PA’da hatırı sayılır kitlesi olan bazı grupların bazı önemli albümlerinin hâlâ incelenmemiş olması son dönemde kafama takılan bir konuydu. Bazı grupların PA gibi bir sitede çok daha fazla incelemesinin olması lazım. Bu gruplardan biri de şimdiye dek sadece son iki albümünü incelenmiş olduğumuz Polonyalı black metal fenomeni MGŁA.
MGŁA elbette ki “Exercises in Futility” ile son 15 yılda black metal dünyasının en çok konuşulan gruplarından biri oldu. O albümün derinliği, aslında daha önce yapılmamış şeyler içermemesine rağmen sunduğu duygusal yoğunluk ve MGŁA’nın imajıyla da birleşen çekiciliği, adamları bir anda black metalin en revaçta isimlerinden biri hâline getirdi, şarkıları milyonlarca kez dinlendi.
“Exercises in Futility”nin ardından gelen “Age of Excuse”a bakınca MGŁA’nın esasında aynı formülü devam ettirdiğini ve müziğini fazla eğip bükmediğini görmüştük. MGŁA’nın çok karakteristik bir şarkı yazım tarzı var ve bunu “bozulmadıysa düzeltme” anlayışı eşliğinde, aslında ilk günden beri çok da kurcalamadan devam ettiriyorlar. “Groza”da başlattıkları şey, az sonra bahsedeceğim “With Hearts Toward None”da da fazla didiklenmeden, radikal değişikliklere gidilmeden devam etmişti.
MGŁA ne yapacağına baştan karar vermiş, bu sebeple de ilk dönemlerindeki albümler arasında bir yol arayışının yaratabileceği istikrarsızlıklara, dağınıklıklara mahal vermemişti. “Groza”nın ardından, ellerindeki fikri farklı yollara sapmadan, sadece kendi içerisinde geliştirerek sürdürmüş ve “With Hearts Toward None”ı da 2012 yılında dinleyiciyle buluşturmuşlardı.
“With Hearts Toward None”da MGŁA’yı doğal gelişimi içerisinde, yine son derece derinlikli biçimde görüyoruz. Grup asıl patlamasını “Exercises in Futility” ile yaptığından, “With Hearts Toward None”ı teknik bakımdan o albümle karşılaştıracak olursak, “With Hearts Toward None”daki MGŁA’nın ne yaptığını o zaman da gayet iyi bildiğini görüyoruz. Grubun alametifarikalarından biri olan “marjinal faydası azalmayan monotonluk” sayesinde şarkılardaki tekrarlar, sündürülen bölümler “Groza”dan “Age of Excuse”a kadar tüm MGŁA diskografisinde bir aset olarak kullanılıyor ve MGŁA dendiğinde akıllara gelen o duygu yoğunluğu da bu sayede oluşuyor.
Diğer yandan, albümü dinlerken birtakım fikir ve duyguların gelişim aşamasında olduğunu da görme fırsatı buluyoruz. “Exercises in Futility”deki o tavizsiz karanlık, o yürekleri hançerleyen pesimizm, o damarları yakan nihilizm “With Hearts Toward None”da o denli inatçı ve ısrarlı şekilde kullanılmıyor. Mesela bence albümün en iyi şarkılarından olan “With Hearts Toward None III”, ilk 6,5 dakikalık kısmıyla bunu kusursuz bir tutarlılıkla yaparken, son 1,5 dakikasında kullandığı lead gitarla benim zevkime göre bu atmosferi biraz sarsıyor.
“With Hearts Toward None III”nin ardından gelen “With Hearts Toward None IV”da ise yine aynı katıksız MGŁA nihilizmine ve umutsuzluğuna geri dönüyoruz. Hatta “With Hearts Toward None IV”, albümdeki şarkılar arasından olduğu gibi alınıp “Exercises in Futility”ye konsa sırıtmayacak belki de bir numaralı şarkı. Yukarıdaki paragrafta değindiğim ufak şikâyet elbette ki tamamen öznel bir şey, ancak “Exercises in Futility” ve “Age of Excuse”da “burada bu olmasaydı daha iyi olurdu” şeklinde düşündüğüm bir tane bile şey olmadığını gördüğümde, MGŁA’nın “With Hearts Toward None”da %100 olgunluğa ulaşmamış olduğuna ve çok minik de olsa birtakım ince ayarlar gerektirdiğine ilişkin düşüncemi kendi içimde temellendirebiliyorum. Albüme verdiğim nottan da görüleceği üzere, bunlar gerçekten çok minik ayarlar ve MGŁA’nın kuruluşundan itibaren çok iyi bir grup ve “With Hearts Toward None”ın da çok çok iyi bir albüm olduğu gerçeğini değiştirmiyorlar.
VADER, BEHEMOTH ve DECAPITATED sonrası Polonya metal sahnesinin yine ekstrem damardan yürüyeceği belliydi ve MGŁA belki de bunu kendi tarzında en iyi devam ettiren, dünya çapında üne kavuşan, logosuyla bile insanın içini titretecek düzeyde derinlere temas etmeyi başaran bir numaralı Polonyalı grup olmayı başardı. Adamların çok karakteristik bir müzikal paletlerinin olacağı, gelişmeye çok açık olacakları zaten daha ortada “Groza” bile yokken, ta “Mdłości”den, “Further Down the Nest”ten belliydi. Sonraki süreçteki büyümelerini ve çok hızlı şekilde çok kemik bir kitle yaratmalarını sağlayan, “Groza”daki nüveyi daha da parlatıp “oha bunlar kim lan” dedirttikleri ilk kitle imha silahları da işte bu kırk dört dakikalık duygu patlaması şeklindeki “With Hearts Toward None” oldu.
MGŁA’yı 10 yıldan uzun süredir dinliyorum, özellikle son 4-5 yılda hakikaten çok büyüdüler ve black metal bağlamında underground olmayı çoktan bıraktılar, kimilerine göre belki fazla bile görünür hâle geldiler. Ancak ben hâlâ sokakta, şurada burada MGŁA tişörtlü birini gördüğümde heyecanlanıyorum, mutlu oluyorum. MGŁA.
Şarkılar 1. With Hearts Toward None I
2. With Hearts Toward None II
3. With Hearts Toward None III
4. With Hearts Toward None IV
5. With Hearts Toward None V
6. With Hearts Toward None VI
7. With Hearts Toward None VII
Bu albümü incelemeye karar vermemi sağlayan tek şeyin dün akşamki dil muhabbeti sırasında söylenen “Lehçede ‘v’ harfi yok; onun yerine ‘ł’ kullanılıyor” cümlesi olduğuna yemin edebilirim ama kanıtlayamam.
@Ahmet Saraçoğlu, ilham için rica ederim. Mgła sitede bu kadar sevilirken bu albümün incelememesinin olmaması şaşırttı. Şimdiye kadar mutlaka vardır diye düşünüyordum.
Çok güzel sürpriz oldu bu albümü ana sayfada görmek.
Özellikle 2015 sonbaharından 2017 başlarına kadar bokunu çıkararak dinlemiştim. 8,5 puanın karşılığı ne deseler parmakla bu albümü işaret ederim. 4. parça ve özellikle de kapanış parçasının bende yeri çok ayrı. Son yıllarda full olarak açıp dinlemesem de özellike bu 2 parçayı hâlâ düzenli olarak dinlemeye devam ediyorum.
Mgla’nın son 3 albümünün üçünün de modern birer başyapıt olduğunu söylemek yanlış olmaz herhalde. Özellikle Exercises in Futility son 10 yılın en önemli albümü olabilir.
Bir albüm yıllarca hatırlanacak, başyapıt seviyesine yükselecek bir iş olabilmesi için iki şarttan birisini sağlamalı bence: Ya daha önce hiç yapılmamış, bambaşka bir şey yaparak o türe yeni bir soluk getirmeli; ya da halihazırda var olanı en iyi şekilde icra etmeli. With Hearts Toward None, Exercises in Futility ve Age of Excuse ikinci şartı sağlayarak başyapıt seviyesine yükselmiş albümler bence. Kaliteli bir black metal albümü yapmak için klavyelere, orkestralara, kadın vokallere abanılmasının gerekmediğini, sade bir müzikle de inanılmaz etkileyici bir işler yapılabileceğini kanıtlayan albümler.
En az dinlediğim ve en az sevdiğim Mgla albümü. En az dinlediğim için mi en az sevdiğim yoksa en az sevdiğim için mi en az dinlediğim albüm olduğunu bilmiyorum ama bu kritiğin üzerine açıp bi kez daha dinleyeceğim. Eline sağlık Ahmet Abi.
@11jesterhead, bence groza’dan iyidir ya. Bu albüm hiç olmasa eif’i yadırgar demek ki arada derede ruhlarını şeytana satmışlar ki öyle bir albüm yapmışlar derdim ama bu albümün varlığı ufaktan da olsa gelecek olan başyapıtın habercisi. Tabii bugünün retrospektifiyle konuşuyorum.
@Yiğit, hiç bir itirazım yok zaten eminim ki çoğu kişi de senin gibi düşünüyordur, Groza’yı en niteliksiz albüm olarak görerek ki haksız da sayılmazsınız. EIF ve AOE’da 7 dakikayı aşan 4er tane şarkı var (Age 2yi de saydım). Groza da aynı şekilde 4 şarkının dördü de 7 dakikadan uzun. Ancak bu albümde 2 şarkı var uzun olan. Kısa şarkılar Mgla’ya pek gitmiyor bence
EIF’i ezberledikten sonra direkt bu albüme saldırmıştım. ondan önce çıkardıkları en son albüm buydu çünkü. WHTN’ın da bu kadar iyi olduğunu görünce bayram etmiştim. ‘ha, tamam o zaman. bu birden iyi bir albüm çıkarıp sonra ismi unutulanlardan olacak bir grup değil’ diye.
@Yiğit, bence EiF en iyi albümleri ve grup açısından en yakınındaki albümden de 0,5 veya 1 puandan daha yüksek alacak kadar iyi. O yüzden AoE’ye 9-9,5 verseydim EiF’e (sitedeki kritiğini ben yazmadım) 11 veya 11,5 vermem lazımdı. AoE’ye 8,5 verince WHTN’ye de 8 vermek yetmeyeceğinden böyle oldu.
Bazı günler bu albümü Exercises in Futility’den daha çok seviyorum. Ek olarak; MGŁA henüz portakalda vitamin bile değilken, potansiyeli fark eden Mikko Aspa’ya da ayrıca saygılar.
“I was in touch with M before MGŁA even existed. He used to have power electronics and dark ambient projects back in the 90s and also edited a black metal ‘zine. I was among the few people to hear his earliest instrumental recordings.”
While the demos in question might not necessarily warrant public release, Mikko detected in them a quality which is now being perfected in MGŁA – what he calls an ’undisputed mastery of eerie melody and atmosphere’.
“I could sense the potential, listening to those raw and primitive bedroom recordings. This, combined with our correspondence, convinced me that I was dealing with someone exceptional who would rise far above the rabble. So I signed them to my label despite there being very little to show, merely by gut feeling of important things to come.”
Konudan bağımsız Mgła’nın, Batushka’nın Taake’nin, yeni albümde Opeth’in yaptığı bu isimsiz şarkı muhabbetinden hoşlanmıyorum. Bazen dinleyici olarak şarkılarla kişisel bir bağ kuruyorsun ama o şarkıyı albümdeki diğer şarkılardan ayıran bir ismi olmayınca o etki bir tık azalıyor sanki.
Şimdi yeni Opeth albümünde bir şarkıya hasta olsam “Ulan 4 var ya çok acayip… Albümü beğendim ama özellikle 4 içimden geçti” demekle “Serenity Painted Death adamın amına koyar” demek farklı şeyler. Ya da “en sevdiğim Opeth şarkıları The Night and the Silent Water, Leper Affinity, April Etheral ve 4″ demek… Meh…
@Ahmet Saraçoğlu, opeth için çok anlamsız buluyorum. Tüm albüm tek bir şarkı olarak düşünüldüyse bile ya paşalar gibi tek şarkı olarak yayınlayın ya da düzgün isimler verin. Opeth gibi ticari kaygıları olan bir grubun tek şarkılık albüm yayınlama ihtimali düşük dersek de senin dediğine çıkıyoruz bu sefer, şarkılara isim vermemek de albümün ve şarkıların bilinirliğini zedeler.
Black metal grupları için ise hiç takılmıyorum. Adamlar nihilist veya müzikleri nihilist. Black metalin doğasına uyan bir durum. Bir de mgła özelinde şarkı isimlerini zihnimize kazıdık ya bence. Eif v adamı götten siker diye dolaşabiliriz.
@Ahmet Saraçoğlu, Niye yapıldığını anlıyorum, müzisyen olsam ben de bir noktada yapardım muhtemelen ama ben de sevmiyorum. EiF’i sömürene kadar dinledim, şarkı sözlerini dahi çoğunlukla ezberledim (pek yaptığım bir şey değil) ama şarkı isimlerini bilmiyorum. EiF V demiş mesela, Yiğit, açtım baktım yine hangisiydi diye. Quarry şarkısıymış ahah.
@Ahmet Saraçoğlu, bu duruma ben de acayip tilt oluyorum, ama Mgła’da şimdiye kadar rahatsızlık uyandırmadı, adamlar o kadar iyi şarkılar yazıyorlar ki hangisinin kaç numara olduğunu zorlanmadan ezberliyorum. Benzer bir durum da metal müzikte feat’lerin şarkı isimlerine ve sanatçı kısımlarına yazılması. Rap müziği seven ve dinleyen biriyim; feat’lerin neden yazıldığını gayet iyi anlıyorum ve bu bende asla bir rahatsızlık uyandırmıyor. Ancak metalde bu yapıldığında gerçekten rahatsız oluyorum. Eğer şarkıda bir feat varsa gidin albümün credits kısmına yazın, şarkı isimlerini işgal etmeyin.
Bu albümü incelemeye karar vermemi sağlayan tek şeyin dün akşamki dil muhabbeti sırasında söylenen “Lehçede ‘v’ harfi yok; onun yerine ‘ł’ kullanılıyor” cümlesi olduğuna yemin edebilirim ama kanıtlayamam.
18.08.2024
@Ahmet Saraçoğlu, ilham için rica ederim. Mgła sitede bu kadar sevilirken bu albümün incelememesinin olmaması şaşırttı. Şimdiye kadar mutlaka vardır diye düşünüyordum.
Çok güzel sürpriz oldu bu albümü ana sayfada görmek.
Özellikle 2015 sonbaharından 2017 başlarına kadar bokunu çıkararak dinlemiştim. 8,5 puanın karşılığı ne deseler parmakla bu albümü işaret ederim. 4. parça ve özellikle de kapanış parçasının bende yeri çok ayrı. Son yıllarda full olarak açıp dinlemesem de özellike bu 2 parçayı hâlâ düzenli olarak dinlemeye devam ediyorum.
Mgla’nın son 3 albümünün üçünün de modern birer başyapıt olduğunu söylemek yanlış olmaz herhalde. Özellikle Exercises in Futility son 10 yılın en önemli albümü olabilir.
Bir albüm yıllarca hatırlanacak, başyapıt seviyesine yükselecek bir iş olabilmesi için iki şarttan birisini sağlamalı bence: Ya daha önce hiç yapılmamış, bambaşka bir şey yaparak o türe yeni bir soluk getirmeli; ya da halihazırda var olanı en iyi şekilde icra etmeli. With Hearts Toward None, Exercises in Futility ve Age of Excuse ikinci şartı sağlayarak başyapıt seviyesine yükselmiş albümler bence. Kaliteli bir black metal albümü yapmak için klavyelere, orkestralara, kadın vokallere abanılmasının gerekmediğini, sade bir müzikle de inanılmaz etkileyici bir işler yapılabileceğini kanıtlayan albümler.
Fena grup değil ben de yeni keşfettim
En az dinlediğim ve en az sevdiğim Mgla albümü. En az dinlediğim için mi en az sevdiğim yoksa en az sevdiğim için mi en az dinlediğim albüm olduğunu bilmiyorum ama bu kritiğin üzerine açıp bi kez daha dinleyeceğim. Eline sağlık Ahmet Abi.
17.08.2024
@11jesterhead, bence groza’dan iyidir ya. Bu albüm hiç olmasa eif’i yadırgar demek ki arada derede ruhlarını şeytana satmışlar ki öyle bir albüm yapmışlar derdim ama bu albümün varlığı ufaktan da olsa gelecek olan başyapıtın habercisi. Tabii bugünün retrospektifiyle konuşuyorum.
17.08.2024
@Yiğit, hiç bir itirazım yok zaten eminim ki çoğu kişi de senin gibi düşünüyordur, Groza’yı en niteliksiz albüm olarak görerek ki haksız da sayılmazsınız. EIF ve AOE’da 7 dakikayı aşan 4er tane şarkı var (Age 2yi de saydım). Groza da aynı şekilde 4 şarkının dördü de 7 dakikadan uzun. Ancak bu albümde 2 şarkı var uzun olan. Kısa şarkılar Mgla’ya pek gitmiyor bence
EIF’i ezberledikten sonra direkt bu albüme saldırmıştım. ondan önce çıkardıkları en son albüm buydu çünkü. WHTN’ın da bu kadar iyi olduğunu görünce bayram etmiştim. ‘ha, tamam o zaman. bu birden iyi bir albüm çıkarıp sonra ismi unutulanlardan olacak bir grup değil’ diye.
Age of Excuse ile aynı puanın verilmesini kınıyorum. Bu albüm 8.5 ise age of excuse 9-9.5 olur benim gözümde. Tabii herkesin kendi puanı ayrıdır.
17.08.2024
@Yiğit, bence EiF en iyi albümleri ve grup açısından en yakınındaki albümden de 0,5 veya 1 puandan daha yüksek alacak kadar iyi. O yüzden AoE’ye 9-9,5 verseydim EiF’e (sitedeki kritiğini ben yazmadım) 11 veya 11,5 vermem lazımdı. AoE’ye 8,5 verince WHTN’ye de 8 vermek yetmeyeceğinden böyle oldu.
Bazı günler bu albümü Exercises in Futility’den daha çok seviyorum. Ek olarak; MGŁA henüz portakalda vitamin bile değilken, potansiyeli fark eden Mikko Aspa’ya da ayrıca saygılar.
“I was in touch with M before MGŁA even existed. He used to have power electronics and dark ambient projects back in the 90s and also edited a black metal ‘zine. I was among the few people to hear his earliest instrumental recordings.”
While the demos in question might not necessarily warrant public release, Mikko detected in them a quality which is now being perfected in MGŁA – what he calls an ’undisputed mastery of eerie melody and atmosphere’.
“I could sense the potential, listening to those raw and primitive bedroom recordings. This, combined with our correspondence, convinced me that I was dealing with someone exceptional who would rise far above the rabble. So I signed them to my label despite there being very little to show, merely by gut feeling of important things to come.”
https://www.bardomethodology.com/articles/2017/05/17/clandestine-blaze-northern-heritage-interview/
17.08.2024
@Yellow Eyes, şu Bardo Methodology ve Dayal Petterson’ın Cult Never Dies serileri olmasa hâlimiz ne olurdu.
Konudan bağımsız Mgła’nın, Batushka’nın Taake’nin, yeni albümde Opeth’in yaptığı bu isimsiz şarkı muhabbetinden hoşlanmıyorum. Bazen dinleyici olarak şarkılarla kişisel bir bağ kuruyorsun ama o şarkıyı albümdeki diğer şarkılardan ayıran bir ismi olmayınca o etki bir tık azalıyor sanki.
Şimdi yeni Opeth albümünde bir şarkıya hasta olsam “Ulan 4 var ya çok acayip… Albümü beğendim ama özellikle 4 içimden geçti” demekle “Serenity Painted Death adamın amına koyar” demek farklı şeyler. Ya da “en sevdiğim Opeth şarkıları The Night and the Silent Water, Leper Affinity, April Etheral ve 4″ demek… Meh…
Keşke Mgła’da da sayı yerine isimler olsa.
17.08.2024
@Ahmet Saraçoğlu, opeth için çok anlamsız buluyorum. Tüm albüm tek bir şarkı olarak düşünüldüyse bile ya paşalar gibi tek şarkı olarak yayınlayın ya da düzgün isimler verin. Opeth gibi ticari kaygıları olan bir grubun tek şarkılık albüm yayınlama ihtimali düşük dersek de senin dediğine çıkıyoruz bu sefer, şarkılara isim vermemek de albümün ve şarkıların bilinirliğini zedeler.
Black metal grupları için ise hiç takılmıyorum. Adamlar nihilist veya müzikleri nihilist. Black metalin doğasına uyan bir durum. Bir de mgła özelinde şarkı isimlerini zihnimize kazıdık ya bence. Eif v adamı götten siker diye dolaşabiliriz.
17.08.2024
@Ahmet Saraçoğlu, Niye yapıldığını anlıyorum, müzisyen olsam ben de bir noktada yapardım muhtemelen ama ben de sevmiyorum. EiF’i sömürene kadar dinledim, şarkı sözlerini dahi çoğunlukla ezberledim (pek yaptığım bir şey değil) ama şarkı isimlerini bilmiyorum. EiF V demiş mesela, Yiğit, açtım baktım yine hangisiydi diye. Quarry şarkısıymış ahah.
18.08.2024
@Ahmet Saraçoğlu, bu duruma ben de acayip tilt oluyorum, ama Mgła’da şimdiye kadar rahatsızlık uyandırmadı, adamlar o kadar iyi şarkılar yazıyorlar ki hangisinin kaç numara olduğunu zorlanmadan ezberliyorum. Benzer bir durum da metal müzikte feat’lerin şarkı isimlerine ve sanatçı kısımlarına yazılması. Rap müziği seven ve dinleyen biriyim; feat’lerin neden yazıldığını gayet iyi anlıyorum ve bu bende asla bir rahatsızlık uyandırmıyor. Ancak metalde bu yapıldığında gerçekten rahatsız oluyorum. Eğer şarkıda bir feat varsa gidin albümün credits kısmına yazın, şarkı isimlerini işgal etmeyin.
Keşke Mgva’yı bu albümle keşfetseydim. Çok kıskanıyorum.