Old Man’s Child, buradaki birçok insanın bildiği üzere Galder amcamızın asıl grubu.
Günümüzde Galder’ın 2000’de katılmış olduğu Dimmu Borgir çok daha ünlü hale gelmiş olduğundan Old Man’s Child artık bir nevi yan proje gibi kaldı da denilebilir. Ancak her şekilde gerek geçirdiği değişiklikler, gerekse zaman zaman barındırdığı konuk müzisyenlerle dinlemeye değer bir grup olduğu söylenebilir.
Old Man’s Child’ın macerası taa 1989’da başlıyor. Amaç klasik bir şekilde Metallica ve Slayer coverlamak. Daha sonrasında kendi orijinal işlerini barındıran ve death metal olarak geçen (valla ben dinlemedim ama öyle diyorlar) bir demo sonrasında mevcut isimlerine geçiş yapıyor ve black metal yapmaya başlıyorlar, fakat gerek günümüzde gerekse incelenmekte olan bu albümde çiğ bir black metal söz konusu değil. Ha neden “In Defiance of Existance”ı inceliyorum, çünkü ilk dinlediğim albümleri bu. Geçen yıllar içerisinde diskografisine eğilmediğim 3-5 numune gruptan biri Old Man’s Child maalesef.
Albüm tam da Dimmu Borgir’in “Puritanical Euphoric Misanthropia” (2001) – “Death Cult Armageddon” (2003) dönemi arasında yapılmış (gene 2003 ve öncesi oluyor tabii) ve bariz Dimmu Borgir esintileri gürlentileri içeriyor. Ayrıca burada hep beraber Puritanical üzerinden ON yıl geçmiş olduğunu görerek koca bir hasiktir çekiyoruz, ben çekiyorum. Hoş, “Puritanical Euphoric Misanthropia”yı ilk dinlediğimde davulların girmesiyle ananı avradını çekerek baya uzun bir süre Dimmu Borgir’e yaklaşmamıştım, tabii alışmak zor oluyor Barker abimize.
Sahi Barker demişken burada da kendisi mevcut konuk müzisyen olarak (konukların öneminden bahsetmiştim hatırlarsanız). Bonus olarak Gus G. abimiz de Felonies of the Christian Art ve Life Deprived’ın sololarını atıvermiş ki gayet kaliteli olduklarını söylememe gerek yok. Ancak Galder da (bana göre) Dimmu Borgir’de koklatmadığını Old Man’s Child içerisinde koklatmıyor değil.
Genel olarak Nick Barker’ın hayvan gibi blast atıp durmak yerine biraz daha davulla oynadığı bir albüm olmuş “In Defiance of Existence”, bu nedenle davulların feci şekilde leziz olduklarını söylemem gerekiyor çünkü Nick Barker safi öküzleşebilmesinin yanında gayet iyi bir davulcu aynı zamanda. Sadece öküzlükle iyi davulcu olunmadığını zaten benim söylememe hiç gerek yok. Kaldı ki az önce belirttiğim Dimmu Borgir aroması rahatsız edici bir seviyede kesinlikle değil, sadece aroma. Tadı da fena değil diyebilirim.
Ha tabii burada blast beat yok demiyorum.
“In Defiance of Existence”ta Galder’ın yanında sadece Jardar diye bir abiyi görebiliyoruz grup üyesi olarak. Aslında amca demek daha doğru zira kendisi Galder’dan baya bir yaşlı (12 yaş falan büyük). Zaten Old Man’s Child ile çaldığı son albüm de “In Defiance of Existence”. Gitarlara attığı el pek fark edilir durumda değil açıkçası, “burayı Galder çalmamıştır” diyebildiğimiz kısımlarda da Gus G.’yi görüyoruz. Kısacası öyle fark edilir bir durumu yok bu albümde. Davullar ve gitarların bir kısmı dışında bütün gitarvörk, vokaller ve klavye Galder’a ait. Bu arada klavyelerin gayet tatlı olduğunu da söylemem gerekiyor unutmadan.
Aslında çok daha fazla yazılacak şey var bu albümle ilgili, çünkü gerçekten kaliteli bir albüm. Ancak biraz fazla uzattığımı düşündüğümden kısa keseceğim. Dimmu Borgir fanları zaten bu albümü illa duymuştur, ancak Dimmu Borgir’den hazzetmeyen taifenin de mutlaka bakmasını öneriyorum bu albüme zira muhtemelen sevmedikleri unsurların çoğu bu albümde yok.
Kadro Galder: Vokal, gitar, bas, klavye
Jardar: Gitar
Şarkılar 1. Felonies of the Christian Art
2. Agony of Fallen Grace
3. Black Seeds on Virgin Soil
4. In Defiance of Existence
5. Sacrifice of Vengeance
6. The Soul Receiver
7. In Quest of Enigmatic Dreams
8. The Underworld Domains
9. Life Deprived
elimde bu albümü ve 3 tane de The Pagan Prosperity albümünden parça var. o 3 parçayı bu albümle kıyaslayarak (hakkaniyete gel) The Pagan Prosperity i daha güzel sanki diyebilirim. dedim.
@hf, tartışmasız daha iyidir ‘The Pagan..’ . hatta o albümdeki davullar ayrı bi güzelliktir kanımca. ama bu durum yukardaki albüme gölgelemez. ayrı bir güzelliktir ‘Defiance..’
8/10
Dimmu Borgir’in “Puritanical…” albümüne tapmaya başladığım dönemde keşfetmiştim bu albümü.Gerçekten kütür kütür bir albüm. Dimmu Borgir’in senfonikliğini biraz daha klavye ağırlıklı dönemlerini referans aldığımız zaman, bu albümü o kitleye şiddetle öneriyorum ben de.
Ve gerçekten hassiktir, 10 yıl mı geçmiş lan. Mümkün değil ak.
Old Man’s Child black metal grupları arasında hakikaten hakettiği değeri bulamamış,Dimmu Borgir’in yanında sönük ve ikinci planda kalan bir grup olmuştur..
Grubun ilk dinlediğim albümü Pagan Prosperity,sonrasında I’ll natured,EP ve born Of The Flickering şeklinde devam etti ve diğer hiçbir albüme devam etmedim.Old Man i orada bıraktım bence iyi de oldu çünkü geçenlerde bu saydıklarım dışnda kalan Revelation 666 albümüne baktım piuuu iyiki de Old Man benim aklımda 3 albüm 1 EP halinde kalmış.Evet ya bazen grupların belki sadece 1 albümünü hatta Ep sini dinleyip o grubu hep böyle hatırlamak gerekiyor.Böylesi çok daha iyi..
başlık ‘korkunç’
elimde bu albümü ve 3 tane de The Pagan Prosperity albümünden parça var. o 3 parçayı bu albümle kıyaslayarak (hakkaniyete gel) The Pagan Prosperity i daha güzel sanki diyebilirim. dedim.
13.10.2011
@hf, tartışmasız daha iyidir ‘The Pagan..’ . hatta o albümdeki davullar ayrı bi güzelliktir kanımca. ama bu durum yukardaki albüme gölgelemez. ayrı bir güzelliktir ‘Defiance..’
8/10
14.10.2011
@hf, valla old mans child diskografisine o kadar hakim değilim ama ben de bi tek The Pagan Prosperity’i seviyorum.
Dimmu Borgir’in “Puritanical…” albümüne tapmaya başladığım dönemde keşfetmiştim bu albümü.Gerçekten kütür kütür bir albüm. Dimmu Borgir’in senfonikliğini biraz daha klavye ağırlıklı dönemlerini referans aldığımız zaman, bu albümü o kitleye şiddetle öneriyorum ben de.
Ve gerçekten hassiktir, 10 yıl mı geçmiş lan. Mümkün değil ak.
Old Man’s Child black metal grupları arasında hakikaten hakettiği değeri bulamamış,Dimmu Borgir’in yanında sönük ve ikinci planda kalan bir grup olmuştur..
Grubun ilk dinlediğim albümü Pagan Prosperity,sonrasında I’ll natured,EP ve born Of The Flickering şeklinde devam etti ve diğer hiçbir albüme devam etmedim.Old Man i orada bıraktım bence iyi de oldu çünkü geçenlerde bu saydıklarım dışnda kalan Revelation 666 albümüne baktım piuuu iyiki de Old Man benim aklımda 3 albüm 1 EP halinde kalmış.Evet ya bazen grupların belki sadece 1 albümünü hatta Ep sini dinleyip o grubu hep böyle hatırlamak gerekiyor.Böylesi çok daha iyi..