# - A - B - C - D - E - F - G - H - I - J - K - L - M - N - O - P - Q - R - S - T - U - V - W - X - Y - Z
Son Haberler
Anasayfa    /    Kritikler
FREEDOM CALL – Land of the Crimson Dawn
| 29.03.2012

Müzik kutusu gibin.

Özgür DURAKOĞULLARI

Heavy metal’in çocuklarından bir tür olan power metal’e olan ilgi hayli azalmışken, heavy/power veya progresif power gibi türlerde hala belli bir canlılık mevcut. Eğer heavy/power metal’e ilgi duyuyorsanız, ama “2000’lerde bitti o tür” şeklinde düşünenlerden değilseniz, FREEDOM CALL’un bu eserine göz atabilirsiniz. Albüm, yer yer gaz olsa da, daha çok yumuşak soundundan mütevellit, melodilerin keyfini çıkarmaya itiyor dinleyenleri. Lakin, farklı epiklikler barındıran kimi parçaları, ve heavy metal marşıymışçasına kompoze edilmiş kimi şarkılar albümün tekdüze olmasını başarıyla engellemiş.

Farklı epiklikler derken kastettiğimi biraz açayım. Örneğin Age of the Phoenix, Back into the Land of Light gibi şarkılarda, STRATOVARIUS’vari pozitif bir epiklik mevcutken; Rockstars, Crimson Dawn gibi şarkılarda HAMMERFALL veya kuzeyli folk/power gruplarını andıran kanlı canlı, adeta savaşa çağıran bir epiklik mevcut. 66 Warriors şarkısında ise, MANOWAR’ın Warriors of the World parçasındaki gibi marşsı bir hava varken, epiklikte de o topluluğu aratmayan bir parça olmuş kendisi. Ayrıca şarkının girişindeki Eskimo tarzı “throat singing” tonu, Afrika kabilesi ritüel müziği tarzı ufak dokunuşlar şarkıyı daha da ilginç kılmış.

Aslında albüm o kadar renkli ki, bazı şeyleri atlamak durumundayım kritiğin uzamaması bakımından. Epik olmayıp marşsı yapılarıyla dikkat çeken diğer şarkılar Hero on Video, Rockin’ Radio ve Power & Glory parçaları. Yalnız bunlar bahsettiğim MANOWAR stilinden ziyade, çok daha pozitif ve hatta “happy metal” denen şeyin kralı neşeliliğindeler. Eğer FREEDOM CALL, 10.000’lere konser veren popülerlikte bir grup olsaydı, canlı kayıtları eminim çok keyifli olurdu bu parçaların.

Albümün en dikkat çekmeyici parçası sanırım Eternity olur, ama diğer bir yönden albüm heavy/power ve marşsı rock n’ roll etkili şarkılardan oluşurken, bu yapıya uymayıp klasik heavy metal yapısında olan tek şarkının da kendisi olması onu bu konjönktürde (amanın) değerli yapıyor farklılığından ötürü bir nevi. (Ha sahi Sun in the Dark parçası da bu yapının dışında, hard rock havasında bir şarkı. Ama daha başarılı Eternity’e nazaran.)

Albümde ışıl ışıl parlayan, vay anasını dedirten, ohaların okyanuslarında boğuldurtan (daha fazla abartmayayım istersem.) şarkısı bence Back into the Land of Light’dır. Açılışından, muazzam melodili nakaratına kadar her yönüyle muhteşem bir parça bence. Girişteki pozitif havalı ve etkileyici tonlu synthler ve ardından gelen lead gitar melodileri, çok başarılı mısra kısmına bağlanıyor. Uyumlu bir köprü kısmından sonra ise, bence inanılmaz iyi bir nakarat melodisi şarkıda yerini buluyor. Bunların tekrarından sonra ise alışıldık neo-klasik bir gitar solosu geliyor ve şarkı girişteki o muazzam synth melodisi ve muhteşem nakarat melodisinin atışmalarıyla sona ulaşıyor. Özetle, power metalde uzun zamandır bu kadar etkileyici bir parça dinlememiştim. Albümdeki diğer başyapıtlığa yaklaşan parça ise Killer Gear bence. Varyasyonlu ve nüfuzlu vokalleriyle ve folklorik melodileriyle çok etkin bir parça olmuş kendisi.

Biraz da genel şeylerden bahsedeyim. Albümün soundu yumuşak ve kayıt bir hayli temiz. Davullar bile epey az volümlü kaydedilmiş. Şarkı yapıları da genelde bu durumla uyumlu diyebilirim. Gaza gelip melodileri arka plana atmaktansa, albümdeki güzel işçiliğin tadını çıkartabiliyorsunuz bu sayede. (Çok gaz isteyen kişileri memnun edecek tonla power grubu zaten halihazırda mevcut.). Gitarlar ve davullar aykırı herhangi bir atraksiyona girişmiyorlar, baslar yumuşak sound’un katkısıyla normalden daha iyi duyulur ve ayırt edilebilir haldeler. Vokaller iyi. Chris Bay’in ses tonu epey güzel.

Ama o bakımdan da “vay be” dedirten bir durum yok albümde. Yalnız kimi falsetto vokaller ve geri vokaller rahmetli Mike Baker’ı (SHADOW GALLERY) anımsattı bana, ki bu çok iyi bir şey. Albümle ilgili tek şikayetim, çoklu vokalli kısımları aşırı fazla kullanmış olmaları, ve bir yerden sonra bunun dinleme keyfini belli oranda düşürmesi. Çok monoton tınlıyor çünkü çoklu vokaller. (Eh, herkes Andre Andersen gibi profesör uzmanlığında kıvıramıyor bu işi).

Yer Yer LORDI’yi bile anımsatan, “Heavy Metal Jukebox” renkliliğine kıyısından yaklaşabilen kromatiklikte bir –azıcık hard rakısı ve rakın rol’u da olan- heavy/power şöleni arzu ederseniz bu albümü tavsiye ederim. Şölen derken, lafın gelişi. Yani çok aman aman da bir şölen beklemiyor dinleyenleri.

7/10
Albümün okur notu: 12345678910 (1.92/10, Toplam oy: 13)
Loading ... Loading ...
etiketler:
  Albüm bilgileri
Çıkış tarihi
2012
Şirket
Steamhammer Records
Kadro
Chris Bay: Vokal, gitar, klavye
Lars Rettkowitz: Gitar, geri vokal
Samy Saemann: Bas, geri vokal
Klaus Sperling: Davul, geri vokal
Şarkılar
1. Age of the Phoenix
2. Rockstars
3. Crimson Dawn
4. 66 Warriors
5. Back Into the Land of Light
6. Sun in the Dark
7. Hero on Video
8. Valley of Kingdom
9. Killer Gear
10. Rockin' Radio
11. Terra Liberty
12. Eternity
13. Space Legends
14. Power and Glory
  Yorum alanı

Yorum Yazın

*

"Yaptığım yorumlarda fotoğrafım da görüntülensin" diyorsan, seni böyle alalım.
Pasif Agresif, bir Wordpress marifetidir.