Meshuggah gibi bir gruptan bahsediyorsak, ki bu bile çelişkili bir ifade oldu zira Meshuggah gibi başka bir grup YOK, yorummuş, o şarkının şu rifiymiş, davulun şu atağıymış, Kidman’ın şu böğürtüsüymüş, fazla eşelememek lazım.
Not: Bu yazı okuyan kişiyi rahatsız edebilecek boyutta ukalalık içermektedir.
“Yaratıcı insan, sıradan insana oranla hem daha ilkel, hem de daha karmaşıktır; aynı zamanda hem daha yıkıcı, daha deli ve aynı anda çok daha aklidir.” – Frank Barron, 1962
Bu albüm için bir yazı yazmadan önce, tabii konu da Meshuggah olunca, aklımda beliren iki kelime vardı: yaratıcılık ve inovasyon.
Yaratıcılık nedir, hepimiz biliyoruz. Peki inovasyon? Meshuggah’nın metal ve daha geniş anlamda düşünürsek rock müziğe yaptığı etkiyi en iyi anlatan tanım bence bu: inovasyon. “Gerçek, süregelen dünya faaliyetlerine bir yeniliğin katılması”, “varolanlar arasında önceden rastlanmayan bir şeyin ortaya çıkması”, “bilinenin, yapılagelenin dışında, kısmen ya da tümüyle yeni, kümenin diğer elemanlarını etkileyecek bir şeyin doğması”.
Meshuggah’nın her albümünü, sayısını hatırlayamayacağım kadar çok dinlemiş ve yalayıp yutmuş bir insan olarak, “obZen”i de çok çok kereler dinledim. En baştan söyleyeyim, karşımızda sırasıyla “Destroy Erase Improve” ve “Chaosphere”den sonraki en iyi Meshuggah albümü var. “Contradictions Collapse”i sound oluşturma yolundaki olgunlaşmamış bir adım, “Nothing”i thrash dozunun asgariye indirilip daha sayko groove takılmaya başlama hamlesi, “Catch 33”ü de kafa karıştırma amaçlı bir “şey” olarak az önce adı geçen iki kilometre taşının altına itelersek, “obZen”i gerek olgunluk, gerek ağır groove ile thrash unsurlarının nefis uyumu, gerek de grubun o özlenen, o ezici gücünü vermesi açısından, tadından yinmez bir çalışma olarak biz Meshuggah müritlerinin özlediği albüm olarak kayıtlara geçirebiliriz.
Her elemanın üstüne düşenin fazlasını yaptığı “obZen”de, “I” EP’sinden beri davul başında göremediğimiz Tomas Haake’nin de katılımıyla grup, “Destroy Erase Improve” ve “Chaosphere”e her şeyleriyle tapan benim gibi dinleyicileri tam anlamıyla ihya etmiş, hazdan haza koşturmuş. Albümdeki şarkılardan sırasıyla bahsetmenin bir anlamı yok, zira Meshuggah hakkında en ufak bir fikri olan biri bile, Meshuggah şarkılarının tek tek yorum yapmak için “pek de” elverişli olmadıklarını bilir. Ancak bir fikir vermesi açısından, albümün “Destroy Erase Improve” ile “Chaosphere” kırması bir hava barındırdığını, yine de bu havanın ufak bir “Nothing” ağırbaşlılığıyla törpülenip, ara ara hızlı ve yırtıcı, ara ara da yavaş ama “gerçekten” çok sert bir seyirde ilerlediğini söyleyelim.
Bu sertlikte grubun bir süredir kullandığı, sekiz telli, uzay öküzü böğürtüsü menşeili gitarlarının da etkisi var elbet. Neyse ki albümün kaydı, bu denli karmaşık ve sert bir müziği ta alyuvarlarınızda hissetmenizi sağlayacak düzeyde güzel. Grubun sekiz telli gitar kullandığını da düşününce, bu tellerden çalınan karmaşık rifler, örneğin sokakta, şehir gürültüsüyle karışık duyulduğunda gayet algı sınırları dışına çıkmaya müsait olabilecekken, kaydın cillopluğu sayesinde böyle bir sorun asla yaşanmıyor.
“obZen”in sanat tasarımına da şöyle bir bakacak olursak, pek de alışık olunmayan tarzda ve sevmeyene de hak verilebilecek türde bir çalışmayla karşılaşıyoruz. Kapakta elleri kanlı, 3D bir modelmiş gibi görünen ama aslında canlı bir fotoğraf olan kel bir abi var. İç tasarımda da yine aynı abiyi, “zen” konseptli bir bağdaş tadında görüyoruz. Fotoğrafa dikkatli bakacak olursanız, bağdaş kuran bu garibin belden aşağısının kadın olduğunu görebilirsiniz. Yani karşımızda, el ve ayakları kanlı bir androjen duruyor. Zaten albümün adı da buradan geliyor; “obZen”, yani “obscene” (müstehcen) ile “Zen” kelimelerinin bir mutasyonu. Tüm bu sanat tasarımından sorumlu kişi de, yine kısmen zen konseptli bir kapağa sahip son Dimmu Borgir albümü “In Sorte Diaboli”nin kapağını yapan Joachim Luetke’den başkası değil.
Kanımca Meshuggah, dünyada hakkında yazılan albüm yorumlarının en işlevsiz kaldığı birkaç gruptan biri. Ben buraya bir cümlelik bir yorum da yazsam, sitenin bandwidth’ini aşmasına yol açacak boyutta bir yazı da döşesem, özellikle grubu bilmeyenin, dinlemeden “obZen”i anlamasına imkan ihtimal yok. Kısacası “obZen”, benim ve benim gibi düşünen pek çokları için, yarmış atmış, hayvan gibi bir albüm deyip bitirelim.
Meshuggah gibi bir gruptan bahsediyorsak, ki bu bile çelişkili bir ifade oldu zira Meshuggah gibi başka bir grup YOK, yorummuş, o şarkının şu rifiymiş, davulun şu atağıymış, Kidman’ın şu böğürtüsüymüş, fazla eşelememek lazım. Ünlü Amerikan alternatif müzik dergisi Alternative Press’in “Metal dünyasının EN ÖNEMLİ grubu”, Rolling Stones dergisinin “böyle bir grubun gerçekten varolduğuna inanmak bile zor” dediği bir gruptan, benzeri, rakibi olmayan bir oluşumdan bahsediyoruz. Belki biraz kibirli bir yorum olacak ama, insan ırkının geneli, biraz daha açık görüşlü, biraz daha zor kabul eder olsaydı; alışılan, “yormayan”, isteneni veren bu derece kutsanır olmasaydı, Meshuggah şu an yeryüzünde belki de adı en çok telaffuz edilen gruplardan biri olurdu.
Deftones gitaristi Stephen Carpenter, “Meshuggah müziğin kuantum fiziğidir” diyor. Aslında yeteri kadar tekrarla ve araştırmacı kişilikle dinlendiğinde Meshuggah’nın da tüm şarkıları elbet ezberlenip öğreniliyor; lakin çok büyük bir kesim için kuantum fiziğinin kurucularından Niels Bohr’un şu sözünü söylemek de yanlış olmayacaktır: “Kuantum fiziğini anlayamazsınız, ona sadece alışabilirsiniz”.
Şarkılar 01. Combustion
02. Electric Red
03. Bleed
04. Lethargica
05. ObZen
06. The Spiteful Snake
07. Pineal Gland Optics
08. Pravus
09. Dancers To A Discordant System
Haake’nin Bleed’de ayaklarıyla ne yaptığı evrenin vakıf olamadığımız sırlarından biri bu arada.
Youtube’da sırf bu şarkıdaki kickleri açıklamaya çalışan bir sürü video var ve adamların hepsinin söylediği ortak şey: “Haake’nin ne yaptığını tam olarak bilmiyorum ama benim anlayabildiğim kadarıyla şöyle çalıyor”.
Hakikaten kuark gibi adam Haake, gözlemlemeye çalıştığın an ne yaptığını anlayamıyorsun.
Ya Nuclear Blast’in “En iyi Bleed çalan davulcu” yarışması düzenlemesi?
Nedir yani aşçının iyisi pilavı iyi yapar gibi bundan seneler sonra bir bateristin kalitesi Bleed’i ne kadar iyi çalabildiğiyle mi ölçülecek?
obZen kelimesi Haake için üretilmiş bence zaten. Herif “obscene” derecede zor davulları zen master huzur ve dinginliğinde çalıyor.
Yalnız ben de ne Haake fanboyuymuşum be arkadaş. İstese vericem o derece.
@Saygın, şu meretlerden bi ton var internette de bi tane türkçe yok mudur ya? Zibilyon tane terim geçiyo türkçesini zar zor anlarım zaten ingilizcesi baya kafa yoruyor.
bleed’i 150 kere dinlemişimdir. electric red, dancers to a discordant system, electric red ve obzen de çok iyi parçalar fakat bu albümün nothing’den iyi olduğunu düşünmüyorum. nothing daha fazla bağımlılık yaratan bir albüm.
death metal türünde death, cynic, atheist ve opeth dışında ki tüm grupları sevmeyen bir progressiveçi iken cannibal ve napalm ı bile sevdim ama bu grubu sevemiyorum. gerçekten ben galiba anlamıyorum çünkü bu kadar iyi yorum yapılmış tamam tarz falan güzel ama melodik olarak hiç beğenemiyorum. Bleed kötü bir şarkı değil ama derinlikmiş karmaşıklıkmış ne alaka? Herhangi bir death grubundan farkı ne albüm kapaklarımı? Al işte bleed bu “trıı trıı trıı tıtı trııı”. Bir gidin allah aşkına buna harcıyacağınız zamanı dream theater a quuensryche a death a fates warninge falan harcayın
”Meshuggah başka bir işle uğraşırken arka planda çalabileceğiniz bir müzik yapmıyor”
kesinlikle katıldığım bir görüş bu, zira başka bir işle uğraşıyorken Meshuggah açarsanız sanki önemli bir sınava çalışırken babanız yan odada son ses başbakanın ulusa seslenişini izliyor da siz de rahatsız oluyorsunuz(evet o kadar rahatsız edici oluyor)gibi hissediyorsunuz
@crowkiller, ben çalışırken genelde Meshuggah dinliyorum. Bu şarkılara ne kadar hâkim olduğunla ilgili bir konu. Meshuggah dinlerken ekstra motive oluyorum, baya tempolu çalışıyorum, bir yandan da şarkıların muhtelif yerlerinde davullara, vokale falan minik minik eşlik ediyorum.
Tüm herşeyiyle Meshuggah isminin hakkını veren bir albüm. Hiç bir anında şu da şöyle olabilirmiş aslında diyemedim sayılı albümlerden biri. Bu albüm Meshuggah’ın en sevdiğim albümü olmayabilir ama her şeyinin kusursuz olduğu bence tek albümleri.
usta, çok iyi yazı olmuş. eline sağlık. bu grup bundan sonra ne yapacak çok merak ediyorum doğrusu.
düzgün bir şekilde kafa sallamayacak kadar dengesiz bir müzik yapıyorlar, bleed’deki gitar davul uyumu ise inanılmaz. tool bunları boşuna sevmiyor.
Tüm albümü tek bir parça gibi kesmeden dinlemeyi öneriyorum.Süper grup,süper albüm.
Haake’nin Bleed’de ayaklarıyla ne yaptığı evrenin vakıf olamadığımız sırlarından biri bu arada.
Youtube’da sırf bu şarkıdaki kickleri açıklamaya çalışan bir sürü video var ve adamların hepsinin söylediği ortak şey: “Haake’nin ne yaptığını tam olarak bilmiyorum ama benim anlayabildiğim kadarıyla şöyle çalıyor”.
Hakikaten kuark gibi adam Haake, gözlemlemeye çalıştığın an ne yaptığını anlayamıyorsun.
Çok iyi trigger kullanımının halk arasında paniğe neden olduğu saptandı değerli izleyenler. dı-dıs dıs dı-dıs.
@Saygın:
Şöyle de bi yorum var altında: “I think someone needs to let this guy know that what he is doing isn’t possible lol” :)
Ya Nuclear Blast’in “En iyi Bleed çalan davulcu” yarışması düzenlemesi?
Nedir yani aşçının iyisi pilavı iyi yapar gibi bundan seneler sonra bir bateristin kalitesi Bleed’i ne kadar iyi çalabildiğiyle mi ölçülecek?
Bleed’in imkansızlığının yanında, albümdeki en “saçma sapan” davulları barındıran şarkının Electric Red olması gerçeği de var bence.
insan biraz zorlanır en azından yahu, adam çınar gölgesinde rakı içiyor gibi çalıyor mereti.
obZen kelimesi Haake için üretilmiş bence zaten. Herif “obscene” derecede zor davulları zen master huzur ve dinginliğinde çalıyor.
Yalnız ben de ne Haake fanboyuymuşum be arkadaş. İstese vericem o derece.
Aşağıdaki linkten Meshuggah’ın müziğinin teknik ve ayrıntılı bir analizi okunabilir:
http://www.cosmicambience.de/mts_mesh.pdf
25.02.2012
@Saygın, şu meretlerden bi ton var internette de bi tane türkçe yok mudur ya? Zibilyon tane terim geçiyo türkçesini zar zor anlarım zaten ingilizcesi baya kafa yoruyor.
peki ya şuna ne demeli?
http://www.youtube.com/watch?v=qfOddwK7x3E
Olm ben biliyodum zaten. Meshuggah Bleed’in ana temposunu Lady Gaga’dan araklamış işte bak nasıl da uyumlu oldu parçayla ahhahaha
Deliymişçesine:
AUEHAUEHAUEHUAEHAEU ABİ MÜKEMMEEEL
hahah çok güzel olmuş :)
Meshuggah değil ama aynı adam, bu daha da güzel olmuş:
hastalıklı bu insanlar.
eleman olayı çözmüş.
10.02.2011
@Ahmet Saraçoğlu, chaosphere albümüne de yorum yazarsanız sevinirim.
şarkılarda bateri kullandıklarından şüpheliyim başka bir şey çalıyor eleman bateri ile hedef şaşırtıyorlar takipteyiz.
Tapasım geldiği albüm
bleed’i 150 kere dinlemişimdir. electric red, dancers to a discordant system, electric red ve obzen de çok iyi parçalar fakat bu albümün nothing’den iyi olduğunu düşünmüyorum. nothing daha fazla bağımlılık yaratan bir albüm.
YAPILMIŞ EN İYİ ELECTRIC RED COVERI
http://www.youtube.com/watch?v=yUhd8PjTk6s&feature=player_embedded#!
05.10.2011
@Exorsexist, pure win.
05.10.2011
@Exorsexist, hahahahh MUH TE ŞEM
dancers to a discordant system’ın ölene kadar kölesi olucam sanırım. kusursuz bi albüm ya, her dinleyişimde tekrarlıyorum şu lafı.
death metal türünde death, cynic, atheist ve opeth dışında ki tüm grupları sevmeyen bir progressiveçi iken cannibal ve napalm ı bile sevdim ama bu grubu sevemiyorum. gerçekten ben galiba anlamıyorum çünkü bu kadar iyi yorum yapılmış tamam tarz falan güzel ama melodik olarak hiç beğenemiyorum. Bleed kötü bir şarkı değil ama derinlikmiş karmaşıklıkmış ne alaka? Herhangi bir death grubundan farkı ne albüm kapaklarımı? Al işte bleed bu “trıı trıı trıı tıtı trııı”. Bir gidin allah aşkına buna harcıyacağınız zamanı dream theater a quuensryche a death a fates warninge falan harcayın
23.11.2013
@Miren Şil,
Burayı terket
Yıllar önce bir dergide şöyle bir şey okumuştum
”Meshuggah başka bir işle uğraşırken arka planda çalabileceğiniz bir müzik yapmıyor”
kesinlikle katıldığım bir görüş bu, zira başka bir işle uğraşıyorken Meshuggah açarsanız sanki önemli bir sınava çalışırken babanız yan odada son ses başbakanın ulusa seslenişini izliyor da siz de rahatsız oluyorsunuz(evet o kadar rahatsız edici oluyor)gibi hissediyorsunuz
07.06.2021
@crowkiller, ben çalışırken genelde Meshuggah dinliyorum. Bu şarkılara ne kadar hâkim olduğunla ilgili bir konu. Meshuggah dinlerken ekstra motive oluyorum, baya tempolu çalışıyorum, bir yandan da şarkıların muhtelif yerlerinde davullara, vokale falan minik minik eşlik ediyorum.
Şu albümü her dinlediğimde gözümün önüne kollarını yana açmış, göğe yükselen Jens Kidman portresi geliyor. Mesih gibi albüm.
dönüp dolaşıp geliyorum dancers to a discordant system’a. allah belanızı versin ne diyim ki.
@northern, Haha aynısını yazmak için girdim sayfaya.
ula bu albüm çıkalı ne zaman 10 sene oldu vay baboooo.
Böyle müzik üretip dinlememize sebep oldukları için kendilerine teşekkür ediyorum.
Yürüyüş yaparken bu albüm süper gidiyor.
5.45′ten sonrasını izlemek çok zevkli.
https://www.youtube.com/watch?v=ZD17n3x6UTk&ab_channel=YogevGabay
Tüm herşeyiyle Meshuggah isminin hakkını veren bir albüm. Hiç bir anında şu da şöyle olabilirmiş aslında diyemedim sayılı albümlerden biri. Bu albüm Meshuggah’ın en sevdiğim albümü olmayabilir ama her şeyinin kusursuz olduğu bence tek albümleri.
“ula bu albüm çıkalı ne zaman x sene oldu” serimizde bugün.
Dancers to a discordant system dünyanın en müthiş şarkısı sanırım.
Bazen Meshuggah diye bir gerçeğin olduğunu unutmamak lazım. Evet Meshuggah diye bir grup var. Bak her şey daha iyi oldu.