Nedense okuduğum pek çok kritikte “Almanya’nın 1 numaralı grubu” ifadesini gördüm Edguy için. Satışları ve popülariteyi bilemem ama müzik konusunda “Blind Guardian” varken Edguy’ın birinci olmasını düşünmek bile mantıksız bence. Ama şunu da kabul etmek lazım ki, “mutlu” bir grup olan ve “mutlu” müzikler yapan bu “nakarat” grubunun, eğlenceli olduğu da açık. Çığır açıcı besteler, yapılmamış denemeler bekliyorsanız Edguy’da bu yok. Ama çok sağlam bir sound, güzel bir heavy metal-power metal sentezi ve müziklerinde de enerjik bir hava var.
Tobias Sammet’in vokali belki de yirmi yıldır duyduğumuz türden ancak o söylerken eğlendiğini ve zevk aldığını açıkça belli ediyor. Grup (bence) biraz kısıtlı bir yaratıcılığı olmasına rağmen, çok çok kolay dinlenen ama insanı hareketlendirebilen, zevk almayı bilenin kesinlikle zevk alabileceği ve eşlik edebileceği bir müzik yapıyor.
Çok gazlanan bir tür yapan ve şirket promosyonu ile adını daha da duyuran bu tür grupları düşündüğümde, örneğin bir “Sonata Arctica” ve “Hammerfall” dan çok daha başarılı bir grup bence Edguy.
“Hellfire Club”da ortalamanın üstünde pek çok parça var ve hareketli, eğlenceli bir albüm dinlemek isteyen tüm heavy metal ve power metal sevenlere bu albümü önerebilirim. Çok büyük bir şey beklemeden dinlendiğinde, pişman olacağınızı sanmam. Böyle akılda kalıcı nakaratlar ve ilk dinleyişte anlaşılan basit parçalar yazdıkları sürece, daha bir süre buralarda olacakları kesin.
Sonuçta insan her zaman kafa yoran, karmaşık filmler izlemek istemeyebilir. Bazen basit ve ne olacağı çoktan belli olan bir komedi filmi de çok eğlenceli olabilir.
Dünyanın en gizemli sorusu: Edguy ne demek? (Biyografi ikinci cümle)
Ahmet Saraçoğlunun yazdığı, konsept olmayan en kısa albüm kritiğini bulmuş olabilirim