Siz de benim gibi çok sevdiğiniz o sihirli albümlerdeki kafa uçuklatıcı pasajları üst üste çalan, parçaların her birini bıkkınlıkla karışık bir uyuşukluk getirene kadar dinleyen, şarkı iskeletlerini artık şaşkınlık uyandırmayacak kadar tepeden tırnağa ezberleyen dinleyicilerden biriyseniz ne demek istediğimi hemen anlayacaksınız. Yıllar boyunca aynı düşünceye saplanmaktan ne düşündüğünü unutan tımarhane hastaları gibi ya da aynı kelimeyi söyleye söyleye anlamının yitip gittiğini hayretle karşılayan kimseler gibi o sihirli albümlerin bizim için bir zamanlar ne kadar büyüleyici ve kıymetli olduğunu hem yılların tortusuyla hem başka albümler dinleye dinleye unutmaya başlamışızdır.
Öyle ki, durup şöyle bir düşündüğümüz, hatta şüphe ettiğimiz olur. Bu albüm aslında sandığımız kadar etkileyici midir? Bir zamanlar tüylerimize kadar bizi diken diken ederken şimdi kanıksadığımız albüm, sanki içeriğinden arınmış, geriye yalnızca başını sonunu takdir edebildiğimiz bir yapı olmanın ötesinde hiçbir dikkate değer mânâsı kalmamış sıradan bir albüm gibidir. Hatta bu albüm, şimdi samimiyetle daha iyi olduğuna inandığımız başka birtakım albümlerle tahtından indirilmiş görünmektedir. Yine de kafa tırtıklayıcı bir düşünce, yani yılların alışkanlığının bize bazı şeyleri unutturabileceği düşüncesi, kesin bir yargıya varmamızı engeller.
Ama albümdeki şarkılardan birini parmaklarımızın altındaki gitarın cızırdayan tellerine dokunarak çalınca, bir konserde dinleyince ya da bir coverını duyunca hemen şüpheleri bir kenara bırakır, sanki bir zamanlar iliklerimize kadar nasıl başımızın döndüğünü yine yaşamış gibi olur, şüphelendiğimiz için kendimizi azarlarız. Bir yandan da o ilk deneyimi bir daha aynı çarpıcılıkla yaşayamayacak olmanın burukluğunu hissederiz.
Hindsight albümüyle Duncan Patterson dönemi şarkılarını akustik uyarlamalarıyla yeniden tatlandıran Anathema, bir başka güzellikle karşımıza çıkıyor. Bu kez kadınlaşmış, yumuşamış, iğdişleşmiş yeni dönem Anathema hayranlarının bile dinleyebileceği üzüntülü ve hıçkırıklı bir akustik uyarlama albüm koyuyor önümüze. Anathema’nın karanlık ve ürkütücü müzikler yaptığı, çiğ prodüksiyonları ve kafa parçalayıcı sertlikleri bulunduran doom metal albümlerine dönüyoruz bu uyarlamayla.
Grubun üçüncü dönem hayran kitlesi için parçaların orijinallerindeki çetrefilli, ayrıntılı, incelikli şarkı yapılarının birçok öğelerinden arındırılıp sadeleştirildiğini görüyoruz. Bu, şarkılara daha sık dinlenebilir bir sıkıştırılmışlık kazandırıyor. Eski albümlerini yeğ tutan dinleyicilerin ihtiyacını karşılayacak zenginliği ve uzunluğu barındırmıyorsa bile kısmen eğleneceklerini, o hatırlama gerçeğini yaşayacaklarını, kalplerinin eskisi gibi seğirtilerle kıpırdayacağını kolaylıkla söyleyebiliriz.
Bu sıkıştırılmışlık şarkı sözlerine de siniyor. Şarkı sözlerinin ya birkaç dizesi okunuyor ya hiçbir dizesi okunmuyor. Gerçi grup üyelerinin (en çok Danny’nin) son zamanlarda benimsediği ‘hayata iyimser yaklaşım felsefeleri’ (yani ‘acemice düşünülmüş hezeyanları’) bu kötümser şarkı sözlerini kesip kırpmada sansürvari bir rol oynamış mıdır, bunu bilemiyor, böyle şeyleri kötü niyetli insanlara bırakıyoruz. Şu gereksiz bilgiyi de şuracığa sıkıştırıverelim: Alone parçasının ortasındaki pasaj grubun Eternity albümündeki Suicide Veil parçasının hâkim melodisini taşıyor. Sırf bu melodi, albümü baştan aşağı bir doom-dönemi uyarlaması olmaktan alıkoyuyor. Bir yorum: Alone gibi zaten aslından fazla farklılık taşımayan akustik bir parçanın akustik bir uyarlamasını yapmaya ne gerek vardı, anlamış değilim.
Tabii çiğ prodüksiyonlar böyle bir albümden bekleneceği üzere yerini çiziksiz, tertemiz, fosforlu bir prodüksiyona bırakıyor. Hindsight ile kıyasladığımızda, ağırlıkla yaylı enstrümanlar olmak üzere, klasik müzik enstrümanlarının daha çok yer kapladığını görüyoruz. Davul vuruşlarının ve vızırdayan gitarların daha az serpiştirildiğine tanık oluyoruz. Grup üyeleri, önümüzdeki sene çıkacak EP’lerinde klasik müzikli kısımların daha fazla olacağını söylemişti. Bunun ilk işaretini gördüğümüzü varsayabiliriz.
Anathema’nın altı senelik ürkütücü ve hissiyatlı dönemini pürüzsüz ekipmanlarla, vızırdayan gitarlarla, yaylı çalgılarla ve nazikâne vokallerle yeniden canlandırıp karşımıza çıkaran bu akustik uyarlamayı, grubu seven kesimlerden herkesin ilgiyle dinleyeceğini söyleyebiliriz. Yine de, hiç kuşkusuz, asılları kadar ayrıntılı ve incelikli olmadığını, soppy ve choppy olduğunu, yani, müziğin keyfini sürerken bile, ‘ama bir Alex değil’ diye başıyla kendi kendini onaylayan nemrut suratlı bir metalci gibi, nihayetinde eskisini arattığını ekleyebiliriz.
Kadro Daniel Cavanagh: Gitar, vokal
Vincent Cavanagh: Gitar, vokal
John Douglas: Davul
Jamie Cavanagh: Bas
Les Smith: Klavye
Dave Stewart: Orkestra
Anneke van Giersbergen: Vokal
Şarkılar 1. Crestfallen
2. Sleep in Sanity
3. Kingdom
4. They Die
5. Everwake
6. J’ai Fait Une Promesse
7. Alone
8. We, The Gods
9. Sunset of Age
Kritigi cok begendim. Ertuna’nin onceki yazilarini okurken zorlaniyordum ama bu sefer anlatim tarzi – album icerigi arasinda cok guzel bir denge tutturulmus.
Sunset of age muazzam olmuş.Everwake aynı gibi ama yine de bunu tercih edebilirim.Alone çok çok iyi olmuş.Ama onun dışındakiler gerçekten akustik olarak sırıtıyor.Yine de anathema olduğundan bir eyvallah çektim tabi o ayrı.
o değil de sunset of age çok çok iyi olmuş yahu. evet.
kapak muhteşem gözüküyor.
Kritigi cok begendim. Ertuna’nin onceki yazilarini okurken zorlaniyordum ama bu sefer anlatim tarzi – album icerigi arasinda cok guzel bir denge tutturulmus.
Çok güzel bir kritik. Yine Ertuna stayla, ama daha akıcı. Ellere sağlık.
Sunset of Age için thumbs up resmen. Mükemmel olmuş.
Alone çok harika olmuş.
Sunset of Age deki solo muazzam olmuş. o şarkıların akustik halleri sıkar diye dinlememiştim ama şimdi bi bakmak farz oldu. kritik sağolsun.
ellerine sağlık.
Çok güzel bir kritik.
Demin Alone u dinledim içim bir tuhaf oldu. Walkman li günler geldi aklıma. Alonu dinle sonra çıkar kalemle tekrar geri sar :) amaç pil bitmesin.
beklentilerin ne üstünde ne altında kendi hallerinde. güzel albüm.
ben beğenmedim açıkçası, bir hindsight değil.
Sunset of age muazzam olmuş.Everwake aynı gibi ama yine de bunu tercih edebilirim.Alone çok çok iyi olmuş.Ama onun dışındakiler gerçekten akustik olarak sırıtıyor.Yine de anathema olduğundan bir eyvallah çektim tabi o ayrı.