Spiral Architect de Cynic gibi tek albümle ünlü olanlardan ve kendi yolunu açabilmişlerden. İlginç clean vokaller, ön planda olan bas ve zayıfça bir lead gitar tonu Spiral Architect’in özgün tarzı olarak akıllarda kaldı. Ne yazık ki Türkiye’de pek bilinmiyor kendileri, kime söylesem “Aaa, bir bakayım” diyor ve dinleyince de hayran kalıyor. Kendilerini kesin olarak “şu türe aittir” diye nitelendirmek zor. Progresif death metal değil, vokaller işi bozuyor, progresif metal desek gitar ve bateri bozuyor, ama illa bir tür altına sokmak istiyoruz diyorsanız da progresif teknik metal diyebilirsiniz.
A Sceptic’s Universe yeni bir albüm değil, 2000 çıkışlı bir albüm ve grubun ilk albümü. Tüm albümü 5 yılda yaptıkları düşünülürse, henüz neden ikinci bir albümün çıkmadığını tahmin etmek çok zor değil.
Ki bu albüm bir grubun ilk albümü için fazla iyi. Unutmadan, buradan da sevenlerine müjdeyi vereyim, baterist Asgeir Mickelson, 2006’da yeni albüm için şarkı yazmaya başladıklarını açıklamış. Bu demektir ki bir iki sene içinde yeni bir albüm gelebilir, bu albümle yakaladıkları çıtalarını aşmaları biraz güç olacak.
Bu kadar kuru gürültüden sonra albümü yorumlamaya gelelim. Grubun kendisinin de açıkladığı bir gerçek olarak, sözler Ayn Rand esintili. Nitekim arada geçen “Atlas shrugged” sözleriyle veya doğrudan bir şarkı adı olarak “Fountainhead” ile bunu hissedebiliyorsunuz.
Basçı Norberg’e göre en kompleks ve zor şarkı Conjuring Collapse, en kolayı ise Moving Spirit. Norberg, Moving Spirit hakkında albümü güzel bağlamak için bir şarkı yazalım dedik gibi bir şeyler gevelese de Moving Spirit çok karışık olmamasına rağmen yeterince karışık ve güzel bir parça. Bir haftadır baslarını çalmaya uğraştığımı ve henüz çalamadığımı da göz önünde bulundurursak, evet, zor bir parça.
Grup elemanlarının bireysel performanslarını da değerlendirirsek:
Øyvind Hægeland – Vokal, Klavye: Vokalleri çok ilgi çekici ve ilginç. Belki bu grubun belirlediği bir tarz olabilir ama başka birisinin hem böyle vokal yapıp hem de klavye çalabileceğini zannetmiyorum.
Steinar Gundersen – Gitar: Gitar tonu onun seçimi mi bilmiyorum ama basa özgürlük sağlayan muhteşem bir tonu var gitarın. Egolardan sıyrılmış bir gitarist, muhteşem. Sololarının da hakkını vermeliyim.
Kaj Gornitzka – Gitar: Kendisi şu anda grupta değil ama bu albümle adını yeterince tarihe yazdırmış, tebrikler.
Lars K. Norberg – Bas: Bu adam bir dâhi. Hem beste yeteneği, hem söz yazma yeteneği, hem de muhteşem bassline’lar yazma yeteneği bir kişide birleşmez, birleşemez arkadaş. Baslar bir rahat durmuyor, sürekli değişiyor, oynuyor vs. Unutmadan, çok perdesiz tonuna benziyor ama perdesiz kullanılmamış bu albümde, dikkat!
Asgeir Mickelson – Bateri: Norveç’in tüm manyakları tek grupta toplanmış neredeyse. Muhteşem bir baterist. Zillere dikkat!
Grup dışı:
Sean Malone – Chapman Stick: Durun hemen heyecanlanmayın, sadece Occam’s Razor adlı şarkıda konuk sanatçı olarak çalmış arkadaş, garip bir atak yakalamış yalnız. Tappingle yaptıysa çok şaşırtıcı.
Neil Kernon – Mix: Mix hakkında bir yorum yapmasam olmazdı. Basları nasıl bu hâle getirebildin güzel kardeşim? Resmen perdesiz gibi bu yahu! Üstelik Lars K. Norberg efekt bile kullanmamış. “Bası nasıl olsa kimse dinlemeyecek, boşver” diyen insanlardan değil kendisi, ağabeyimsin, ver elini öpeyim.
Tüm yazıyı şöyle bir toparlamamız gerekirse, bu albüm tüm progresif metal sevenlerin dinlemesi gereken bir albüm. Tüm albümü dinlemenizi öneririm ama en göze çarpan şarkı Insect sanırım bu albümde. Şimdi, geldik en zor kısma, puan vermeye. Başka bir albümlerini çıkmayacağını bilsem, bu albüme 10 verirdim. Ki benim kişisel puanım 10’dur, ama sonraki albümlerde bu albümü aşacaklarını düşünüyorum. O yüzden puanım 9. Dinleyin, dinletin.
efsane ötesi bir albüm. metal müziğe dair kafadaki tüm sınırları bir anda yok edebilen nadir albümlerden.
onun dışında, kritik grubu biraz daha tanıtıcı, tasvirleyici olabilirdi aslında diyecektim ama aslında olamaz lan. evet.
Offf! Bu albümün aniden karşıma çıkması şaşırttı beni. Ne zaman Watchtower’dan bahsedilse mutlaka arada bu grubun ismi de geçiyor. Sonra Zero Hour, Blotted Science diye gidiyor…
Progresif teknik metal’in bence başlangıç yıllarına tekabül ediyor bu albümün çıkışı. Sonra iyice cızıtıyorlar tabii. İşin elit yönünü temsil ediyorlar. Canvas Solaris, Degree Absolute gibi grupların nereden geldiklerini de tahmin etmek zor değil, işte buradan Spiral Architect diyarlarından geliyorlar.
Bana göre büyük bir topluluk. Başlangıcı çok iyi yaptılar, gerisi gelseydi bunun gibi olabilir miydi bilemiyorum ama bunun örnekleri de fazla tabii.
Neil Kernon’dan da bahsetmek lazım. Bu adam ne zaman kayda geçse mutlaka efsane oluyor. Alın size iki örnek. Nevermore “Politics of Ecstasy” ve Shadow Gallery “Legacy”. Progresif Metal’den en uç örneklere kadar falsosu yok bu adamın. Spiral Architect için de en iyi seçimdi kendisi. Ben albüm için tam not veririm, kritik için teşekkürler ayrıca çok şaşırmama neden oldu gecenin bu saatinde…ee zamanımız bu albümle geçti.:)
Sitede grubun adını görünce bir an “oha yeni albüm mü çıktı” diye heyecanlandım. Neyse halen sabırla beklemekteyim.
(:
Bu arada Ayn Rand mevzusu, sadece şarkı sözlerinde değil, grubun ve elemanların bireysel olarak duruşlarında da gözükmekte. Bu konuyla ilgili sitelerinde bir manifesto da yazılıydı zamanında.
İdealist müzisyenlerden oluşan, muazzam bir grup tek kelimeyle.
Müzik anlayışımı allak bullak etmiş bir albümdür bu. Hele o Cloud Constructor yok mu? Anam anam. Grup elemanlarının diğer projelerini de kesinlikle takip etmenizi öneririm. Kritik biraz daha açıklayıcı olabilirmiş bir de.
Grubun takipçileri biliyordur zaten ama elemanlar hakkında birkaç bilgi de ben ekliyim.
Steinar Gundersen, Satyricon’da session gitarist olarak yer almakta. Bir de System:obscure diye manyak bir projesi vardı bu adamın ama yalan oldu o sanırım. Kadroda Bugge Wesseltoft ve Lars K. Norberg vardı.
Lars K. Norberg da Satyricon’da çalıyor session olarak diye hatırlıyorum. Now, Diabolical’ın da albüm kayıtlarında yer almıştı. Ayrıca Ihsahn’ın Angl albümünde de çalmışlığı var.
Asgeir Mickelson, bu adamın portfolyosu buraya sığmaz herhalde ama Borknagar, Vintersorg, Ihsahn desem bir fikir verir iyi kötü.
puanlama sistemini anlamış değilim. şimdi bu albüme 10 vermek isterken, bir sonraki albüm daha iyi olabilir diye 9 vermek biraz garip geliyor bana. bir sonraki albüm çıkar mı çıkmaz mı kendileri bile bilemez. ayrıca daha önceki albümlerle mutlaka kıyaslama yapılır, ama puanlama işi kişisel birşey. çoğu insanın beğenmediği bir albüm, benim için önemli bir albüm olabilir. nedenlerini sayar ve 10′u basarım. kritiği okuyan albümü dinleyip kendi puanına kendi karar verir. bir önceki albümü aşar mı aşamaz mı bunu bilemeyiz; buna göre puan vermek saçma değil mi arkadaşlar?
E zaten bunu hep konuşuyoruz. Yazarın puanı, kişisel puanıdır. Grup bi daha albüm yapmazsa da kafasını duvarlara vurur, hay eşşek kafam, keşke on vereydim, ben ne halt yedim, diye. Hiç kolay değil yazar almak. Üzerimize aldığımız sorumluluğun haddi hesabı yok. :P
Yanlış anlaşılmasın, saçma eleştiri yapıyorsunuz demek istemedim, aklıma öyle bir espri geldi yazıverdim sadece o kadar. :P
Takılıyorum yahu. Ama baydı artık cidden sürekli bu not verme olayıyla ilgili gelen eleştiriler. Size göre o değerlendirme doğru değilse sağ tarafta okur için puanlama var. Bir tıkla bütün dertlerinizden arınabilirsiniz. :P
1995 yılında çıkan demolarında Purpose diye bir parça var. Gayet de güzel. Koysalarmış keşke. Fountainhead’le birlikte 2 şarkı var sadece. Vokallerde de eski eleman var, şimdi Twisted into Form’da söyleyen. Bu albüme gelince FILOVLIS.
Şu benim hiç hoşuma gitmeyen vokaller olmasa en çok dinlediğim albümlerden olacak belki de. Dinlediğim en başarılı, en teknik, en üst düzey progresif metal albümlerinden biri. Ah o vokaller olmasa…
Loading ...
efsane ötesi bir albüm. metal müziğe dair kafadaki tüm sınırları bir anda yok edebilen nadir albümlerden.
onun dışında, kritik grubu biraz daha tanıtıcı, tasvirleyici olabilirdi aslında diyecektim ama aslında olamaz lan. evet.
Yazıda videosu da olan Insect bence albümün en iyi şarkısı. Ya da değil bilmiyorum. Benim en sevdiğim o diyeyim.
Offf! Bu albümün aniden karşıma çıkması şaşırttı beni. Ne zaman Watchtower’dan bahsedilse mutlaka arada bu grubun ismi de geçiyor. Sonra Zero Hour, Blotted Science diye gidiyor…
Progresif teknik metal’in bence başlangıç yıllarına tekabül ediyor bu albümün çıkışı. Sonra iyice cızıtıyorlar tabii. İşin elit yönünü temsil ediyorlar. Canvas Solaris, Degree Absolute gibi grupların nereden geldiklerini de tahmin etmek zor değil, işte buradan Spiral Architect diyarlarından geliyorlar.
Bana göre büyük bir topluluk. Başlangıcı çok iyi yaptılar, gerisi gelseydi bunun gibi olabilir miydi bilemiyorum ama bunun örnekleri de fazla tabii.
Neil Kernon’dan da bahsetmek lazım. Bu adam ne zaman kayda geçse mutlaka efsane oluyor. Alın size iki örnek. Nevermore “Politics of Ecstasy” ve Shadow Gallery “Legacy”. Progresif Metal’den en uç örneklere kadar falsosu yok bu adamın. Spiral Architect için de en iyi seçimdi kendisi. Ben albüm için tam not veririm, kritik için teşekkürler ayrıca çok şaşırmama neden oldu gecenin bu saatinde…ee zamanımız bu albümle geçti.:)
Sitede grubun adını görünce bir an “oha yeni albüm mü çıktı” diye heyecanlandım. Neyse halen sabırla beklemekteyim.
(:
Bu arada Ayn Rand mevzusu, sadece şarkı sözlerinde değil, grubun ve elemanların bireysel olarak duruşlarında da gözükmekte. Bu konuyla ilgili sitelerinde bir manifesto da yazılıydı zamanında.
İdealist müzisyenlerden oluşan, muazzam bir grup tek kelimeyle.
Ayrıca Moving Spirit’in de hastasıyım.
Müzik anlayışımı allak bullak etmiş bir albümdür bu. Hele o Cloud Constructor yok mu? Anam anam. Grup elemanlarının diğer projelerini de kesinlikle takip etmenizi öneririm. Kritik biraz daha açıklayıcı olabilirmiş bir de.
10 u basarım arkadaş.
Kaj Gornitzka’nın bu arada Twisted Into Form diye bir grubu daha var.
O da hiç fena değildir, tavsiye etmek.
Grubun takipçileri biliyordur zaten ama elemanlar hakkında birkaç bilgi de ben ekliyim.
Steinar Gundersen, Satyricon’da session gitarist olarak yer almakta. Bir de System:obscure diye manyak bir projesi vardı bu adamın ama yalan oldu o sanırım. Kadroda Bugge Wesseltoft ve Lars K. Norberg vardı.
Lars K. Norberg da Satyricon’da çalıyor session olarak diye hatırlıyorum. Now, Diabolical’ın da albüm kayıtlarında yer almıştı. Ayrıca Ihsahn’ın Angl albümünde de çalmışlığı var.
Asgeir Mickelson, bu adamın portfolyosu buraya sığmaz herhalde ama Borknagar, Vintersorg, Ihsahn desem bir fikir verir iyi kötü.
System:obscure ‘u ben de merakla bekliyordum, hiç mi haber çıkmadı ondan?
Scariot’ı unutmayalım bu arada.
System:obscure’un myspace sayfası 2 senedir güncellenmiyor. Proje dağıldı mı, ya da ertelendi mi falan hiç bilgim yok benim de.
Sabaha karşı 04.20′de System:obscure tartışan adam var yahu. :) Hastasıyım ortamların.
O değil On Thorns I Lay üyeleri naptı ya?
puanlama sistemini anlamış değilim. şimdi bu albüme 10 vermek isterken, bir sonraki albüm daha iyi olabilir diye 9 vermek biraz garip geliyor bana. bir sonraki albüm çıkar mı çıkmaz mı kendileri bile bilemez. ayrıca daha önceki albümlerle mutlaka kıyaslama yapılır, ama puanlama işi kişisel birşey. çoğu insanın beğenmediği bir albüm, benim için önemli bir albüm olabilir. nedenlerini sayar ve 10′u basarım. kritiği okuyan albümü dinleyip kendi puanına kendi karar verir. bir önceki albümü aşar mı aşamaz mı bunu bilemeyiz; buna göre puan vermek saçma değil mi arkadaşlar?
E zaten bunu hep konuşuyoruz. Yazarın puanı, kişisel puanıdır. Grup bi daha albüm yapmazsa da kafasını duvarlara vurur, hay eşşek kafam, keşke on vereydim, ben ne halt yedim, diye. Hiç kolay değil yazar almak. Üzerimize aldığımız sorumluluğun haddi hesabı yok. :P
04.02.2011
@Ayşe Nur, +1. decrepit birth’e niye 10 vermedim diye uzun uzun düşünüp sonunda aptal olduğum kanısına vardım.
Ayşe Nur haklı. Ben her puan verme öncesinde yaylaya çıkıyorum kendimle baş başa kalıyorum 4-5 saatliğine.
şehir insanını yaylada oksijen çarpar, doğru puan veremez derdi dedem
Ben şahsen oksijene eş değerde bir kafayla veriyorum notlarımı. Ondan uçuyor hepsi. Yapıştıralım sabahlar olmasın.
yanlış anlaşılmasın, kötü puan veriyorsunuz demek istemedim, aklıma öyle bir espri geldi yazıverdim sadece o kadar
Yanlış anlaşılmasın, saçma eleştiri yapıyorsunuz demek istemedim, aklıma öyle bir espri geldi yazıverdim sadece o kadar. :P
Takılıyorum yahu. Ama baydı artık cidden sürekli bu not verme olayıyla ilgili gelen eleştiriler. Size göre o değerlendirme doğru değilse sağ tarafta okur için puanlama var. Bir tıkla bütün dertlerinizden arınabilirsiniz. :P
Başka albüm çıkacak. ;)
çook eski vakit dinlediydim de vokallerden dolayı “bu ne lan” diyip dikkate almamıştım. onun dışıda müzik ve müzisyenler baya aşmış adamlar hakkaten.
1995 yılında çıkan demolarında Purpose diye bir parça var. Gayet de güzel. Koysalarmış keşke. Fountainhead’le birlikte 2 şarkı var sadece. Vokallerde de eski eleman var, şimdi Twisted into Form’da söyleyen. Bu albüme gelince FILOVLIS.
tekniklerine kurban olduğum aşmış topluluk.
Şu benim hiç hoşuma gitmeyen vokaller olmasa en çok dinlediğim albümlerden olacak belki de. Dinlediğim en başarılı, en teknik, en üst düzey progresif metal albümlerinden biri. Ah o vokaller olmasa…
Spotify’da olmadığı için unutuyorum bu muhteşemliği