Ömer Kuş

Finlandiya’nın en ünlü trolleri yine birtakım vahşi hikayeler anlatmak için geri döndü. Metal dünyasının en kendine has gruplarından diyebileceğimiz FINNTROLL, kuruluşundan bu yana geçen 15 sene boyunca marka sound’unu geliştirip korudu ve nasıl oluyorsa hala kabak tadı vermeden gayet başarılı işler ortaya koymayı sürdürdüler.

Geçtiğimiz aylarda, önce EP, sonra da albüm olarak piyasaya çıkan “Blodsvept” de bu geleneği bozmuyor.

Grubu tanıtmaya pek gerek olmadığını düşünüyorum. Artık FINNTROLL deyince herkesin aklına iyi kötü birşeyler geliyordur. Oynak melodiler, adının hakkını veren troll gibi vahşi vokaller, nispeten basit şarkı yapıları, insanın yerinde durmasına izin vermeyen bir tempo, ciddilikle absürtlük arasında gidip gelen bir müzik. “Blodsvept” tüm bu yazdıklarımı içeriyor. Ama daha önce de dediğim gibi grup bir şekilde sıkıcı olmadan kendini tekrar etmeyi başarıyor. Zaten FINNTROLL gibi bir grup müziğini ne kadar değiştirebilir, o da ayrı bir konu.

Albüm gayet başarılı bir giriş parçası olan Blodsvept ile açılıyor. Güçlü vokaller, sert davullar ve gitar rifleriyle başlayıp kafa sallattıran şarkı nakaratın gelmesiyle birlikte halaya durmanızı sağlıyor. Klavyenin ne kadar önemli bir rol oynadığı ortada zaten. Albüm boyunca melodi yükünün büyük kısmını klavye taşıyor. Klavyenin baskın olduğu albümlere bazen ısınamasam da FINNTROLL bu konuda bir istisna benim için. Adamlar bu işi iyi kotarıyor.

Kanımca albümün ilk dört beş şarkısı çok başarılı. Albümün ikinci yarısındaki şarkıları ilk yarıdakiler kadar vurucu bulmadım şahsen. Bunda belki şarkıların birbirine benzemesi ve albümü baştan sona dinleyince melodilerin tanıdık gelmesinin rolü de olabilir, bilemeyeceğim. Blodsvept, När Jättar Marschera, Ett Folk Förbannat, Mordminnen falan gayet şukela şarkılar.

Canlı performans için çok uygun şarkılar var albümde. Gerçi grubu bir kez canlı izleme fırsatı bulmuştum ve vasat bir performansla beni biraz hayalkırıklığına uğratmışlardı ama umarım bir kereye mahsus bir olaydı o. Sonuçta grubun yaptığı müzik hoplayıp zıplamak, çılgın atmak için birebir. Bu potansiyeli kullanamazlarsa çok yazık olur.

Çok uzatmaya gerek yok. Bu Finlandiyalı deliler gayet başarılı bir albümle folk metalin en büyük isimlerinden birinin hala burada ve hala canlı olduğunu çok net bir biçimde ortaya koyuyor. Temposu hiç düşmeyen bir müzik, enerjik davullar, melodik klavyeler, humppa humppa, vahşi vokaller, “hö?” dedirten anlar (Rösets Kung’da 2:03’te başlayan kısım mesela), hepsi bu albümde. Sesi kökleyip evde çılgın atmak istiyorsanız, bu albüm size göre. FINNTROLL’ü hala dinlemediyseniz, “Blodsvept” gayet iyi bir başlangıç albümü. Grubu zaten seviyorsanız da bu albüm sizi tatmin edecektir diye düşünüyorum. İyi dinlemeler.