CYNIC hepimizin bildiği gibi efsane ve kült gibi sıfatların yetersiz kaldığı, adeta anlamlarını yitirdiği bir oluşum. PA’da şu ana kadar çıkan yazılarda CYNIC’in metal ve progresif müziğe yaptığı katkılar olsun, ilk iki albümün müziksel ve konseptsel analizi olsun oldukça detaylı bir biçimde ele alındı. Bu yüzden bunların üzerinde fazla durmadan, geçtiğimiz ay internet üzerinden sunulan “Kindly Bent to Free Us”ın incelemesine geçiyorum.
Karşımızda müzik tarihi boyunca örneklerini bolca gördüğümüz, seneler içinde değişen/yumuşayan ve bunun sonucunda hayranlarını ikiye bölen bir grubun albümü var. Eski CYNIC’i death metal, uzay ambiyansı, doğu etkili caz-füzyon ve progresif rock’ın bir arada eritildiği bir müzik olarak kabul edersek, “Kindly Bent to Free Us”taki CYNIC’te ise ambiyans öğeleri azalmış, death metal tamamen yok olmuş, füzyon ve progresif rock etkileri ise tavan yapmış diyebilirim. Tabii bu tarz işler daha önce CYNIC elemanlarından duymadığımız şeyler değil, AEON SPOKE ve PORTAL da içinde death metal içermeyen ve füzyon öğelerinin daha bol olduğu müzikler yapıyordu. Hatta şöyle bir anekdot vereyim. Albümü Spotify’dan dinleyenler fark etmişlerdir, “Kindly Bent to Free Us” biter bitmez “Portal Tapes” albümü başlıyor. Gerek sound gerek tarz olarak bu iki albüm birbirine o kadar benzer yanları var ki, “Portal Tapes”in ilk şarkısı çalmaya başladığında ben hala “Kindly Bent to Free Us” dinliyorum sanmıştım, yaptığım aptallığı ancak bayan vokal girince fark edebildim.
Yine de bu sözlerim sizi çok yanıltmasın, bu albüm demin sözü geçen projelerin bir uzantısı değil, sapına kadar bir CYNIC albümü. Evet yaklaşım değişik, çok daha yumuşak, içinde death metal yok, ama gerek ritimsel olarak gerek melodik olarak “Focus” ve “Traced in Air”la derin bir bağ var aralarında. Mesela en basit örnek olarak eski gitarist Tymon’un (EXIVIOUS’un gitarist ve ana bestecisi) “klasik CYNIC numarası” adını verdiği “her notanın ikişer kez basıldığı rifler” bu albümde de bol bol mevcut. Diğer tanıdık CYNIC öğeleri olan bol chorus efekti verilmiş gitarda basılan caz akorları, dinamik bas kullanımı (zaten baslara birazdan detaylı değineceğim, kaçar mı benden!) sayesinde albümün her anında CYNIC dinlediğinizin farkına varıyorsunuz.
O yüzden ben albümü çok farklı bulan ya da CYNIC’in köklerinden tamamen koptuğunu iddia eden hayranlara pek katılmıyorum. Masvidal ve arkadaşları her ne kadar birçok elementi müziklerinden çıkarmış olsalar da, bir o kadarını da korumayı becermişler.
CYNIC’in, daha doğrusu Masvidal’ın spritüel bir tarafının olduğu hepinizin malumu. Şarkı sözlerine ve grubun müziğine “Traced In Air”dan beri sürekli etki eden bu durum “Kindly Bent to Free Us”ta artık tavan yapmış durumda. Masvidal’ın albümün çıkışıyla beraber yayınladığı, her şarkının ne hakkında olduğunu teker teker açıklayan yazıda da bunu rahatça görmek mümkün. Şarkılar Masvidal’ın uyuşturucu ve meditasyon deneyimlerinden, etkilendiği Budist yazarlara kadar uzanan ölçekte spritüel temalardan bahsediyorlar. Bu basın açıklamasını mutlaka okuyun derim, şarkılarda verilmek istenen duyguları ve düşünceleri çok daha iyi görebiliyorsunuz.
Peki sözleri bir kenara bırakırsak müziğin kendisi bu duyguları ne kadar verebiliyor? İşte bu noktada albümün en güçlü tarafı ortaya çıkıyor. Rifleri, melodileri ya da şarkı düzenlemelerini beğenmezsiniz ona bir şey diyemem, fakat müziğin bu albümde verilmek istenen temaları ne kadar iyi yansıttığı tartışılmaz bir durum bence. Albüme adını veren şarkının, tam orta yerindeki, sert kısımların bitip cazvari bir solo bölümünün girdiği, ardından her şeyin susup perdesiz basın tek başına çaldığı yere kulak verin. Şarkının ana teması olan, sıkıntılardan bizi kurtaracak ve özgürleştirecek şeyin zihnimiz olduğu temasıyla nasıl da güzel bütünleşiyor… Albümde benzer anlar o kadar çok ki. Mesela Infinite Shapes metal/rock müzikte duymaya hiç alışık olmadığımız, acayip gitar akorları ile dolu. Sonsuz çeşitlilikteki düşüncelerin ve mizahın birbiriyle kaynaşmasını ele alan bir şarkıya daha uygun nasıl gitar yazılırdı bilemiyorum.
Bu albümü kritik edip de Sean Malone’dan bahsetmemek imkânsız. Albümden yayınlanan ilk şarkıları dinleyen herkesin dile getirdiği gibi, Malone hem partisyon hem duyulabilirlik olarak “Focus”tan beri ilk kez bu kadar aktif. Aynen EXIVIOUS’ın son albümünde olduğu gibi feci dinamik bir bas kullanımı var “Kindly Bent to Free Us”ta. Hani bu basları alıp MIDI formatında tekrar yaratmaya kalkışsanız, ritim ve volümdeki dalgalanmaları ve nüansları programlamak aylarınızı alabilir öyle söyleyeyim. Genel sound’un daha yumuşak olmasını da fırsat bilip albümün her noktasında kulaklara ziyafet çeken, yeri gelince gitardaki melodileri tamamlayan, yeri gelince ölü nota kullanımının yarattığı perküsif etki ile davula kafa tutan, ve arada sırada müziği domine eden, şarkının gittiği yönünü değiştiren partisyonlara imza atmış Sean Malone.
Albümdeki basların bu kadar ön planda ve güzel olması aslında albüme alışmayı da kolaylaştırıyor, ki bas gitarın böyle bir rol üstlenmesi çok nadir görülen bir olaydır. Her CYNIC albümünde olduğu gibi şarkıların kafanızda oturması en az 5-6 kez albümü döndürmeyi gerektirdiğinden, basların bu kadar güze ve akılda kalıcı olması bu alışma süresinin daha az acıyla geçmesini sağlıyor. Zaten şarkılara gelen ilk yorumlarda hemen herkes “Şarkıyı pek sevmedim ama baslar güzel” tadında şeyler söyledi. Buna zıt olarak Sean Reinert’ın bu albümde biraz daha geri planda kaldığını söyleyebilirlim. Sanırım biraz da son zamanlarda yaşadığı sakatlıklardan dolayı kendini biraz frenlemiş. Müziğin eskisine oranla daha sakin olmasının da payı var tabii. Yine de özellikle gitar sololarının arkasında insanın suratına aptal sırıtmalar yerleştiren davullar döşemeyi bilmiş, hakkını yemeyelim.
Sona doğru yaklaşırken albümün prodüksiyonundan duyduğum mutluktan bahsetmek istiyorum. Prodüksiyon o kadar yalın ve doğal ki, albümü dinlerken kendiniz stüdyoda bir sandalyede oturup grubu prova ederken izlediğinizi sanmanıza yol açabilir. Günümüzde her taraftan fışkıran, 20 tane gitar kanalının olduğu, dibine kadar kompresli prodüksiyonlardan sonra bu albümdeki sesler bana nasıl ilaç gibi geldi anlatamam. Özlemişim böyle müzisyenlerin her çaldığı şeyin net hissedildiği prodüksiyonları.
Bu kadar övdük ama şöyle de bir gerçek var, “Kindly Bent to Free Us” asla “Focus” ya da “Traved in Air” gibi efsane bir albüm olamayacak. Hem içinde bu albümlerdeki kadar hit parça barındırmıyor (bunu kötü manada söylemiyorum), hem de sakin yapısı buna müsait değil. “Focus” ve “Traced in Air” insanı daha sert şekilde yakalayan ve silken albümler, “Kindly Bent to Free Us” ise bu ölçekte bir his bombardımanı yaratmayan fakat dinlenilmesi ve tecrübe edilmesi feci keyifli bir çalışma. Vermek istediği temaları ve duyguları müziğin içine bu kadar güzel yediren Masvidal’ın dehası karşısında diz çöküyorum.
Abi dediğin her şeye kelimesi kelimesine katılıyorum. Çok güzel bir kritik olmuş elceğizlerine sağlık. Ama bence bu albümde klasikler arasında yerini bulur ne de olsa bir cynic albümü ve beni gerçekten doyurduğunu söyleyebilirim. Özellikle Sean Malone’nun bas partisyonları
Abi eline sağlık çok iyi yazı olmuş. Protest the Hero’dan sonra açıkcası Cynic’i senin yazman da ayrı bir hoş olmuş. Her şeyi çok güzel açıklamışsın hatta sadece not kısmına katılmadım. Bunun sebebi de not konusundaki cimri tavırlarım :)) 7.5/10
Cynic’in albüm skalasındaki çeşitliliğe bayılıyorum, bu kadar eklektik bir müziği icra etmelerine rağmen bilakis müzikal açıdan çorba gibi bir şey çıkması gerekirken Cynic bunları sound’una hem sırıtmadan yedirebiliyor hem de normalde Death Metal (Gerçi yazıda da değinildiği gibi bu albümün Death Metal ile alakası yok ama) ile yan yana bile düşünülemeyecek bir takım unsurları kullanarak kendi karakterini yaratıyor. İçinde belkide onlarca grubu barındıran bir grup belkide Cynic, bu çok yönlülüklerinden dolayı da ayrı bir takdiri hak ediyorlar.
Son olarak, Cynic Death Metal’in Pink Floyd’udur.
Güzel yazı olmuş Nazım, eline sağlık. Şu son paragraftaki “…sert şekilde yakalayan ve silken albümler.” kısmındaki kelimelerden birini “s*ken” diye okudum bi an ahah, noluyor lan dedim. Neyse.
Daha önce twitter’da da yazmştım ısınamadığım şarkıları, ama artık tek şarkıya düştü. O da Endlessly Bountiful. Gerçi hala böyle özellikle açıp dinlemiyorum Holy Fallout’u falan.
Cynic’in böyle farklı şeyler yapmasını seviyorum ben de. Ama dediğin gibi asla bir Focus veya Traced in Air olamayacak bu albüm.
Bir de prodüksiyon hakkında söylediklerine katılıyorum. Albümü dinlerken, baslardan sonra ilk dikkatimi çeken şey o oldu. Bu tarz müziklerde inanılmaz güzel oluyor böyle prodüksiyonlar.
09.03.2014
@Onur Altınay, Saol abi :) Haha isin komik tarafi, yazinin sitedeki haline goz gezdirirken orayi ben de oyle okudum. Icimden “Ahmet yaktin beni :(” filan diye gecirdim :D Megerse goz yanilsamasiymis
Albüm çıkmadan önce çıkan şarkıları pek beğenmemiştim ama tamamını dinleyince gayet hoşuma gitti 9 verdim
Güzelce albüm. Keyif veriyor, prodüksiyon çok tatlı. Etkilenmeyi bekliyordum, o olmadı pek. E canları sağolsun.
Albüm bu kadar iyi anlatılabilirdi. Eline sağlık. Sanırım bu albüme death metalcilik yapmadan ve Focus ile Traced in Air ile karşılaştırılmadan yaklaşırsak gayet oturaklı, müzikal açıdan ise enfes bir doyuruculuk sağlayan bir müzik albümü tanımını yapabiliriz. Şahsen ben dinlerken olaya rock albümü olarak bile bakmadım. Paul Masvidal ve saz arkadaşlarına nice güzide albümler yapmalarını diliyor ve albüme 9 veriyorum.
iyi besteler var ancak pek parlak albüm olmadığı kesin. alternatif/modern tarzdaki melodileri çok daha yoğun buldum bunun aksine caz ve füzyon öğelerini ise yeterli derecede yoğun bulmadım. füzyon olan yerler ise çok standart bir şekilde geçiştirilmiş. bunun sebebi de alternatif öğelerin arasına sıkıştırılmış olması. ki eğer bu melodiler çok modern bir sound üzerine yerleştirilmeyip daha geleneksel bir sounda yedirilseydi caz öğeleri daha etkili olurdu ancak caz melodileri de çok kaliteli değil. o yüzden ne yapılsa boş. vokal efektleri çok kötü durmuş şarkılarda, duygusal ve insanı alıp götüren pasajlar maalesef yok. kesinlikle önceki albümlerine bakarak yorum yapmıyorum ancak geçen senenin canavar kayıtlarından haken’ın the mountain albümü kadar iyi olabilseydi keşke. masdival ve reinert’den insan çok daha iyi şeyler bekliyor. çok sönük. ilk başta çok iyi gelen melodiler sonraki dinleyişlerde pek etki yaratmıyor, titretmiyor insanı. işte bu! diyemiyorsun maalesef ancak yazı için aynı şeyi söyleyemem.
09.03.2014
@baha, Cynic hiçbir zaman duygusal ve insanı alıp götüren bir grup olmadı zaten.
09.03.2014
@saw you drown, onu senden iyi bilirim. sana duygusal gelmeyen bana gelebilir.
10.03.2014
@baha, Gelebilir pek tabi. Ama genel görecelik denen bir şey var. Her şeye zevkler renkler olarak bakamıyorum senin gibi maalesef.
albümü daha dinlemedim ama dikkatimi çekti internette “cynic değil bu, eğer başka birileri yapsa bu albümü direkt indie rock olarak sınıflandırılır” tarzı yorumlar çok dolanıyor altta “progresif metal” etiketini görünce aklıma geldi
10.03.2014
@sefagn, sıçmışlar, biliyorsun bu aralar “modern olmayan” herşey “indie”. Vintage hipster işidir hesabı.
10.03.2014
@sefagn, Bu albüm indie ise Iron Maiden Black metaldir.
Truuu halusaaaaaneyşınnnn spiiiiiiik auuuuuu yu betageta frendçu help yeee uuuuu
Kritiğin üzerine diyebileceğim tek şey bu. Benim puanım 7.75 olacak.
Bugün iki, toplamda da 4-5 defa dinlemiş biri olarak albümle aynı adlı şarkı dışında çok ısınamadım. Ancak pes etmek yok bir şekilde seveceğim bu albümü.
Bakıyorumda sağda solda albüm için; ipsiz sapsız argümanlarla basit olmuş gibi söylemler var. Yahu albümün neresi basit olmuş. Biri bana anlatabilir mi? Dinlenebilirlik açısından Traced in Air’den daha zor bir albüm bence. İnsanlar alışmış tabi söz konusu Cynic olunca teknik mastürbasyon duymaya.
Bir de şu karşılaştırma meselesine kıl oluyorum. Taa 20 sene önceki Focus albümüyle gidip bu albümü karşılaştıranlar var. Cynic istese bile artık Focus gibi bir albüm yapamaz daha doğrusu yapmaz. 20 sene önceki sound’u niye yakalamaya çalışsın ki? Karşılaştıracaksan Traced in Air ile karşılaştır. Hiç olmazsa o albüm 2008 de çıktı. Bana göre Trace in air’de ki şarkılar daha vurucu. İlk dinlendiğinde direk etkili hit şarkılar barındırıyordu. Bu albümün değeri epey sonra anlaşılacak diye düşünüyorum.
@saw you drown, Cynic’ten neden teknik mastürbasyon bekleyelim ki, Cynic hangi döneminde öyle bir albüm/şarkı yapmış? Kimsenin Cynic’e olmadığı bir anlamı yüklediği falan yok, burada benim açımdan görülen tek manzara Masvidal’in Cynic müziğini “IMMH DAHA KIRILGAN DAHA DERİN” diye garip bir algıda götürmesi. Zaten bu tip yorum yapan insanlara anlatamadığım da bu, Cynic’ten asla bir Focus veya Traced in Air beklemedim zaten. Kimsenin de öyle bir algı içinde olduğunu sanmıyorum, herkesin “Acaba bu sefer ne yapacaklar?” şeklinde beklediği bir süreçti. O yüzden şu “karşılaştırma” argümanı ile albüm aklamayı bir kenara bırakarak gerçekten müzik hakkında tartışabilirsek çok müthiş olur. Ortada 46 dakikalık bir eser var, bunun kendisinden çok diskografide durduğu yer üzerinden yorum yapanları eleştirerek albümü aklamak tamamen saçmalık. Hatta bir sanatçıyı, sanat eserini “genel görecelik” adı altında eleştirmek çok büyük saçmalık.
Albümü beğenmedim, bunun nedeni de dediğim gibi Masvidal’ın çok garip müzikal anlayış tutumu. Cynic’in en sevdiğim özelliği her albümde ve her şarkıda farklı bir bakış açısı yakalamaları, fakat Masvidal bunu biraz suistimal etmeye başladı bence. Traced in Air’den 5.5-6 yıl sonra çıkmış bir albümün çok daha orijinal bir havası olmasını beklerdim, bunun yerine sanki her yıl düzenli olarak albüm çıkaran bir grubun albümünü dinledim. Tabii ki olumlu yanları var (baslar, prodüksiyon gibi), fakat Cynic kadar çok sevdiğim bir grup en ufak hatasında gözüme batacağı için bu çabalar da albümü kurtarmaya yetmiyor. Sean Malone’un sahalara geri döndüğünü görmenin mutluluğuyla yeni albüm bekleyerek yoluma devam ediyor, gelenektendir albüme de 7 notunu veriyorum. Bunun dışında farklı bir görüş olarak kritik okumak güzeldi, Kemal’in de eline sağlık albümü güzel açıklamış.
@Jester, Eski bir teknik death metal grubundan bahsederken Cynic hangi döneminde öyle bir şarkı yapmış demekte iyiymiş.
11.03.2014
@saw you drown, Focus’u pek sevmem ama teknik mastürbasyon falan biraz ağır kaçmış. Ki o zamanlarda yapılan teknik death ve şimdilerde yapılan teknik death arasında bariz bir müzikal anlayış farkı var.
12.03.2014
@Osman, Teknik mastürbasyon derken, ”teknik mastürbasyonu” kastetmiştim. Söz gelişi.
Öncelikle kritik çok güzel. Ben bu albümü çok sevemedim açıkçası. Prodüksion ve bas gitar açısından dört dörtlük bir albüm evet, Cynic de yine adının hakkını veriyor albümün büyük bir kısmında. Ancak the lion’s roar, holy fallout ve gitanjali şarkıları cynic’in seviyesinin biraz, hatta baya altında kalmış bence. Bunun dışında True Hallucination Speak ve Moon Heart Sun Head şarkılarını baya beğendim. Dinledikçe albümün tamamını sevebilirim diye umuyorum, yine de daha iyisini beklerdim Cynic’ten. Puanım 7.5
Bu albümden sonra bir kez daha anladım ki, Cynic, beni hiçbir zaman hayal kırıklığına uğratmayacak. (büyük laf ama şu ana kadar böyle oldu)
Albüm hala güzel :D
Güzel albüm
Bence cynic focus’tan sonra elemanlarının cinsiyet farkındalığına varması sonucu o albümdeki cosmic yaklaşımı efeminevari vokal tekniği olarak kullanmaya başlayarak böyle bir yola girmiş. Focus ve şu lbümü ve diğer çıkan şeyleriaynı potada değerlendirmek imkansız sanki..
Cynic’i çok fazla severim. Hatta çok sevdiğim özel grupların arasında yer alır. Bu albüm de güzel gerçekten. Ama benim hiç hoşuma gitmeyen bir durum söz konusu. Gruplar bu şekilde tarzlarında çok fazla değişiklik yapıp diskografilerinde tarz konusunda dalgalı bir çizelge oluşturduklarında benim hiç hoşuma gitmiyor. Bu şekildeki değişiklikleri keşke başka bir grup ismi altında yayınlasalar. Asıl grup da yeni albüm çıkarmasa bile hep o en beğendiğimiz haliyle kalsa. Bunun aksinin olduğu bir çok grubu dinleyemiyorum. Mesela Metallica. Çoğu kişinin aksine St Anger albümünü bile severim. Ama diskografisindeki fazlaca tarz değişiklikleri, açıp dinlememi engelliyor. Öncelik veremiyorum yani. Aynı şekilde Carcass’ı da çok dinleyemiyorum. Hep geri planda kalıyor. Cynic’te bu derece olmuyor, açıp dinliyorum ama hep zihnimin içinde “keşke olmasaydı” düşüncesi oluyor.
Benim diskografi takıntım var evet. Ve bunu aşamıyorum. Ben de Dying Fetus, Ulcerate, Nile, Cattle Decapitation, Misery İndex, Heathen, Pantera(kendileri de Cowboys From Hell albümü sonrasını kabul ettikleri için), Demilich, Mithras, Pig Destroyer, Wormrot gibi gruplara devam ediyorum. Bunlar bana yetiyor zaten.
Altı buçuk yıldır merak ettiğim bir şeyi buradan sorayım, belki bir bilen çıkar: Albümün ismi ne anlama geliyor acaba? Teşekkürler.
16.11.2020
@koca, Budizm’le ilgili “Kindly Bent To Ease Us” adlı kitaptan iham almışlar albüm adında. Bu isim de İngiliz hicivci Jonathan Swift’in şu dizelerinden alınarak konmuş:
In all distresses of our friends
We first consult our private ends
While Nature, kindly bent to ease us
Points out some circumstance to please us.
Albümün adı bizi özgürleştiren şeyin zihnimiz olduğunu ifade ediyormuş. “Bizi rahatlatmak için nazikçe eğilen doğa” ifadesi yerine “Bizi özgürleştirmek için nazikçe eğilen” ifadesini kullanmışlar.
16.11.2020
@Ahmet Saraçoğlu, çok teşekkürler Ahmet Hocam. Bu bilginin Pasifagresif’te yer almasına da ayrıca sevindim.