Metalcore gruplarında yeni bir ekol var son birkaç senedir. Son dönemde popülerlik kazanan bir dünya metalcore grubu türün hafiften klişeleşmesiyle birlikte sanki elbirliği etmişçesine tarzlarını “oldschool metal” eksenine kaydırmaya başladılar. AVENGED SEVENFOLD, TRIVIUM hatta BULLET FOR MY VALENTINE önde gelen örnekler. Bazıları bu değişimden güçlenerek çıktı, bazıları da TRIVIUM gibi kimseye yaranamadı. AS I LAY DYING bu değişimden güçlenerek çıkanlardan oldu ve herkesi şaşırttı, her yönüyle bir metalcore klişesi olan “Shadows Are Security” sonrası ibreyi İskandinavya usulü melodik death metal esintilerinden thrash metal semalarına çevirerek “An Ocean Between Us” ile beklenmedik bir patlama yaptılar mainstream Amerikan müzik piyasasında. “The Powerless Rise” da bu patlamanın artçı sarsıntıları dahilinde hazırlanmış, onun izinden giden bir albüm.
AS I LAY DYING’i ilk dinlediğim albüm “Frail Words Collaps” ile şu geldikleri nokta arasındaki müzikal farklılık hakikaten beni şaşırtıyor aslında. Gerçi o albümden bugüne grupta sadece davulcu ve vokalist kişisinin kaldığını düşünürsek şaşırmamam lazım, ancak bu tip grupların izlediği albümden albüme melodikleşme çizgisi yerine ters bir yola girmeleri enteresan geliyor.
Zira “An Ocean Between Us” ile başlayan “sert” müzik hali, bu albümde daha da ileri gitmiş durumda. Without Conclusion’da kulağa çalınan blastbeatler, sağdan soldan devamlı fırlayan sololar (ki grup bir dönem yazdıkları şarkılara solo koymamaya inat ediyordu neredeyse) grubun bu yeni “gaz” kimliğine rağmen bile çok şaşırtıcı geliyor.
Sanki biraz MEGADETH’in “Endgame”de yaptığına benzer diyebilirim albümün genel tutumu için, devamlı bir gitarlara yüklenme hali sürüyor albüm boyunca, gençler bütün kurtlarını dökmüşler o anlamda. Tabii bunun eksi yönleri de yok değil.
Albümü ilk defa dinleyen birisinin dikkatini ilk şu çekecektir: albümde bütün şarkılar gaz patlaması yaratan rifler ile açılıyor ve aşağı yukarı kalıp olarak bütün şarkılar da benzer formatlarla “gaz rif” arkası direk vokalin devreye girmesi formülünü takip ediyorlar, bu yapı da şarkıların aşırı direkt olmalarını sağlıyor. Gerçekten de resmen şarkılar insanın suratına patlıyor ve dinleyici ilk başta şöyle bir afallıyor. Ancak bu formül birkaç şarkı sonra dinleyiciyi çok fazla yoruyor, zira şarkılar yapı olarak da birbirlerinden fazla ayrılmadıklarından dolayı devamlı bir harala gürele içinde gidiyor albüm. Genelde bu formatta albümle kısa şarkılardan oluşurlar, albüm süresi de kısa tutulur.
Burada ise yaklaşık 44 dakika boyunca kafamıza çata çuta rifleri yiyoruz, bir süre sonra da abandone oluyoruz bu kadar rif atağından. Bu açıdan “An Ocean Between Us”ın daha dengeli halini bu albümde görmek mümkün değil, dinleyici albümün tadını çok fazla alamıyor. Şarkılara eklenen grubun geçmişinden kalma melodik bölümler hoş dursa da nadiren gelen temiz vokalli nakaratlar çok alakasız kaçıyor böyle bir albüm için, TRIVIUM’un da arada içine düştüğü canavar gibi şarkıların bir anda çok manasız temiz nakaratlara dönmesi durumu zaman zaman komik bile geliyor bana. Bu açıdan bence albümün en dengeli ve görece olarak en iyi şarkısı Anodyne Sea albümün ortalama fikrini veriyor.
Aslında “The Powerless Rise” içerdiği şarkılar açısından çok fazla eleştiriyi hak etmiyor, genel bir üslup problemi var ancak AS I LAY DYING’in albümleri arasında gösterdiği gelişimi düşünürsek bu albümde biraz ivmelerini kaybettiklerini söylemek çok yanlış olmayacaktır.
İçine girmesi ve alışması albümün üslubu nedeniyle zor, ancak sonrasında dinleyiciyi yeterince eğlendiriyor, her ne kadar aşırı derecede tek boyutlu kalsa da.
Kadro Josh Gilbert: Bas gitar, vokal
Nick Hipa: Gitar
Tim Lambesis: Vokal
Jordan Mancino: Davul
Phil Sgrosso: Gitar
Şarkılar 1. Beyond Our Suffering
2. Anodyne Sea
3. Without Conclusion
4. Parallels
5. The Plague
6. Anger and Apathy
7. Condemned
8. Upside Down Kingdom
9. Vacancy
10. The Only Constant Is Change
11. The Blinding of False Light
bence geri bi adım bu albüm. hep aynı albümü çıkarıyor gibi görünmemek adına müziklerini değiştirmeleri gerektiğini ve bunun için de yumuşamaktansa sertleşme yoluna gittiklerini anlayabiliyorum ama sanki üstlerinde fazla duruyor bu bodosluk olayı.
Yazıda da denildiği gibi çok yorucu bir albüm.İlla yenilik olsun diye tarzı değiştirip bodoslama şarkılar yazmak Slayer’ın hep aynı şeyi yapıyoruz bu sefer de akustik bir albüm çıkaralım demesine benzer (evet kesinlikle aynı şey).
Ne yazık ki bu sene dinlediğim en sıkıcı albümdür olmuştur.
albüm çıktığından beri 5 şarkı bile üst üste dinleyemedim. fena albüm değil ama bundan çok daha iyisini yapabilecek bi grup. kesinlikle bi geri adım kariyerleri için.
çok kral albüm valla ellerine sağlık adamların. beklemiyodum bu adamlardan. bi de gelseler de canlı canlı dinlesek şunları
bence geri bi adım bu albüm. hep aynı albümü çıkarıyor gibi görünmemek adına müziklerini değiştirmeleri gerektiğini ve bunun için de yumuşamaktansa sertleşme yoluna gittiklerini anlayabiliyorum ama sanki üstlerinde fazla duruyor bu bodosluk olayı.
30.08.2010
aynen, sonraki albümde “tarzımızı geliştirdik” diye gene melodik hallerine dönerlerse şaşmam.
Yazıda da denildiği gibi çok yorucu bir albüm.İlla yenilik olsun diye tarzı değiştirip bodoslama şarkılar yazmak Slayer’ın hep aynı şeyi yapıyoruz bu sefer de akustik bir albüm çıkaralım demesine benzer (evet kesinlikle aynı şey).
Ne yazık ki bu sene dinlediğim en sıkıcı albümdür olmuştur.
albüm çıktığından beri 5 şarkı bile üst üste dinleyemedim. fena albüm değil ama bundan çok daha iyisini yapabilecek bi grup. kesinlikle bi geri adım kariyerleri için.
nesini beğenmediniz ya ? taş gibi albüm olmuş. clean e abanacaklar diye korkuyordum ama tam tersi. yeni cleanci de hoş. güzel albüm güzel 8/10
Türüne göre taş gibi gruptu. Solistinin aptallıkları yüzünden mazide kaldı. Çok üzülüyorum grubun diğer elemanlarına.
Uzak ara en sevdiğim As i Lay Dying albümü.
Beyond Our Suffering
Without Conclusion
The Plague
Condemned
Bu şarkılar 2000-2010 arası bir metalcore grubu tarafından yapılmış en iyi şarkılar olabilirler.