Son on yılda yapılmış en yırtıcı, en bodos, en kemikten et sıyıran albümlerden biri var bugün tabağımızda. “Turneler belimizi büktü” diyerek dağıldıkları 2004 yılından beri yolu gözlenen ve neyse ki bu sene tekrardan faaliyete geçen THE CROWN, bu en ölümcül silahını 2000 yılında piyasaya sürmüştü.
Thrash metal / death metal kırması albümler içerisinde bugüne dek dinlediğim en iyi albümlerden biri olan “Deathrace King” için, tam elli dakikalık bir kırıp dökme senfonisi demek mümkün. Davullar tek kelimeyle öküz. Gitarlar her şeyleriyle mükemmel. Vokal kusursuz. Ciddi anlamda eksiklik arayıp da bulamadığım, aksine her dinlemede “Negzel laaaaaaan!!!” diye bağırdığım albümlerden biri “Deathrace King” (otobüslerde az dayak yemedim).
Thrash dedik, death dedik, yine de albümün tadını tam veremedik. ENTOMBED’un “Wolverine Blues”u nasıl blues katkılıysa, “Deathrace Kİng”de de hissedilen çok bariz bir punk ve klasik rock havası var. Şarkılar yumuşatılıp yavaş çalınsa, birçok şarkının 70′lerden çıkmış gibi duran rifler barındırdığı görülebilir. Misal bir Rebel Angel’ı distorion’sız ve yumuşatarak çalarak neredeyse PEARL JAM’e varan bir tat dahi yakalanabilir.
Onun dışında albümde alttan alttan verilen harika bir melodik yapı var. Olayı hiçbir zaman melodik death metale çekmeyen, ancak kendilerini her zaman hissettiren bu melodiler, zaten aşmış olan gitar işçiliğini daha da ön plana çıkarıyorlar.
Bu tarz grupların büyük kısmında hissedilen SLAYER havası THE CROWN’da bulunmuyor; SLAYER’ın başımızın üstünde yeri var, ancak THE CROWN’ın bu yolu seçmemesi onlara kesinlikle daha karakteristik bir hava kazandırıyor. Thrash metale ucundan da olsa dokunup SLAYER’ı anımsatmamak kolay değil elbet, ancak “Deathrace King”i dinlerken “Aaa bak bak bak şeyden etkilenmişler vallahi fark ettim” gibi durumlar pek yaşanmıyor.
Albüm, adına yakışır şekilde bir yarış atmosferine de sahip. Youtube’da falan yarış arabası görüntülerinin falan arkasından gayet rahat akabilecek şarkılar var. Bence albümün en önemli özelliği de buradan geliyor zaten. “Deathrace King”de blues da var, rock ‘n’ roll da var, gaz da var, hırs da var, ama en önemlisi eğlence de var. Kimi şarkılarda adamların gayet eğlenceli vakit geçirdiğini hissedebiliyorsunuz.
Bu noktada tekrardan enstrümanlar konusuna dönmek istiyorum. Gitarlardan başlarsak, rifler olsun, sololar olsun, her açıdan ders niteliğinde bir gitar kullanımı var albümde. Neredeyse tüm riflerin akılda kalıcı olmasını geçtim, her biri sizi harekete geçmeye, tepişmeye zorlayacak kadar da güçlü. Gitar çalan arkadaşlar bu albümdeki parçaları çalmayı denedilerse, ne kadar eğlenceli, ağızdan salya akıtır olduklarını biliyorlardır. Bu gitarların bu denli öne çıkmasını sağlayan diğer etkense tabii ki davullar. İsveçli grubun Fin davulcusu Janne Saarenpää, her açıdan nefis bir iş çıkarıyor tüm albüm boyunca. Groove desen yeri yerinden oynatıyor, ataklar desen adamı tokat delisi yapıyor, hız desen alıp yürüyor abim.
Vokallere de kusur bulmak imkânsız. Hem çok iyi yazılmışlar, hem de çok iyi söylenmişler. Tam gerektiği hırçınlıkta, ne dendiğini de anlıyorsunuz, hem de gaza geliyorsunuz. Benzetme yapmak gerekirse, hemşehrileri Tompa’yı örnek verebilirim. Zaten bilindiği gibi Tompa grubun “Crowned in Terror” albümündeki vokalistiydi (link’teki şarkıya ölürüm). Tompa demişken albümdeki konuklara da değinelim, Devil Gate Ride‘da konuk vokalist olarak Tompa’yı, hızdan ölen Total Satan’da ise yine konuk vokallerde IMPALED NAZARENE’den Mika Luttinen’i duymak mümkün.
Toparlarsak, “Deathrace King” bilenlerin gerçek anlamda çok sevdiği, bilmeyenlerin de mutlaka dinlemesini salık verdiğim, hakikaten eksiğini bulamadığım bir thrash/death metal klasiği. Thrash metali ve death metali seviyorsanız ve bu albümü henüz dinlemediyseniz, sizi manyak bir elli dakikanın beklediğini garanti edebilirim.
Kadro Johan Lindstrand: Vokal
Magnus Olsfelt: Bas
Janne Saarenpää: Davul
Marko Tervonen: Gitar
Marcus Sunesson: Gitar
Şarkılar 1. Deathexplosion
2. Executioner: Slayer of the Light
3. Back from the Grave
4. Devil Gate Ride
5. Vengeance
6. Rebel Angel
7. I Won't Follow
8. Blitzkrieg Witchcraft
9. Dead Man's Song
10. Total Satan
11. Killing Star (Superbia Luxuria XXX)
bikaç ay önce keşfettim the crown’ı harbiden çok şahane grup. death/thrash kırması yapan grupları zaten çok severim. eski bi fanı değilim ama Crowned In Terror’ü bu albümden daha başarılı buluyorum ben.
bana öyle “uu süperr birşey”, “vay anasını şu riffe bak” dedirten bir albüm değil, ha vokal şahane, tonlar çok güzel (hele davul tonu) ama aklımı başımdan almadı. birkaç dinleyişe ne kadar fikirlerim değişir bilmem ama bu albümü dinleyene kadar bir “one kill wonder” dinlerim, manyak olurum.
@bloodshower,
tekrar okudum da, çok talihsiz bir yorum olmuş. ama the haunted’den aldığım tadı aldım bilmem ne alaka. neyse bu yorum da talihsiz olmadan susayım.
Ulan Total Satan sen nasıl bi manyaklıksın. Tam erken yatayım güzelce uykumu alayım diyordum, bir şekilde şarkıya düştüm şimdi zımba gibiyim gözüme uyku girmiyor. Evde manasızca yürüyüp dizlerime duvarlara patapata blast beat yapıyorum. Gecemin ağzına sıçıldı valla.
10 10 10. Kusursuz albümlerden biri. Metal budur. Ne ararsan var. Çok, çok underrated, kutsal kitap gibi albüm. Nasıl bu kadar az yorum gelmiş millet bi de olumsuz yorum falan yapmış kafayı mı yediniz olum. Bundan bi önceki Hell is Here albümü de çok iyi, kuduzluk ve paçozluk açısından bundan belki bi tık daha iyi.
In the year 1999
And seven months
From the sky shall come
The great King of Terror!
Gene son 10 yıl diye girmişsiniz olaya hadi hayırlısı.
Wacken 2003 konserlerinden aldığım hazzı bugüne kadar çok az ekstrem metal konserinden aldım.
bikaç ay önce keşfettim the crown’ı harbiden çok şahane grup. death/thrash kırması yapan grupları zaten çok severim. eski bi fanı değilim ama Crowned In Terror’ü bu albümden daha başarılı buluyorum ben.
04.08.2010
@heat, +1
Deathexplosion alemlerin en gaz şarkısı değildir de nedir, albümün kendisi zaten gaz bombası gibi o ayrı.
İlk dinleyişte nedense fazla bir tat alamadım, son on yılda çıkan albümler arasında esamesi okunmaz gibi geldi ama bir iki kere daha dinleyeceğim :)
(evet, son on yıl olayına takmış bulunuyorum)
grup isveçli ama elemanların çoğu fin yada fin kökenli heralde..
bana öyle “uu süperr birşey”, “vay anasını şu riffe bak” dedirten bir albüm değil, ha vokal şahane, tonlar çok güzel (hele davul tonu) ama aklımı başımdan almadı. birkaç dinleyişe ne kadar fikirlerim değişir bilmem ama bu albümü dinleyene kadar bir “one kill wonder” dinlerim, manyak olurum.
21.08.2010
@bloodshower,
tekrar okudum da, çok talihsiz bir yorum olmuş. ama the haunted’den aldığım tadı aldım bilmem ne alaka. neyse bu yorum da talihsiz olmadan susayım.
çok iyi olmuş. canlarım benim.
Ulan Total Satan sen nasıl bi manyaklıksın. Tam erken yatayım güzelce uykumu alayım diyordum, bir şekilde şarkıya düştüm şimdi zımba gibiyim gözüme uyku girmiyor. Evde manasızca yürüyüp dizlerime duvarlara patapata blast beat yapıyorum. Gecemin ağzına sıçıldı valla.
10.07.2020
@Berca B., tak tak tak tak DAN DADAN DADAN DADADADADA cıgıcıgıcıgıcıgıcıgıcıgıcıgıcıgı…
10 10 10. Kusursuz albümlerden biri. Metal budur. Ne ararsan var. Çok, çok underrated, kutsal kitap gibi albüm. Nasıl bu kadar az yorum gelmiş millet bi de olumsuz yorum falan yapmış kafayı mı yediniz olum. Bundan bi önceki Hell is Here albümü de çok iyi, kuduzluk ve paçozluk açısından bundan belki bi tık daha iyi.
In the year 1999
And seven months
From the sky shall come
The great King of Terror!