Entropi kelimesini öyle ya da böyle bir şekilde duymuşsunuzdur. Fizikte bir termodinamik yasası olan entropi, sistemlerin kendilerini düzensizliğe sürüklediklerini ifade eder. Terimin felsefedeki yeri de fizikteki tanımından yola çıkılarak tahmin edilebilir. Varolan her şey düzensiz olmak isteyecek ve bu yolda ilerleyeceklerdir. Gerek yaşantılarımızın, gerekse gezegenler boyutunda evrenin hareketini “kaotik” kelimesini kullanarak tanımlayabiliriz. Düzensizlik içinde yüzen bu koca kainat, maddi ve manevi anlamda yok olmaya bir şekilde mahkum kalacaktır. Bir çok varoluşun ve sistemin kusursuz işlediğini düşünmemizin tam anlamıyla bir yanılgı olduğunu farketmemizi sağlayan entropi, şiirsel bir yok oluş gibi canlanıyor gözümde. Birazcık huzur verici.

Grubun adı ENTROPIA, şarkı isimleri de -benim açımdan başta Tesla olmak üzere- dünya tarihinden bir takım önemli insanların isimleri olunca albüme kulak vermem işten bile değildi. Sunumu açısından görkemli bir şeyler vadeden eden albümün müzikal açıdan neler yaptığı ise asıl konu. Öncelikle “Vesper”, önceki paragrafta bahsettiğim şiirsel yok oluşu temsil edebilecek bir müzik türünü barındırıyor. Black metal’in asi doğası ve shoegaze’in şiirsel ferahlığının bir noktada bir araya gelmeleriyle oluşan blackgaze’i atmosferik sludge kalıplarına yakınlaştırıyor. Konu blackgaze olunca kulağa DEAFHEAVEN’ın yine bu sene çıkan “Sunbather”ına oranla biraz daha sade gelse de “Sunbather”dan daha vurucu riflere sahip olduğunu düşünüyorum.

Basit görünen fakat oturaklı bir yapısı olan “Vesper”, grubun ilk albümü olduğundan dolayı soğuk kanlı, emin adımlar atmaya ve profesyonelce düşünmeye çalışan bir albüm izlenimi yaratıyor. Bir çok şey denemek ya da sadece “doldurmak” amacıyla servis edilen bir çorba gelmiyor dinleyiciye. Vokaller, gitar tonları, davul tonları gibi konularda da gayet yeterli. Shoegaze hissini vurgulamak için yer yer kullanılan ek seslerin bağımsızlıklarını ilan etmemeleri, atmosfere bağlı kalmaları yine biraz önce bahsettiğim oturaklılığa örnek olarak gösterilebilir. Akılda kalıcı ve etkili rifler kullanan albüm, kendine güvenen bir tınıya sahip. Melodik anlamda gayet başarılı olduğunun altını çizmek gerekir. “Tesla” isimli parçlarında da “The Prestige” isimli filmden Tesla’nın bir repliğini kullanmaları ayrıca mutlu etti beni çünkü azılı bir Tesla hayranı sayılırım.

Fakat ne var ki albüm, sunumundaki vuruculuğu zaman zaman yitirebiliyor. Az ve öz olarak nitelendirilebilecek yapısı, albümün keşif sürecinin uzun kalmamasına neden olabilir. Şahsen, albümü ikinci veya üçüncü dinleyişimde anlamıştım. Bu noktadan sonra bir süre albümün keyfini çıkardım ve devamında albümü hala gayet güzel bulsam da ne olup bittiğini bildiğim için tüm hikaye birazcık rutine bindi. Tabii bu, başka dinleyicilere böyle yansımayabilir ve ben de bu durumu gayet doğal karşılarım. Çünkü “Vesper”, elde edilen sonuçlara baktığımızda gayet başarılı bir albüm.

2013 içerisinde ilk albümüyle kendinden söz ettirmeyi başarabildi ENTROPIA. Bu başlangıçlarını aynı ivme ile devam ettireceklerini düşünüyorum. Yanılırsam da “Vesper” ile yetinmeye devam edebilirim sanırım. Yeni moda black metal, blackgaze veya atmosferik sludge gibi şeyler seviyorsanız kesinlikle göz atmanızı önereceğim bir albüm “Vesper”. ENTROPIAAAAAAAA diye bağırmasanız bile albümün sizi üzeceğini pek sanmıyorum.