Tarihler 2 Mayıs 2023’ü gösterdiğinde Karadağ’ın Budva şehrindeki sahilde bulunan Beer and Bike Club adlı mekânda oturmuş Belçikalı melodik death metal grubu MORDKAUL’un “Feeding the Machine – Part 1” adlı EP’sinin incelemesini yazıyordum. Şu an tarih 3 Ekim 2024 ve Tekirdağ’ın Şarköy ilçesinde grubun yeni albümü “Feeding the Machine”i incelemekteyim.

MODKAUL ilk albümü ve yukarıda adı geçen EP’si itibarıyla AT THE GATES worship’e gönül veren, melodik death metali IN FLAMES veya DARK TRANQUILLITY karakterinde değil de daha yırtıcı, atarlı rif odaklı bir tavırla icra eden bir gruptu. Yeni albümlerinde de temel olarak bu damardan ilerlediklerini, ancak ilk albüm ve EP’de olduğu kadar bariz bir AT THE GATES’çilik oynamadıklarını görüyoruz.

Bunu yaparken ne yapıyorlar? Tremolo riflere ve yine AT THE GATES’vari riflere yaslanıyorlar. Ne var ki “Feeding the Machine” özelinde önceki işlerinden farklı olarak göze çarpan şey, MORDKAUL’un bu kez biraz daha karakteristik, AT THE GATES şablonunun dışına da taşan şeylerle karşımızda olması.

Biraz derinlere inersek, daha önce de çeşitli kereler belirttiğim üzere melodik death metal sürdürülebilir olmak adına birtakım şeyler yapmak zorunda. Bu mutlaka IN FLAMES, SOILWORK, DARK TRANQUILLITY gibi modernleşerek olmak zorunda değil, ancak doksanlarda yapılan tarzda melodeath 101 şeklinde ilerlediğinizde olayın ilginçliğinin, heyecanının çok da yukarılarda olmayacağı aşikâr gibi. Sonuçta bu tarzın ağa babası, kralı AT THE GATES’in bile son albümünde deneysel dokunuşlar yapmak zorunda kaldığını görmüştük. Dolayısıyla MORDKAUL gibi grupların yaptığı bu özüne sadık melodeath’i görünce, adamların daha büyük oranda sevdikleri ve istedikleri müziği yapıp keyif almayı amaçladıkları sonucunu çıkarabiliriz. “Feeding the Machine” büyük oranda bu mentaliteyle yaratılmış, türün kemik kitlesine hitap eden, melodik death metali çok seven birilerince ortaya çıkarılmış kendi hâlinde bir albüm.

Melodik death metal seviyorsanız, türün yeni sayfalar çevirmeye gerek görmeyen standart hâlinden bunca yıl sonra da keyif alıyorsanız “Feeding the Machine”le de hoşça vakit geçirebilirsiniz.