Crowkiller
Günümüz metal sahnesinde grupların dinleyiciyi şaşırtmak için yapacakları şeyler artık çok sınırlı. Zira dinleyicinin bir eserle uyarılma olasılığı, müziğe ulaşma olanağının artmasıyla birlikte azalmakta. 30-40 sene önce insanların sadece aşk şarkıları dinlediği çağda sahnede kendi kafasını kesen, seyircilerin üstüne tavuk fırlatan Alice Cooper’ın şovu o dönemde sansasyonel bir olay olsa da 3-5 yıl sonra dalga geçilen bir hadise olarak hafızlara kazınmıştır. Yine 80′lerde SLAYER’ın müziğini aşırı satanik bulunup lanetleyen dindar kesim, medya ve devlet, grubun daha çok merak uyandırmasını sağladıysa da daha sonra SLAYER’ın işlediği konular dinleyici tarafından sadece fantezi ürünü olarak nitelendirilmiştir. Bu yüzdendir ki daha ilgi uyandıracak eserler vermek isteyen gruplar dinleyiciyi şaşırtmak tekdüze müzik çerçevesinden çıkmak için daha aşırı şeyler yapmaya başlamışlar, bir çok ana ve alt dallara ayrılan müzik türleri oluşturmuşlar, ürettikleri işleri gün geçtikçe daha uç noktalara çıkan “cesur” yapıtlara dönüştürmüşlerdir. Bu tür uç türler de sıradanlaşıp yeni nesillere göre yine uyarıcı etkisini kaybettikçe daha uç bir türe yerini kaptırmaya başlamıştır. Sonuç olarak da bu zincirleme reaksiyon, günümüzde seveninin çok sevdiği, sevmeyenin ise koşarak uzaklaştığı yeni “ekstrem” türlerin doğuşuna önayak olmuştur. Yukarıdaki yazdıklarımdan yola çıkarak aklınıza kritiğini yazdığım SUNN O)))’nun sadece farklı olmak gibi bir kaygıyla aşağıda anlatacağım gibi alışılmışın dışında bir müzik yaptığı aklınıza gelmesin. Demek istediğim şey şu ki, metal müziğin zaman içindeki evrimi grupları daha farklı şeyleri denemeleri konusunda cesaretlendirmiştir.
Giriş paragrafından anladığınız üzere bu yazıda, hakkında kritik yazacağım grup birçok kişinin metal türü olarak tanımlamadığı, dahası bir çok insanın müzik olarak da tanımlamaktan kaçındığı hatta ve hatta müziklerinin sadece birkaç dakikasını dinlemeye tahammül edebilen büyük bir kesimin de sadece gürültüden ibaret olduğunu düşündüğü bir oluşum. Grubu daha önce hiç duymayanları bilgilendirmeye başlamadan önce grubun mensup olduğu drone türünü biraz açmak gerek diye düşünüyorum.
Drone, dark ambient türüne benzer şekilde atmosfere herşeyden çok önem veren, dinleyiciyi transa sokma özelliği taşıyan uzun ve sabır isteyen parçalara sahip bir müzik türü. İlk yaratıcılarından biri EARTH isimli grup olan bu tür BLACK SABBATH’ın doom kasvetini ve ağır tempolu gitar rifflerini, “noise” türünün kaosunu ödünç almıştır (EARTH, BLACK SABBATH’ın isimlerini değiştirmeden önce ilk kullandığı adıdır bu arada). Parçaların büyük bir bölümünde distortion’ı sonuna kadar açık bir elektro gitarın dip sesini dinlediğimiz, bazen aşırı ağır ritimli rifflere sahip bazen uzun sessizliklerin ardından yine sürekli kendini tekrar eden karanlık rifflere dönen, bolca sample’ın, klavyenin, borazanın, efektin kullanıldığı; gitar, bas, davul kombinasyonu haricinde birçok değişik enstrümanın da büyük yer kapladığı bir müzikal yapıya sahip bir tür drone. SUNN O)))’nun da bolca kullandığı bu enstrümanların yanında en baskın enstrümanının bas gitar ve bas tonundaki diğer enstrümanlar olduğunu söylemeliyim.
Konserden bahsetmişken şunu da ekleyeyim , SUNN O))) konserlerinin tamamı ayin şeklinde düzenleniyor ve ambiansın kusursuz olması için büyük emek sarfediliyor. Grup sahneye, suratlarını gizleyen siyah cübberlerle çıkıyor ki bu grubun müzikleriyle yarattığı mistik ve bilinmemezlik havasını daha da güçlendiriyor. Grup üyelerinin kendilerini göstermekten kaçınması sizi yanıltmasın, PORTAL ya da GHOST gibi kimliklerini saklayan şahsiyetler değiller, ki zaten grubu biraz araştırırsanız yüzleri açık bir çok fotoğrafları var. Grubun konserlerine gidenler deneyimlerini 3 maddeyle tanımlıyorlar. Duman makinası, yoğun bas, korku. Grubun yarattığı hissayata daha sonra geleceğim. Grubun konserlerini çekici kılan bir diğer özelliği ise albüm kayıtlarında kendileriyle çalışan bir çok efsaneyle konserlerde de aynı sahneyi paylaşmaları. MAYHEM vokalisti Attila Csihar bu isimlerden bir tanesi. LEVIATHAN’ın tek adamı Wrest, XASTHUR’un yine tek adamı Malefic gruba bazı konserlerde eşlik eden isimlerden.
Albümde şarkıların süresi 16 dakka ile 3 dakika arasında değişmekte ve 3 tane şarkı enstrümantal. En sevdiğim şarkı “It Took the Night to Believe” oldu. Wrest’i LEVIATHAN’daki işlerinden dolayı zaten çok seviyorum. Bu parçada da ciğer parçalayan vokali ile beni benden aldı. Malefic’in vokalini üstlendiği üçüncü şarkı “Cursed Realms” aslen bir IMMORTAL şarkısı. Grup şarkıyı kendine göre yorumlamış. Bu parçada vokalin parçaya ilk girişindeki çığlıkları inanılmaz ürpertici, 01:24′ten sonra giren sirenimsi/borazanımsı ses ise dinleyene “karşısında duramayacağınız güçlü ve karanlık bir şeyin derinlerden gelişini haber veren bir işaret borusu” gibi… Bir diğer gece karanlıkta dinlerken “Hıh! Kim var orda!” diye arkanıza aniden dönmenizi sağlayacak şarkı ise ilk şarkı “Sin Nanna” (bu parça “Until The Light Takes Us” isimli black metal belgeselinde SATYRICON davulcusu Frost kendini keserken çalıyordu). “Candlegoat” isimli parçanın vokalleri MAYHEM’in “Freezing Moon” şarkısına ait ve grubun merhum üyesi Dead tarafından yazılmış. Son şarkı “Báthory Erzsébet”in vokal kaydını, kapalı yer korkusu olan Malefic’i tabuta sokarak almışlar. “Domkirke” isimli canlı albümü de Attila ile Norveç’te bir katedralde kaydetmişlerdi.
“Black One”ın “mağarada kaydedilmiş” hissiyatı veren sound’u, günümüz teknolojisi ile yaratılmış bir eserden çok antik çağın karanlık bir döneminde yapılan uğursuz bir ayinin kayda alınmış hali gibi insanı ürkütüyor ve bilinmeyene olan merakı uyandıran atmosferiyle dinleyiciyi inanılmaz bir şekilde içine çekiyor. Albüm bittikten sonra bunun bizim gibi nefes alan, yemek yiyen, arabaya binen, internette dolaşan insanlar tarafından kaydedilmiş bir yapıt olduğu fikri bile size garip geliyor. Bu dünyadan olmayan bir müzik yapıyor grup. Özellikle yapılan vokal performansının insandan çıkan bir şey olduğuna inanmak güç (evet, efekt etkisi de var sonuç olarak yine insan tarafından çıkarılmış bir ses). SUNN O))) diğer metal ve metal kökenli karanlık müzik grupları gibi şaşırtma, şok etme ve depresif moda sokma işlevinin yanı sıra dinleyicisine yoğun bir korku hissettirme yeteneğine sahip. Grubu uzun zamandır dinlemekteyim ve bütün albümlerini dinlerken en yoğun hissettiğim duygu korku oldu.
SUNN O)))’nun çok uç noktada bir müzik yaptığı su götürmez bir gerçek. Grubun müziğini dinlemeye başladığınızda ya sevecek ya da bunun müzik olmadığını düşünüp ilk dakikalarda kapatacaksınız. Bu müziği sevmeyenler ya da kendilerini kaptıramayalanlara tavsiyem albümü gece ışıkları kapatıp sessiz bir ortamda dinlemeleri. İşte o zaman grubun vermek istediğini alacaksınız. Müziğin tüm türlerinde geçerli olsa da SUNN O))) müziğini dinlerken dikkat edilmesi gereken bir diğer husus sabırsızlanıp parçaları ilerletmemek. Grubun müziği genel olarak sıradan bir black metal grubunun intro parçası gibi. Sürekli şarkının başlayacağını, temponun artacağını bekliyorsunuz ama yine aynı şekilde devam ediyor ve bitiyor. Farklı olan şeyse parçaların bir anlam bütünlüğü var. Herhangi bir şarkıyı ortadan açtığınızda sadece gürültü duyuyorsunuz ama şarkıyı baştan sona dinlediğinizde o tekrar edip duran riffler artık bir anlam ifade etmeye başlıyor.
Yazının başında belirttiğim gibi SUNN O))) içine girilmesi zor bir grup. Fakat şu an hepsi birbirinin kopyası olan gruplardan sıkılanlar için değişik bir alternatif. “Black One” dinlemesi zahmetli ve sabır gerektiren ama sonucunda da sizi alıp başka bir evrene götüren, şu an bir çok kulağa gürültü gibi gelsede zamanla değerinin anlaşılacağını düşünüdüğüm bir albüm. Resmin tamamını göstermeyip kıynaşık bir kapının ardındaki dehşeti ve karanlığı garip bir şekilde merak etmenizi sağlayan olağan üstü bir başyapıt.
Yazı gerçekten güzel olmuş, eline sağlık. Sunn o)))’yu ismindeki parantezlerle kesfetmistim.Youtubedan birkaç sarkilarina kulak kabartip, oturup bunların şarkıya girmesini bekleyecek değilim, deyip daha da bulasmamistim gruba.
Gecenki burzum yazısında da söylemiştim, ambient soslu metal türlerini çok severim, ama bu sos yemeğin kendisine donusecek kadar bol olunca,hic zevk alamıyorum.
Sunn o))) sizden vaktinizi ve dikkatinizi talep eden bi grup
03.12.2013
@patognomonic, uzun bi otobüs yolculuğunda gece herkes uyuduktan sonra ışıklar sönüyor ya, işte o zaman açacaksın albümü :)
03.12.2013
@patognomonic, ayrımı şurada yapmak gerekiyor: ambient, yemeğin üzerine dökebileceğin, kenarına iliştirebileceğin bir sos değil, bir başka ana yemeğin ta kendisi zaten. ikisini karıştırıp yeni ve güzel bir tarif elde etmek de mümkün-dü, denendi, başarıldı, yapıldı, yapılıyor.
03.12.2013
@parasite/gallows, ambient veya drone müziğin kendi başlarına birer müzik türü olduğunu biliyorum.
Albüm kapağı da harika bu arada .Grubun Altar adlı albümlerinin kapağı da çok ilgimi çekti.Sırf bu yüzden bile dinlenmesi için merak uyandırıyor.
Dinlediğim en karanlık albümlerden bir tanesi. Albümün okur notundan anlaşıldığı kadarıyla sitede bu tür fazla sevilmiyor. Yazıda da yazar arkadaşın belirttiği gibi sevenin çok sevdiği, sevmeyenin kaçtığı bir tür Drone. Çok ön yargıyla yaklaşılan bir grup olduğunu düşünüyorum. Keşfedilmesi, müziğinin içine girilebilmesi zor olan bir grup, bir tür diyebilirim. Benim notumda 9-9.5 arası.
Sin Nanna demişken, Striborg’u zikretmemek olmaz elbette.
Drone’la aram fena değil ama nedense bu albümü hep çok ağır ve sıkıcı bulmuşumdur. Drone metale yeni başlayacaklar için Boris veya Melvins daha iyi bir başlangıç olur.
çok şahane albüm olsa da sunn’a başlamak için doğru albüm bu değil bence.
alışmak için daha sözlü müzikli altar ya da monoliths tercih edilebilir. daha sonra qq, bu albüm, white 1&2, behemoth sırasıyla gidilmesi uygun olur kanımca
Daha önce hiç Sun O))) dinlememiştim ama kritik çok iyi olmuş hakikaten. Birazdan yatağa gittikten sonra ışıkları kapatıp dinleyeceğim bakalım.
04.12.2013
@Ömer Kuş, ateşle oynuyosun…
05.12.2013
@Ömer Kuş, bu albüm sarmazsa monoliths and dimensions albümündeki şu şarkının 9.15 ten sonrasını dinle,
http://www.youtube.com/watch?v=qdeqvhxu7iI
beni bu kadar rahatsız eden ama bi taraftan da merak ettirip devamını dinleten başka bir şarkı duymadım,özellikle tahtaların çatırdaması,gıcırdaması,tırnakla kazınması gibisinden sesler ve attila chisar ın donuk vokali insanı ciddi anlamda geriyor
”Sunn O))) playing in a church” videosunun altındaki paragrafta daha önce konserden bahsetmediğim halde ” Konserden bahsetmişken…” diye başlamışım, burdaki hatayı yeni farkettim.Doğrusu şöyle olacak:
”SUNN O)))’ın da bolca kullandığı bu enstrümanların yanında en baskın enstrümanının bas gitar ve bas tonundaki diğer enstrümanlar olduğunu söylemeliyim.Bass ın baskın oluşu özellikle konserlerde daha iyi anlaşılıyor…
(video)
Konserden bahsetmişken şunu da ekleyeyim…”
Yazı yazarken en nefret ettiğim şeylerden birisi hatalı ve anlatım bozukluğu dolu cümleler yazmak, bu yüzden de yazı üzerinde çok kafa yoruyorum ve en doğru cümle/kelime hangisi olur diye uzunca düşünerek yazıyorum,sürekli cümlelerin yerlerini değiştirip bazı cümleleri siliyorum haliyle de daha çok hata yapıyorum, bu yazıyı 4 saatte filan yazdım, 2 kere yarısını silip tekrar başladım mesela, o yüzden başka hatam varsa affola
ayrıca Ahmet abiye sunn o))) ın nasıl telaffuz edildiğini mail atıp sormama rağmen yine aynı paragrafta”sunn o))) nun …” yazmışım ki burası da ”sunn o ))) ın” olacak(bu hata en alttan 2. paragraftada da var )
Vokalisti Till lindemann sandım.
maruldan nasibinizi aldıktan sonra dinlemek gibi bir hataya düşmeyin, kafayı sıyırırsınız, aman diyeyim. gerçek anlamda içeri doğru sıçırtıyor o zaman adamı.
Dinlediğim albüme bak amk. Hiçbir müzik tatmin etmedi. Buna sıra gelene kadar her şey hafif geldi. Bir tek bu kurtardı. Kafayı yiyeceğim. Bir insan neden bu albümü dinler. 9 yıldır kimse yorum atmamış lan. İnsanlar albümden uzak kalmak için her şeyi yapmış. Bir de gece gece mezarlık ziyareti tam olur al sana dehşetin ta kendisi.
Kim ne derse desin It Took the Night to Believe müzik tarihinin en muhteşem/orijinal eserlerinden biri. Düşünsenize sisli puslu bir kış gecesinde mezarlıkta geziyorsunuz ve mezarlıkta bu şarkı çalıyor.
Mükemmel bir albüm.