Çıkış tarihi
2011Şirket
Season of Mist
Kadro
Seth Siro Anton: Bas, brutal vokal
Christos Antoniou: Gitar, orkestrasyon
Sotiris Anunnaki V: Gitar, clean vokal, sözler
Fotis Benardo: Davul |
Şarkılar
1. The Vampire From Nazareth
2. A Great Mass of Death
3. Pyramid God
4. Five-Pointed Star
5. Oceans of Grey
6. The Undead Keep Dreaming
7. Rising
8. Apocalypse
9. Mad Architect
10. Therianthropy
|
İlk sefer dinlediğimde bu ne ya demiştim, ardından incelemeden sonra bir daha bakayım zorlamaları ile birlikte sevememiş bulunmaktayım. Belki bir gün..
24.10.2011
@Ext_Aggression, kayıplardasın geronimo
şöyle bi şey.
http://www.youtube.com/watch?v=1F__9iSScec
brutal çok sağlam.
communion’dan bile güzel, sağlam death metal… ilk 4 şarkı aşmış, sonrasında 3 klasik septicflesh şarkısı, sonra dan diye apocalypse iniyo, hay allahım ne güzel şeydir o öyle… 10 10 10…
24.10.2011
@blackroseimmortal, son şarkı aşmış
yeni tanıştım bu grupla (nerden baksan hıyarca)
Pyramid God sevdi! attı kalbimi…
24.10.2011
@Mardukcan Belphegorgil, herşeyin zamanı gelir. sonsuzluk seninle sen onsuz olma sakın
hava atmak için söylemiyorum plak versiyonu CD’den 10 kat daha iyi sound’a sahip ilgilenen olursa 24b/96khz FLAC linkini veririm
24.10.2011
@nordson, ver gitsin panpa.
25.10.2011
@nordson, Saolasın, torrent linki verenlerin çok olsun.
sevmeyenlere +12
Çabuk unutuldu sanki.
08.02.2012
@Itachi, Size öyle geliyor bayım.
Öncelikle Septicflesh’i ilk olarak bu albümle tanıdığımı belirteyim. Herhalde bir insanı hayatında bu derece etkileyen çok az albüm vardır. İlk dinlemeye başladığım andan beri etkisinden kurtulamadım bu albümün. Hatta her şarkısına ayrı ayrı bayıldığım, tekrar tekrar dinlediğim başka bir albüm daha var mı emin değilim.
Five-pointed star, pyramid god, oceans of grey, mad architect hepsi gözümde 10/10′luk şarkılar. Ama bir de therianthropy diye de bir şey var ki..
Albümle ilgili yapabileceğim belki de tek olumsuz eleştiri clean vokaller olabilir. Bu albümde brutal ne kadar yüce ve hayvaniyse clean vokal de o kadar sıradan ve düz kalmış. Hatta olmasa da olurmuş diyebilirim. Tam anlatamadım derdimi herhalde ama albüm “the great brutal mass” şeklinde olsa, tüm zamanların en iyi albümü ilan edebilirdim sanırım. Mesela Rising’de şarkının ortasında eleman “I am rising” diye girdikçe ağzına ağzına vurasım geliyor hala dinlerken.:) Önceki yorumlarda bu konuda olumsuz bir şey görmedim, bir tek ben taktım herhalde clean vokallere, ilginç. Herneyse o kadar kusur da oluversin artık.
Ama şöyle de bir durum var. Grubu canlı izlemeden konuşmak pek doğru olmaz ama orkestra olmadan bu şarkıların canlı performansta bu kadar etkili ve vurucu olacağına da pek ihtimal vermiyorum açıkçası. Gelseler de dinlesek tabi ayıla bayıla izleriz, dinleriz yine de eminim.
Bu albümden sonra da grubun diğer albümlerini dinlemeye koyulduk bakalım. The Great Mass etkisi yaratmasa da Communion’u da gayet beğendim diyebilirim. Zamanla sindiririz iyice.
01.03.2018
@Sopar, clean vokaller konusunda katılıyorum. çok itici. boğasım geliyor
güzel albüm.
Albümü önceden hiç dinlememiştim,bu gece dinleme kararı aldım ve az önce bitirdim.
…LAN!!!!!!!!!!!
Buradaki övgüleri de okudum felaket heyecanlandım,ve heyecanım kesinlikle boşa gitmedi. Bir türlü dinleme fırsatı bulamadığım albümü buradaki yorumların gazıyla da dinlemeye koyuldum ve beynimi çıkarıp ovalayasım geldi. Ya tamam övgüler çoktu da,bu kadar müthişlikte bir şey beklemiyordum. Bırak kötü bir şarkı bile olmamasını,kötü KISIM yok albümde. The Vampire From Nazareth ve A Great Mass of Death şarkıları ayrıca kalbimi çaldı.
10,10,10.
Bu albümü ben de seviyorum ama başyapıt sınıfına da sokamıyorum. Benim için sadece güzel bir albüm ve not skalamda da 8-8,5 arası bir yere tekabül ediyor. Gitarın sadece distortion olarak kullanılıp, armoni ve melodi eksikliğinin metal dışı ögelerle giderilmesi hastası olacağım bir durum değil. Buna rağmen seviyorum bu albümü, yer yer gerim gerim gerilerek dinliyorum. Fakat daha fazlası değil.
Bir de Fotis için laflar hazırladım. Davulla vücut çalışıyor olsa gerek. Bu nasıl bir hayvanoğlu hayvanlıktır, ilgiyle takip etmekteyiz. (Kusura bakma Fotisciğim, Ege’nin karşı tarafında bu şekilde iltifat ediliyor.)
Yeni albüm haberlerini gördüm. Neymiş la bu Septicflesh dedim ve bu albümü açtım. OMG! Çok kral, çok.
Bu albümü şimdi anlatmaya kalksam şu alkollü bünyem ile saçmalarım kesin. Ayık kafa ile anlatmaya kalksam kitap okuma özürlü bi insan olduğum için kelime dağarcığım yetmicek aq. İşte böyle bi albüm.
Not: pyramid god. senin ta aq…
Dinlerken ağırlığıyla beni ezen belki tek albüm.
Sanırsam böyle bi kritik sitede ilk defa yapılıyor-yanılıyor da olabilirim yeşillendirirseniz sevinirim- ve sonuna kadar hakettiği kesin.
Grupla aktif olmadığı senelerde tanıştım (puslu bir 2006 yazıydı sanırsam) ama doom/gotik tarzı şeyleri hiç sevmemem nedeniyle kendilerinden baştan soğumuştum bir nebze. Ama o zaman bile tek dinleme nedenim grubun değişik sounduydu (saunduu, heh doğru). Şimdiki gibi bütünleyici ve oturaklı olmasından ziyade şarkıyı desteklesin diye daha çok klavye ile germe amaçlı 80′ler korku filmi jeneriğimsi eklemeleri ve grubun en başından beri death metal denilen olayı çok iyi anlayıp uygulaması ilk albümleri gayet dinlenebilir kılıyor. Her ne kadar sıkıcı şarkıları olsada grubun ”Septic Flesh” olduğu zamanlar yaptığı işler gayet dinlenilesi şeyler. Elbet son 3′lünün yakınından geçemeselerde bu son albümleri aşırı derecede iyi olmasının suçudur. Bu açıdan bakıp beklentilerinizi çok yüksek tutmayarak kesinlikle ilk albümlere bir şans vermenizi öneririm (Böyle böyle yeni metal geyikleri arasına ‘Septicflesh çok gelişti abi’, ‘yeah ama Revolution DNA de çok iyiydi o zamandan belliymiş’ gibileride katılır umarım)
Therianthropy yeterince övülmüyor.
Albümün çıktığı ilk dönemi hatırlıyorum tesadüfen bunalti.comdan indirmiştim. Oha bu ne lan deyip aşık olmuştum ve hemen akabinde kritiğini sitede görmüştüm. Bir heyecanla tıkladıktan sonra bu görseli gördüğümde bir kez daha oha çekmiştim. Ne gündü yahu. 2011 yılında bir de daha üniversiteye bile başlamamıştım. Zaman su gibi akıp gitmiş resmen.
Ahmet abi bir daha böyle bir şey yapma oranın nedir? :))
Therianthropy gibi bir kapanış ile insanı mükemmellikten ağlatan bir başyapıt