# - A - B - C - D - E - F - G - H - I - J - K - L - M - N - O - P - Q - R - S - T - U - V - W - X - Y - Z
Son Haberler
Anasayfa    /    Kritikler
DOWN – NOLA
| 18.05.2010

Solda güneş yükseliyordu, Güney’e giderken.

pasifagresif’in Dimebag’i anma haftasında tüm PANTERA albümlerini yazınca, PANTERA gazım geldiğinde yazacak albüm düşünmeye başladım mecburen. Böyle bir durumda başvurulacak kişi, elbette ki yaşı kadar yan projesi olan canımız ciğerimiz azmanımız Phil Anselmo’dan başkası değil. Hazır Anselmo tabanlı bir şey yazacakken, bence kendisinin PANTERA dışındaki en önemli ürününü siteye kazandırmak da hiç fena olmaz diyerek, “NOLA”ya girişeyim dedim.

Grubun çıkış yeri olan “New Orleans (N.O.), Louisiana (La.)” gibi bir açılımı olan albüm, 1995′te çıkmış ve Southern metal/sludge metal alanındaki hatırı sayılır başarılardan birine imza atarak Amerika Birleşik Devletleri’nde 1.000.000′u aşan bir satış gerçekleştirmişti. Vokalde Phil Anselmo (PANTERA), gitarda Pepper Keenan (CORROSION OF CONFORMITY), yine gitar ve basta Kirk Windstein (CROWBAR) ve davulda da Jimmy Bower (EYEHATEGOD) gibi sapık bir kadrosu olan albüm, her anının pöfür pöfür ot ve bilimum keyif verici madde kokmasıyla ilk andan suratınıza bir rahatlama, bir gülümseme dalgası yayan, hit bombası bir çalışmaydı.

“NOLA”nın 1995 yılındaki çıkışına bakınca, PANTERA’nın içinde bulunduğu dumanlı ve karanlık dönemin, daha spesifik olarak da Phil Anselmo’nun hayattan soğuma ve gavur dostların tabiriyle “self-destruction” (kendini yok etme) programının da yavaş yavaş başlamış olduğunu görüyoruz. Dilerseniz “The Great Southern Trendkill” yazısından bu konuda daha detaylı bilgi edinebilirsiniz. Bu bağlamda “NOLA”nın, Anselmo’nun PANTERA harici bir şeyler yapma isteği -ve ihtiyacı- ile yapılmış olduğunu söyleyebiliriz. O dönemde çoğumuzun su içtiği kadar marihuana tüketen Anselmo, yanına aldığı bu diğer duman kafalarla birlikte şahane bir albüme imza atmış, “Far Beyond Driven”da aslında ne kadar güzel söyleyebileceğini gösterdiği sludge’vari türlerin, doksanlardaki en iyi örneklerinden birini yaratmıştı. Yine kendisinin “Far Beyond Driven” sonrasındaki çalkantılı ruh halini, “Far Beyond Driven” yazısının sondan bir önceki paragrafından okuyabilirsiniz.

Albüme geçelim. “NOLA” öyle bir albüm ki, içindeki on üç şarkı da single olarak yayınlansa, inanın neredeyse hepsi tutar, hepsi radyolarda sayısız kez çalar. Elimde olsa şu sayfaya albümdeki tüm şarkıların videolarını koyarım, o derece. Aslında elimde tabii ne istersem koyarım da, yazıyı video manyağı yapmayalım. Şarkılardan bahsedelim biraz. “NOLA”nın her anı, muhtemelen çoğumuzun ziyaret etme fırsatı bulamadığı New Orleans’ın, Güney’in o sıcak, çorak havasını tam anlamıyla yansıtır nitelikte. Hani Southern metal diyoruz ya, New Orleans A.B.D.’nin, Teksas’ın bir kısmı ve Florida’dan sonraki en güney noktası işte. Teksas dediğin zaten PANTERA’nın mekanı, Florida’da da death metal ve bikinili kızlar hüküm sürmekte. O nedenle albümün her anından Güneylilik akmakta. Lâkin bu, arazisine giren yabancılara ateş eden, oduncu gömleğini bir an olsun üstünden çıkarmayan o redneck bir Güneylilik değil. Daha ziyade ot kokan yoksul sokakların, kamyonete atlayıp tozlu yollara, kurak düzlüklere gidilen, sıcak, kavurucu bir Güneylilik.

Anselmo’nun vokal anlamında destan yazdığı bu albümde, gitarlar da Anselmo’dan geri kalmayan, nefis tonları sayesinde “NOLA”nın o kendine özgü sevilesiliğini yaratan bir performans sergiliyorlar. Kimi anlarda kafanızı postalının topuğuyla ezen, kimi anlarda ise ağzınızdan çıkıp havaya karışan beyaz duman gibi sizi bir kenarda sakinleşmeye bırakan, külçe gibi ağırlaştıran rif ve melodiler, yine “NOLA”nın bu özgün atmosferini pekiştiren unsurlar.

Albümün ardından DOWN belirsizliğe gömüldü ve 2002′ye kadar da sessizliğini korudu. 1999′da gruba basçı olarak giren Rex Brown (PANTERA) ile 2002 yılında “Down II: A Bustle in Your Hedgerow”u çıkaran grup, bildiğimiz gibi o günden beri de aktif olarak müzik hayatını sürdürüyor. PANTERA’yı ve DOWN’ı sevseniz de sevmeseniz de, Phil Anselmo’ya tüm benliğinizle uyuz olsanız da, ondan ölümüne nefret etseniz de, “NOLA” her türlü övgüyü hak eden, her anıyla nefis bir metal ürünü. Sesini açın, daha çok açın, daha da çok açın.

Bu yazıyı da, 2008 METALLICA konseri öncesinde DOWN sahnedeyken, tanımadıkları Anselmo’ya hareket çekip “Kim lan bu artis? Şşş alo in lan ordan PANTERA özentisine bak ehuehehue” diyen PANTERA tişörtlü güruha armağan ediyorum.

“Are you talking to me? Walk on home boy.”

9/10
Albümün okur notu: 12345678910 (8.46/10, Toplam oy: 162)
Loading ... Loading ...
etiketler:
  Albüm bilgileri
Çıkış tarihi
1995
Şirket
Elektra
Kadro
Philip Anselmo: Vokal
Pepper Keenan: Gitar
Kirk Windstein: Gitar, bas
Jimmy Bower: Davul
Şarkılar
1. Temptation's Wings
2. Lifer
3. Pillars Of Eternity
4. Rehab
5. Hail The Leaf
6. Underneath Everything
7. Eyes Of The South
8. Jail
9. Losing All
10. Stone The Crow
11. Pray For The Locust
12. Swan Song
13. Bury Me In Smoke
  Yorum alanı

“DOWN – NOLA” yazısına 28 yorum var

  1. heat says:

    gerçekten sevdiğim tek down albümü. vokallerin de gitarların da aşırı derece de hastasıyım. bi de dimebag in anma haftasında bütün pantera albümlerini yazınca demişsin ama benim bildiğim kadarıyla cowboys from hell den önce de 4 tane albümü var yahu pantera’nın:)

    rajeesh

    @heat, pantera bile red etmiş o albümleri biz mi etmiyelim:p
    gerçi hatırladığım kadarıyla güzel albümlerdi fazla dinleyemedim bi ara dinlim tekrar

    down u metallica konseri sonrasında tanıdım bende keşke konser öncesi tanısaydım bi hayran gibi dinlerdim

  2. janslore the celebrity says:

    of off Pasifagresif’te Nola okumak ne zevkli olacak. okumaya kıyamıyorum valla.

  3. qtk says:

    Güzel yazı olmuş gerçekten. Şu southern olayları en iyi yapan grup tartışmasız down bana göre. Ki gariptir; bol ot koktuğundan mıdır nedir , dinlerken insanı uyuşturuyor , uçuruyor. Garip valla =D Başka hiç bir albüm bende bunu oluşturamadı bugüne kadar. NOLA ayrı , ap ayrı =D

    ve şu metallica konserindeki pantera t shirtlü down a pantera çakması diyen eleman ;
    başkalarından da duydum bu elemanı. Bariz ünlü olmuş adam küçük çapta =D
    Acaba kendisi de bu ününün farkında mı ?

  4. Berker İlhan says:

    yazının son cümlesine fazlasıyla gülerek çok sağlam albüm olduğunu belirtmeden geçemeyeceğim , hardcore ile anselmo yırtıcılığı !

  5. nekropunk says:

    rehab adlı şarkı bana AŞIRI derecede güzel dakikalar yaşatıyor, neden hiçbir fikrim yok, ama deşmiyorum.
    ayrıca bu albümü dinlerken hep tütün tarlalarında çalışan adamlar geliyor gözümün önüne, stone the crow’da özellikle.
    albüm o kadar güzel ki saçmalıyorum.

  6. cenkozmercan says:

    aaa süper bir hatırlatma oldu, hemen bulayım bunu şimdi

  7. blackroseimmortal says:

    “Bu yazıyı da, 2008 METALLICA konseri öncesinde DOWN sahnedeyken, tanımadıkları Anselmo’ya hareket çekip “Kim lan bu artis? Şşş alo in lan ordan PANTERA özentisine bak ehuehehue” diyen PANTERA tişörtlü güruha armağan ediyorum.”

    oha oha oha, albüme 6′yı bastım ama bu son cümleye bi 20 puan butonu gerekecek…

  8. bower_power says:

    hayatımda en çok dinlediğim albümlerden biri. bu arada eyehategod, crowbar gibi diğer nola gruplarının incelemelerine de yer verseniz şukela olur.

  9. Mr Shred says:

    Şu an tam bu albümü dinliyordum ve tek düşündüğüm şey okullarda ders olarak gösterilmesi. Yalnız vokalde sanırım Anselmo var. Tamam, şakaydı. Lifer süper şarkıydı valla.

    @Rajeesh, katılıyorum. Myspace’de de bazı albümleri yok Pantera’nın. Birinin kapağında papaz gibi çıkan halleri vardı, ondan mı koymuyorlar acaba heheahea

  10. LifeHunter says:

    “Phil Anselmo’ya tüm benliğinizle uyuz olsanız da, ondan ölümüne nefret etseniz de”

    Hangi insan evladı Phil Anselmo gibi bir üstada dair negatif bir düşünce besleyebilir?

  11. owlbos says:

    Tüm şarkılarına ayrı ayrı hastayım. Pantera ile çok haşır neşir değilken dinlemiştim ilk bu albümü. Müzik zaten efsane ama Anselmo’nun vokalleri de bence ayrı bi dünya bu albümde. O kadar sevmiştim ki Anselmo gibi vokal yapabilmek flan istemiştim belli bir süre.

    owlbos

    @owlbos, Bugün shuffle’da Losing All çıkınca havaya girip selfy çektim sonuç çok hoşuma gitti: https://resimyukle.link/i/KD4bm

    deadhouse

    @owlbos, Seni hiç böyle hayal etmemiştim ya. Kafamızda kurduğumuz görüntü ile “gerçek” çoğu zaman farklılaşıyor böyle. Hayatın her alanında olduğu gibi.

    owlbos

    @deadhouse, hehe aslında baby face sayılabilecek bi beyaz yakalıyım asdf evde çalıştığım 3 4 aylık bir dönem oldu bir şeyler deneyeyim dedim :)

  12. woodenpint says:

    Pepper Keenan çalması inanılmaz zevkli riffler yazıyor. Özellikle bu albüm ve CoC’un Deliverance albümünde yazdığı şeyler akıl alır gibi değil

  13. Cryosleep says:

    Bu albüm, CoC – Deliverance ve Eyehategod – Take as Needed for Pain.

  14. Lifer dünyanın en iyi şarkılarından biri ya, net.

    woodenpint

    @Ahmet Saraçoğlu, Tek rakibi Eyes Of The South :D

  15. woodenpint says:

    Hayatımın her alanına soundtrack olan albümlerden biri oldu zamanla, gerçekten bu adamların bu müziğin kafasını yakalayabilen insanlar çok şanslı. En sevdiğim 5 albümden biri ve her ne kadar diğer albümlerini de ÇOK sevsem de bu albümün havası çok ayrı.

  16. Firat Tale says:

    Gelmis gecmis en underrated albumler listesinde ilk 10′a girer kesinlikle.

    ozellikle Stone The Crow’in asiri chill baslangicina bitiyorum.

    https://music.youtube.com/watch?v=uXeIrEIn2XU&feature=share

  17. Kürşat says:

    Çok büyük albüm ya.

    https://youtu.be/_o0WVBEpXrU şurada geçtiğimiz mayıs ayında Dallas’da yaptıkları set var. Bir perde pes akortlamışlar enstrümanları ama yine de Phil abimiz totoyu epey toparlamış. Reislerin taşşaklarına kurban canavar gibi çalmışlar. Rehab inanılmaz iyi olmuş.

  18. Zeitgeist says:

    Jail bu albümün Planet Caravan’ıdır. Tıpkı onun gibi bu dünyaya ait olmayan hipnotize edici bir deneyim sunuyor ama çok daha karanlık bir şekilde.

  19. eatthegun says:

    Antalya 40 dereceleri gördüğüne göre bu albümün sezonunu açabiliriz..

    Aim

    @eatthegun, abi sorma alışamadım şu memleketin sıcağına ya

    eatthegun

    @Aim, Hocam fethiyeliyim şu sıcağa alışmam bir ömür sürdü, böyle albümlerle tadı çıkıyor en azından

    Ahmet Saraçoğlu

    @eatthegun, yarın gölgede 42 güneşte 50 derece bekleniyor.

    eatthegun

    @Ahmet Saraçoğlu, Henüz haziranın başından bu kadar sıcak akıl alır gibi değil abi gerçekten. Geçen sene en sıcak günde 48 dereceyi görmüştü sanırım kabus gibiydi. Bu sene ne olacak hayal edemiyorum :D Yani bütün gün neredeyse dışarıda olmak zorundayım ve nem falan derken hiçbir çaresi yok bütün gün şunun gibi geçiyor https://l24.im/1CtyX49 Bir de şehir anormal kalabalık bu sene, ipini koparan burayı buluyor italyanlar bile gelmeye başladı

Yorum Yazın

*

"Yaptığım yorumlarda fotoğrafım da görüntülensin" diyorsan, seni böyle alalım.
Pasif Agresif, bir Wordpress marifetidir.