Death metal türevlerinde fark yaratmak zordur dostlar. Bu, melodik death metalde de, teknik death metalde de, progresif death metalde de böyledir. Bahsi geçen müzik türlerinin heyecan ve adrenalin dozajıyla doğru orantılı olarak tekrara ve sıkıcılaşmaya açık olmaları, ayrıca “orijinal bir şeyler yaratayım” derken sıçıp sıvamaları gerçeğinin pek şaşmaması gibi faktörler, bu tarzda müzik yapmak isteyen kimi gençlerimizi iki kere düşündürmekte, işe koyulmadan önce altyapılarını, bilgilerini ve kültürlerini birkaç kez daha gözden geçirmeye zorlamakta artık.
Peki ya death metalde farklı yollar izlemek ve yeni heyecanlar katmak isteyen bunca genç arkadaşımızın altyapılarını ve bilgilerini sağlamlaştırmak amacıyla referans aldıkları ilk gruplardan biri, nasıl oluyor da kariyerleri boyunca dümdüz death metalden ödün vermemiş gruplardan biri olabiliyor? Death metalin ortaya çıkışından beri neredeyse 30 sene geçmesine ve bu tarz içinde insanı hayretler içerisinde bırakan onlarca devrim yapılmasına rağmen; yeni kurulan gruplar, kendi yapmak istedikleri tarza göre biraz fazla basit ve ilkel kaçtığı halde, nasıl oluyor da bir grubu asla es geçemiyorlar? Cevap basit: Obituary kuraldır. Obituary bilmeyen, death metalin özünü kavrayamaz.
Peki Obituary neden bu kadar önemlidir? Neden Obituary’nin death metalde Iron Maiden-vari bir “kural grup” misyonu vardır? Çünkü -artık günümüzde bol keseden kullanılan bir tabir olsa da- Obituary gerçekten kült bir gruptur. Daha önce tecrübe edilmeyeni tecrübe ettirmiştir, dinleyiciyi tam anlamıyla bozguna uğratmıştır, death metalin en önemli görevlerinden olan “dehşete düşürme” olayını pek az grubun başarabildiği şekilde başarmıştır ve daha da önemlisi, tüm bunları yaparken hiç de öyle inanılmaz bir müzisyenlik örneği ortaya koymamıştır. Obituary histir, Obituary yakıtını ruhundan ve hayal gücünden alır.
“Cause of Death”, Obituary efsanesinin ikinci ve pek çoklarına göre en iyi albümü. 80′ler death metalinin en kendine özgü ve ilham verici albümlerinden biri olmasıyla dikkat çekiyor günümüzde. Albümün tarihsel önemi zaten kabak gibi ortada olduğu için o kısmı pek fazla irdelemeye gerek yok, ben bu inceleme boyunca adeta yeni bir albümmüşcesine, “Cause of Death”in hissettirdiklerini anlatmaya çalışacağım.
Bir an için hayatınız boyunca Metallica’dan, Megadeth’ten, Iron Maiden’dan başka pek bir şey dinlemediğinizi düşünün. Hemen hemen her genç metalcinin başına geldiği gibi artık siz de daha sert bir şeyler duymak istiyorsunuz ve tam o anda tesadüfen elinize “Cause of Death” geçiyor. Şimdiden geçmiş olsun, çünkü albümün huzursuz ve uğursuz havası yüzünden muhtemelen ödünüz kopacak, annenizin sıcak ve şefkatli kucağına geri dönmek isteyeceksiniz. Peki “Cause of Death” o kadar kolay elinden kaçmanıza izin verecek mi? Komik olmayın.
“Cause of Death” acımasız bir albüm. Bir yandan hayatınızda duyabileceğiniz en “ruhsal sorunlar yaşayan” rifler, diğer yandan adeta kafanızı vücudunuzdan koparmak istediğini haykıran, sizi türlü işkencelerle katledeceğinden nasıl da inanılmaz bir zevk alacağını anlatır gibi şarkı söyleyen bir vokalist. John Tardy’nin adı konamaz, brutal diyip geçilemez vokali o kadar özgün ki, yıllar boyu ne dinlerseniz dinleyin, artık her şey birbirine benzer gelip bir çok şeye bağışıklık kazansanız da, artık hiçbir şey eskisi gibi etkili gelmese de, Tardy’yi duyduğunuz anda yatağınızın altına koşmanız her zaman için yüksek ihtimal dahilinde olacaktır. Böylesine iz bırakan bir vokali birkaç gün içinde kanlı canlı karşımızda göreceğimizi düşünüyorum da, şimdiden tüylerim diken diken oluyor.
Albüm boyunca bir tek John Tardy şovuna tanık olmuyoruz elbette. Daha önce huzursuzluğundan dem vurduğumuz Trevor Peres imzalı rifler, John Tardy’yi bu kadar korkutucu yapan en önemli unsurlardan biri. Öyle ki, Scott Burns’ün copyright’ını aldığı gitar tonuna o kadar uygun beste yapıları inşa ediyor ki, Tardy bu temel üzerinde istediği gibi kat çıkabiliyor. Ayrıca yorumlama yeteneği de müthiş olan Trevor Peres, şu ana kadar zibilyon tane grubun cover’ladığı Circle of the Tyrants’ın şimdiye kadarki en başarılı versiyonlarından birini sunuyor bizlere. Tüm bu mükemmel gitar işçiliğine katkıda bulunan diğer isim ise -muhtemelen kariyerinin başları olduğu ve tarzını tam olarak oturtmadığı için- çok fazla kendini belli etmese de James Murphy üstad. Böylesine kana susamış ve vahşi şarkılara bazen öyle güzel melodik sololar buyuruyor ki, bu kadar olur.
Davul başında oturan Ronald Tardy ise tek kelimeyle ağzından köpükler saçıyor. Zaten albümün öyle bir havası var ki, sanki tüm bunların hiçbiri gerçek değil, gördüğünüz en gerçekçi ve en kötü rüyadasınız ve fon müziğini bu insan olduğuna inanamayacağınız adamlar yapıyor. Ya da, sanki bu müziği yapan adamlar çoktan ölmüş ve büyük bir nefretle dirilmişler, ancak nefretlerini ağır ağır içinize işliyorlar.”Cause of Death”in hızlı bir albüm olduğunu söylemek mümkün değil. Öyle ki, artık bir death metal albümünün neredeyse olmazsa olmazlarından olan blast beat hiç yok, tarama/kazıma rifler ise karşımıza çok çok az çıkıyor. Ama yine de tüm o süpersonik hızlı death metal gruplarından çok daha saf ve gerçek bir nefret ve korku var bu albümde. Zaten Obituary’yi kült yapan, ne olursa olsun örnek alınması gereken gruplar listesinde başı çekmelerine sebep olan unsurlardan biri de bu.
“Cause of Death”in prodüksiyonu, daha önce de dediğim gibi o tarihte çıkan hemen her death metal albümünden sorumlu olan Scott Burns’e ait Yani hakkında söylenmedik söz, kullanılmamış tabir, edilmemiş teşekkür kalmış mıdır, sanmıyorum. Zaten albümün genel havası ve atmosferinden fikir sahibisiniz artık. Ne denebilir ki, O, bu kadar nefret kusan bir sound’un mucitlerinden olmasaydı death metal’de korkutuculuk ve dehşete düşürme unsurları da bu kadar etkin olmazdı. Death metal camiası Burns’e çok şey borçlu.
“Cause of Death”, iç içe geçmiş ölü vokallerin (evet, Tardy’nin vokallerine bundan böyle “ölü vokal” demeye karar verdim), lanetli riflerin, hikayenin estetik bir kötü sonla biticeğini haber veren gitar sololarının ve bu atmosfer içinde kan emme işine yoğunlaşan davulların buluştuğu bir albüm. Zaman zaman yavaşlasa da, hatta doom-vari rifleri olsa da, daha sonra neden bir death metal albümü olduğunu hatırlatırcasına temposunu arttırıp, tüm bu değişkenlik içinde asla ürkütücülüğünü kaybetmeyen, sevimsiz bir albüm. Death metalle ilgili olan herkesin bir şekilde dinlediği bir albüm olduğu için çok da uzatmayacağım. Bu albümü alın, mükemmel kapağına uzun uzun bakın ve Sepultura’yla kapakları değiştirdiklerine sevinin (çünkü Obituary’ye çok daha uygun olmuş), doya doya dinleyin. Albümü dinlerken fazla korkarsanız John Tardy’nin de aslında bir insan evladı olduğunu aklınıza getirmeye çalışın. Tabii buna ne kadar inanabilirsiniz, onu bilemeyeceğim.
Kadro John Tardy: Vokal
Trevor Peres: Gitar
James Murphy: Gitar
Frank Watkins: Bas
Donald Tardy: Davul
Şarkılar 1. Infected
2. Body Bag
3. Chopped in Half
4. Circle of the Tyrants (CELTIC FROST cover'ı)
5. Dying
6. Find the Arise
7. Cause of Death
8. Memories Remain
9. Turned Inside Out
İşte dinlediğim birkaç death metal grubundan biri. Bu albüm de manyaktır. ÖZellikle vokal bakımından eşsiz bir elemana sahipler. Masterpiece, Opus Magnum. DOT.
“John Tardy’nin de aslında bir insan evladı olduğunu aklınıza getirmeye çalışın”
aynen tescilliyorum. muhabbet de ettim, beraber (2 saniye sürse de) vokal de yaptık. valla billa insan :P
Ben ki death metal sevmem ama bu albüm çok ayrı bir albüm. John tardy gibi bir vokal bu dünyaya zor gelir herhalde. Farklı tad alabiliyorsun vokalden. Onları görememek çok kötü, beleştepe hala kuruluysa ordan izlerim:)
Ben bu adamları sevemiyorum, geçenlerde son albümlerini dinledim 20 senedir aynı şeyi çalıyorlar bilader. Tardy’nin vokali bu grubun en iyi yanı bence.
Nostalji, anılar ve gençliğime damga vuran, ağzıma sıçan ve vokal yapmama sebep olan -amatör tardy denemeleri- grubu izleyecek olmam bünyemde kalıcı hasarlara yol açıcak. Öyle ki Obituary hakkında ne okusam, ne duysam hemen kalbim 200 metronom atmaya başlıyor.
“Hemen hemen her genç metalcinin başına geldiği gibi artık siz de daha sert bir şeyler duymak istiyorsunuz ve tam o anda tesadüfen elinize “Cause of Death” geçiyor.”
Küçük bir anı;
Obituary’nin Back From the Dead albümünün kritiğini köprüaltı’nda okuyup “laleler saz ve caz” adlı dramatik dükkana sipariş etmiştik. İstanbul yakın olmasına rağmen, benim yaşadığım yer İstanbul’a aslında en uzak noktaydı. 15 gün sonra albümü “kahtalı mıçı” albümünün yanında vitrinde gördüm. İçeri girdiğimde adam; “neredesin kaç gündür, bekledim, en son geçerken gör diye vitrinin önüne koydum albümü, al git müşteriler rahatsız.” dedi. Hemen aldım ve o dönem karnemde 8 zayıf vardı! 97 yılıydı! Bir şeye bulaşmıştım ve geri dönüşü yoktu!
@Tardy, Tardy kardeş ömrümde okuduğum en komik yazılardan biriydi.Gülmekten geberttin beni.Bende antalya çarşamba pazarında sebzeci bir kadının üstünde Back from the dead tişörtü görünce teyzenin yanına yaklaşmıştım ama bir türlü dinleyip dinlemediğini sormaya cesaret edememiştim:)ciddiyim..obituary bir tanedir.sevgiler.
Merak ettirttiniz dinliycem şimdi.:) Yalnız harbi kapaktan ürktüm.Şu ana kadar sadece “Septic Flesh-The Great Mass” ve “Mayhem- Dawn Of The Black Hearts” ‘ın kapakları bana ‘abov’ deditmişti.
Cause of Death’in giriş solosu ağlatır adamı. O kadar hayvan bi şarkıya o kadar hisli solo yazılır mı yav? Her seferinde uçuyorum soloda.
Albüme diyecek bir lafım yok zaten kritik şahane açıklamış. 10
Bu albümün kapağıyla ilgili garip bir durum farkettim illa ki benden önce gören vardır ama internete Nightmares of Lovecraft yazınca bu albümün kapağı çıkıyor bilgisi olan varsa aydınlatabilir mi?
Aslında albümün yarısının yazarı Allen West, fakat albüm öncesi karısı hamile kalıyor ve para kaygısı sebebiyle gruptan ayrılıyor. Peres albümün yazımının bitirdikten sonra şans eseri James Murphy, Death turnesinden dönerken Scott Burns sayesinde gruba dahil oluyor. James albümü doğru düzgün duymadan, kaset çalarda demoları dinlerken Peres’in ”şuraya bi solo, buraya bi solo atılacak” şeklinde yönlendirmeleri ile sadece sololarıyla kayda dahil oluyor. Avrupa turnesi sonrasında Allen West’in gruba geri dönmesiyle gruptan rica ile yollarını ayırıyorlar, zaten gruba dahil olurken ”Allen geri dönmek isterse hemen alıcaz” şeklinde temkinliyorlar. En ilginç kısmı ise albümde solo atması için düşünülen ilk isim Trey Azagthoth. Eğer Trey bu albümde çalsaydı nasıl bi albüm olurdu düşünemiyorum.
Düşünsenize 1990′da 20 yaşındasınız. Death metal dinlemeye yeni başlamışsınız ve Cause of Death’i müzik markette görüp kasedini aldıktan sonra eve gidip teybe takıyorsunuz.
John Tardy’e aşık olursunuz. Sonra da odaya gelip bu gürültüyü kapat diyen babanızı ve komşunuzu kesiyorsunuz. Azılı suçluların bulunduğu çok güvenlikli hapishaneye giriyorsunuz ve işkence diye mahkumlara Obituary dinletiyorlar.
Albüm çıkaracak olsam, sanat tasarımını yapan kişi bana bu kapakla gelse, baya bildiğin köpeği olurum bi süreliğine. Manyak güzel bi kapak.
Başyapıt.
/thread.
İşte dinlediğim birkaç death metal grubundan biri. Bu albüm de manyaktır. ÖZellikle vokal bakımından eşsiz bir elemana sahipler. Masterpiece, Opus Magnum. DOT.
unirocka ta tokattan kalkıp geleceğimin iki sebebinden birisidir Tardy brothers.Diğer sebebide BLITZ
DiGiorgio’lu Obituary = Sınırsız milkshake
“John Tardy’nin de aslında bir insan evladı olduğunu aklınıza getirmeye çalışın”
aynen tescilliyorum. muhabbet de ettim, beraber (2 saniye sürse de) vokal de yaptık. valla billa insan :P
Ben ki death metal sevmem ama bu albüm çok ayrı bir albüm. John tardy gibi bir vokal bu dünyaya zor gelir herhalde. Farklı tad alabiliyorsun vokalden. Onları görememek çok kötü, beleştepe hala kuruluysa ordan izlerim:)
Konser öncesi süper gaza getirdi kritik. Gazla yazıldığından olsa gerek. Sağol varol Berca.
içimde kalmasın: Suffocation’la beraber, tempo değişimininin üstadıdır Obit. Hastasıyız.
Haa, şunu da diyen kişi ben olayım: IÇAPTİĞUĞAĞAĞAĞIIIIĞ!
Ben bu adamları sevemiyorum, geçenlerde son albümlerini dinledim 20 senedir aynı şeyi çalıyorlar bilader. Tardy’nin vokali bu grubun en iyi yanı bence.
10/10
Nostalji, anılar ve gençliğime damga vuran, ağzıma sıçan ve vokal yapmama sebep olan -amatör tardy denemeleri- grubu izleyecek olmam bünyemde kalıcı hasarlara yol açıcak. Öyle ki Obituary hakkında ne okusam, ne duysam hemen kalbim 200 metronom atmaya başlıyor.
“Hemen hemen her genç metalcinin başına geldiği gibi artık siz de daha sert bir şeyler duymak istiyorsunuz ve tam o anda tesadüfen elinize “Cause of Death” geçiyor.”
Küçük bir anı;
Obituary’nin Back From the Dead albümünün kritiğini köprüaltı’nda okuyup “laleler saz ve caz” adlı dramatik dükkana sipariş etmiştik. İstanbul yakın olmasına rağmen, benim yaşadığım yer İstanbul’a aslında en uzak noktaydı. 15 gün sonra albümü “kahtalı mıçı” albümünün yanında vitrinde gördüm. İçeri girdiğimde adam; “neredesin kaç gündür, bekledim, en son geçerken gör diye vitrinin önüne koydum albümü, al git müşteriler rahatsız.” dedi. Hemen aldım ve o dönem karnemde 8 zayıf vardı! 97 yılıydı! Bir şeye bulaşmıştım ve geri dönüşü yoktu!
Sustum ve bekliyorum!
Saygılar..
22.02.2011
@Tardy, Tardy kardeş ömrümde okuduğum en komik yazılardan biriydi.Gülmekten geberttin beni.Bende antalya çarşamba pazarında sebzeci bir kadının üstünde Back from the dead tişörtü görünce teyzenin yanına yaklaşmıştım ama bir türlü dinleyip dinlemediğini sormaya cesaret edememiştim:)ciddiyim..obituary bir tanedir.sevgiler.
bu albümü bi türlü doğru düzgün dinleyemedim ama slowly we rot vardır onu bilirim sağlamdır. onun etkisi bitince bakıcam inşallah :D
kritik yazarının ilk okuduğum kritiği. dili çok güzelmiş
11.12.2010
@Ertuna Yavuz, dili yalın, anlatımı akıcı ve destansı olmuş gerçekten. :)
11.12.2010
@Ertuna Yavuz, “Yalın, akıcı, destansı, güzel dilli.”
İşte Berca B. Kantaroğlan’ı en iyi şekilde özetleyen kelimeler.
Berca’nın yazılarından tam 3 aydır mahrumuz, iş dünyası sağolsun.
death metal ya da ekstrem metal dinliyorum diyen adam dinlesin dinlemeyen zaten adam diğil kafir olmuştur artık
Death metal’in en taş albümlerinden birisi. Chopped in Half favorim.
Bleeeeeeed!
10
john tardy bu albümde yaptığı hırıldamaları ve kükremeleri bir daha yapabilse çocuğu keserim
Merak ettirttiniz dinliycem şimdi.:) Yalnız harbi kapaktan ürktüm.Şu ana kadar sadece “Septic Flesh-The Great Mass” ve “Mayhem- Dawn Of The Black Hearts” ‘ın kapakları bana ‘abov’ deditmişti.
Cause of Death’in giriş solosu ağlatır adamı. O kadar hayvan bi şarkıya o kadar hisli solo yazılır mı yav? Her seferinde uçuyorum soloda.
Albüme diyecek bir lafım yok zaten kritik şahane açıklamış. 10
Gördüğüm en güzel kapağa sahip diyebilirim.
Death metal çınarı Obituary’in en vahşi ve en kükreyen çalışması
Bu albümün kapağıyla ilgili garip bir durum farkettim illa ki benden önce gören vardır ama internete Nightmares of Lovecraft yazınca bu albümün kapağı çıkıyor bilgisi olan varsa aydınlatabilir mi?
https://www.michaelwhelan.com/galleries/lovecrafts-nightmare-a/
Aslında albümün yarısının yazarı Allen West, fakat albüm öncesi karısı hamile kalıyor ve para kaygısı sebebiyle gruptan ayrılıyor. Peres albümün yazımının bitirdikten sonra şans eseri James Murphy, Death turnesinden dönerken Scott Burns sayesinde gruba dahil oluyor. James albümü doğru düzgün duymadan, kaset çalarda demoları dinlerken Peres’in ”şuraya bi solo, buraya bi solo atılacak” şeklinde yönlendirmeleri ile sadece sololarıyla kayda dahil oluyor. Avrupa turnesi sonrasında Allen West’in gruba geri dönmesiyle gruptan rica ile yollarını ayırıyorlar, zaten gruba dahil olurken ”Allen geri dönmek isterse hemen alıcaz” şeklinde temkinliyorlar. En ilginç kısmı ise albümde solo atması için düşünülen ilk isim Trey Azagthoth. Eğer Trey bu albümde çalsaydı nasıl bi albüm olurdu düşünemiyorum.
Chopped in Hauuvvgghghgh!
Tardy’i ilk kez dinleyeli 10 yıl olmuştur. Hala düzenli olarak şaşırıyorum duyunca.
Gece 00:30 dolaylarında dinleyecek daha iyi bir şey göremiyorum.
Düşünsenize 1990′da 20 yaşındasınız. Death metal dinlemeye yeni başlamışsınız ve Cause of Death’i müzik markette görüp kasedini aldıktan sonra eve gidip teybe takıyorsunuz.
John Tardy’e aşık olursunuz. Sonra da odaya gelip bu gürültüyü kapat diyen babanızı ve komşunuzu kesiyorsunuz. Azılı suçluların bulunduğu çok güvenlikli hapishaneye giriyorsunuz ve işkence diye mahkumlara Obituary dinletiyorlar.
9:10′da tribünde arkada ayakta duran adamın tişörtüne dikkat.
https://www.youtube.com/watch?v=XV85ilvOCn4