Uluslararası Metal Müzik Dinleme ve Üretme İstatistikleri’ni kim incelerse incelesin, Hollanda’nın son yıllardaki çıkışını fark edecektir (kaynak: götüm). Her türden iyi grup çıkaran bu ülkenin altın gruplarından biri de senfonik metal grubu Epica.
Epica’yı bir şeylere benzeteceksem, Nightwish’in eski dönemlerine, Therion’un daha çok heavy metal’le çiftleştiği yerlere benzetirim. Ama Epica’nın ikisinden de ayrıldığı, kendine özel bir müziği var elbette. Şöyle düşünün: Nightwish’in eski dönemlerine biraz daha güç, daha sert rifler ve brutal vokal, isminin hakkını veren, daha epik bir müzik, sonra da Simone Simons faktörünü ekleyin, yaklaşık olarak Epica’nın nasıl bir şey olduğu kafanızda oluşur.
Grubun ardı ardına çıkardığı single’larla “piyasa olma” konusunda bir çabası olduğu ortada. Tabii ki her grup piyasa olmak ister ama kurulduğundan (2002) bu yana (2009) her sene, hatta bir senede iki üç defa single çıkarmış olmaları bu konuyu belirtme ihtiyacını doğuruyor. Bunu öyle “bak hele bak ne pis insanlar” tarzında bir eleştiri gibi değerlendirmeyin.
Şu sıralar çeşit çeşit olanak var, seçim onlara aittir. Zaten “Hafif, daha dinlenebilir bir müzikle piyasayı dağıtalım” demediklerini de zaman zaman lanetli bir forma bürünen müziğin akışından ve Mark Jensen’in kalın brutalleri, sert riflerinden kolayca çıkarabilirsiniz. Öyle hafif bir şeyler yapsalar bile buna dil uzatmak çok gerekli bir hareket olmaz bence.
Rifler thrash/heavy/power, hatta progresif metal ekseninde dönüyor ve riflerin kendi başlarına bir baş döndürücülüğü (genellikle) yok ama konseptimiz ‘senfonik metal’ olduğu için bu durum dikkat çekmiyor. Senfonik metalde insanı kendinden geçirecek rif yazmak yerine gitarlarla senfoninin, senfonik vokallerin uyumuna adapte olunması gerekir.
Önemli olan bütünlük. Ve albümün bütünlüğü değerlendirirken “baş döndürücü” olarak özetlemekte hiçbir sakınca yok. Az sayıda olmalarına karşın oldukça kaliteli sololar barınıyor albümde. Soloları ve kimi dikkat çekici partisyonları grubun müziğine belki de en çok katkısı olan, grubun kurucusu Mark Jensen mi yazıyor yoksa bu albümle gruba kattığı yeni gitarist mi yazıyor bilmiyorum, ama eğer bu yeni gitaristin işiyse, çok kalite bir eleman bulmuş.
Tema yaratma konusunda günümüzün en iyilerinden biri olduğunu bu albümle de kanıtlıyor grup. Albüm bir şölen adeta. Devamlı bir “Güzel Avrupam’ın Asalet Dolu Müziği” havası yok. Yeri geliyor doğu müziğine de yer veriliyor. Onun dışında şarkılardaki düzenlemeler, nerede coşulacağı, nerede yeni bir varyasyona geçileceği mükemmel bir biçimde ayarlanmış. Belki de albümün her anını zevkli kılan en büyük etken budur. Bu albümün, hatta Epica parçalarının tekdüze olduğunu savunanı çıkışta karşılamaya hazırım.
Bu kadar ihtişamlı bir müzik olmasına rağmen dinlerken her an içinde kaybolmanıza gerek yok; “dinlerken kendini bambaşka alemlerde bulma” faktörü dışında günlük yaşantıda bir işle uğraşırken fonda çaldığında yaptığınız iş her neyse işlevselliği tetikliyor ve enerji veriyor. Dinlemesi ve sindirmesi zor bir albüm değil kesinlikle; taşmaya meyilli bir nehir gibi akıp gidiyor. Size sadece bunun keyfini çıkarmak kalıyor.
Albüm aynı zamanda Epica’nın kendi stilinde tam gaz ilerlediğinin göstergesi. Ancak değişiklikler tabii ki de var. Kimi bölümlerde müthiş bir progresiflik yakalamışlar örneğin, bu işin içine daha çok girseler, bunu bokunu çıkarmadan yapsalar – ki hiç sanmıyorum bokunu çıkaracaklarını- her şey bambaşka olur gerçekten. “Körüklemelisin, körükle beni” diye bağırıyor adeta. Yukarılarda bir yerlerde Nightwish’ten bahsetmiştim, oraya ufak bir geri dönüş yaparak Epica’nın şu anda Nightwish’in son dönemki halinden ve dahası Haggard’ın son albümünden kat kat daha iyi olduğunu belirtmek isterim.
Epica’nın diğer çalışmalarını beğeniyorsanız bu albümü kesinlikle kaçırmayın. Hatta diğer çalışmalarını beğenmiyorsanız da bir şans verebilirsiniz. Çünkü bu albüm, Epica’nın zirve noktasıdır. Zaman benim ve birçok kişinin Epica’yı Therion’la, Haggard’la kıyasladığı zamandır.
Senfonik metali senfonik metal yapan en önemli etmenlerden birisi korodur. Ama Epica’yı Epica yapan şey korodan çok, iç kavurucu Simone Simons’tur. “Epica korosuz olsa da olur” demiyorum. Ama Simone’suz Epica.. bilemeyeceğim. Duruşu, görüntüsünün er kişide yarattığı hasarın yanı sıra dinleyenin somutluğu terk etmesini sağlayan sesi ile benim ve birçok kişinin ona karşı besleyeceği duygu saf bir hayranlıktan başka ne olabilir ki?
Kendisine biraz fazla hayranlık beslediğim için, kritiği sevgili Simone Simons’a yazdığım şu sözlerle bitirmek istiyorum:
“Sevgili Simone; Tanrı’nın kendisi için yaratıp yanlışlıkla dünyaya gönderdiği bir varlıksın. Sen insansan ben hayvanım. Sevgiler.”
Kadro Simone Simons: Mezzo-soprano vokaller
Mark Jansen: Ritim gitar, brutal vokal
Isaac Delahaye: Solo gitar
Yves Huts: Bas
Coen Janssen: Efektler, Piyano
Ariën Van Weesenbeek: Davul
Şarkılar 1. Samadhi (Prelude)
2. Resign to Surrender (A New Age Dawns, Part IV)
3. Unleashed
4. Martyr of the Free Word
5. Our Destiny
6. Kingdom of Heaven (A New Age Dawns, Part V)
7. The Price of Freedom (Interlude)
8. Burn to a Cinder
9. Tides of Time
10. Deconstruct
11. Semblance of Liberty
12. White Waters" (feat. Tony Kakko of Sonata Arctica)
13.Design Your Universe (A New Age Dawns, Part VI)
14. Incentive
15. Unleashed (Düet versiyonu)
çok şaşırdığım bir kayıt oldu bu. grup kendisini çok geliştirmiş ve progresif etkilerle birlikte iyi ve farklı bir albüm yaratmayı başarmışlar. kritik güzel olmuş. notum 9′dur.:)
albümle (ve grupla genel olarak ehah) alakam hala “Kingdom of Heaven”dan ibaret, diğer şarkıları dinlemedim zira bu şarkı tek başına albüm gibi zaten. bildiğin epik-progresif-cartcurt dolu dolu metal eseri, herkeşe tavsiye edilir.
şarkıyla alakalı mark jansen’in “nasıl yaptık ettik” temalı videosu da tavsiye edilir.
Bu arada, hiçbirimiz metal kliplerinden bir şey beklemiyoruz ama, bu kadar da olmasın yahu. Şu Unleashed klibinde gülesim geldi cidden. Bir kere adamın, tamam anladık deliriyo birilerini görüyo, halüsinasyon falan da, bütün bi grubu görmesi çok salakça değil mi? :) Senfonik metal grubu halüsinasyonu görmek nedir.
Bi de görülen kişilerin arka koltukta oturan yolcu, aynada duran kişi gibisinden yüz yıl öncesinin klişeleri olması var ki, ona hiç girmeyelim.
Tek beklentim, olacağı çok önceden belli olan hemşire Simone’nin biraz daha… hmmm iddialı giyinmesiydi, o da olmadı. Bu beni üzdü.
Epica’nın kliplerinin kıçımdan klozete düşen pohla aynı düzeyde seyrettiği zaten bilinen bi şey. Ama Simone’a ve Epica’ya vurgunuz, seviyoruz, dinliyoruz. Favori albümlerim The Divine Conspiracy ve The Phantom Agony. Bu albümü bi türlü çok sevemedim. Ama Incentive, Semblance Of Liberty falan deli.
çok şaşırdığım bir kayıt oldu bu. grup kendisini çok geliştirmiş ve progresif etkilerle birlikte iyi ve farklı bir albüm yaratmayı başarmışlar. kritik güzel olmuş. notum 9′dur.:)
Peki ya şuna ne diyorsunuz?
“Ay canım yaaa…” diyenlerin sevgi pıtırcığı olduğu açık. Kendinize gelin lütfen.
16.01.2011
@Ahmet Saraçoğlu, 0:45te giren fotoda burnunda sümük var sanki.
albümle (ve grupla genel olarak ehah) alakam hala “Kingdom of Heaven”dan ibaret, diğer şarkıları dinlemedim zira bu şarkı tek başına albüm gibi zaten. bildiğin epik-progresif-cartcurt dolu dolu metal eseri, herkeşe tavsiye edilir.
şarkıyla alakalı mark jansen’in “nasıl yaptık ettik” temalı videosu da tavsiye edilir.
Bu arada, hiçbirimiz metal kliplerinden bir şey beklemiyoruz ama, bu kadar da olmasın yahu. Şu Unleashed klibinde gülesim geldi cidden. Bir kere adamın, tamam anladık deliriyo birilerini görüyo, halüsinasyon falan da, bütün bi grubu görmesi çok salakça değil mi? :) Senfonik metal grubu halüsinasyonu görmek nedir.
Bi de görülen kişilerin arka koltukta oturan yolcu, aynada duran kişi gibisinden yüz yıl öncesinin klişeleri olması var ki, ona hiç girmeyelim.
Tek beklentim, olacağı çok önceden belli olan hemşire Simone’nin biraz daha… hmmm iddialı giyinmesiydi, o da olmadı. Bu beni üzdü.
05.01.2013
@Ahmet Saraçoğlu, harbiden klp çok yapmacık ve kolpa olmuş,herşeyi geçtim,adamın banyosunda simone beliriyor,adam aynada simone görüyor,ağlıyor,ulan benim banyomda simon belirecek halaylar çeker,kurabanlar keserim yani
hahah klip gerçekten berbat. ona sözüm yok.
Epica’nın kliplerinin kıçımdan klozete düşen pohla aynı düzeyde seyrettiği zaten bilinen bi şey. Ama Simone’a ve Epica’ya vurgunuz, seviyoruz, dinliyoruz. Favori albümlerim The Divine Conspiracy ve The Phantom Agony. Bu albümü bi türlü çok sevemedim. Ama Incentive, Semblance Of Liberty falan deli.
klip cidden çok fenaymış. flash tvde gerçek kesit diye bi program vardı ordaki canlandırmalara benziyor.