Başladığında taze bir nefesken (araba kokusu gibi böyle ananas özlü), albümden albüme sıradanlaşan ve “Wages of Sin”den sonra çıkardığı her albümle ortalamalığa iyice saplanan ARCH ENEMY, tüm dünyada gün geçtikçe daha çok büyüyor (enlarge your enemy). Gossow hamlesi sayesinde adı en çok anılan gruplardan biri haline gelen ARCH ENEMY, konu Japonya’ya geldiğinde tam bir fenomen durumunda. “Wages of Sin”in ilk haftasında 22.000 sattığı bu sevimli teknoloji ülkesinde, nedendir bilinmez, ARCH ENEMY’nin özel bir değeri var.
ARCH ENEMY’nin kariyerindeki ikinci DVD olan “Tyrants of the Rising Sun: Live in Japan”, İsveçli grubun doğunun bu incisindeki popüleritesini, bunun sebeplerini ve grubun Japon pazarına oynamak için ne gibi dolaplar çevirdiğini gözler önüne seriyor. Bir süredir evli olan Michael Amott ve Angela Gossow’un birer metal ikonu olarak görüldüğü Japonya’da, her ne kadar her grubun belli bir dinleyici kitlesi olsa da, ARCH ENEMY’nin kitlesi biraz daha ön plana çıkıyor gibi.
DVD içeriğine baktığımızda, bir önceki “Live Apocalypse”den daha doyurucu bir materyal görüyoruz. Özellikle Japonya ile ARCH ENEMY’nin dizginlenemeyen aşkını anlatan 47 dakikalık belgesel, grubun sadece bu ülkeyle olan ilişkisini konu alsa da, izlemeye değer. Japonya’nın önemli metal insanlarıyla (Robocop, Iron Man falan), hayranlarla ve tabii grup üyeleriyle yapılan röportajların ağırlıkta olduğu içerikte, Michael Amott’un bir atari salonua girip Guitar Hero’da kendi yazdığı şarkıyı çalamayışını, Sharlee D’Angelo’nun korkunç bozuk diş yapısını, Angela Gossow’un devasa “meşhur güneşgözlüğü” takıntısını (hani şu suratın yarısını kaplayanlar) da görmek mümkün (şu alttaki trailer’da da var hatta).
Bunların haricinde yine Japon kültürünü yansıtan DVD menüsü ve DVD kitapçığı da gayet güzel tasarlanmış, menüdeki tamtamlar falan havaya sokmak için iyi olmuş.
DVD’nin asıl önemli kısmıysa, elbette ki konser. Her albümden şarkıları içeren ve neyse ki son albüme ağırlık verilmeyen konser, şarkı seçimi açısından mantıklı. Hatta “Wages of Sin” ve öncesi, konserin ağırlıklı kısmını oluşturuyor. Açıkçası onlar da biliyor son üç albümdeki şarkıların öncekiler kadar iyi olmadığını, en azından konserler söz konusu olduğunda eskiler kadar prim yapmadığını.
Soloları dahi ağızdan söyleyen seyircinin coşkusu ve üstünde “PURE FUCKING METAL” yazan beyaz pantolonuyla biraz fazla, nasıl desem, “kitsch” olan Angela’nın başarılı sahne performansı konserin en çok dikkat çeken iki artısı. Her ne kadar Angela’nın sesi her zamanki gibi bir prosesten geçiyor olsa da, heyecanı, canlılığı, gözlerinin altındaki savaş boyaları ve en durgun seyirciyi dahi gazlaması olası sahne enerjisi ile Angela bir hayli iyi bir front-woman (böyle bir süper kahraman filmi çekesim var. Front Woman! Önde duruyo sadece… olayı o).
Artislik yapmak istediğimden, aşağıya kendi gittiğim başka bir ARCH ENEMY konserinden bir fotoğraf koyuyorum. Resimde, stage dive yapan Angela’nın ellerimizin üstünden kayarak tekrar öne doğru inişi görülmekte. Hey gidi hey…
Daha fazla uzatmadan, “Tyrants of the Rising Sun“ı grubun tüm hayranları başta olmak üzere, kayıt, seyirci, mekan ve ışıklandırmadan dolayı sizi de içine çeken iyi ve capcanlı ve bir konser performansı izlemek isteyenlere öneriyorum. Zaten grubun hayranı değilseniz bunu da almayacaksınızdır, ama grubu bilmeyen biriyseniz ve bir şekilde bu 2,5 saatlik DVD’yi izlerseniz, sadece konser performansından bile etkilenip gruba yakınlaşmanız, ilgilenmeye başlamanız da olası.
Şarkılar 01. Intro / Blood On Your Hands
02. Ravenous
03. Taking Back My Soul
04. Dead Eyes See No Future
05. Dark Insanity
06. The Day You Died
07. Christopher Solo
08. Silverwing
09. Night Falls Fast
10. Daniel Solo
11. Burning Angel
12. Michael Amott Solo (incl. "Intermezzo Liberté")
13. Dead Bury Their Dead
14. Vultures
15. Enemy Within
16. Snowbound
17. Shadows And Dust
18. Nemesis
19. We Will Rise
20. Fields Of Desolation / Outro
+ “The Road To Japan” Belgeseli
+ Revolution Begins [video] [orijinal versiyon]
+ Revolution Begins [video] [canlı versiyon]
+ I Will Live Again [video]
Bu yazıyı neden daha yeni okuduğumu bilmiyorum ama şu konser videosunu kaç kere izledim kim bilir. 2011-2012 yıllarımın özeti resmen Arch Enemy. YouTube’a girip sadece konser videosunu saatlerce izlemişliğim vardır. Bu derece hayran olunacak bi grup değil belki ama beni death metal ile tanıştırıp hayatımı değiştiren grup diyebilirim. Yazı ise tam olmuş bence ne eksik ne fazla. Eline sağlık
Bu yazıyı neden daha yeni okuduğumu bilmiyorum ama şu konser videosunu kaç kere izledim kim bilir. 2011-2012 yıllarımın özeti resmen Arch Enemy. YouTube’a girip sadece konser videosunu saatlerce izlemişliğim vardır. Bu derece hayran olunacak bi grup değil belki ama beni death metal ile tanıştırıp hayatımı değiştiren grup diyebilirim. Yazı ise tam olmuş bence ne eksik ne fazla. Eline sağlık