# - A - B - C - D - E - F - G - H - I - J - K - L - M - N - O - P - Q - R - S - T - U - V - W - X - Y - Z
Son Haberler
Anasayfa    /    Kritikler
CORROSION OF CONFORMITY – Wiseblood
| 15.08.2024

Grubun kendi türünün en büyüklerinden biri olmasını sağlayan rengârenk bir albüm.

1991’deki “Blind”ın ardından 1994 tarihli “Deliverance” ile müzikal karakterini daha karakteristik bir southern tarafa kaydıran CORROSION OF CONFORMITY, o albümün iki yıl sonrasında müziğindeki sertlik dozunu artırdığı “Wiseblood” ile farklı bir kimliğe bürünmüştü.

CORROSION OF CONFORMITY kendi türünün en büyük gruplarından biri. Kadrosunda Phil Anselmo veya Zakk Wylde gibi dev bir metal figürü barındırmamasına rağmen çok kemik bir kitleleri var ve bu sayede 30 milyona yakın dinlenen şarkıları, 12 milyon izlenmeyi aşan klipleri var.

Bunu başarmalarını sağlayan şeylerin başında, doksanlarda çıkardıkları ve epey farklı karakterler yansıtmalarına rağmen her biri o karakterin en iyi örneklerini barındıran albümler geliyor.

“Animosity” ile sağlam bir iş yapmış olsalar da asıl CORROSION OF CONFORMITY mührünü ilk kez “Blind”la vurmuş, “Deliverance”la ilk dev hitlerini sunmuş ve sadece iki yıl sonra da “Wiseblood”ı çıkararak belki de o güne kadarki en iddialı işlerini ortaya koymuşlardı.

“Wiseblood” gerçekten de enteresan, değişken, birçok farklı rengi bir arada sunan bir albüm. Bu olabilir; gruplar albümlerinde farklı kafalarda şarkıları arka arkaya sıralayabilirler.

Lakin “Deliverance” gibi daha ekmeği yenebilecek bir müzikal anlayışın ardından bunu büyük oranda kıran, sound’un belirgin şekilde sertleştiği bir albüm çıkarmak, belki de CORROSION OF CONFORMITY’nin az önce bahsettiğim öne çıkışını sağlayan ve aynı dönemde benzer müzik yapan pek çok gruptan daha çok tanınmasını sağlayan konulardan biri olmuştu.

Albümü açar açmaz ilk dikkat çeken şey, “Deliverance”ın ardından “Wiseblood”ın çok daha metal bir sound’a, daha metal bir gitar tonuna ve Pepper Keenan’ın daha metal tandanslı bir vokale evrilmiş olduğuydu. Albümün en iyi şarkılarından biri olan “King of the Rotten”ı başlattığınız anda, Keenan’ın James Hetfield’ın “Load”daki vokallerine epey bir benzeyen “If I was king of all the rotten, stealing filth from those forgotten” dizeleriyle karşılaşıyordunuz ve böylece “Wiseblood” yolculuğunuz başlıyordu.

Albümün geneline bakınca, şarkıların pek çoğunda duraksamalı gitar riflerinin yarattığı groovy hava ve bunların üstünde at koşturan Pepper Keenan vokalleri başrolü üstleniyor. Bas gitarın çok etkin rol üstlenmesi sonucunda canlı bir havaya bürünen albüm, az önce adını andığım “King of the Rotten”, “Drowning in a Daydream” gibi hit potansiyeli yüksek şarkıların yanı sıra daha değişken yapılı “The Snake Has No Head” ve yapı olarak bana George Thorogood klasiği “Bad to the Bone”u çağrıştıran “The Door” gibi daha değişken, yer yer jam odaklı şarkılar da içeriyor.

Tabii “Wiseblood” demişken “Man or Ash”i anmadan geçmemiz mümkün değil. Bu şarkı James Hetfield’ın kariyerindeki ender konuk vokal enstantanelerinden biri olarak karşımıza çıkan ve “Wiseblood”ın en gaz anlarından bazılarını da içeren özel bir şarkı. James’in “These are primitive times” dediği kısımlarda akıllara siyah albümdeki METALLICA’nın gelmemesi elbette ki mümkün değil.

“Wiseblood”ın CORROSION OF CONFORMITY tarihindeki en değişken yapılı albüm olmasını sağlayan tarafa gelirsek, albüm özellikle son üçte birlik bölümünde, yani son dört şarkısında resmen türden türe atlayan bir gidişat sergiliyor. Genel karakter yine CORROSION OF CONFORMITY kalmak kaydıyla, önce son derece sakin ve duru yapılı “Redemption City”yi veriyorlar ve southern karakterine sahip hüznü iyice besliyorlar. Bluesy lead gitarlarla süslü bu ağır şarkının ardından, SOUNDGARDEN’ın “Badmotorfinger”ına bile girebilecek havada enerjik yapısıyla “Wishbone (Some Tomorrow)” geliyor. Sonra adamlar bir anda delleniyor ve groove/thrash metale geçiş yaparak METALLICA’nın “Fuel”ından bile daha metal bir “Fuel” patlatıyorlar. Albümün en metal şarkısı olan “Fuel”ın sonrasında da uzun, ağır, sürüngensi bir sludge/doom metal şarkısı olan “Bottom Feeder (El que come abajo)” ile albümü kapatıyorlar.

Bu özelliğinden dolayı “Wiseblood” çok fazla dinleyiciye hitap edebilen bir albüm. Belki arada sizi çok da yakalamayan şarkılar olabilir, ancak bunca çeşitlilik içerisinde mutlaka sizi yakalamayı başaracak şarkıların olduğunu albümü dinlediğinizde görebiliyorsunuz. Daha southern bir karakter peşindeyseniz, “Deliverance”a yakın şeyler arıyorsanız onun da kralı var, daha ateşli ve metal şeyler peşindeyseniz onun da çok sağlam örnekleri var. Tüm bunlardan ötürü de “Wiseblood” için sevilecek bir şeylerin ya da pek çok şeyin bulunabileceği gayet lezzetli bir albüm. CORROSION OF CONFORMITY’yle henüz hiçbir etkileşiminiz olmadıysa, bu çeşitlilikten ötürü bence başlangıç albümünüz bu olsun.

8,5/10
Albümün okur notu: 12345678910 (8.17/10, Toplam oy: 6)
Loading ... Loading ...
etiketler:
  Albüm bilgileri
Çıkış tarihi
1996
Şirket
Columbia Records
Kadro
Pepper Keenan: Vokal, gitar
Woody Weatherman: Gitar
Mike Dean: Bas
Reed Mullin: Davul

Konuk:
James Hetfield: Vokal (9)
Şarkılar
1. King of the Rotten
2. Long Whip / Big America
3. Wiseblood
4. Goodbye Windows
5. Born Again for the Last Time
6. Drowning in a Daydream
7. The Snake Has No Head
8. The Door
9. Man or Ash
10. Redemption City
11. Wishbone (Some Tomorrow)
12. Fuel
13. Bottom Feeder (El que come abajo)
  Yorum alanı

“CORROSION OF CONFORMITY – Wiseblood” yazısına 3 yorum var

  1. İlker says:

    Mükemmel bir albüm, kendi türünde kusursuza yakın. In the Arms of God ve Deliverance ile beraber en iyi albümleri kesinlikle.

    Man or Ash ve Fuel’ın delisiyim. Bir de Redemption City’nin.

  2. Berca B. says:

    CoC’tan favorim her zaman Blind olsa da bu albümün groove’unu da çok seviyorum. Albüm hakikaten her telden çalıyor, bir şarkıda Led Zeppelin southern metal yapsa nasıl olurdu cevabı veriyor, başka bir şarkıda blues barına ışınlıyor, başka bir şarkıda jam session’a giriyor ama albümün bütünlüğü bir şekilde bozulmuyor. Ayrıca albümün buram buram 90lar basması da sevdiğim başka bir detay.

    Ayrıca Drowning in a Daydream’in klibinde arabadaki Pepper = Bam Margera. İlk gördüğümde bi wtf olmuştum.

  3. Raddor says:

    Man or Ash, dünyanın en gereksiz işbirliği olabilir, çünkü hangisi Hetfield, hangisi Keenan zerre belli olmuyor. James’in söylediğini sandığımız yerler Pepper’a ait olabilir ya da Pepper sandığımız yerler James. Zaten bütün albümü James Hetfield söylüyor gibi. Tabi burada asıl esinlenen taraf Metallica.

    Neyse bu iş birliği yine de iyi ki olmuş, parça alev alev.

Yorum Yazın

*

"Yaptığım yorumlarda fotoğrafım da görüntülensin" diyorsan, seni böyle alalım.
Pasif Agresif, bir Wordpress marifetidir.