Hâlâ mutsuzlar. Dünyanın gidişatı üzerine Nick Holmes bir makale yazsa eminim yazının tamamında gerçeklik payı oldukça yüksek olur. Umutsuzluğun kol gezdiği bir dünya tasvir etmek onun görevi ve bunu her yazdığı sözde üstüne basa basa söylüyor. Bundan birkaç sene önce “Host” albümü zamanlarına dayanan bir röportajında kendisinin çok depresif olduğunu ve dinle problemleri inançlarla problemleri olduğunu söylemişti. Zaten Paradise Lost şarkılarına dikkatle göz gezdirip dinlediğimizde bu sonuca da varabiliriz. Dönem dönem psikolojik sorunlarını açığa vurmaktan çekinmeyen bu büyüleyici vokalist zaman zaman şarkılarda sesini o kadar yükseltiyor ve öylesine kızgın söylüyor ki şarkıları, sanki bir anlamda onları söylerken boşalma duygusuyla karşı karşıya kalıyor.
Grubun müzikal serüveni “One Second” ve “Host” ile değişik yollar izlerken sonraki dönemeçlerde topluluk endüstriyel etkilerine maruz kaldı ve sıradan üç albüm üretti. “Symbol of Life”, “Paradise Lost” ve “In Requiem” gibi çalışmalarla Paradise Lost bu üçgeni yarattı ve belki de synth pop dönemlerini bile arattı. Çünkü beste bazında hiçte akılda kalmayan, vasat sayılabilecek şarkılar üretmeye başlayan topluluk ne zaman ki “Faith Divides Us – Death Unites Us”ı yarattı, işte o zaman grup eski günlerine geri dönmüş ve klasik Paradise Lost ruhunu yaşatmaya devam etmişti. “Faith Divides Us – Death Unites Us” genel itibariyle başarılıydı ancak “Icon” ve “Draconian Times”ı yapmış bir topluluk çok daha iyisini yapabilirdi ve “Tragic Idol” böylece doğdu. “Tragic Idol” her yerinden karamsarlık akan, grubun doom metal günlerine geri döndüğü ve özellikle “Icon” ve “Draconian Times” zamanlarını hatırlatan, Mackintosh’un yine melodilerde acımasızca davranışlar sergilediği yürek yakan bir Paradise Lost albümü.
Paradise Lost heavy metal dünyasında her ne kadar saygıyla anılsa da öyle çok fazla seveni yoktur. Seveni de onları çok sever her albümünü takip edip defalarca dinler ve zaman geçince dinlemeyi de bırakmaz. İşte böyle kendi dünyasında bir topluluktur Paradise Lost. “Tragic Idol”ı ilk dinlediğimde bu müziğin bu dünyaya ait olduğunu hissettim ve aklıma insanlığın bütün korkuları, felaketleri, kaybolmuş yaşamlarının olduğu bir dizi görüntü geldi. İmgesel düşününce ve bir de gerçekten karamsar ve samimi bir şeyler dinliyorsanız bunu düşünüyorsunuz. Paradise Lost size bunları düşündürüyor ve belki de insanlığın üzerinde en çok düşündüğü “ölüm” konusunda da sizi iyi bir titretiyor. Nick Holmes’un lirikleri bu konuda ipucu verse de albümün genel hissiyatı da bu yönde ve kesinlikle dinlendiği anda büyük bir dehlizin içine girip öylece kalakalıyorsunuz. Holmes’un haykırışları, o sesinin sertliği ve o bırakılmışlık duygusunu inanılmaz veriyor. Dinleyince sesindeki samimiyeti hemen hissediyorsunuz. “Tragic Idol”da ben bunu gördüm. Herhangi bir şarkısını alın “Draconian Times”a ya da “Icon”a koyun hiç sırıtmayacaktır. Ritim gitarlar bırakın modern olmayı direkt olarak retro kaygısını taşıyor. Mackintosh’un attığı o duygusal ve iç karartıcı sololar ise grubun eski zamanlarından gelme gibi. Type O’Negative’in o dolu dolu kasvetli tonlarla yarattığı etkilere de benziyor.
Grup bu albümdeki şarkıları çok kısa sürede bitirmesine rağmen ortaya çıkan sonuç oldukça başarılı. “Fear of Impending Hell” gibi bir şarkının bu albümde oluşu bile inanılmaz. Holmes’un şarkıda “That fear of impending hell” deyişine dikkat edin korkuyu nasıl da betimlendiriyor sesiyle. Bu şarkıyı ilk dinlediğimde aklımda fazlasıyla kaldı ve albümün en iyisi seçtim. Hırçın ve çok sert bir şekilde yorumlanan “In This Dwell”, albümle aynı adı taşıyan şarkının melodik yaklaşımını çok sevdim ve Black Sabbath etkilerinin iyice ayyuka çıktığı “Worth Fighting For”, bir karamsarlık abidesi “Crucify” ve belki de en çok sevilen şarkı konumda duran inanılmaz beste “Honesty In Death” “Tragic Idol”ın en iyileri. “Honesty In Death” ilk başladığı andan itibaren büyüklüğünü konuşturuyor ve Mackintosh’un o büyülü ellerinde şekillenen melankoli dünyasına merhaba diyorsunuz.
İngilizlerin doom metal’deki melodi yaklaşımlarını hep sevmişimdir. Bu ülkenin çoğu zaman yağmurla geçen günlerinin insanlar üzerindeki etkisi bir başka oluyor. Melankolinin anatomisi.
Kadro Nick Holmes: Vokal
Greg Mackintosh: Gitar
Aaron Aedy: Gitar
Steve Edmondson: Bas
Adrian Erlandsson: Davul
Şarkılar 01. Solitary One
02. Crucify
03. Fear Of Impending Hell
04. Honesty In Death
05. Theories From Another World
06. In This We Dwell
07. To The Darkness
08. Tragic Idol
09. Worth Fighting For
10. The Glorious End
Faith Divides Us… çıktığı zamanlar başka bi şey dinleyemez olmuştum. Ama hala bunu dinleme şansım olmadı. Bu kritikten sonra da bunu acilen değiştirme kararı aldım. Eline sağlık.
faith divides us – death unites us kadar etlileyici değil bence. ama o albümden sonra sertlik dozajını daha da artırarak temsil ettikleri janrda en iyilerden biri olduklarını yine göstermiş oldular.
Kendi kritiğim hakkında konuşmak muhakkak abes olur, lakin son zamanlarda albüm ve kritik uyumlarında bir artış söz konusu sanki. Eline sağlık, su gibi akan ve merak ettiren bir kritik olmuş.
Draconian Times’ın devamı nasıl olurdu sorusuna on yedi yıl gecikmeli cevap vermiş dayılar. On numara albüm. Theories From Another World, son on yılda yarattıkları en öküzleme bodoslama eser. Crucify, Solitary One, Honesty In Death, The Glorious End gibin şarkılar da çok tatlı.
10 10 10.. keşke daha fazla not olsa da daha fazla versem dediğim albümlerden çünkü kusursuz bir albüm ve 2000 yıllı paradise lost albümlerinin en iyisi.Ayrıca kapağa da bayıldım.
In This We Dwell şarkısı da albümdeki favorim herşeyiyle tam heavy bir parça.
draconian times albümü haricinde pek dinlemediğim bir grup olmasına rağmen bu albümü kesinlikle dinlemem fikri kafama zonk etti. sanırım bunun en büyük nedeni kritiğin çok harika olmasıyla ilgili. okuduğum en akıcı ve orjinal kritiklerden. eline sağlık.
kendi kritiğim hakkında pek konuşmayı sevmem ama okuyan herkese teşekkürler. fear of impending hell’in ruhumda yarattığı gelgitler devam ederken bu albüm içinde tek eksiğin de klavye kullanımı olduğunun farkına vardım. keşke bir-iki şarkıda kullansalarmış. onun dışında deli-manyak bir albüm olmuş devamlı dinliyorum. çok büyük bir grup bu!
yazıp yazıp siliyorum çıktığından beri defalarca dinledim, kapıma polisler geldi.her an saçlarımda bir elektrik geziniyor, elimi dizlerime vuruyorum kontrol edemiyorum.bu kadar aradan sonra en iyi albümlerini yaptı paradise lost.çok zaman geçti ama nick holmes’un sesi yine 20′li yaşlardaki gibi umutsuz ve heyecanlı.
çok mutsuzum ama paradise lost beni yalnız bırakmıyor.
Albüm ile aynı ismi taşıyan şarkı da Nick Holmes, kesinlikle en iyi vokal performanslarından birini sergilemiş.
Parçanın melodik ama yoğun bir hüzün taşıyan muazzam giriş kısmının ardından “Ground below, just save me! Save me from it all! Ground below, embrace me!” şeklindeki sözler ile haykırışıyla bıkkınlık hissini, hissedilen dayanılmaz ızdırap dan dolayı oluşan çaresizlik hissini öyle güzel ifade ediyor ki, yüksek bir tepeye çıkıp aynı giriş sözlerini ses tellerimi limitine kadar zorlayarak söylemek için büyük bir istek duyuyorum.
Bir önceki paragrafta ifade ettiğim düşüncelerin aynısı nakarat kısmı için de geçerli. “It escapes me, all alone! My taintded soul! It escapes me, all control! Tragic Idol!” sözlerini adam öyle içten söylüyor ki, sözler ile dinleyiciye verilmek istenen anlam ve his ancak bu kadar güzel ifade edilebilir.
Vokal kısımlarının bu kadar etkileyici olmasında şarkıdaki melodi ve rifflerin vokal ile çok uyumlu olduğunu da es geçmemek gerekir.
Bu tarz eserler ortaya koyan insanlar olmasa kendi iç dünyamdaki ızdırap ile nasıl beş edeceğim, hiç bir fikrim yok. Sanat gerçekten muazzam bir şey…
Faith Divides Us… çıktığı zamanlar başka bi şey dinleyemez olmuştum. Ama hala bunu dinleme şansım olmadı. Bu kritikten sonra da bunu acilen değiştirme kararı aldım. Eline sağlık.
‘Host’ için ‘birkaç sene’ tanımlaması yetersiz keza neredeyse 14 sene geçti o albüm üzerinden
faith divides us – death unites us kadar etlileyici değil bence. ama o albümden sonra sertlik dozajını daha da artırarak temsil ettikleri janrda en iyilerden biri olduklarını yine göstermiş oldular.
Kendi kritiğim hakkında konuşmak muhakkak abes olur, lakin son zamanlarda albüm ve kritik uyumlarında bir artış söz konusu sanki. Eline sağlık, su gibi akan ve merak ettiren bir kritik olmuş.
Draconian Times’ın devamı nasıl olurdu sorusuna on yedi yıl gecikmeli cevap vermiş dayılar. On numara albüm. Theories From Another World, son on yılda yarattıkları en öküzleme bodoslama eser. Crucify, Solitary One, Honesty In Death, The Glorious End gibin şarkılar da çok tatlı.
08.09.2012
@Ubeydullah İndiroğlu, aldın mı plağını?
voxville’le sana selam yollamıştım ama…:) umarım iyisindir. teşekkürler.
09.09.2012
@b, aldım tabii abi, kaçırır mıyım. :D Voxville ile bayağıdır görüşemedim, o yüzden iletememiştir selamını, sağolasın. :)
10 10 10.. keşke daha fazla not olsa da daha fazla versem dediğim albümlerden çünkü kusursuz bir albüm ve 2000 yıllı paradise lost albümlerinin en iyisi.Ayrıca kapağa da bayıldım.
In This We Dwell şarkısı da albümdeki favorim herşeyiyle tam heavy bir parça.
draconian times albümü haricinde pek dinlemediğim bir grup olmasına rağmen bu albümü kesinlikle dinlemem fikri kafama zonk etti. sanırım bunun en büyük nedeni kritiğin çok harika olmasıyla ilgili. okuduğum en akıcı ve orjinal kritiklerden. eline sağlık.
Bonus şarkılar da çok iyi bu arada.Bir de; ulan bu albüm yaz ayında çıkarılır bre insafsızlar?
07.09.2012
@Ugur, he ya la, Ending Through Changes albüm olurmuş yani. Never Take Me Alive yorumu da hoş gayet.
07.09.2012
@Ubeydullah İndiroğlu, Never Take Me Alive ‘cover’mış yeni öğrendim :) bir de Nisan’da çıkmış albüm ben niye Haziran diye hatırlıyorum, hayret.
kendi kritiğim hakkında pek konuşmayı sevmem ama okuyan herkese teşekkürler. fear of impending hell’in ruhumda yarattığı gelgitler devam ederken bu albüm içinde tek eksiğin de klavye kullanımı olduğunun farkına vardım. keşke bir-iki şarkıda kullansalarmış. onun dışında deli-manyak bir albüm olmuş devamlı dinliyorum. çok büyük bir grup bu!
yazıp yazıp siliyorum çıktığından beri defalarca dinledim, kapıma polisler geldi.her an saçlarımda bir elektrik geziniyor, elimi dizlerime vuruyorum kontrol edemiyorum.bu kadar aradan sonra en iyi albümlerini yaptı paradise lost.çok zaman geçti ama nick holmes’un sesi yine 20′li yaşlardaki gibi umutsuz ve heyecanlı.
çok mutsuzum ama paradise lost beni yalnız bırakmıyor.
paradise lost ile alakası olmayan bir insan benim için senenin süprizi oldu, taş gibi albüm valla cayır cayır.
Albumu daha yeni dinleme imkanim oldu, ilk bir kac dinlemede bile baya begendim. “Fear of Impending Hell” olaganustu bir sarki.
Yeni dinliyorum.
Çok güçlü bir albüm olmuş bence de.
beğenildiği için seviniyorum. sanki ben yapmışım gibi bana ne oluyorsa… :)
Albüm gerçektende iyi. Çok yakıcı melodiler var. Yılın en iyilerinden gibi.
95′ten beri forever failuire dinliyorum ben daha ne diyeyim.nick holmes’teki nasıl bir sestir nasıl bir karizmadır.nasıl bir saçtır abi.
Honesty in Death insan işi değil. Adamın amına koyuyor resmen.
Albüm ile aynı ismi taşıyan şarkı da Nick Holmes, kesinlikle en iyi vokal performanslarından birini sergilemiş.
Parçanın melodik ama yoğun bir hüzün taşıyan muazzam giriş kısmının ardından “Ground below, just save me! Save me from it all! Ground below, embrace me!” şeklindeki sözler ile haykırışıyla bıkkınlık hissini, hissedilen dayanılmaz ızdırap dan dolayı oluşan çaresizlik hissini öyle güzel ifade ediyor ki, yüksek bir tepeye çıkıp aynı giriş sözlerini ses tellerimi limitine kadar zorlayarak söylemek için büyük bir istek duyuyorum.
Bir önceki paragrafta ifade ettiğim düşüncelerin aynısı nakarat kısmı için de geçerli. “It escapes me, all alone! My taintded soul! It escapes me, all control! Tragic Idol!” sözlerini adam öyle içten söylüyor ki, sözler ile dinleyiciye verilmek istenen anlam ve his ancak bu kadar güzel ifade edilebilir.
Vokal kısımlarının bu kadar etkileyici olmasında şarkıdaki melodi ve rifflerin vokal ile çok uyumlu olduğunu da es geçmemek gerekir.
Bu tarz eserler ortaya koyan insanlar olmasa kendi iç dünyamdaki ızdırap ile nasıl beş edeceğim, hiç bir fikrim yok. Sanat gerçekten muazzam bir şey…
Muhteşem bir albüm muhteşem, dinlemeye doyamıyorum.