# - A - B - C - D - E - F - G - H - I - J - K - L - M - N - O - P - Q - R - S - T - U - V - W - X - Y - Z
Son Haberler
Anasayfa    /    Kritikler
KIKO LOUREIRO – Fullblast
| 04.07.2011

Depoyu fulleyelim, arkayı dörtleyelim.

Özgür DURAKOĞULLARI

Beğendiğim gitar virtüözlerinin azımsanmayacak bir oranının elleri nispeten küçük. Michael Romeo, Stephan Forte gibi isimliler, birkaç tane de isimsiz örnek aklıma geliyor. Steve Vai gibi kocaman elliler de yok değil tabii.

Söz konusu Kiko Loureiro olunca iş tuhaflaşıyor. Adamın hem elleri yaba gibi, hem de solak olmasına rağmen sağlak gitarla çalıyor salak. “Ne dedin sen?” *çat*.

Tamam abi özür dilerim, ne salağı ya sen aşmış bir gitaristsin. Neyse “geyik mode – off”. “Herüf haggaten nağadarda çoh böyüh bi gitarist yauuu.” Yumuşacık bir stili, nüanssal dokunuşları, yeri geldiğinde sürati, yeri geldiğinde akustik gitardaki hünerleri falan.

Say say bitmez. Zaten ana grubu ANGRA’da gitar odaklı müzik sevenleri orgazmlardan orgazmlara sürükleyen bu abi, harika da bir solo albümü yapmış 2009’da. Hadi biraz bu albümden bahsedelim. (Diğer solo albümleri elimde yok şu an, ama “Zero Gravity”i dinleyip beğendiğimi hatırlıyorum geçmişte.)

Albüm hakkında ilk perküsyonlardan bahsedeceğim, şöyle başlayabilirim: insanın içini kıpır kıpır yapıyorlar. Perküsyonlar (ağırlıkla davullar), genel bağlamda hem Angra’da kullanılan tribal (etnik) yapıdalar, hem de YES gibi 70’lerin prog rock’larında sık rastladığımız bol trampet sektirmeli (aksatmalı) hızlı yapıyla da paralellik kurulabilir aralarında.

Çok dinamik ve keyifli bir perküsyon stili var parçaların birçoğunda.

Latin dans müziklerinin ritimlerine de benzetmek yerinde olabilir böylesi bölümleri, Kiko bey de Brezilyalı zaten malumunuz. Örneğin Mundo Verde çalarken, sevgiliniz yakınlardaysa onu bir sambaya davet edebilirsiniz. Bir iki tane daha tribal ilkel enstrüman kullanılmış. Tam bilmiyorum ne olduklarını, şu “kapoera”lı filmdeki Afrikalılara ait enstrümana benzeyen bişey, ya da SEPULTURA – “Roots”da da vardı benzer bir şey, ille benzetmem gerekirse aklıma bir tek bu ikisi geliyor. Corrosive Voices parçasının girişinde mesela böyle tuhaf bir enstrümanı duyabiliyoruz. Davul kiti dışında birkaç perküsyon aleti de var yani ek olarak, ve özetle.

Çift lead gitarlı partlar ağırlıkta. Yer yer power chord üstü dual lead gitar solo süslü partisyonlar da mevcut. Akustik gitar ve/veya klavyelerin fonu oluşturduğu, krema olarak da yine lead gitarların melodileri örüntüledikleri kısımlar da dikkat çekiyor. Tuhaf zamanlı ölçülerden de faydalanılmış, eser progresif bir etiket ediniyor bu sayede. Bu adam koca elleriyle gitarı adeta “avucunun içine alıyor”. Birçok gitaristin tuşe saçmalaması, kaotikliğine neden olmadan yapamayacağı hızları adam sakız çiğnerken, yoyo ile oynarken (Becker?) falan yapabiliyor. Enstrümanına dehşet hakim, tuşesi dehşet oturmuş bir gitarist yani Loureiro abi.

ANGRA’ya göre daha yavaş partlar var denebilir. Müzik de daha dingin, daha olgun. Power metal gibi kor kor alevler yanmıyor enstrümanlarda. Kiko abinin Angra’da pek yer vermediği blues kalıplarına da yer yer rastlayabiliyoruz eserde. Romantik melodiler de az değil, hani alıp bir yerlere götüren romantiklikte partlar da etkileyici olmuş albümdeki. Mesela A Clairvoyance buna güzel bir örnek.

Tusamap (toparlarsak) müziğin genelini tek (iki aslında) kelimeyle özetleyecek olursam keyifli ve hisli diyebilirim, biraz daha açarsam, her şey yerli yerinde, tadı damağımda kalan enstrümantal bir çalışma olmuş. Nispeten hızlı bir parçayla da girse, %60’ı dingin, yer yer enerjik, asla bombastik olmayan sakin sakin, süratlense bile taşkınlığa mahal vermeyecek şiddette akan bir nehir gibi bir albüm olmuş Fullblast. İsmi de çok ironik aslında, bombabomba.com gibi bi albüm ismi koyup eserin çoğunda böyle dingin bir müzik icra etmek kasıtlı yapılmış olabilir. Albümün ilk 3 parçası nispeten, ve sonlarındaki Outrageous parçası mesela harbi “fullblast”. Fullemişler depoyu, basıyorlar gaza. ANGRA – “Temple Of Shadows”dan fırlamış gibi fena gaz bir parça. Hah işte o parça, albüm ismiyle ironik bir durum oluşmasını yegane engelleyici faktör.

Yanlış anlaşılmasın albüm gayet enerjik, ama “fullblast” denecek kadar değil işte. Ben böyle iyice hızın, enerjinin, belki sertliğin mna konduğu bir albüm tahmin etmiştim ismini görünce. Öyle değil ama.

8/10
Albümün okur notu: 12345678910 (6.09/10, Toplam oy: 33)
Loading ... Loading ...
etiketler:
  Albüm bilgileri
Çıkış tarihi
2009
Şirket
Kadro
Kiko Loureiro: Gitar, klavye, programlama, diğer perküsyonlar
Felipe Andreoli: Bas
Mike Terrana: Davul
DaLua: Perküsyon
Yaniel Matos: (8) rhodes
Şarkılar
1. Headstrong
2. Desperato
3. Cutting Edge
4. Excuse Me
5. Se Entrega, Corisco!
6. A Clairvoyance
7. Corrosive Voices
8. Whispering
9. Outrageous
10. Mundo Verde
11. Pura Vida
12. As It Is, Infinite
  Yorum alanı

“KIKO LOUREIRO – Fullblast” yazısına 3 yorum var

  1. Ufuk Sönmez says:

    hadi canım, aeonian lich gitarist albümü yazmış da haberimiz olmamış, bak şimdi olacak iş mi bu :) dur kritiği okuyim, geliyorum az sonra.

    Ufuk Sönmez

    @Ufuk Sönmez, harbi çok güzel yazmışsın, nefis benzetmeler var. var mı böyle sevdiğin başka gitarist albümleri, varsa yazsana abi işte. gerçi millet pek ilgi göstermiyo, puanı da düşük tutuyolar. neyse görüşürüz diyelim.

    Aeonian_Lich

    @Ufuk Sönmez, Tenk yu düud.

    Keyfimin direktifleri dışında kılımı kıpırdatmadığım tatilim bitti, şimdi yarı tatil dönemindeyim. Aslında sen bunu deyince, Jasun Tipton’ın solo albümü geldi aklıma. İyi fikir ha, onun da bi kritiğini yapmak lazım.

    Keyifler iyidir umarım, görüşürüz.

Yorum Yazın

*

"Yaptığım yorumlarda fotoğrafım da görüntülensin" diyorsan, seni böyle alalım.
Pasif Agresif, bir Wordpress marifetidir.