Sakin ve serin bir Eylül sabahından herkese merhaba. Eski temposuna yeniden kavuşuyor olduğunu umduğumuz tartışma köşemizde bu hafta bazılarımızın çok sevdiği, bazılarımızın ise pek sıcak bakmadığı bir meseleden bahsedeceğiz.
Konumuz konserleri veya benzeri canlı performansları cep telefonu veya kamera aracılığıyla kaydetmek ve bu gibi etkinliklerde fotoğraf çek(tir)mek. Performans esnasında kişisel arşiv ya da internette paylaşım amacıyla kayıt alma olayına nasıl bakıyorsunuz? Bunu yapma arzusunun neyden ileri geldiğini düşünüyorsunuz? “Bootleg” olarak da ifade edilen bu tür kayıtları izliyor musunuz? Böyle kayıtlar almaktan hoşlanıyorsanız bunu ne şekilde yapıyor ve paylaşıyorsunuz? Bu eylemin faydası/zararı varsa nedir?
Bir grup ya da sanatçı ile birlikte göründüğünüz bir fotoğraf ya da video vasıtasıyla ölümsüzleştirilecek bir tanışma anının yanı sıra, bir grup ünlüyü sanatlarını icra ederken çekmeye ne gibi anlamlar yüklüyorsunuz? Bu gibi kayıtlarda bulunurken nelere özen gösteriyorsunuz? Sanatçılarla birlikte fotoğraf çektirme fırsatı yakalamaya veya yaratmaya çalışıyor musunuz?
Görsel materyallerinizle süsleyeceğinizi umduğum yorumlarınızı ilgiyle bekliyor, ona küçük sürprizler yaptığınız tatlı bir hafta diliyorum.
Bu konuyla ilgili öncelikle şunun ilk 1 dakikasının altına imzamı atarım.
http://www.youtube.com/watch?v=BS3jbaeseT8
Konserlerde en anlamadığım şeylerden biri bu olay cidden. Berbat bir ses, büyük çoğunluğu karanlıkta iyi görüntü çekemeyen aletlerle çekilmiş bir “patlamış ışıklar ve bulanıklıklar” silsilesi olan bu videoları kim izliyor merak ediyorum. YouTube’da orada burada süper kaliteli bir sürü performans varken, eve gidip bu “DOROROROROROGOGORORORORORO” şeklinde bir ses kaydına sahip şeyleri insanlar neden çekiyor hakikaten?
“Of be en sevdiğim şarkı!” deyip de ülkemize ilk kez gelmiş ve muhtemelen çok uzun yıllar bir daha gelmeyecek bir gruba 15 metre uzakta olup da kayıt yaptığı telefondan izlemek suretiyle o performansı kaçıran insanlar var cidden. Bir insan sevdiği bir şey ayağına gelmişken, ta dibindeyken, o şeyi görememeyi nasıl başarır, cidden mallıkta sınırlar zorlanıyor bazen.
Gruplarla foto çektirme konusu hoş bir şey elbet, en son şu var kendimden örnek verebileceğim:
http://bit.ly/1qeSbWu
Ama öyle büyük anlamlar yüklemiyorum, denk gelirse çekilirim ama ekstra bir çaba da harcamam. Thrown to the Sun’la Hi-Voltage’da çalarken Ghost’la veya Papa’yla çekilme fırsatı olsaydı baya bi zorlardım aslında, ama kulisi ayırdıkları için öyle bir durum olamadı.
11.09.2014
@Ahmet Saraçoğlu, Şöyle bir yorumunu hatırlıyorum facebookta “Gojira konserinde kendimizi kaybettiğimizden herhangi birşey paylaşamıyoruz”. İnsan kendini kaybedeceği daha doğrusu kaybetmesi gereken konserlerde ( Gojira mükemmel bir örnek) bulaşmamalı bu tip işlere.
Bu yaz hayatımın gruplarından birkaçını izledim belki de -hala Gorgoroth bekliyorum ama- ve bunlarla ilgili tek ciddi şikayetim şu konu ya. Ulan Joe Duplantier 10 metre önünde adam hala kayıt alıyor ya. Daha sahne kurulurken hatta sadece amfiler ve perde varken sahneyi çektim bir kere ben o kadar. O da anı olsun ilerde “Bak Gojira da gördük dünya gözüyle” demek için. Öğrenci halimle zaten sahne önü falan alamadığım Metallica’da sabahtan gidip o kadar saat işkence çektim,normalin demirlerinden izledim ama sahne önündeki ipadli hatta bildiğin TRIPOD getirecek kadar öküzleşmiş hödükler yüzünden zerre sahne izleyemedim. Ne video merakınız varmış be. Ben her gruptan bir fotoğraf çekiyorum- ve genelde sadece sahnenin fotoğrafı oluyor ve performan sırasında çekmemeye çalışıyorum,hatta bazen hiç çekmiyorum- onlar da anı olsun diye.
Bu olaya cidden organizatörlerin artık bir dur demesi lazım. Kameraların önünü siyah bantlarla kapatmak mı olur emanet dolabı gibi biraz daha zahmetli şeyler mi olur bilmiyorum ama bu salakça şeyin önlenmesi lazım.
Ve ayrıca bence bu olay seyirci katılımını da büyük ölçüde azaltıyor. Adam video çekicem diye ne sözlere eşlik ediyor ne de kafa sallıyor. Fark ettiniz mi bilmiyorum ama Metallica gibi herkesin bildiği bir grupta bile adamakıllı eşlik etmedi millet video çekmekten.
Kısaca bu olay direkt olarak konser ruhunu baltalamaktadır ve bir şekilde bu sorunun çözülmesi lazım.
Eskiden cok fazla fotograf cekerdim ben de, bunun anlamsizligini sonradan fark ettim. Hem burada konserlerde neredeyse kimse telefonunu cikartip bir seyler kaydetmeye yeltenmedigi icin kendimi gormemis gibi hissediyorum heheh, hem de konser fotograflarina sonradan neredeyse hic acip bakmadigimi fark ettim. Yalnizca PA’ya konser kritigi yazacaksam guzel bir sahne yakaladikca cekmeye calisiyorum ki yazi kus gibi kalmasin. Son zamanlarda bir tek Ulver konserinde haril haril telefonda yer bosaltip Nowhere/Catastrophe’yi kaydetmistim, onu da sonradan acip onlarca kez izledim (ses de hic fena cikmamis), boylece o da degdi yani. Ozellikle sahnenin on tarafina yapisip butun konseri videoya cekenleri Ahmet gibi ben de hic anlayamayacagim.
Grup elemanlariyla fotograf cektirmeyi de cok lazim bulmuyorum, ama firsatini yakalayinca da eksik kalmam haha. Yine istisna olarak Garm’i yakalayayim diye cok ugrasmistim ama olmadi :/
Video çekme olayına ben de kılım açıkçası. Çekilen şey adamakıllı bi şeye benzemiyor, üstelik Ahmet Abi’nin de dediği gibi, konser ufacık bir ekrandan bakarak öldürülüyor. Eskiden alınan bootleg’lerin bir anlamı varmış. Ses kayıtları, kamer kayıtları düzgünce yapılmaya çalışılıp kasetlere basılıp dağıtılırmış. Herkesin içeri sokamayacağı dev kameralarla kasetlere çekilen o görüntüler elbette değerli olur, ama zilyon tane telefon havada tutulursa çekilen şeyin de bi anlamı kalmaz. Bu açıdan yaklaşayım ben de.
Grupla fotoğraf çektirmek benim için kıymetli bir olay. Nedenini hiç bilmiyorum. Ha öyle sokakta görüp de tutup çevirip “Nooolur fotooooğ” diye bir tutumum yok tabi. Konserlerinden sonra, etkinliklerinden sonra fotoğraf çekinmeyi seviyorum. Fotoğraf olmasa da, mesela grubun albümünü direkt elden alıp imzalatıyorum. Bu tip olayların bende epey manevi değeri var.
(En son Thrown To The Sun’la fotoğraf çekinmişim yalnız, o da yaklaşık 1,5 sene öncesine falan denk geliyor sanırım, yazıklar olsun bana)
http://imgur.com/1iCeDWF
Gittiğim her konserde özellikle çıkan grubun ilk parçasını ve son parçasını mutlaka kaydetmeye çalışıyorum. Bir de grup/sanatçı benim için çok özel olan bir parçayı çalarsa bunu da kaydetmeye çalışıyorum. Bunun benim için 3-4 nedeni var. Birincisi sonuçta bir tarihe tanıklık ediyorsunuz. Neil Young’u İstanbul’da sahnede izlemek, Gojira’nın akıllara seza performansını belgelemek (zira bir daha geldiklerinde belki bu kadar iyi olmayacaklar kim bilir) ya da YuvuzFest’de her zaman sahnede göremeyeceğin adamların canlı performansını tarihe düşmek gerekli diye düşünüyorum.
İkinci nedenim ise genellikle gittiğim konserlerden sonra kendi blogumda konseri yazıyorum. Gördüğüm ve anlatmaya çalıştığım mevzuyu okuyana anlatmak ve yazarken düşünce ve yorumlarımı gözden geçirmek için bu kayıtları kullanıyorum.
Üçüncü nedenim ise kendi çocuğuma bir konser arşivi bırakıp bu alışkanlığı onda yerleştirmek.
Grupla foto çektirmek bence de değerli ama peşinde koşacağım bir durum değil. Sonuçta o foto sadece senin değer verdiğin bir şey. Grubun umrunda bile değil çoğunlukla. Onun yerine konserin biletini, setlistini saklamak ve mümkünse imzalatmak bana daha değerli geliyor.
Şu ana kadar sadece 2 tane ünlü sayılabilecek kişiyle fotoğrafım oldu: Biri Mahmut Tuncer (4), diğeri de Küçük İbo (10). Şaka falan da değil gayet ciddiyim, büyüklerin zoruyla ne yazık ki. Haftanın topiği ne yazık ki bana bunu hatırlattı :(
Çok nadiren video çekerim konserlerde, o da mesela metallica konserine denk geldi bu sene. Orion gerçekten bende büyük yer edinen bir parça, bir tek onu kaydettim adamakıllı sanırım. Ancak onun dışında farklı şarkılarda farklı vakitlerde sahneyi alacak görüntüler alıyorum sadece, anı bulunsun diye.aynen arkadaşın dediği gibi, bir gün çocuklarıma “ben zamanında elimdeki paranın %90 ının böyle anılara harcadım” diyebilmek için. aynı zamanda gittiğim ilk konserden beri(2011 deep purple) her türlü konser biletini, bilekliğini, bröşürünü, çakmağını bokunu püsürünü her şeyini bir kutuya koyup saklıyorum artık kutu dayanmıyor :)) Ama video/foto çekeceğim diye performansı kaçırmak çok saçma geliyor. Sonuçta 20 30 foto çekip eğlencene devam edebilirsin 30 fotodan sonra çok çılgın çok radikal bi değişiklik yapmayacak adam sahnesinde zaten. Bir de şu var, bir arkadaş yasaklansın falan demiş de, bu benim kendi kişisel zevkimdir. belki konsere sadece tepeleme video çekmek için gelenler de vardır ve o insanların konserden bekledikleri de budur bu yüzden yasaklamak falan çok saçma bence. o zaman rte ‘den ne farkımız kalıyor değil mi? onu yasakla bunu yasakla ohoo… son olarak http://www.youtube.com/watch?v=kuAURNwt7jc
11.09.2014
@Ediz Mudul,
http://www.pasifagresif.com/2013/09/koleksiyonculuk/
80′lerde 90′larda yaşıyor olsak yine bir dereceye kadar anlardım. sonuçta o dönemin grupları her performansını kayda alamıyordu. ama günümüzde internet var. en kıyıda köşede kalmış grupların bile onlarca profesyonel video/ses kayıtları bulunabiliyor. bu biraz ilgi budalalığıyla ilgili galiba. “bak ben de oradaydım” deme hevesi. sosyal medya üzerinden prim yapma çabası. neredeyse tüm konseri eşşek kadar padiyle arkasındaki insanı düşünmeden çekmeye çalışan gavatın geçen yıl gittiğim anıtkabir’de gördüğüm nöbet tutan askerin dibine kadar girip onlarca selfie çeken şebek hipster’dan farkı yok.
özellikle bu seneki rock off ve metallica’da iyi küfür yediniz, söylemek istedim.
Hadi sen vidyo çekicem diye güzelim performansı kaçırıyosun, kendi enayiliğin ama ne diye benim görüş alanımı kapıyosun lan?! Zaten konser izleyebildiğimiz mekanlar belli, kıç kadar yerlerde izliyoruz bi de bunlarla uğraşmak zorunda kalıyoruz. Bi süre sonra dayanamayıp indirin aq diye bağırıyorum ama o hengamede takan olmuyor tabii. Bence bu olayı engellemek için önlem alınmalı veya yaptırım uygulanmalı, ama bunlar nasıl yapılır hiç bi fikrim yok. Bilinç lazım o da bizim kitlede yok.
Hala iyi telefon algısını kamerasının megapikseline göre sınıflandıran insanların arasında olduğumuz için maalesef çözümü olmayan ve olmayacak bir konu fotoğraf ve video. 10-12 kişilik, cehalet seviyesi türkiye standartlarında olan birçok aile üyeleri kalkıp kendilerini selfie’ye sığdırmaya çalışıyorlar ve bunu pervasızca yapıyorlar. Ben irrite oluyorum. Yüksek oranda irrite oluyorum. Bu tiksinti duygusu yazıma da yansıyor, tiksinti verici yazılar yazıyorum.
Konserlerde elindeki sikindirik telefonla video çekmeye çalışan kişiler de elbette buna dahil. Nefret küpü değilim, kimse yanlış anlamasın. Fakat neden diyorum? Neden neden? Alıp kendisi de izlemiyor, biliyorum çünkü izlenebilecek bir video çıkmıyor eline. Bolca titreyen, sesin patladığı, önünde uzun boylu kişilerin kafalarının çıktığı, sağda soldaki kişilerin konuşmalarının, bağırışlarının seslerinin geldiği, boktan, işlevsiz bir video oluyor elinde.
Ayrıca orada güzel bir şeyler dönüyor, sevdiğin grup orada performans sergiliyor, kafa salla, dans et, zıpla, alkış tut, keyfine bak. Ne diye zeker misali elinde telefon tutup doğru düzgün çekim almaya çalışıyorsun. Hem arkandaki insanların görüşünü de kapatıp, bütün aile üyelerini küfürlere malzeme ediyorsun. Baştan sona gereksiz bir olay. Video mu çekeceksin, sahnenin en önüne gitmene gerek yok, köşeye bir yere geç. Arkada taraflara git, hem ses oraya daha iyi gelir, hem sahneyi daha iyi alır, hem de milletten küfür yemezsin. Ha bir de internette milyar tane videosu olan grubun (Megadeth, Metallica gibi gruplar mesela) videosunu çekme, underrated bir grup olur, internette 3-4 videosu olan bir grup olur onu çek, bir işe yarar.
Of çok doluyum lan. :(
Sevgili Güzide öncelikle bu konuyu açtığınız için teşekkür ediyorum. Büyük felsefeci Karl Marx’ın dediği gibi her sosyal konu kendi zaman diliminin şartları doğrultusunda tahlil edilmelidir. Bu nedenle ki neden Roma Cumhuriyeti devrinde kölelere kötü muamele varken Spartaküs hareketi başarıya ulaşmadı diye bir soru abes ile iştigaldir. Ancak gündeme getirdiğiniz konu 10 bin senedir süre gelen bir sorundur…. Değindiğiniz konu kayıt altında tutulabilir insanlık tarihi boyunca önemini korumuştur. (bu pragrafı sanırım Marx’a gönderme yapmadan hiç bir ciddi konuda yazamadığım için yazdım)
Bundan 7 bin küsur sene öncesine kadar Asurlu bir prensesin Dicle kenarında mehtaplı geceler isimli bir şarkının sözlerinin altına ismini atana kadar insanların kendilerine estetik gelen bir şeyi nesiller boyunca paylaşması olanağı yoktu. Düşünün tarihin bu karanlık çağlarından günümüze Gılgamış destanından başka ulaşasan ne var? o bile sistemli ve düzgün aktarılmadığı için Almanlara göre ölümsüzlüğü arayan Siegfred, Turkic kabilelere göre gök tengrinin indirdiği 9 kadın ile evlenip 9 ırkı kuran Oğuz Kağan, benim Asurlu kardeşim için Gılgamış olarak kalmış.
Unutmamak lazımki insanın ihtiyaçlar merdiveninde en önemli basamaklardan biride kendini devam ettirme sürdürme isteği… Benim naciz bedenim elbet bir gün toprak olacaktır ama ben kara toprağa dönerken arkamda beni nesiller boyunca unutturmayacak ne götürebilirim?
Bu nedenle ki ellerindeki dandik kayıt araçları ile Sn.Saraçoğlu’nun bahsettiği gibi saçma sapan ışık parlamaları ve Roarrrr larla dolu hiç izlenmeyecek kayıtları çekselerde, bu insanlar insanın en saf içgüdüsünü yerine getirmek istemektedir. Bu aşamada yahu bu konseri HD çeken kameraman abi var sen ne diye uğraşıyon bacım, keyif almaya baksana demenin bir anlamı yoktur. Bu mantıksızlığı yapan Selfie-ye bacım aslında ölümsüzlük yolunda basamakları üçer beşer çıktığını düşünüyor….
http://www.youtube.com/watch?v=dbE5BgEtOuU
Ulan ne güzelmiş ya. Hiç telefon, kamera yok. Herkes gruba konsantre olmuş, herkes coşuyor. Böyle bir ortamda konser yaşayamadığım için üzülüyorum. Artık imkansız bir şey.
Yanımda gacır gucur patlamış mısır yenmesine ses çıkaramamak zaten koyuyordu üniversite döneminde sinemaya giderken, iyi ki bu dönemde konsere gitmiyorum. Yani şiddet eğilimi olan biri olmadığımdan geçmişte böyle rahatsız edici durumlarda önce nazikçe uyarıp, iplenmeyince laf sokardım, ama karşılığında “Sinemada popcorn yemek kadar normal ne olabilir ki?” gibi beni anormal durumuna koyan cevapla karşılaştığımdan, ona tepki vermeyi de bırakmıştım. Yarın da patlamış mısır yemek anormal karşılanırsa, bunların “yetiştirdiği (?)” çocuklar da, patlamış mısır yiyenlere “Ne ucubesin, sinemada patlamış mısır mı yenir!?” derler muhtemelen. Ha rahatsız olduklarından demezler, sadece çağın anormal saymasına umutsuzca “conformity” sağladıklarından derler.
Akıllı telefon furyası döneminde konsere gitmediğim için bu bahsedilen durumla karşılaşmadım, ama mesela gitsem ve önümdekileri “sahneyi göremiyorum” diye uyarsam, yine klasik “bunun kadar doğal ve normal ne olabilir ki?” tepkisi alacağımdan, yerimi özenle seçip kendi sinirlerimi bozmamaya çalışırdım muhtemelen.
Bu olayın sosyal hesaplardan dolayı olduğunu düşünüyorum bokunu çıkartmadıkça zararı yoktur ama bir şeyleri benim nasıl hatırladığım önemlidir diye düşünürseniz video çekmenin gereksizliğini anlarsınız
Zamanında Behemoth Amon Amarth Rotting Christ geldiğinde çekmiştim de,he sorsan bi kere bile izledin mi sonra o videoları diye izlemedim valla…bizim milletimize has bişey heralde :)) hatıra diye saklıyoruz bişeyleride sonra yüzüne bakmıyoruz be
Bizdeki video çekme isteği hiçbir metal konserin prof video çekimi olmamasından kaynaklanıyor galiba. prof kayıt varsa da ben bilmiyorum. gittiğim konserlerde çıkan grubun en fazla bi şarkısını videoya almışımdır. o kayıtı izlemesem bile şöyle kenar köşede kalması nedendir bilmiyorum içimi rahatlatıyor.
Çektiğim fotoğraflara ise şöyle arada bir bakıyorum. ne güzel zaman geçirdik gibisinden.
Gel gelelim gittiğimiz konserlerde elinden makineyi hiç düşürmeyen tiplere; önüme öyle biri geçtiğinde hemen yerimi değiştiriyorum. olay tatlıya bağlanıyor. boş boş triplere girmeye gerek yok. en kötü uyarı da bulunurum. adamın elindeki telefon düşük model diye videoya çekmeye heves etmesin mi yani amk?
eve gitmekte mi yasak? yolda yürümek yasak amk ne lan bu ahaha
Foto/video çekmekten değil de konser süresince azami miktarda kafa sallamak yüzünden hafızamda yer etmeyen konserler oldu. Pişman mıyım, muallaktayım?..
Şu fotoğraf güzel anlatıyor.
http://ajournalofmusicalthings.com/wp-content/uploads/Rock-concert-audience-evolution.jpg
Ben bu konuda çok müzdaribim, konserde hiç fotoğraf video çekmem. Çekene de uyuz olurum çünkü görüş alanını kapatırlar. Bir konserde arkadalarda kısa boylu bir kız abartmıyorum tüm konseri ipad’inden izlemişti, boyu yetmiyor, sahneyi görmesine imkan yok. ipad’i iki eliyle kaldırdı, açılı bir şekilde tutup konseri oradan izledi, aynı zamanda da kayıt yaptı. Ben de bir şakıyı onun ipad’inden izlemiştim sağolsun, sonra arkasından kaçtım. Bir bunlara, bir kız arkadaşını omuzuna alanlara, bir deve gibi ve kıvırcık bonus saçlı kaya kafalara gıcık oluyorum.
Hadi her şeyi anlarım da konsere koca Ipad’i getirip foto/video çekmeye cesaret edenleri hiç anlamıyorum. Seyir zevkinin kısıtlanmasını geçtim, lan hiç mi korkmuyosun barzonun biri gelip yanlışlıkla yapıştırıcak da gidecek milyarlık alet diye?