Vratyas Vakyas abimiz gene almış sazı eline , pagan kültürü ve coğrafyasına olan inanç ve sevgisini her zaman olduğu gibi “Aldık elimize baltalarımızı, gidiyoruz topraklarımıza”, “Koru bizi oh Manalihs” “Daşşağını yiyim Vanadis” gibi iman dolu ifadelerle ve buna uygun müziklerle çıkmış karşımıza. Şimdi bana kızabilirsiniz “Adamın inancıyla niye dalga geçiyorsun” diye ama inanın ki gırgır, şamata yapıyorum başka bişey değil. Yazdıklarımı ciddiye almayın lütfen.
Vratyas Vakyas, İngilizce Dark Wanderer anlamına gelen takma bir isim. Falkenbach, Vakyas abimizin tek kişilik projesi olduğu için, bu albümde ona davulda Boltthorn, akustik gitarlarda Hagalaz ve bazı vokal kısımlarında Tyrann eşlik etmiş ki bir tanesi de gerçek ismini kullansa delikanlı gibi çocuğumu keseceğim. Ne ki bu? Liseli ergen misiniz? Konser de vermiyosunuz zaten. Allah belanızı versin sizin! Gerçi Allah inancı da yok ya sizde. Takılmışınız tanrıların peşinden gidiyorsunuz, yolun sonu nereye varacak bakalım? (God of War 4’a kadar yolu var) Neyse devam edelim. Davulcu, Vakyas’ın düşüncelerini bilmiyorum ama bence tam da onun isteyeceği şekilde çalmış olmalı. Akustik gitarlardan çıkan melodiler de gayet hoş. Albümde ilk şarkı haricinde scream vokal yok, o sebeple bu albümün daha öncekilere göre daha yumuşak bir albüm olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Şimdi dilerseniz şarkılara geçelim.
Albümde yedi şarkı var. Giriş, Viking gemisinden çalınan savaş borusuyla yapılıyor ve gayet gaz bir girişle başlayan Vanadis yaklaşık 9 dakika sürüyor.
İkinci şarkı As Long As Winds Will Blow, ilk şarkıdan aldığı coşkuyu devam ettiren, şarkı sözlerinde “rüzgârlar estiği sürece gururum olacak, çok uzaklardan bir yıldız parlayacak, kalbim nefretle kalacak” gibi baya etkileyici (!) sözler olan, ama müzikle ahenk içindeki dizelerle kurulu bir şarkı. 3. Aduatuza’da atların ayak seslerini, savaş ortamını hissederek başlıyoruz. Bu şarkıda, Aduatuza isminde; Tenkterian Kalesi’nin olduğu, ölen savaş kahramanlarının savaştığına inanılan ve zaferin yaşandığı bir yer anlatılıyor. 4. Donar’s Oak ise (favorim) ilk 3 şarkıdan aldığı gaz ve coşkuyu bir kademe yukarı taşıyor. Bu şarkı tam bir marş havası niteliğinde; öyle ki bir futbol takımına yazılsa cuk oturacak cinsten.
Şimdi ilginç bir öneriyle geliyorum. Bence Vakyas abimiz oturmalı ve Almanya, Danimarka, İsveç gibi Kuzey ülkelerinin hangi futbol takımına bu şarkıyı marş olarak verebileceğini düşünmeli. Özellikle 100. yılını kutlayacak olan takımlarda daha büyük prim yapar bu (bkz: Kıraç). Tek yapması gereken şarkı sözlerini değiştirmek. Ben internette küçük bir araştırma yaptım, acaba hangi futbol kulüpleri 100. yılına yaklaşıyor diye, bu takımlar çıktı:
Bochum – Almanya
Avusturya Wien – Avusturya
Brescia – İtalya
Hajduk Split – Hırvatistan
Molde – Norveç
Cska Moskova – Rusya
Polonia Varşova – Polonya
Levski Sofya – Bulgaristan
Valla ben olsam Molde’yi gözüme kestirirdim, tam da mitlerle, paganizmle ünü Norveç işte abi. Sağlam para var bu işte. Tanrılar karın doyurmuyor ki be güzel kardeşim. Ben bir düşün derim, harbi diyorum bak.
Neyse devam edelim. 5. şarkımız The Ardent Awaited Land 4 şarkıdan sonra temponun biraz düştüğü, sakin bir parça. Bu şarkıda biraz kafa dinliyoruz yani. 6. Homeward Shore’un girişindeki arpej ise bence albümün en karizma rifi. Baya akılda kalıcı bir arpej. Albümün ağır topu ise 7. sıradaki Farewell. Bu şarkı da aslında eski stadını terk eden, yeni bir stad inşa eden takımlar için kullanılabilir. Hazır ismi de Farewell (iyice abarttım olayı). Bu şarkıda albümün genelinde süregelen ve sık tekrar eden nakaratların yerine değişen nakaratlar görüyoruz, ki albümün en çok yön değiştiren şarkısının Farewell olduğunu da söyleyebiliriz.
Sonuç olarak “Ok Nefna Tysvar Ty” güzel bir albüm, ama canavar gibi bir albüm olmadığı için puan olarak 7.5’i uygun görüyorum. Falkenbach her zaman olduğu gibi, oturmuş stiliyle bekleneni veriyor. Ama öyle aman aman bir albüm de değil. Anlayacağınız bir Alex değil(ben de kullandım bu kalıbı sonunda, oh rahatladım, daşşaklarım serinledi).
@Ahmet Saraçoğlu, o diil de senin falkenbach yazına da ilgi olmamış, millete tanıtmak açısından “metallica’nın falkenbach sevgisi” tarzı kolpa bi yalan haber mi yapsak acaba? :)
@ali ihsan balı, karşıt görüşlere saygılıyımdır, isteyen düşüncesini söylemelidir. hatta senin serdar ortaç değil de falkenbach dinlemen ve bu kritiği okuman bile beni mutlu eder. bu, bizim aynı kafada olduğumuzu gösterir. ama benim yazı tarzım böyle be abi ve de hep böyle olacak, kurgusal komiklikler yaratmak için harbi diyorum dakikalarca düşündüğüm oluyo, ama kimse beğenmek zorunda değil, bunu da bilerek yazıyorum.
Bence de mizah yönünün altından kalkılmış. Tabii mizah çok göreceli birşey ama, bence dünyanın en tatsız şeyi komiklik yapmaya ÇALIŞMAKtır, ve içten gelmedikçe neticede dona düşer son damla. :) Samimi buldum ben mizahi bakımdan yazıyı. Bir ilk kritiğe göre de iyiydi.
@Aeonian_Lich, Ha bir de, ikimiz de kendi isimlerimizi kullanmamamız babında (ki kritik yazarlığı da bir nevi üretimdir, kritik yazarı da müzisyenlik yapmasa da müzikle alakalı birşeyler üretiyordur)senin “ismi yerine nick kullanan) ergen ithamının sınırlarına giriyoruz sanırım. :) O bakımdan aynaya da bakmalıyız belki. :)
@Aeonian_Lich, yok, içten gelmediğinde zaten yapmaya çalışmam komiklik, bilgi yüklü bir kritik olur o. mesela bi sonraki kritikte aralara bişeyler sıkıştırmaya çalışıyorum ama olmuyo, olmazsa da olmaz canım zorlamaya gerek yok ama yazılarımı samimi yazıyorum bu bilinsin, belki mizah kalitesi düşündüğüm kadar iyi olmaz, millet beğenmez ama öyle üstünkörü “aman yazalım da verelim” tarzı değil anlayacağınız.
bu arada bu 2. kritiğim. steve vai kritiğinde, gerçek ismimi kaldırtıp, nickime döndüm. tabii bu da ayrı bi ironi. adamlara saydırıyorum “niye nick kullanıyosunuz” diye ama kendim de kullanıyorum. Ama ben küfür,argo vs.. kullandığım için nickimi beni daha rahat hissettirdiği için kullanıyorum. millete sataşıp nickimin arkasına sığınmak gibi bi niyetim yok.
@Aeonian_Lich, ahaha slogan da güzelmiş ama benim öyle bi niyetim yok dostum. bu arada benim bi arkadaş gerçek hayatta az daha kavga edecekti buna benzer bi durum yüzünden. bizimki DOTA’DA bi çocuğa ayar olmuş, “dövecem olm seni demiş”, neyse ikisi de istanbul/kartal’da oturuyomuş şansa. adres belirlemişler felan neyse, bizimki bi bakmış, çocuk birsürü adam toplamış, çocukların yanından geçerken “gelmedi mi lan hala cenk” felan dediklerini duymuş. cenk de “delikanlıysanız DOTA’da kapışalım” demiş desem de inanma. öyle bi hikaye işte…
@Exorsexist, ya Aeonian_Lich’in hangi düşüncesine +1 verdiğini tam anlayamadım. eğer nick konusundaki fikrine verdiysen sen de nick kullanıyosun, bu da ironik olmaz mı? gerçekten harikayız biz ya ahaha :)
@malavuranga, Bugün çenem durmuyor, ben cevaplayayım. Ana mesaja +1 vermiş. Sezgilerim çok kuvvetli %97 yanılmam dediğim gibi oradan biliyorum.
Şaka. :D Çerçeveleri takip edersen, alıntı kirliliği boyutuna ulaşılmadığı sürece hangi mesaja cevap verdiği anlaşılıyor, o şekilde anlayabilirsin. :)
Ayrıca nick konusuna bile cevap verseydi, yok lan dur, exorsexist de kritik yazıyordu. Pardon. Neden silip de hiç “ama o kritik yazmıyor, buraya yorum yapıyor, forumlardaki gibi nick kullanması doğal” demek üzere yola çıktığımı belli etmemecesine konuşmadım bilmiyorum. Neyse tamam sustum.
@Exorsexist, hee galiba aeonian_lich’in ilk yorumuna +1 vermişsin yeni anladım. çünkü arka planı koyu renkli, eğer 2.sine vermiş olsaydın yorumunun arka planı beyaz olurdu. o zaman teşekkürler kritiği beğendiğin için :)
@malavuranga, evet ilk yoruma +1 demiştim ama nedense bayağı altta gözüküyor o yazı. ve hayatımda ilk kez birisinin yazdığına cevap olarak ve katılma mahiyetinde “+1″ yazdım. artık bambaşka bir insanım.
@Exorsexist, muhteşem bi duygudur, tebrik ederim. ben bi daha böyle bi şans geçerse elime, +31 vermeyi düşünüyorum. ama sakın çalayım deme ama fikrimi, tamam mı.
@önder, Yukardaki çerçeveye, aramıza gelirsen gırla giden şamata gırgırla birlikte, bir ton da şey öğrenirsin benden söylemesi. Hatta öğrendiklerin ve gördüklerin bu sorunun cevabıyla artık ilgilenme isteğini de götürür tahminen. Çok eğleniyoruz orda, gel gel.
İtiraf: Geçen günkü tatlıya bağlanan, yanlış bi anlaşma sonucunda sitede bir daha geyik yapmayacağım tavrına girmemden sonra sanırım 35 yaşında üst üste 5 kere gelebilen biri gibi dengesiz ve ayarsız bi geyik birikiminin dışa fışkırmasına şahit oluyorsunuz. Tamam bu sefer cidden sustum. :D
@malavuranga, Seninki biraz erken boşalma gibi oldu. Malavuranga anladikoz? ;) Keşke katılınabilecek içerikte bir mesaj görene kadar sabredebilseydin. Neyse tıp ilerledi, çözümleri var artık. (Somebody stop meeeee!) :)
@Aeonian_Lich, başka zamanlar için de kullanabilirim, dolmasını bekliyorum ahaha :) o değil de harbi harbi arattım ekşi sözlükte anladikoz’u ya, allah iyiliğini versin emi :) yılın kefali olmaya şimdiden talibim.
@Belus, ben felsefi açıdan şunu merak ediyorum. muhtemelen yazı komik gelmedi sana. ama eğer komik gelseydi, olumsuz mu yaklaşırdın gene de? yani klasik kritik yazma kalıplarının dışında yazma stilinden bahsediyorum. benim amacım “gerek yok böyle yazmaya ya” dan “x kişisi ya da malavuranga böyle yazar ya” ya yönelik bir düşünce devinimini sağlamak.
şöyle örnek verebilirim. x bir yönetmenin filmi ilk defa izlendiğinde o yönetmenin tarzına alışmakta biraz zorluk çekilebilir. mesela pek çok insan nuri bilge ceylan’da bunu yaşamıştır. veya tarantino için de “ne saçmalıyo bu adam ya” denilebilir. şimdi kendimi bu adamlarla kıyaslama gibi bi saçmalığa girmeyeceğimi sen de biliyosun. örnek veriyorum sadece. ama şunu unutmayın ki ben de normal, istenen şekilde yazabilirim. ki yazının geyik bölümlerini çıkarın alın size istenen saf hali. ama inanın ki bunu istemiyorum. “ya abi olmamış ben gülemedim ya” deyin başım üstüne. hatta “gerek yok böyle yazılara” düşüncesine de kızmıyorum ve saygı duyuyorum. herkes istediğini söylemeli kesinlikle, ama bişeyi anlatmaya çalışıyorum umarım anlatabilmişimdir.
netice olarak şunu söylüyorum. ben yazıdan istenileni veriyomuyum(müzik kültürü açısından). hee eğer veriyosam
biraz geyik yapma hakkımı çok görmeyin lütfen, gözünüzü seviyim :)
@malavuranga, Her aldığın tepkiye 3 paragraf cevap verirsen geçici veya kalıcı olarak soğursun yaptığın şeyden, benden söylemesi. :) Müzikal bağlamda çok iyi bir kritik olduğunu düşünmüyorum. Bence mizahi yönden iyiydi, ama yalnızca iki kritik yazmış biri için de müzikal anlamda kabul edilebilirdi.
bu sitede yazılan kritiklerin hepsi farklı yönlerden sesleniyor. hepsi de yazın sahibinin farklı tarzlarını yansıtıyor. mesela bundan önce yayımlanan kritik çok fazla öznel düşünceler içeriyor ve sanki bir yaşanmışlık üzerine hikaye anlatımı gibi sürükleyici nüanslar verebiliyordu. ancak tabii üzerinde konuşulan albüm hakkındaki bilgiler, yorumları pek okumadık bu eksiği vardı. bu kritikte de yine çok fazla albüm hakkında detaylı bilgiler ve yazarın kendi yorumları pek yok, bunun aksine yine yazarın kendi tarzını öne çıkardığı yerler mevcut. demem o ki yani bir albümden mi bahsediyorsunuz orada youtube görüntüsü vermek yetmiyor. albümden bahsedin çok fazla hikaye anlatmayın çok fazla geyik yapmayın yani hepsinin bir yeri olsun tadında kullanın bazı şeyleri. ben hikaye okumuyorum ki ya da bir mizah yazısı ya da sanatsal değeri yüksek bir öykü de okumuyorum. benim okumak istediğim şey bir albüm hakkındaki yorum, ama gerçek yorumlar. biz bunu istiyoruz.
@b, tamam dostum, müzik kısmını da boşlamamam gerektiğine yönelik eleştiriler alıyorum. bunu dikkate alacam. bi sonraki kritik zaten en sevdiğim sanatçılardan joe satriani’yle ilgili. orada full bilgi olacak :)
Facia bir kritik olmuş yav. Korkunç bi ‘mizah’. Neyse ki artık böyle kritikler çıkmıyor. Yazar arkadaş kusura bakmasın, kendisi güzelim gruba liseli ergen misiniz filan demiş, peki, “malavuranga” ortaokul tuvalet mizahşörü bir ergen mi, diye sorayım ben de.
Her neyse albüm gitarların zayıflığı dışında iyidir. Aslında sırf bunu söylemeye gelmiştim ama cıvıklığa dayanamadım hahah. Bence bu 90lar başı cılız doom ritm gitarları tonu folk’a çok gitmiyor. Besteler üzerinde uğraşılmış belli ki ama yan odada battaniyenin altında çalınıyormuş gibi duyulan gitarlar albümü silikleştiriyor. 7/10 işler.
İyi albüm, ama magni blandinn ok megintiri kadar değil.
09.04.2011
@Ahmet Saraçoğlu, o diil de senin falkenbach yazına da ilgi olmamış, millete tanıtmak açısından “metallica’nın falkenbach sevgisi” tarzı kolpa bi yalan haber mi yapsak acaba? :)
iyi albüm, kritikte ise komik olmaya çalışılmış ama olmamış..
09.04.2011
@ali ihsan balı, karşıt görüşlere saygılıyımdır, isteyen düşüncesini söylemelidir. hatta senin serdar ortaç değil de falkenbach dinlemen ve bu kritiği okuman bile beni mutlu eder. bu, bizim aynı kafada olduğumuzu gösterir. ama benim yazı tarzım böyle be abi ve de hep böyle olacak, kurgusal komiklikler yaratmak için harbi diyorum dakikalarca düşündüğüm oluyo, ama kimse beğenmek zorunda değil, bunu da bilerek yazıyorum.
iyi albüm (3), kritikte komik olmaya calisilmis ve gayet de basarili olmus…
idare eder albüm(1). kritikte ise komik olmaya çalışılmış ama olmamış(2)…
Bence de mizah yönünün altından kalkılmış. Tabii mizah çok göreceli birşey ama, bence dünyanın en tatsız şeyi komiklik yapmaya ÇALIŞMAKtır, ve içten gelmedikçe neticede dona düşer son damla. :) Samimi buldum ben mizahi bakımdan yazıyı. Bir ilk kritiğe göre de iyiydi.
09.04.2011
@Aeonian_Lich, Ha bir de, ikimiz de kendi isimlerimizi kullanmamamız babında (ki kritik yazarlığı da bir nevi üretimdir, kritik yazarı da müzisyenlik yapmasa da müzikle alakalı birşeyler üretiyordur)senin “ismi yerine nick kullanan) ergen ithamının sınırlarına giriyoruz sanırım. :) O bakımdan aynaya da bakmalıyız belki. :)
09.04.2011
@Aeonian_Lich, yok, içten gelmediğinde zaten yapmaya çalışmam komiklik, bilgi yüklü bir kritik olur o. mesela bi sonraki kritikte aralara bişeyler sıkıştırmaya çalışıyorum ama olmuyo, olmazsa da olmaz canım zorlamaya gerek yok ama yazılarımı samimi yazıyorum bu bilinsin, belki mizah kalitesi düşündüğüm kadar iyi olmaz, millet beğenmez ama öyle üstünkörü “aman yazalım da verelim” tarzı değil anlayacağınız.
bu arada bu 2. kritiğim. steve vai kritiğinde, gerçek ismimi kaldırtıp, nickime döndüm. tabii bu da ayrı bi ironi. adamlara saydırıyorum “niye nick kullanıyosunuz” diye ama kendim de kullanıyorum. Ama ben küfür,argo vs.. kullandığım için nickimi beni daha rahat hissettirdiği için kullanıyorum. millete sataşıp nickimin arkasına sığınmak gibi bi niyetim yok.
09.04.2011
@malavuranga, millete sataşıp nickimin arkasına sığınmak gibi bi niyetim yok.”
Benim niyetim tam da o. Hatta millete sataşıp nickimin arkasından “Talk to the Lich, bitch!” şeklinde pis pis sırıtıyorum. :F
D&D bilenlere beni sorun, anlatsınlar. :P
09.04.2011
@Aeonian_Lich, ahaha slogan da güzelmiş ama benim öyle bi niyetim yok dostum. bu arada benim bi arkadaş gerçek hayatta az daha kavga edecekti buna benzer bi durum yüzünden. bizimki DOTA’DA bi çocuğa ayar olmuş, “dövecem olm seni demiş”, neyse ikisi de istanbul/kartal’da oturuyomuş şansa. adres belirlemişler felan neyse, bizimki bi bakmış, çocuk birsürü adam toplamış, çocukların yanından geçerken “gelmedi mi lan hala cenk” felan dediklerini duymuş. cenk de “delikanlıysanız DOTA’da kapışalım” demiş desem de inanma. öyle bi hikaye işte…
09.04.2011
@Aeonian_Lich, +1.
09.04.2011
@Exorsexist, ya Aeonian_Lich’in hangi düşüncesine +1 verdiğini tam anlayamadım. eğer nick konusundaki fikrine verdiysen sen de nick kullanıyosun, bu da ironik olmaz mı? gerçekten harikayız biz ya ahaha :)
09.04.2011
@malavuranga, Bugün çenem durmuyor, ben cevaplayayım. Ana mesaja +1 vermiş. Sezgilerim çok kuvvetli %97 yanılmam dediğim gibi oradan biliyorum.
Şaka. :D Çerçeveleri takip edersen, alıntı kirliliği boyutuna ulaşılmadığı sürece hangi mesaja cevap verdiği anlaşılıyor, o şekilde anlayabilirsin. :)
Ayrıca nick konusuna bile cevap verseydi, yok lan dur, exorsexist de kritik yazıyordu. Pardon. Neden silip de hiç “ama o kritik yazmıyor, buraya yorum yapıyor, forumlardaki gibi nick kullanması doğal” demek üzere yola çıktığımı belli etmemecesine konuşmadım bilmiyorum. Neyse tamam sustum.
09.04.2011
@Exorsexist, hee galiba aeonian_lich’in ilk yorumuna +1 vermişsin yeni anladım. çünkü arka planı koyu renkli, eğer 2.sine vermiş olsaydın yorumunun arka planı beyaz olurdu. o zaman teşekkürler kritiği beğendiğin için :)
09.04.2011
@malavuranga, evet ilk yoruma +1 demiştim ama nedense bayağı altta gözüküyor o yazı. ve hayatımda ilk kez birisinin yazdığına cevap olarak ve katılma mahiyetinde “+1″ yazdım. artık bambaşka bir insanım.
09.04.2011
@Exorsexist, muhteşem bi duygudur, tebrik ederim. ben bi daha böyle bi şans geçerse elime, +31 vermeyi düşünüyorum. ama sakın çalayım deme ama fikrimi, tamam mı.
09.04.2011
@malavuranga, bu yorum aenioan_lich’in açıklamasından önce yapılmıştır. yani kendi kafamla çözdüm olayı(kafana sokıym), gene de sağol lich :)
abi bilen söylesin ilk resim daha doğrusu banner’de ki orman,göl nerede tam bilen var mı? Hayallerimde ki yerlere benziyor. Ne kadar güzel.
09.04.2011
@önder, Yukardaki çerçeveye, aramıza gelirsen gırla giden şamata gırgırla birlikte, bir ton da şey öğrenirsin benden söylemesi. Hatta öğrendiklerin ve gördüklerin bu sorunun cevabıyla artık ilgilenme isteğini de götürür tahminen. Çok eğleniyoruz orda, gel gel.
İtiraf: Geçen günkü tatlıya bağlanan, yanlış bi anlaşma sonucunda sitede bir daha geyik yapmayacağım tavrına girmemden sonra sanırım 35 yaşında üst üste 5 kere gelebilen biri gibi dengesiz ve ayarsız bi geyik birikiminin dışa fışkırmasına şahit oluyorsunuz. Tamam bu sefer cidden sustum. :D
09.04.2011
@Aeonian_Lich, +31
evet dediğimi yaptım, yukarda bahsetmiştim zaten.
09.04.2011
@malavuranga, Seninki biraz erken boşalma gibi oldu. Malavuranga anladikoz? ;) Keşke katılınabilecek içerikte bir mesaj görene kadar sabredebilseydin. Neyse tıp ilerledi, çözümleri var artık. (Somebody stop meeeee!) :)
09.04.2011
@Aeonian_Lich, başka zamanlar için de kullanabilirim, dolmasını bekliyorum ahaha :) o değil de harbi harbi arattım ekşi sözlükte anladikoz’u ya, allah iyiliğini versin emi :) yılın kefali olmaya şimdiden talibim.
09.04.2011
@önder, izlanda olabilir.
Albüm çok iyidir..
ama bu tarz kritiklere çokda gerek yok fikrimce..
09.04.2011
@Belus, ben felsefi açıdan şunu merak ediyorum. muhtemelen yazı komik gelmedi sana. ama eğer komik gelseydi, olumsuz mu yaklaşırdın gene de? yani klasik kritik yazma kalıplarının dışında yazma stilinden bahsediyorum. benim amacım “gerek yok böyle yazmaya ya” dan “x kişisi ya da malavuranga böyle yazar ya” ya yönelik bir düşünce devinimini sağlamak.
şöyle örnek verebilirim. x bir yönetmenin filmi ilk defa izlendiğinde o yönetmenin tarzına alışmakta biraz zorluk çekilebilir. mesela pek çok insan nuri bilge ceylan’da bunu yaşamıştır. veya tarantino için de “ne saçmalıyo bu adam ya” denilebilir. şimdi kendimi bu adamlarla kıyaslama gibi bi saçmalığa girmeyeceğimi sen de biliyosun. örnek veriyorum sadece. ama şunu unutmayın ki ben de normal, istenen şekilde yazabilirim. ki yazının geyik bölümlerini çıkarın alın size istenen saf hali. ama inanın ki bunu istemiyorum. “ya abi olmamış ben gülemedim ya” deyin başım üstüne. hatta “gerek yok böyle yazılara” düşüncesine de kızmıyorum ve saygı duyuyorum. herkes istediğini söylemeli kesinlikle, ama bişeyi anlatmaya çalışıyorum umarım anlatabilmişimdir.
netice olarak şunu söylüyorum. ben yazıdan istenileni veriyomuyum(müzik kültürü açısından). hee eğer veriyosam
biraz geyik yapma hakkımı çok görmeyin lütfen, gözünüzü seviyim :)
10.04.2011
@malavuranga, Her aldığın tepkiye 3 paragraf cevap verirsen geçici veya kalıcı olarak soğursun yaptığın şeyden, benden söylemesi. :) Müzikal bağlamda çok iyi bir kritik olduğunu düşünmüyorum. Bence mizahi yönden iyiydi, ama yalnızca iki kritik yazmış biri için de müzikal anlamda kabul edilebilirdi.
10.04.2011
@Aeonian_Lich, tamam ahbap.
parantez içerisinde ki son cümle hariç beğendim ben kritiği.eline sağlık.
10.04.2011
@Synysterr, teşekkürler
bu sitede yazılan kritiklerin hepsi farklı yönlerden sesleniyor. hepsi de yazın sahibinin farklı tarzlarını yansıtıyor. mesela bundan önce yayımlanan kritik çok fazla öznel düşünceler içeriyor ve sanki bir yaşanmışlık üzerine hikaye anlatımı gibi sürükleyici nüanslar verebiliyordu. ancak tabii üzerinde konuşulan albüm hakkındaki bilgiler, yorumları pek okumadık bu eksiği vardı. bu kritikte de yine çok fazla albüm hakkında detaylı bilgiler ve yazarın kendi yorumları pek yok, bunun aksine yine yazarın kendi tarzını öne çıkardığı yerler mevcut. demem o ki yani bir albümden mi bahsediyorsunuz orada youtube görüntüsü vermek yetmiyor. albümden bahsedin çok fazla hikaye anlatmayın çok fazla geyik yapmayın yani hepsinin bir yeri olsun tadında kullanın bazı şeyleri. ben hikaye okumuyorum ki ya da bir mizah yazısı ya da sanatsal değeri yüksek bir öykü de okumuyorum. benim okumak istediğim şey bir albüm hakkındaki yorum, ama gerçek yorumlar. biz bunu istiyoruz.
10.04.2011
@b, tamam dostum, müzik kısmını da boşlamamam gerektiğine yönelik eleştiriler alıyorum. bunu dikkate alacam. bi sonraki kritik zaten en sevdiğim sanatçılardan joe satriani’yle ilgili. orada full bilgi olacak :)
Facia bir kritik olmuş yav. Korkunç bi ‘mizah’. Neyse ki artık böyle kritikler çıkmıyor. Yazar arkadaş kusura bakmasın, kendisi güzelim gruba liseli ergen misiniz filan demiş, peki, “malavuranga” ortaokul tuvalet mizahşörü bir ergen mi, diye sorayım ben de.
Her neyse albüm gitarların zayıflığı dışında iyidir. Aslında sırf bunu söylemeye gelmiştim ama cıvıklığa dayanamadım hahah. Bence bu 90lar başı cılız doom ritm gitarları tonu folk’a çok gitmiyor. Besteler üzerinde uğraşılmış belli ki ama yan odada battaniyenin altında çalınıyormuş gibi duyulan gitarlar albümü silikleştiriyor. 7/10 işler.