MACHINE HEAD’in “The Blackening” ile yaptığına saygı duyuyorum. Tamamen kendi kafalarına göre, arada 80’ler METALLICA’sına öykünen, 10 dakikalık şarkılarla dolu bir albüm çıkarıp bir anda gündeme yeniden oturmak büyük iş. “The Blackening” gelene kadar o dönem durumu sallantıda olan bir gruptu MACHINE HEAD. Hem bu yüzden, hem de gayet dolu dolu kaliteli bir albüm olmasından dolayı devamı getirilmesi zor bir albüm “The Blackening”, arkasından hangi albüm gelirse gelsin objektif bir biçimde değerlendirilemeyecek. Ben de bu albüme o baskıyı yüklemek istemiyorum, o yüzden en başından söylüyorum: “Unto The Locust” bir “The Blackening” değil, ama yine de taş gibi bir albüm.
Aslında bakarsanız bu “yeni” MACHINE HEAD tınısına gayet uygun bir albüm var elimizde. Şarkılar yapı olarak “The Blackening” formatına yakınlar, ama genel olarak daha odaklanmış bir albüm bu. Mesela öyle pek groove metal tribi barındırmıyor içinde, çata-çuta gidiyor şarkılar. Ayrıca “The Blackening”in çıkış noktası nasıl 80’ler thrash’i, METALLICA ise, bu albümün çıkış noktası da Rob Flynn ve aldığı klasik gitar dersleri olduğundan, neredeyse her şarkıda bir klasik gitar tribi mevcut.
Bu klasik gitar mevzusu önemli, Rob’un röportajlarını falan da takip ederseniz albümün yazımında bolca etkilenmiş aldığı derslerden. Arada giren klasik gitar bölümler dışındaki rifler de klasik gitar partisyonları kokuyor. Hatta çalıştığı bazı egzersizleri rif diye önümüze koyduğundan şüphelenmiyor da değilim, özellikle I Am Hell (Sonata in C#)’nin 3. bölümü olan Ashes to the Sky’ın giriş rifi, sanki klasik gitar etütlerinden apartıp da gelmiş gibi geliyor bana her dinlediğimde.
Ama şu var ki Rob Flynn ve klasik gitar etkisi albüm geneline değişik bir hava getirmiş. “The Blackening”in thrash temelli rifleri, yerlerini daha melodik ve tremolo ile çalınan riflere bırakmış. Hatta öyle bir hal var ki, arada giren klasik gitar bölümleri ve melodik tremolo rifler derken İsveç yöresinden çıkmış bir melodik death metal albümü dinliyorum hissiyatına kapılmadım değil. Bu bir melodik death metal albümü değil elbette, ama kâğıt üstünde formüller hayli benzer: Tremolo rifler, melodilerde klasik müzik etkisi, şarkıların ortalarında giren klasik gitar bölümleri, vesaire.
Örnek şarkım da, ki aynı zamanda albümdeki favorim, This is The End olur bu konuda. Albüm için yazılan ilk şarkı olduğundan ve diğer şarkılar onun üstüne kurulduğundan, “Unto the Locust”un özeti de sayılabilir. Tabii bu bahsettiğim etkiler neredeyse 20 yıllık bir Amerikan metali geçmişiyle birleştirildiğinden daha farklı sonuç veriyor, ama benim hoşuma gitti bu yaklaşım. Çünkü hâlâ dibine kadar bir Amerikan metali albümü “Unto The Locust”.
Netice itibariyle en düz yorum, evet bir “The Blackening” değil. O özel bir albümdü ve tekrarlanması imkânsız. “Unto The Locust” da öyle bir efsanenin devamında sırıtmayan taş gibi bir albüm.
Benim gözümde albümün en büyük artısı grubun hâlâ yeni bir şeyler denemesi, sound’unu bir adım öteye taşımaya çabalaması, bunu yaparken de kendini kaybetmemesi, en sevindirici olan şey.
Her yönüyle, bu sene çıkan en iyi albümlerden biri “Unto The Locust”.
Not: Alttaki ilk 34 yorum ve onlara verilen cevaplarla birlikte toplam 62 yorum, albüme dair haberler içindir.
@triumph, siteyi uzun zamandır takip etmiyorsun herhalde ki dediğim şeyin altında ciddiyet aramışsın. Burayı uzun zamandır takip eden insanlar onu geyiğine dediğimi bilirler. Milyonlarca takipçimiz yok ama merak edersen günlük 2.000 civarı takipçimiz var çok şükür. Kendi kendimize yuvarlanıp gidiyoruz.
albüm güzel olacak o kesin de, şimdiye kadarki en iyisi olması için Burn My Eyes’ı biz yapmadık diyip Machine Head diskografisinden çıkartmaları lazım.
@ismail vilehand, hay yaşa be. tamam iyi grup machine head ama cidden diğer albümlerine bakınca “ulan burn my eyes gibi bir devrimi bunlar mı yaptı?” demekten alamıyorum kendimi.
@Blakkheim, Albümü de dinledim, “baya olmamış” görüşüm genele yayıldı. Bu albüm baya boş, sound olarak belirtilen şey de şarkıların ortalama sürelerinin uzunluğundan kaynaklanan bir durum bence. Burn My Eyes’ı da dinleyip abartıldığını düşünen birisi olarak sadece The Blackening’in kendi içerisinde bir kimya tutturduğunu düşünüyorum. O albümü neden sevdiğimi bile tam söyleyemesem de güzel bir albüm. Fakat Machine Head sadece Blackening ile anılacak galiba bu gidişle.
Gerçi bir de Hellalive mıydı neydi bir live albümleri var bak, o da muazzam.
bunu biraz değiştirip yeniden piyasaya sürseler daha iyi olur.kopukluk var gibi geldi.rob flynn den daha yırtıcı vokaller bekliyoruz.mh den beklentim büyük
abi şu 1.44-1.58 teki olayı neden yapıyolar, çok ibne bi olay, hemen hemen bütün amerikalı gruplar bu olayı yapmaya başladı… vokalist de çok yumuşadı mı ne, eskiden böyle diildi robb :(
sürü psikolojisine girmeye gerek yok. bence gayet güzel olmuş şarkı. ama the blackening’de ki salaş tonlar yok gibi duruyor. neyse tüm albümü dinlemek lazım. machine head sen en güzel duyguların grubusun.
çekirge teması güzel gözüküyor ama şarkı isimleri falan çok boktan ve hiç heyecan verici değil i am hell (sonata in C#) bu ne lan. ne sonatı ya. kapaktaki logo da suicide silence terk.
şahane yeni albüm. clean vokalini dahada geliştirmiş robb. aynı zamanda blackening’de ki bodosluğun yerini cayır cayır bir melodiklik almış. albümün her yanından bir melodi akıyor. bazen melodik death metal’e kadar gidiyor bu yön. yine bodos riffler var ama direkt baştan aşşağı bodos giden bir şarkı yok. i am hell’in koro bölümleri falan çok başarılı bence. the blackening’le beraber machine head’in en iyi albümü olarak görüyorum. burn my eyes’ı sevemedim bir türlü.
@Ahmet Saraçoğlu, aynen. çok büyük hayal kırıklığı oldu. normalde Machine Head’in albüm çıkartması demek günlerce o albümü peşpeşe döndürecek olmam demek ama bi haftadır albümü her gün açıp tek tur zorla dinleyip kapatıyorum. haliyle bir Burn My Eyes ya da The More Things Change beklemiyorum bu saatten sonra ama bu albüm Through the Ashes of Empires ve The Blackening’in yanında bayağı bir fos kalıyor. hatta Supercharger ile beraber en kötü Machine Head albümü.
@ismail vilehand, özellikle Darkness Within ve Who We Are bence utanç Machine head adına. 1 kez dinledim ve bi daha da dinleyeceğimi sanmıyorum o iki şarkıyı. Albüm genel olarak da başarısız bence. Öne çıkan, vay anam ne biçim rif denecek hiçbir şey bulamadım. Bilhassa sözler bazı yerlerde o kadar çocuksu ki, arkada çalan müziğin bile tadını kaçırmış.
@Ahmet Saraçoğlu, albümü ilk dinlemeye başladığımda bi yandan da netteki yorumlara bakıyodum, bi sürü kişi ilk şarkı I Am Hell (Sonata in C#)için albümün en iyi şarkısı demiş, şarkı bitti içimden bi hassiktir dedim en iyisi buysa yandık hesabı. şu ana kadar bi 3buçuk 4 kere anca dinledim albümü, en iyi şarkıyı bırak iyi şarkı bile bulamadım hala. üzücü gerçekten. Burn My Eyes gibi hayatımda en çok dinlediğim albümlerden birine imza atan gruba yakıştıramadım bu albümü.
@ismail vilehand, aynen. tüm şarkılar kötüyle eh işte arası. seven de vardır tabi ama bence hiçbi çekiciliği olmayan bi albüm. bu aralar bu kadar güzel albümler çıkıyorken vaktimi bu albümü özümsemeye çalışmakla da harcamayacağım çünkü belli yani kötü olduğu. böyle bilmiş bilmiş ahkam kesmeyi sevmem ama böyleyken böyle.
@Ahmet Saraçoğlu, evet daha fazla kasmaya gerek yok şu bollukta. bende Machine Head’e olan saygım ve güvenimden 4 kere falan dinledim, x grubu olsa yarıda değiştirir albümü de silerdim. bu arada evet seven var baya. kritiklerine en çok güvendiğim bazı yabancı sitelerden pasifagresif hesabıyla 7/10′a tekabül eden puanlar almış bu albüm.
@Ahmet Saraçoğlu, Bu heriflerin yapabileceklerinin altında bir albüm olduğuna katılıyorum ama çokta kötü değil bence.Bir şans daha verilebilir.Tabi bu şansı mesela Hunter’ı 4 milyon kere dinledikten sonra verebilirsin ya da ne bileyim In Waves’i 700 kere dinledikten sonra.
yeahhh the blackening bence metal tarihinin bak bence diyorum en iyi 10 metal albümünden birisidir machine headinde burn my eyes le beraber en iyi albümüydü tabiki bu albümüde 2 gün önce bir defa dinledim şimdi ikinci defa dinliyorum ve yazar arkadaşa katılıp önceki albümlerini geçmeleri ona yaklaşmaları bile zordu ama buda taş gibi albüm o albümün tekrarına kaçmadan yer yer melo death usulü kaya gibi bir albüm yılın en iyi albümlerinden notta tam yerinde makine kafası hayatımıza yeniden hoşgeldin buyur odama yaralarımı sar yalnızlığıma yoldaş tüm machine dostlarımda kardeşten öte kardeşimdir bu duyguları yaşatan bu grubu saygılar yazar arkadaşada sevgiler
çok güzel albüm fakat kısa biraz nasıl bittiğini anlamıyorsun. 2 şarkı daha olsa güzel olurdu, fakat limited edisyonda 3 bonus track olması mutlu ediyor.
The Sentinel [Judas Priest cover]
Witch Hunt [Rush cover]
Darkness Within [Acoustic version]
coverlar süper. The Sentinel orjinalinden daha iyi. Rush bilmem ama güzel şarkı. Akustik ile güzel kapanıyor albüm.
bir çırpıda okunan gayet bilgilendirici bir kritik olmuş. kritiği okuyunca albümü neden bu derece sevmediğimi daha iyi anladım. Machine Head’ten duymak istemediğim ya da mümkün olduğunca az duymak istediğim ne varsa bu albümde fazlasıyla mevcut. benim için bu yılın en büyük hayal kırıklığı oldu bu albüm. bir daha açıp dinleyeceğimi sanmıyorum. birde bu albüm yüzünden Machine Head gibi hayatımda önemli yer kaplayan bir gruptan soğuma devresine girdim. umarım bir sonraki albümde işler tersine döner. puanım 2/10.
ben de bu albümü sevenlerdenim… hatta baya dinledim geçen haftalarda. ancak anthrax – worship music’i yeni yeni dinlemeye başladım. açıkçası o günden beri de elim bir daha gitmedi bu cd’ye. 7/10 diyor ve hala burn my eyes/ tmtc / burning red machine head’cisi olarak devam ediyorum.
burn my eyes’dan hiç haz etmeyen biri olarak ben bu albümü çok beğendim. aynı ölçüde the blackening’i de beğenmiştim. albümü uzun bir süre aralıksız dinledim ve dinlemeye devam edeceğim. the hunter konusu açılmış, crack the skye’a tapan biri olarak o karanlık, kasvetli ve ağır puslu havanın gitmesinden dolayı hiç sevmedim albümü.
En sevdiği Machine Head albümü The Burning Red olan biri olarak, grubun soyunduğu bu epiklik dalgasının altından pek kalkamadığını düşünüyorum.
Belki grubun rif tarzı bana çekici gelmiyordur ama son 2 albümde birkaç şarkı hariç etkilendiğim pek bir şey olmadı. Fazlasıyla tahmin edilebilir ve formülize geliyor bana.
Aesthetics of Hate gibi köpeği olduğum şarkıları da var, ama özellikle bu albümde dinlerken vay anasını diye düşündürten hiçbir şey olmadı. Yukarda ismail vilehand ile olan muhabbetin ardından tekrar dinledim, ancak duygusal olsun, vurucu olsun diye düşünülerek yapılan şeyler hep ters tepti ve daha da soğudum.
sambalici’inin etkilendiğini söylediği şeylerin bende uyandırdığı yapmacıklık hissi gösteriyor ki, herkes albümden farklı şeyler alıyor. Bu doğal bir şey tabii, sonuçta benim ölüp bittiğim bir şeye bir başkası duygusuz diyebiliyor. Ama misal Darkness Within’in “müzik bize yaşama sevinci veriyor” temalı sözlerini okurken, bildiğin “We are the world, we are the children…” tarzı bi şey canlanıyo gözümde ve havasına giremiyorum bir türlü.
Görüyorum ki, özellikle de The Blackening efsane statüsüne de sokulduktan sonra, demek ki Machine Head benim hoşlanacağım tarz bir müzik yapmıyor artık. Dediğim gibi sevdiğim bir sürü şeyleri var, ama efsane, son yılların en iyisi falan, bende uyandırdıkları şeylerin bunlarla uzaktan yakından alakası yok. Bu yüzden bir daha grubun herhangi bir albümüne kritik yazacağımı da sanmıyorum. Tabii MACHINE HEAD’in tüm kariyeri boyunca o sıralar tutan şeyi yapıyor oluşu göz önünde bulundurulduğunda, belki yine sevdiğim türde şeyler de yapabilirler, belli olmaz.
the blackening benim için azcık dinlenebilirdi fakat bu albümü hiç sevemedim… klasik gitar olayı da komiğime gitti ayrıca, ilk klasik gitar dersleri aldığım günleri hatırlar gibi oldum :)
-evet şimdi la minör p i m a m i asjdadsdah (haha çok komik)
son şarkı da albümün tuzu biberi oldu benim için, we are the world we are the children gibin bişey o, korolu morolu :S riffler az iyi de “duygusal” bölümler beni feci rahatsız ediyor (cidden öyle böyle diil)… sonuçta albüm aslında türüne göre iyi ama hiç tarzım diil… kısaca sevmiyorum işte yææ 4/10…
@blackroseimmortal, yanlış sayfadasın burası 2011 in en iyi thrash albumu olan Unto The Locust un(şahsıma ait) kritiği , farklı tatlar arıyorsan ne bileyim duman falan dinle tarzla bilgili olunmadan not verilmesine karşıyım biraz sinir şeysi oldu özellikle ‘rifler az iyi de’ yeri beni derinden etkiledi mh in en yaratıcı rifleri bence bu albumde ve 2000 lerden sonrasını modern tireş olarak kabul edersek görüebilecek en iyi modern tireş albumlerinden birisi bu mh in ajfa u gibi zirvelik bir album bence göz yaşlarımı tutamadım sinir katsayım yükseldi kınıyorum.
B gibi olsun albüm. Canımı yesinler.
01.12.2010
@Mustafa sakallı, Al benden de o kadar
aa burdaki kırtasiyede satılan cdlerden. (evet burdan aldılar)
oh lan!
en sonunda. 2007′den sonra bu kadar da beklenmez ki. gene 10 numara bir albüm yapıcaklarından oldukça eminim bu arada:D
ooo sonunda yardırcaklar sabırsızlanıyorum
Abicim koskoca Machine Head “Slanderous”‘la mı tanıtılır.Etmeyin eylemeyin yav.
16.04.2011
@Avcı, koskoca machine head niye tanıtılsın, incantation falan mı bu =)
16.04.2011
@Avcı, machine head’in tanıtılacak bi yanı mı var hakkaten? sevdiğimden koydum, kendine ait siten olunca böyle şeyler yapabiliyorsun. :)
16.04.2011
@Ahmet Saraçoğlu, sayın saraçoğlu biz neciyiz sitede ? (:
17.04.2011
@Ahmet Saraçoğlu, kendine ait site tamlaması çok gülünç. sanki milyonlarca destekçisi varmış da “bu birliğin kurucusu benim uleynn” edası sırıtmış.
17.04.2011
@triumph, siteyi uzun zamandır takip etmiyorsun herhalde ki dediğim şeyin altında ciddiyet aramışsın. Burayı uzun zamandır takip eden insanlar onu geyiğine dediğimi bilirler. Milyonlarca takipçimiz yok ama merak edersen günlük 2.000 civarı takipçimiz var çok şükür. Kendi kendimize yuvarlanıp gidiyoruz.
17.04.2011
@Ahmet Saraçoğlu, buraya her giren takip mi ediyo? ben öyle tesadüfen denk gelip de girdim sadece. özel takipçisi değilim sitenizin :)
17.04.2011
@triumph, ben de onu diyorum.
Onu bunu bilmem, ben bu olayı heyecanla takip ettim valla.
ep malum yerde dostlar
09.06.2011
@Berker İlhan, Her yeni albüm haberinin bir kenarında senin bu “malum yerde” yorumun var. Bu işlere sen mi bakıyorsun nedir. :)
09.06.2011
@Blakkheim, kısmen :) bunalti.com’da moderatörüm:)
09.06.2011
@Berker İlhan, bunalti.com’a giremiyorum abi. temporary closed diyor. nedenini biliyomusun?
09.06.2011
@darth sidious, şu anda o sürekli yaşanan database sorununu sona erdirmek üzere server çalışmaları yapılmakta ve herşey yolunda şimdilik.
09.06.2011
@Berker İlhan, Şimdi oturdu taşlar. 2 gündür uyku uyumuyordum yeminlen.
09.06.2011
@Blakkheim, ahaha :D iyi uykular o zaman !
09.06.2011
@Berker İlhan, Nerde yaa…Mavs aşkına ayaktayız gene. Dünya Almanın husyelerini yesin.
09.06.2011
@Blakkheim, banada uyku yok maalesef :(
beklentileri acayip yükseltti the blackening.yeni albümünde son 3 albümün altına düşeceğini zannetmiyorum.umarım mh yanıltmaz beni
albüm güzel olacak o kesin de, şimdiye kadarki en iyisi olması için Burn My Eyes’ı biz yapmadık diyip Machine Head diskografisinden çıkartmaları lazım.
17.05.2011
@ismail vilehand, hay yaşa be. tamam iyi grup machine head ama cidden diğer albümlerine bakınca “ulan burn my eyes gibi bir devrimi bunlar mı yaptı?” demekten alamıyorum kendimi.
09.06.2011
@ismail vilehand, +1, çok doğru yorum.
Çok bi çekiciliği olmayan bi şarkı bence.
Baya olmamış gibi duruyor şarkı. Güzel fikirler olmasına rağmen bir bütünlük hissettirmedi.
11.10.2011
@Blakkheim, Albümü de dinledim, “baya olmamış” görüşüm genele yayıldı. Bu albüm baya boş, sound olarak belirtilen şey de şarkıların ortalama sürelerinin uzunluğundan kaynaklanan bir durum bence. Burn My Eyes’ı da dinleyip abartıldığını düşünen birisi olarak sadece The Blackening’in kendi içerisinde bir kimya tutturduğunu düşünüyorum. O albümü neden sevdiğimi bile tam söyleyemesem de güzel bir albüm. Fakat Machine Head sadece Blackening ile anılacak galiba bu gidişle.
Gerçi bir de Hellalive mıydı neydi bir live albümleri var bak, o da muazzam.
ben beğendim
morbid angel’ında son albümünü beğendim zaten.
tırt.
Gitarlarda pek bi numara yok, vokal eh meh, sololar baya bildiğin hayal kırıklığı. olmamış diyor alkışlarla ywerine uğurluyoruz. kısmet diğer şarkılara.
idare eder ama çok büyük potansiyeli olan bir grup albüm için beklentileri aşşağı çekmeye gerek yok sonra ters köşe olursunuz
bunu biraz değiştirip yeniden piyasaya sürseler daha iyi olur.kopukluk var gibi geldi.rob flynn den daha yırtıcı vokaller bekliyoruz.mh den beklentim büyük
abi şu 1.44-1.58 teki olayı neden yapıyolar, çok ibne bi olay, hemen hemen bütün amerikalı gruplar bu olayı yapmaya başladı… vokalist de çok yumuşadı mı ne, eskiden böyle diildi robb :(
ee gitmis sarki. youtube da neden bulamadim ben bunu kaldirdilar mi komple?
http://www.youtube.com/watch?v=CQQOk4RQ4Fs Burada var hala.
11.06.2011
@ben, eyvallah.
sürü psikolojisine girmeye gerek yok. bence gayet güzel olmuş şarkı. ama the blackening’de ki salaş tonlar yok gibi duruyor. neyse tüm albümü dinlemek lazım. machine head sen en güzel duyguların grubusun.
şarkının çalışan hali habere kondu.
güzel bir şarkı. beğendim.
Grup logolarının böyle silik yazılmasını sevmiyorum.
kafka.
güzel haber çıksa da dinlesek şöyle bi kulak paslarımız gitse :D
JESUS
çekirge teması güzel gözüküyor ama şarkı isimleri falan çok boktan ve hiç heyecan verici değil i am hell (sonata in C#) bu ne lan. ne sonatı ya. kapaktaki logo da suicide silence terk.
Albüm düşmüş
albüm çok iyi olmuş yav.
albüm nette ne trailer’ı :)
şahane yeni albüm. clean vokalini dahada geliştirmiş robb. aynı zamanda blackening’de ki bodosluğun yerini cayır cayır bir melodiklik almış. albümün her yanından bir melodi akıyor. bazen melodik death metal’e kadar gidiyor bu yön. yine bodos riffler var ama direkt baştan aşşağı bodos giden bir şarkı yok. i am hell’in koro bölümleri falan çok başarılı bence. the blackening’le beraber machine head’in en iyi albümü olarak görüyorum. burn my eyes’ı sevemedim bir türlü.
Robb Flynn yakında Danny Trejo’ya dönüşecek diye korkmaya başladım.
Baya beğenmedim albümü.
24.09.2011
@Ahmet Saraçoğlu, aynen. çok büyük hayal kırıklığı oldu. normalde Machine Head’in albüm çıkartması demek günlerce o albümü peşpeşe döndürecek olmam demek ama bi haftadır albümü her gün açıp tek tur zorla dinleyip kapatıyorum. haliyle bir Burn My Eyes ya da The More Things Change beklemiyorum bu saatten sonra ama bu albüm Through the Ashes of Empires ve The Blackening’in yanında bayağı bir fos kalıyor. hatta Supercharger ile beraber en kötü Machine Head albümü.
24.09.2011
@ismail vilehand, özellikle Darkness Within ve Who We Are bence utanç Machine head adına. 1 kez dinledim ve bi daha da dinleyeceğimi sanmıyorum o iki şarkıyı. Albüm genel olarak da başarısız bence. Öne çıkan, vay anam ne biçim rif denecek hiçbir şey bulamadım. Bilhassa sözler bazı yerlerde o kadar çocuksu ki, arkada çalan müziğin bile tadını kaçırmış.
24.09.2011
@Ahmet Saraçoğlu, albümü ilk dinlemeye başladığımda bi yandan da netteki yorumlara bakıyodum, bi sürü kişi ilk şarkı I Am Hell (Sonata in C#)için albümün en iyi şarkısı demiş, şarkı bitti içimden bi hassiktir dedim en iyisi buysa yandık hesabı. şu ana kadar bi 3buçuk 4 kere anca dinledim albümü, en iyi şarkıyı bırak iyi şarkı bile bulamadım hala. üzücü gerçekten. Burn My Eyes gibi hayatımda en çok dinlediğim albümlerden birine imza atan gruba yakıştıramadım bu albümü.
24.09.2011
@ismail vilehand, aynen. tüm şarkılar kötüyle eh işte arası. seven de vardır tabi ama bence hiçbi çekiciliği olmayan bi albüm. bu aralar bu kadar güzel albümler çıkıyorken vaktimi bu albümü özümsemeye çalışmakla da harcamayacağım çünkü belli yani kötü olduğu. böyle bilmiş bilmiş ahkam kesmeyi sevmem ama böyleyken böyle.
24.09.2011
@Ahmet Saraçoğlu, evet daha fazla kasmaya gerek yok şu bollukta. bende Machine Head’e olan saygım ve güvenimden 4 kere falan dinledim, x grubu olsa yarıda değiştirir albümü de silerdim. bu arada evet seven var baya. kritiklerine en çok güvendiğim bazı yabancı sitelerden pasifagresif hesabıyla 7/10′a tekabül eden puanlar almış bu albüm.
24.09.2011
@Ahmet Saraçoğlu, Bu heriflerin yapabileceklerinin altında bir albüm olduğuna katılıyorum ama çokta kötü değil bence.Bir şans daha verilebilir.Tabi bu şansı mesela Hunter’ı 4 milyon kere dinledikten sonra verebilirsin ya da ne bileyim In Waves’i 700 kere dinledikten sonra.
24.09.2011
@ben, In Waves dediğin Trivium’un son albümüyse (tabi ki o) o bundan da ızdırap bir albüm bence. ama The Hunter bildiğin başyapıt.
24.09.2011
@ismail vilehand, Ühühühühü ben seviyorum ama Trivium ühühühüh.
24.09.2011
@Ahmet Saraçoğlu, bi blackening değil de güzel albüm bence, sizi kınıyorum ve laflar hazırlıyorum inceleme için ehaahsd.
yeahhh the blackening bence metal tarihinin bak bence diyorum en iyi 10 metal albümünden birisidir machine headinde burn my eyes le beraber en iyi albümüydü tabiki bu albümüde 2 gün önce bir defa dinledim şimdi ikinci defa dinliyorum ve yazar arkadaşa katılıp önceki albümlerini geçmeleri ona yaklaşmaları bile zordu ama buda taş gibi albüm o albümün tekrarına kaçmadan yer yer melo death usulü kaya gibi bir albüm yılın en iyi albümlerinden notta tam yerinde makine kafası hayatımıza yeniden hoşgeldin buyur odama yaralarımı sar yalnızlığıma yoldaş tüm machine dostlarımda kardeşten öte kardeşimdir bu duyguları yaşatan bu grubu saygılar yazar arkadaşada sevgiler
çok güzel albüm fakat kısa biraz nasıl bittiğini anlamıyorsun. 2 şarkı daha olsa güzel olurdu, fakat limited edisyonda 3 bonus track olması mutlu ediyor.
The Sentinel [Judas Priest cover]
Witch Hunt [Rush cover]
Darkness Within [Acoustic version]
coverlar süper. The Sentinel orjinalinden daha iyi. Rush bilmem ama güzel şarkı. Akustik ile güzel kapanıyor albüm.
herkese tavsiye ederim.
8,5/10
peace & love
04.10.2011
@nordson, dinlerken harbiden kısa gibi geliyor ama bakarsan toplam süresi 50 dakika albümün, uzun bile sayılır yani.
iyice bullet for my valentine’ın groove metal şubesi oldular, emotional groove metal :(
bir çırpıda okunan gayet bilgilendirici bir kritik olmuş. kritiği okuyunca albümü neden bu derece sevmediğimi daha iyi anladım. Machine Head’ten duymak istemediğim ya da mümkün olduğunca az duymak istediğim ne varsa bu albümde fazlasıyla mevcut. benim için bu yılın en büyük hayal kırıklığı oldu bu albüm. bir daha açıp dinleyeceğimi sanmıyorum. birde bu albüm yüzünden Machine Head gibi hayatımda önemli yer kaplayan bir gruptan soğuma devresine girdim. umarım bir sonraki albümde işler tersine döner. puanım 2/10.
ben de bu albümü sevenlerdenim… hatta baya dinledim geçen haftalarda. ancak anthrax – worship music’i yeni yeni dinlemeye başladım. açıkçası o günden beri de elim bir daha gitmedi bu cd’ye. 7/10 diyor ve hala burn my eyes/ tmtc / burning red machine head’cisi olarak devam ediyorum.
tema müthiş işlenmiş efendim
burn my eyes’dan hiç haz etmeyen biri olarak ben bu albümü çok beğendim. aynı ölçüde the blackening’i de beğenmiştim. albümü uzun bir süre aralıksız dinledim ve dinlemeye devam edeceğim. the hunter konusu açılmış, crack the skye’a tapan biri olarak o karanlık, kasvetli ve ağır puslu havanın gitmesinden dolayı hiç sevmedim albümü.
En sevdiği Machine Head albümü The Burning Red olan biri olarak, grubun soyunduğu bu epiklik dalgasının altından pek kalkamadığını düşünüyorum.
Belki grubun rif tarzı bana çekici gelmiyordur ama son 2 albümde birkaç şarkı hariç etkilendiğim pek bir şey olmadı. Fazlasıyla tahmin edilebilir ve formülize geliyor bana.
Aesthetics of Hate gibi köpeği olduğum şarkıları da var, ama özellikle bu albümde dinlerken vay anasını diye düşündürten hiçbir şey olmadı. Yukarda ismail vilehand ile olan muhabbetin ardından tekrar dinledim, ancak duygusal olsun, vurucu olsun diye düşünülerek yapılan şeyler hep ters tepti ve daha da soğudum.
sambalici’inin etkilendiğini söylediği şeylerin bende uyandırdığı yapmacıklık hissi gösteriyor ki, herkes albümden farklı şeyler alıyor. Bu doğal bir şey tabii, sonuçta benim ölüp bittiğim bir şeye bir başkası duygusuz diyebiliyor. Ama misal Darkness Within’in “müzik bize yaşama sevinci veriyor” temalı sözlerini okurken, bildiğin “We are the world, we are the children…” tarzı bi şey canlanıyo gözümde ve havasına giremiyorum bir türlü.
Görüyorum ki, özellikle de The Blackening efsane statüsüne de sokulduktan sonra, demek ki Machine Head benim hoşlanacağım tarz bir müzik yapmıyor artık. Dediğim gibi sevdiğim bir sürü şeyleri var, ama efsane, son yılların en iyisi falan, bende uyandırdıkları şeylerin bunlarla uzaktan yakından alakası yok. Bu yüzden bir daha grubun herhangi bir albümüne kritik yazacağımı da sanmıyorum. Tabii MACHINE HEAD’in tüm kariyeri boyunca o sıralar tutan şeyi yapıyor oluşu göz önünde bulundurulduğunda, belki yine sevdiğim türde şeyler de yapabilirler, belli olmaz.
05.10.2011
@Ahmet Saraçoğlu,Burning Red deyince gidip From This Day’in klibini seyrettim.Sonra da Imperium’u seyrettim. Son cümlene katılmamak mümkün değil.
Blackening gibin olmuş ama baya da altında kalmış. Şarkılar acayip baydı beni, 2 3 kere çevirebildim. Supercharger ile alakalı yoruma katılıyorum.
the blackening benim için azcık dinlenebilirdi fakat bu albümü hiç sevemedim… klasik gitar olayı da komiğime gitti ayrıca, ilk klasik gitar dersleri aldığım günleri hatırlar gibi oldum :)
-evet şimdi la minör p i m a m i asjdadsdah (haha çok komik)
son şarkı da albümün tuzu biberi oldu benim için, we are the world we are the children gibin bişey o, korolu morolu :S riffler az iyi de “duygusal” bölümler beni feci rahatsız ediyor (cidden öyle böyle diil)… sonuçta albüm aslında türüne göre iyi ama hiç tarzım diil… kısaca sevmiyorum işte yææ 4/10…
04.11.2011
@blackroseimmortal, yanlış sayfadasın burası 2011 in en iyi thrash albumu olan Unto The Locust un(şahsıma ait) kritiği , farklı tatlar arıyorsan ne bileyim duman falan dinle tarzla bilgili olunmadan not verilmesine karşıyım biraz sinir şeysi oldu özellikle ‘rifler az iyi de’ yeri beni derinden etkiledi mh in en yaratıcı rifleri bence bu albumde ve 2000 lerden sonrasını modern tireş olarak kabul edersek görüebilecek en iyi modern tireş albumlerinden birisi bu mh in ajfa u gibi zirvelik bir album bence göz yaşlarımı tutamadım sinir katsayım yükseldi kınıyorum.
Şimdi farkettim sitede burn my eyes kritiği yok ! Bir babayiğit tarafından bu eksiklik bir an önce giderilmeli.
Kapak çok çirkin. David Cronenberg’in ‘the Fly’ından esinlenmişler gibi.
The Blackening albümünden öncesini pek sevmeyen benim için son 2 albüm fazlasıyla güzel.
Locust en sevdiğim şarkılardan biri. Bayılıyorum yav
Baştan aşağı güzellik abidesisin, ismini bağışlar mısın?