Bugüne kadar duymadığınız en iyi albümlerden biri: 18 yaşında bir gencin elinden çıkan ve gizli kalmış cevher tanımını en iyi karşılayan türde 28 yıllık bir teknik death metal manyaklığı.
Böyle albümleri yazmayı çok seviyorum, çünkü henüz denk gelmemiş birilerinin dinleyip çok beğeneceğini biliyorum.
Umuyorum değil, biliyorum. Çünkü MARTYR böyle bir grup, “Hopeless Hopes” da böyle bir albüm.
MARTYR’den haberiniz yoksa, varsa bile henüz bu albümü dinlemediyseniz, bir de teknik death metal seviyorsanız gün sizin gününüz, çünkü gizli kalmış muazzam bir cevherle karşınızdayız.
Daniel Mongrain… Bu isme aşina değilseniz çok şey kaybediyorsunuz. Kendisi uzun zamandır VOIVOD’da çalıyor, MARTYR’i yakın zamanda tekrardan canlandırdı, geçtiğimiz yıl da FORBIDDEN’a katıldı.
Bunun yanı sıra GORGUTS’ın “From Wisdom to Hate” albümünde de Luc Lemay’e eşlik etmişti. Gerçekten muazzam bir gitarist ve esas kendi grubu MARTYR’den görüldüğü üzere son derece yaratıcı bir müzisyen.
Kanada’nın en underrated gruplarından biri olan MARTYR’i bundan tam 26 yıl önce, 1995’te çıkan “Ostrogoth” demoları ve 2000 yılında çıkardıkları “Warp Zone” albümüyle keşfedip sevmiştim. Yıllar sonra “Feeding the Abscess”e de hasta olduktan sonra grup albüm çıkarmayı bıraktı ve bir süre sonra da faaliyetlerine son verdi.
Neyse ki geçtiğimiz sene tekrardan canlandılar ve manyak bir şey olacağına emin olduğum yeni albümleriyle pek çok kişinin kendilerinden haberdar olmasını sağlayacaklar.
MARTYR hakikaten zamanının ötesinde kavramına can veren o sıra dışı, ender rastlanan doğa olaylarından biri. Şu albümün 1997’de çıktığına, hele ki bir ilk albüm olduğuna inanmak gerçekten zor. Neden mi? Çünkü içinde sonradan başka gruplarda karşımıza çıkan pek çok fikri bundan ta 28 yıl önce yapılmış şekilde barındırıyor. Mesela albüme adını veren açılış şarkısının 4.50’de giren solosundan THEORY IN PRACTICE gitaristi Peter Lake’in aşırı karakteristik solo tarzına çok yakın şeyler duymak mümkün. Lake MARTYR’den ilham almış mıdır bilmem, ama THEORY IN PRACTICE’in ilk albümü “Third Eye Function”ın da 1997’de çıktığı düşünüldüğünde iki gitaristin aynı dönemde benzer fikirler kullanmış olduğu fikri gerçekten çok tatlı bir detay.
İki gitarın melodik kullanımında çok net GOROD benzerliklerine rastlıyoruz. Aynı şekilde GOROD kurucusu Mathieu Pascal da “ben GOROD’u kurarken “Hopeless Hopes”tan ilham aldım” derse hiç şaşırmam. Hatta demezse şaşırırım, zira aradaki benzerlikler tesadüfi olamayacak kadar fazla.
Tekrardan Daniel Mongrain’e dönersek, kendisinin bu başyapıtı yazdığı sırada 20, kaydettiği sırada 21 yaşında olduğunu söylersem karşımızda nasıl bir saçmalık olduğu daha rahat anlaşılabilir. Albümü başlattığınızda duyacağınız ve her şeyiyle deneyimli bir grup izlenimi veren şarkılar, gerçekten de 20 yaşında bir gencin imzasını taşıyor. Normalde böyle bir şey olamaması lazım. Birilerinin bu kadar yetenekli olamaması lazım. Ama oluyor ve ortaya da böyle sapkınlık düzeyinde iyi bir şey çıkıyor. Daha da eskiye gidersek, Mongrain 18 yaşındayken yazdığı “Ostrogoth” için bir röportajında o dönem çıkan teknik death metal işlerini anlamsız bulduğundan “sadece şakasına 5 dakikada yazdığını” söylemişti. 18 yaşında yapıyor bunu. Göt.
Şu an itibarıyla Spotify’da yer almayan ve YouTube’dan dinlenebilen MARTYR, müzikal karakter olarak ATHEIST, CYNIC, DEATH ekolünden gelen ve bunlar arasından en çok da ATHEIST’e yakın duran bir grup. Ne var ki karakteristik özellikleri o kadar fazla ki onları sadece MARTYR olarak dinliyorsunuz. Arada kulağınıza tanıdık bazı şeyler, benzerini duyduğunuzu hissettiğiniz fikirler gelebilir. Muhtemelen gerçekten de duymuşsunuzdur; 2000 sonrasında teknik death metal dinlediyseniz, adını andığım THEORY IN PRACTICE, GOROD gibi üst düzey grupları dinlediyseniz, MARTYR’in bu vizyonerliği ve zamanının ötesinde oluşu sayesindedir.
Daha uzun uzadıya yazabilirim, ama “Hopeless Hopes” zaten size ilk saniyesinden oha bu da neymiş dedirtecek bir albüm, o yüzden daha fazla detaya girmeyeyim. 20 yaşında bir genç, bazılarını 18 yaşında yazdığı şarkılarla 1997 yılında bir albüm yapmış ve nasıl olduysa sadece çok kısıtlı bir kesime adını duyurabilmiş. Ama önemli olan şu ki, “Hopeless Hopes” bugün piyasaya çıksaydı da bugün yapılabilecek bir metal albümü olarak değerlendirilebilirdi. Öylesine sıra dışı bir ileri görüşlülükten söz ediyoruz.
Teknik death metal seviyorsanız kesinlikle ama kesinlikle dinleyin, genel olarak müzikte ileri seviye zekâ, genç yaşta aşırı yetenekli olmak gibi kavramları ilgi çekici buluyorsanız da her türlü dinleyin. Muazzam bir albüm ve gizli kalmış cevher gibi parlayan bir grup keşfettiğinize çok sevineceksiniz.
Grubu daha önce hiç dinlemememe rağmen kritiğin gazına gelerek çok büyük fanınızım lütfen albümleri Spotify’a yükleyin diye grubun instagram ve facebook sayfasına mesaj attım bir de sitesinden mail adresi buldum oraya da mail attım. Bakalım dönüş olacak mı
@404 not found, instagram dan dönüş yaptılar ciddili. Şöyle bir cevap geldi:
hi there, thanks for your support. Our albums are available through our band camp page. Band camp distribute money the best for independent event. Spotify, unfortunately doesn’t cut it for us. Thanks again.
Uzun zamandır dinlememiştim, hatırlamak güzel oldu.
Bugün “Bilgi Paylaşımı” bölümünde de Vogg’un söyleşisini paylaştım. Bu adamların bu yaşlarda nasıl böyle müthiş işler yapabildiklerini orada da görmek mümkün. Ülkenin ve ebeveynlerin bakış açıları ve açık görüşlülükleri çok önemli. Biz 18 yaşına gelene kadar sınav baskısından kafamızı kaldıramıyorken bir enstrüman çalmayı bile hasbelkader zar zor becerebildik. Şimdiki üniversite öğrencilerine baktığımda o bile çok çok azalmış durumda.
@hysteresis, Aslında istek var. Eskiye göre çok daha fazla bile. Ama enstrüman fiyatları kol gibi olduğundan ve kimse doğru dürüst bütçe ayıramadığından maalesef…
@Cryosleep, umarım öyledir ama ben yıllardır üniversitede çalışıyorum ve bizim zamanımızla kıyasladığımda ilgi gittikçe düşüyormuş gibi görüyorum.
Diğer yandan, bence müzik yapmak ekonominin kötüleşmeye başlamasıyla pahalandı ancak ekipman alanında son yıllardaki gelişmelerle birlikte eskiye göre kolaylaştı bile diyebiliriz. Bence uygun koşullar oluşsa kürekten falan gitar yapıp o müzik yine yapılır ama ortam elverişli değil maalesef.
Gereksiz bi bilgiyle kritiğe katkıda bulunayım: daniel mongrain’in müzik öğrenimi sırasında okulunda ona klasik müzik eğitimi veren hocası phil tougas’ın dayısıymış. Dayısının öğrencisiymiş yani mongrain. Mongrain de hala üniversitede teori dersi veriyor diye okumuştum zamanında.
Türün ilgililerine mongrain’in dahil olduğu capharnaum’un fractured albümünü şiddetle tavsiye ederim. Early 2000’lerde teknik death peak üstüne peak yaptığı için o dönem biraz göz ardı edilmiş olsa da nefis albümdür. Martyr benim için tek başına yeter desem de ona yetmemiş. Voivod’a değinmiyorum bile. Hakikaten dev bi mirası var mongrain’in. Son bi sinyal atalım, warp zone gibi kült bi albümün kritiği de yakışır PA’ya.
Grubu daha önce hiç dinlemememe rağmen kritiğin gazına gelerek çok büyük fanınızım lütfen albümleri Spotify’a yükleyin diye grubun instagram ve facebook sayfasına mesaj attım bir de sitesinden mail adresi buldum oraya da mail attım. Bakalım dönüş olacak mı
12.03.2025
@404 not found, instagram dan dönüş yaptılar ciddili. Şöyle bir cevap geldi:
hi there, thanks for your support. Our albums are available through our band camp page. Band camp distribute money the best for independent event. Spotify, unfortunately doesn’t cut it for us. Thanks again.
Ah bee..
Uzun zamandır dinlememiştim, hatırlamak güzel oldu.
Bugün “Bilgi Paylaşımı” bölümünde de Vogg’un söyleşisini paylaştım. Bu adamların bu yaşlarda nasıl böyle müthiş işler yapabildiklerini orada da görmek mümkün. Ülkenin ve ebeveynlerin bakış açıları ve açık görüşlülükleri çok önemli. Biz 18 yaşına gelene kadar sınav baskısından kafamızı kaldıramıyorken bir enstrüman çalmayı bile hasbelkader zar zor becerebildik. Şimdiki üniversite öğrencilerine baktığımda o bile çok çok azalmış durumda.
12.03.2025
@hysteresis, Aslında istek var. Eskiye göre çok daha fazla bile. Ama enstrüman fiyatları kol gibi olduğundan ve kimse doğru dürüst bütçe ayıramadığından maalesef…
12.03.2025
@Cryosleep, umarım öyledir ama ben yıllardır üniversitede çalışıyorum ve bizim zamanımızla kıyasladığımda ilgi gittikçe düşüyormuş gibi görüyorum.
Diğer yandan, bence müzik yapmak ekonominin kötüleşmeye başlamasıyla pahalandı ancak ekipman alanında son yıllardaki gelişmelerle birlikte eskiye göre kolaylaştı bile diyebiliriz. Bence uygun koşullar oluşsa kürekten falan gitar yapıp o müzik yine yapılır ama ortam elverişli değil maalesef.
Gereksiz bi bilgiyle kritiğe katkıda bulunayım: daniel mongrain’in müzik öğrenimi sırasında okulunda ona klasik müzik eğitimi veren hocası phil tougas’ın dayısıymış. Dayısının öğrencisiymiş yani mongrain. Mongrain de hala üniversitede teori dersi veriyor diye okumuştum zamanında.
Türün ilgililerine mongrain’in dahil olduğu capharnaum’un fractured albümünü şiddetle tavsiye ederim. Early 2000’lerde teknik death peak üstüne peak yaptığı için o dönem biraz göz ardı edilmiş olsa da nefis albümdür. Martyr benim için tek başına yeter desem de ona yetmemiş. Voivod’a değinmiyorum bile. Hakikaten dev bi mirası var mongrain’in. Son bi sinyal atalım, warp zone gibi kült bi albümün kritiği de yakışır PA’ya.
12.03.2025
@Marvin Yanbasanyan, yazacağım evet.
13.03.2025
@Marvin Yanbasanyan, Fracturedi enfeksiyon hastaliklar çalişirken dinledim,silkdi baya🔥🔥
Grubu severdim bi de film vardı martyr diye o da şok ediciydi