Hollanda’nın gizli kalmış cevherleri mi dediniz? Ne? Duyamadım? Hmm? Yo, hiçbir şey demediniz aslında. Sadece yazıya garip bir başlangıç yapayım dedim. Tıpkı yazdığım albüm gibi. “Tetragrammaton” her şeyiyle garip bir death metal albümü.
Garipten kastım “sürekli beklenmediklikler yapalım” türü bir gariplik değil. İçinde acayip şakalar, dumurlar falan yok. Bildiğin death metal ve bir tutam da yaratıcılık. Ama albüm her şekilde garip.
Peki neden garip?
Bir albüm Saddam Hüseyin’in oğlu Uday’dan bahsediyorsa gariptir.
“Fedaim ol, Uday ol, Fedaim ol, Kölem ol”
Peki neden garip?
Bir albüm Hutu kabilesinden, Tutsiler’den bahsediyorsa gariptir.
“Siyah güç, vudu gücü, siyah güç, Hutu gücü”
Bir albüm Ayetullah’tan bahsediyorsa gariptir.
“Taşlaşmış ordular karanlık medreselerden salınıyorlar, ayetullahların nefretiyle ateşleniyorlar”
Bir grup, bir şarkısında kendisinden şöyle bahsediyorsa…
“Biz, kadimlerin mirasının vahşi saldırısıyız
İnsan dehasının en eşsiz zirveleriyle donanmışız
Uyuşturan sıradanlık çağlardır bu dünyayı yönetiyor
Pahalıya mal olan zaferler kitlelerin kendilerini kırbaçlamalarına yol açtı
Ölümcül aptallık ve çirkinlik bazen derinlerinde bir şeyler anlatır
Özentiden doğan sol görüşler yalakalığın dışına çıkamaz
Korkunç köle ticaretinden 400 yıl sonra,
Hollandalılar insanlığı mahvedecek bir yıkım şekli daha buldu
Supreme Avant Garde Deathmetal!”
…o albüm gariptir.
Evet, “Tetragrammaton” böyle bir albüm. Avangard mı dersiniz, endüstriyel etkilenimli death metal mi dersiniz, senfonik death metal mi dersiniz bilmem. Ne derseniz deyin, albümü dinlemek çok zevkli. Grup kesinlikle zeki adamlardan oluşuyor ve bariz şekilde herhangi bir trend falan takip etmiyorlar. Ortada kanlı kemikli bir death metal yok. Zaman zaman mekanik, zaman zamansa daha yırtıcı bir death metal, endüstriyel ögeler, klavye gibi çeşitli unsurlarla yoğurulmuş olarak sunuluyor.
Güzel olansa, tüm albümün akılda kalıcı ve yer yer eşlik edilesi halde oluşu, ancak buna rağmen grubun bir an bile “taviz vermemesi”. Eşlik etme deyince aklınıza modern melodik death metal grupları gelmesin. Adamlar ağza öyle güzel oturan cümleler bulmuşlar ki, kendinizi bir anda üstteki şarkıda olduğu gibi “Fueled by the hatred of the ayatollaaaaahs!” diye böğürürken buluveriyorsunuz.
“Tetragrammaton” kafa sallatmak konusunda da üzerine düşeni yapan bir groove’a sahip. Üstelik kafa sallatırken düşündürmek gibi çok tatlı bir yanı da var. Bir yandan gaza geliyor, bir yandan müzikteki zeka parıltılarını takdir ediyor, bir yandan da sözleri dinleyerek “ehe ehehe” diye sırıtabiliyorsunuz. Ancak asıl olay müzisyenlikte bitiyor elbet. Grup tüm bunların yanı sıra size deli sololar, üstün bir davulculuk ve harika bir vokal performansı da sunuyor.
Başta alışması biraz zor olabilir, zira grup alışıldık death metal ciddiyetine sahip değil. Ancak bu alışılmadıklıklarını öylesine epik ve görkemli yapıyor ki, saygı duymadan edemiyorsunuz. En azından ben edemiyorum. Albümü Temmuz başından beri abartısız 200 kez falan dinlemişimdir ve hâlâ da sıkılmadım.
“Tetragrammaton”u, THE MONOLITH DEATHCULT’ı bilmeyen insanlar için de iyi bir başlangıç olarak, düşünmeden tavsiye ediyorum. Death metalinizi zeki, biraz mizahi, epik ve ihtişamlı seviyorsanız, şimdiden afiyet olsun.
Ha bir de, “Uday ol” ne amk.
(9.14/10, Toplam oy: 14)
Loading ...
Giriş Ahmet Hakan yazıları gibi olmuş. Her an Sarıgül’e, Erdoğan’a bağlayacakmış gibi geldi.
02.11.2013
@ali ihsan balı, Ha bu arada grubun trivmvrate albümünde Wrath of the Ba’ath isimli bir şarkı var Saddam ve Irak Kürtleri hakkında. Yani Ortadoğu ve Saddam ailesine eskiden beri meraklılar.
Aynı albümü 4 ayda 200 kere dinlemek her ne kadar abartısız dense de fazla abartılı olmuş sanki :) Bir zamanlar Overkill’in Necroshine’ı çıkartmasının ardından okuduğum bir eleştiriden yola çıkarak bir albümü gerçekten kaç kere dinleyebileceğimi saymaya başlamıştım (last.fm yok tabi o zamanlar) en sevdiğim albümleri bile bir kaç yılda toplamda 100 kez dinlemediğimi farkedince çok şaşırmıştım çünkü gerçekten de yüzlerce kez dinlemiş gibi geliyor insana.
02.11.2013
@nepenthe, Temmuz-Ağustos içerisinde 10-11 kez dinlediğim günler var. Yani sabah çalışmaya başlarken açıp akşama kadar sürekli döndürmüşlüğüm olan baya bir gün var. Tamam 200 olmasın da 150 küsür olsun. :) Ama cidden o civarda.
02.11.2013
@Ahmet Saraçoğlu, benim anladığım albümün dönme sayısı o civarda çünkü yazılarından bildiğim kadarıyla bir albümü ”dinlemekten” anlayacağımız benzer şeyler. Bu anlamda da bir günde en çok ”dinlediğim” albüm Dream Theater-Awake’di ve 3 kez dinlemiştim :)
02.11.2013
@nepenthe, bazen ekstrem durumlar olabiliyor. 2006′da 6 ay boyunca neredeyse sadece Meshuggah-Chaosphere dinlemiştim. Garipti, artık takıntı halini almıştı ve o albüm dışındaki her şey çok sıradan ve basit geliyordu. Cidden sabah akşam, evde, yolda, HEP o albümü dinledim. :) Manyaklık tabii.
03.11.2013
@Ahmet Saraçoğlu, lise zamanlarında fantezi edebiyatı üzerine kendimce küçük bir kitaplık oluşturmuştum ve o zamanlar hem aynı okulda okuduğumuz hem de sözlükte de yazar olan “bbsfatih” imaginations from the other side albümünü bir kere dinlememi ve çok beğeneceğimi söylemişti. abartmıyorum, hansi’ nin nerelerde es verdiğinden, albümdeki gitar sololarının, bas gitarın, davulun melodisine kadar her şeyi ezberleyecek kadar dinlediğim bir albüm olmuştu. eğer yüzlerce kez dinledim desem, o 100′ ler toplanıp 1000′ lerce olacak kadar dinlemişimdir. bazı albümler, bazı şarkılar gerçekten binlerce kez bile dinlenebiliyor hakikaten. ve bu bahsettiğim dinleme albümün boşta dönme sayısı değil inan ki. kendini vererek, doya doya dinlemekten bahsediyorum. olabiliyor bence.
03.11.2013
@bhe, vay, bbsfatih’le baya muhabbetim vardı zamanında. Bana ta İzmir’den Lamb of God DVD’si bile yollamıştı CD’ye çekip. Hey gidinin.
03.11.2013
@Ahmet Saraçoğlu, ahahha valla aynı şekilde bir gün okulda muhabbetimiz oldu, bir hafta sonra elinde koca bir arşivle çıkageldi. “sen bunların hepsine bayılırsın, dinle mutlaka” dedi. albüm paylaşımı konusunda onun kadar cüretkar birini görmemiştim. bir de icq üzerinden de şu albümün şu parçası, diğer grubun bilmemkaçıncı albümü falan diyerek ekstra bilgilerle süsleyen ender insanlardandır kendisi heralde :D
03.11.2013
@Ahmet Saraçoğlu, bu arada sana cevap verir gibi olmuş abi ya, hiç bakmadan basınca “cevab ver” kısmına :D
03.11.2013
@bhe, olsun, ben de anında araya girdim zaten. :)
“Aslimu!!! – All Slain Those Who Bring Down Our Highly Respected Symbols to the Lower Status of the Barren Earth” oha! bu nasıl bir şarkı ismidir arkadaş. üç dört yıl önce falan yanlışım yoksa bir kere denk gelmiştim bu gruba, ancak hiç üstünde durmamıştım. bu albmüe bir şans vereyim en azından, lezzetli çipetpet gibi geldi tadımlık parçalarla.
Son şarkının ismi Nile terk.
god among insects’in son saniyelerindeki “-what is it you want us to do? -die” kısmı nereden geliyor bilmiyorum ama, dehumanized’ın prophecies foretold sarkısında da aynen bire bir olarak bulunuyor
Bu fotoğrafı Facebook sayfalarında gördüm:
https://www.facebook.com/photo.php?fbid=717608474935807&set=pb.115287861834541.-2207520000.1383500516.&type=3&theater
Aslimu’yu görünce Karl Sanders HÜEÜHÜEHĞE diye kahkaha atmış mıdır acaba çok merak ettim lan.
şu kritiği okuduğumdan beri albümü rahat en az 70 kere dinlemişimdir herhalde. daha da dinleyeceğim gibi görünüyor. pasifagresif sayesinde yine bombastik bir grupla daha tanışma fırsatı buldum :))
UDAY OL!
aranan kan bulundu sanırım