusunu da sormak lazım. 3-5 kişi toplandıktan sonra ”Aga bir death albümü yapak mı la?” diyerek çıkmıyor diye düşünüyorum. Hükümet, din vs. şeylere dil uzatıldı mı herkesin ”tövbe haşa sümme haşa” dediği birçok ülkeden nasıl zorluklarla, geçim sağlaması imkansız maddi gelirle bu müziği yarattığını dinlerken göz önünde bulundurarakta daha iyi bir dinleyici olabiliriz. En azından yapıt daha değerli olur.
Enstrümanların dili evrenseldir sonuçta ama şarkı sözlerine öyle çokta dikkat etmiyoruz. Grup bilme yarışını bıraksak az… İlk kez Tool ‘un Aenima albümünün sözlerini merak edip kaynaklardan araştırdığımı hatırlıyorum da, bildiğimi zannettiğim Tool gözümde bambaşka bir yere gelmişti.
Öncelikle bu güzel tartışma konusu için teşekkür ederim. Gerçekten gelen her yorumu dikkatle okuyorum ve fikir ediniyorum. Elbette şimdi yazacağım yorumu da okuyanlar olacaktır, bu sebeple kafamdaki birçok şeyi belirli bir sıralamaya tabi tutarak yazmayı planlıyorum. Bayağı bayağı öğüt verir dille yazacağım şimdiden söyleyeyim.
İyi bir metal dinleyicisi benim gözümde kimdir?
Metalin birçok türüne hakim olan, bu türlerin başını çeken grupları ve içinde bulunduğumuz zamanda bu türlere liderlik eden grupları bilen, türlerin karakteristik özellikleri hakkında en azından iki üç cümle kurabilen ve bol bol yeni müzikler dinleyen kişidir.
Şimdi gelelim iyi bir metal dinleyicisi olma yolunda bizi engelleyecek veya bize iyi yönde vesile olacak olgulara;
- Fanatik metalci olmak; Bana kalırsa iyi bir metal dinleyicisi olmanın en büyük engellerinden biri belirli bir türün veya grubun fanatiği olmaktır. “Megadeth, Metallica ULAAAN!!!11bir” demek, yalnızca ve yalnızca kişiyi köreltir. Thrash metal seviyorsan (ya da heavy metal) bu sene bu türün altında neler çıkmış, geçmişte bu türe başka hangi grupların katkısı olmuş onlara bakmalısın. Megadeth dinleme demiyorum, ancak müzik dinlediğin sürenin tamamını ona ayırma. (Yalnızca Megadeth veya Metallica’yla sınırlı değil elbette bu, tamamen misal. Onun yerine Slayer, Kreator, Cradle of Filth falan da gelebilir)
- Yeni albümlere/gruplara kapalı olmak; Ne kadar metal müzik seversek sevelim, birçoğumuzun genel probleminden biri de bana kalırsa yeni bir albüm açıp dinlemek, bir saatini o albüme vermektir. Genel metal müzik dinleyicisi için gerçekten zor bir şey bu. (Etrafta gördüklerimden, işittiklerimden yola çıkıyorum elbette) İyi bir dinleyici olabilmek için kesinlikle bunun aşılması gerekiyor. Bunu başarabilmek için öncelikle sevdiğimiz türlerin en iyilerinden dinlemediğimiz bir grup varsa onunla başlamalı, ardından bu türü icra eden diğer grupların da işlerine vakit ayırmalıyız. Hem böylece dinlediğimiz türe hakimiyetimiz artar hem de şu ‘yeni albüm dinleyememe eşiği’ni aşmış oluruz.
- Türlere hakim olabilme; Şimdi herkes her türü dinleyecek diye bir kaide yok, iyi bir metal dinleyicisi olacak diye kalkıp da hiç alışamadığı bir türü dinlemek zorunda değil kimse. Yine de ön yargılı olmayıp hemen her tür için bir iki grubun albümünü döndürmek fena olmaz. Ara ara metalin farklı kollarına kulak vermek iyidir. Şahsen ben son iki seneye kadar black metali hiç dinlemeyen ve genel olarak sevmeyen biriydim. Öncesinden elbette kulak aşinalığım vardı ama açıp özellikle dinlemiyordum, ne kadar hatalı olduğumu sonradan fark ettim. Şuan da en sevdiğim metal türünü sorsalar hiç düşünmeden black metal, hatta atmosferik black metal derim. Bu sebeple ön yargılı olmadan, bütün türlere kulak vermek, biraz mesai harcamak iyidir.
-Türlerin kökenini bilme; Bu hem genel kültür açısından hem de dinlediğini iyi analiz edebilme açısından oldukça faydalı. Death metal, Thrash metal nasıl doğdu, bunların progresif death metal, oldschool trash metal gibi bir sürü alt türe ayrılmasındaki müzikal anlamda değişiklikler neler, bu alt türlerin oluşumunda rol oynayan gruplar hangileridir, bu ve bunun gibi soruları yanıtlayabilmek iyi bir dinleyici olmanın bence en önemli şartlarından biridir. Her şeyi bir köşeye bırakırsak, yeni yetme bir metalci kalkıp “Avant-garde metal tam olarak ne şimdi abi?” “yahu şu Psychedelic dediğin tam ne oluyor?” “Doom metal doom oyunundan esinlenerek mi çıktı?” gibi sorular geldiğinde “eee.. ıımm..” dememiş olursunuz.
- Bol bol yeni gruplar keşfetmek; Bunun üzerine yazılacak çok bir şey yok. Hep aynı şeyleri dinleyerek vizyonunuzu genişletemezsiniz.
- Farklı müzik türleri; Metal dinleyiciliğinden öte, iyi bir müzik dinleyicisi olabilmek için, yalnızca metal dinlemek yeterli değildir bana göre. Rock müziğin birçok türü dinlenilebilir öncelikle, bununla birlikte ne kadar çok farklı tür müzik dinlerseniz o kadar geniş vizyona sahip olursunuz ve bu da elbette dinleme eşiğinizi yükseltir ve şarkılara olan yaklaşımınızı büyük ölçüde etkiler.
Son olarak Vaura – Selenelion albümünü dinlememişseniz iyi bir dinleyici olamazsınız. (qweqweqwe)
Müzik referans siteleri de önemli bir nokta burada.Özellikle yabancısı olduğunuz bir türle veya grupla ilgilenmeye başladığınızda bir başlangıç noktası olma gibi bir özellikleri oluyor çoğunlukla.Benim genellikle kullandığım üç kaynak var.Herkesin bildiği siteler ama yine kısaca yazıyım ben.
Rate Your Music, şahsen ilk aşama olarak en çok kullandığım site.Özellikle kullanıcıların yaptığı listeler ve gruplara, türlere dair istatislikler çok pratik oluyor yabancısı olduğunuz konularda.Puanlamalarda biraz popüler olan kötüdür algısı var.Dediğim gibi ilk aşamada şöyle kaba taslak bir fikir edinmek için ideal.
Metal Archives, e bu klasik zaten.Zaman zaman biraz fazla metalhead.
Sputnik music, puanlama konusunda en ideal olduğunu düşündüğüm site.Seviyorum burayı.
Progresif metal için Prog Archives de faydalı oluyor onu da unutmamak lazın.
Rate Your Music’i 2009′dan beri kullanıyorum ve müzik referansı açısından şimdiye kadar başka bir siteye ihtiyaç duymadım. PA’dan da öğrendiğim bir iki grup olması lazım ehehe. İstediğin türden, istediğin dönemden chart oluşturabiliyosun. Esoteric chartı var, egzantirik albümler gösteriyo falan. Bide kullanıcılar metal archievesteki gibi kendilerini tek türe sınırlamış Amerikalı tipler değil. Zaten aynı kafadan birini bulup takip edince çok rahat bir şekilde çok da bilinmeyen ama gerçekten sağlam olan albümleri bulabiliyosun. Popülere bok atma olayı ise chartı çok etkilemiyor, çünkü albümün aldığı oy sayısı da charttaki yerini pozitif yönde etkiliyor. Film referansları da on numero. Chartı siklemiyorum genel olarak, ama hoş tabi.
Ama en önemlisi mümkün olduğunca farklı şeyler dinlemek. Bide albümleri dinlemeden önce yorumlara bakmayalım. Bunlar hep bilinçaltı.
önerebileceğim fakat benim de pek beceremediğim, öncelikle şarkıların sözlerini inceleme işi üzerinde durduğumuz takdirde -bu işi absürt hikaye inceler gibi değil şiir okur gibi yaptığımızda- metal dinleyicisi sıfatında seviye atlamış oluruz, bence.
her boku dinleyerek olunur hiç kimse sadece metal dinleyemez bazen rap bazen indie bazen pop dinlemek gerekir ki bunları dinledikçe metal müziğin ne kadar muhteşem olduğunu anlayabilesin.
nihayetinde metal de bir sanat olduğu için herkes içinden geleni yapmalı abi bence.”ben şöyle bi müzik yapmak istiyorum” diye kasmamak lazım,kasmayınca belkide farklı ve daha güzel bir sound ortaya çıkacak.bilemeyiz!”abi bunlar da bu şarkıları nasıl yapıyor yahu” dediğimde hep bi özgünlük görüyorum.mesela gojira,mastodon,devin townsend,thrown to the sun (ailece severiz)(konu metal olduğu için sadece metal türünde isimlerden örnek verdim)… hepsi bambaşka.
-daha iyi bir metal dinleyicisi olma konusuna gelincede benim düşüncem sadece metal dinleyicisi gibi hareket etmenin yanlış olduğudur.türküde dinle pop ta dinle kop kop ta dinle.algılar sürekli açık olduğu vakit hem yaptığımız müzik hem dinlediğimiz müzik harman olup istemdışı kendi soundumuzu ortaya koymamızı sağlıyor.ve ortaya özgünlük kavramı çıkıyor.bütün enstrümanları dinlemek,adamın ne kafayla yazdığını merak etmek vs…
(ya da herkes bildiğini yapsın)
death dinledik mi,
control denied albümünü bekledik mi
muhammed ne zaman su içecek bunu sorguladık mı
işte o zaman iyi metal dinleyicisiyiz
+Sizce bir alt türe veya stile yoğunlaşarak bilgimizi adım adım artırmak mı daha iyi sonuç verir, yoksa her şeyden biraz öğrenerek ilerlemek mi?
-’Her şeyden biraz öğrenmek’ diyeceğim cevaben. Ama en çok dinlediğimiz alt tür/ler üzerine ayriyeten yoğunlaşmalıyız aynı zamanda.
+Metali çok sevdiğini belirten kişi, bu müziği hayatında bu kadar özel bir yere koyarken, diğer müzik türlerini ne derece bilmeli ve yorumlayabilmelidir?
-Diğer türler hakkında bir soru sorulduğunda ‘a evet, daha önce duymuştum, bir kez dinlemiştim, beğeniyorum’ veya ‘daha önce duymuştum, zevkime göre değil, beğenmiyorum’ diyebilmeli. Biraz tuhaf bi cevap oldu galiba, neyse.
+Daha iyi bir metal dinleyicisi olma hedefini kendisine koyan kişi nereden başlamalıdır?
-Bilmiyorsa; torrent kullanmayı öğrenmekten başlamalıdır. Bir de last.fm’den haberdar olsa fena olmaz, hatta direk last.fm kullanmaya başlamalı, evet. Yeni ve daha fazla şey keşfetmek için çok önemli 2 unsurdan söz ediyorum. Bu tarz şeyleri biliyorsa ve bu hedefi devam ediyorsa, ayrı bir konu olarak ele alabiliriz xd
+Peki işin ne kadar derinine inmeli? Siz bu hususta ne gibi adımlar atıyor, bu konuda kendinizi geliştirmeyi ne kadar önemli buluyorsunuz?
-Derine inme mevzusu için bkz: ilk cevabım. Bu metal müzik şeysinde kendini geliştirmeye çalışmak, yeni şeyler keşfetmeye çalışmak=her şey.
+Bir insanın iyi bir metal dinleyicisi olduğu kararına nasıl varılır? Böyle bir tanımda bulunurken ilk nelere değinirdiniz?
-Mesela üniversite ortamında metal dinlediğini anladığınız adamın yanına gidip muhabbet açtıktan sonra -atıyorum- ‘At the Gates’i bilir misin kardeşim?’ diye sorduğunuzda ‘EVET’ yanıtını alabiliyorsanız, evet; aranan, beklenen insan budur. Hemen sarılmak, kucaklaşmak gerekir. Size kendi geliştirdiğim ufak bir tespit yöntemimden bahsettim burada.
Adamla müzik muhabbetine girersin ve sadece 3 dk içerisinde ne kadar iyi olduğunu anlarsın, olay bu.
+Kendinizi ne ölçüde iyi bir metal dinleyicisi olarak görüyorsunuz? Bulunduğunuz noktayı nasıl değerlendiriyorsunuz ve hangi hususlarda gelişebileceğinizi düşünüyorsunuz?
-Açık konuşayım; teknik yorumlar beni her zaman bayar. Futbol’da da böyledir bu. Ben basitçe bu müziği hayatımda önemli bir yere koydum ve çok seviyorum. Olabildiğince, tembelliğim beni engellemediği sürece, gelişmeye gayret ediyorum. Teknik yorumlar yapabilecek düzeyde değilim. Bu noktada gelişmeyi çok istiyorum dersem yalan olur ama teknik yorumlar hususunu ‘gelişebileceğim noktalar’ listesine ekleyebilirim. Bir de isim hafızam pek iyi değil, herkes böyle midir bilmem. Grup üyelerinin isimlerini hafızamda tutmakta zorlanıyorum çoğu zaman.
Cevaplar ne derece yeterli oldu, biraz temkinliyim bu konuda. Kısa tutmaya çalıştım. Tartışma bölümü burada en sevdiğim bölüm cidden, devamını, mümkünse daha sağlamlarını beklemekteyim Güzide abla, kolay gele.
yeni bir grubu ilk ep’si çıktığında keşfettiysen, oha lan çok iyi diyerek tepkini koyduysan ve 3 bilemedin 5 sene sonra herkes senin 5 sene önceki tepkini veriyorsa sen iyi bir metal dinleyicisin dostum. Vermiyorsa da merak etme yine de iyisin dostum:)
site yazarlarının bu konudaki düşüncelerini çok merak ediyoruz :)
Eskiden geceleri karışık playlist falan atardı insanlar winampe, sırf bu sayfalarda daha çok sanatçı görünsün diye. Ya da 10 gün Marduk diskografisi döndürüp en metalci olmaya çalışanı da görmüşlüğüm var. Neyse, yine de fikir verir diyerek paylaşayım: http://www.lastfm.com.tr/user/Lunarcrown
İnsanın yaşamında yapması gereken yegane şeyi yaparak, algısını açarak geliştirebileceği bir şey bu bence. Türlü etiketler, sosyal normlar, popülerlik, maddi manevi PRİM YAPMA amacı ve aklıma gelmeyen türlü vesaire vesaire olmadan da bu müziği dinlemeye başladığınızda gerçekten birçok şeyin değiştiğiniz fark edeceksiniz bana kalırsa.
Son 2 yıldır, yaşadığım şehirde yüz yüze metal müzik hakkında konuşabileceğim insan sayısı 1 (bir). O da bir süredir askerde zaten, yani metal muhabbeti diye bir şey yok hayatımda şu an. Türlü sebeplerden dolayı uzun bir süredir konsere de gidemiyorum. Ev seksisi tadında kendi kendine metalci bir insanım yani bu aralar. Yine de hemen her gün en az bir tane daha evvel hiç dinlemediğim bir müzisyenin bir şarkısını dinliyorum. Bunu da böyle yapayım illa diye değil, alışkanlık haline getirdiğim, yeni bir şey duymaktan keyif aldığım için yapıyorum. Beğeni ölçütlerim belli olduğu için ne türe bakıyorum, ne makama. Aradığımı buldum mu atıyorum sepete. Beyin bedava nitekim.
Yeni dinlediğiniz bir şeyi değerlendirirken yalnızca müzik dinleme geçmişinizin yarattığı birikimle oluşan kıstaslara bağlı kalır, ne olduğunda o müzikten keyif aldığınızı keşfedebilirseniz sertlikten aklını oynatmış, ancak dayısını gırtlaklamış adamların grupta çalmasına izin verilen abazagathoroth u da sevebilirsiniz, elektronik sularda akıma kapılmış, kliplerinde seksten sekse koşulan görgötümyollarını da.
Bir şeyi neden sevdiğinizi veya neden sevmediğinizi başkasının değil de kendi cümlelerinizle, kendi kıstaslarınızla söyleyebilmek bence yeterli. Roket bilimi değil neticede, cıncırı müzik işte.
Metal müziği sevip tek veya bir-iki türden başka bir şey dinlemeyen insana epey şaşıyorum bir de. Üzülüyorum da biraz. Neler neler kaçıyor, haberi yok.