Erhan Yiğit

Melodik death metal’e kendi bildiği yoldan yaklaşan grupların en dikkat çekici olanlarından, çeyrek asırdır (isim değişikliği hariç) etliye sütlüye dokunmadan mahallenin güvenilir esnafı gibi sadece işini yapan ve bu uğurda grup üyesi değişikliği dahi yaşamadan kariyerine devam eden NEAERA ile çok sarsılmaz bir ilişkim var. Kendileri ile 2020 yılında çıkan, grup ile aynı adı taşıyan albümü ile tanışmış ve “Kaldı mı böyle odun gibi Melodeath yapan gruplar?” tepkisini vermiştim. Ardından komple külliyatı hatmedip NEAERA’nın tek derdinin tribünlere oynamadan ağır abi Melodeath yapmak olduğuna kanaat getirmiştim.

NEAREA gerçekten de böyle bir grup; Eğip bükmeye son derece müsait olan, günümüzde (bence) bestelemesi ve yapım aşaması en zahmetsiz olan Melodik Death Metal türünde, müziğinde en ufak bir yavanlık bile istemeyen türde dinleyiciler için neredeyse çeyrek asırdır usta işi, ölümcül bir Melodeath örneği sunuyorlar. ve bu bağlamda ”Taş yerinde ağırdır” sözünün canlı bir kanıtı olarak karşımızda dikilmeye devam ediyorlar. Şimdi ise grubun külliyatına adını gururla yazdıracak olan “All is Dust” ile beraberiz.

‘’All is Dust’’ için grubun bu zamana kadar çıkardığı en yekpare, dinlemesi belki de en kolay ve en tatlı-sert albümü diyebilirim. Grubun olay odaklı ve en melodik albümü olabilecek kadar kulağa hoş gelen yapıtı olan ‘’Neaera’’ya bir buçuk-iki yılın ardından geri dönüp baktığımda şu an elimde bulunan albümün o albümden çok farklı olduğunu, grubun çizgiyi aşmadan daha konsantre bir şeyler yapmaya çalışmış olduğunu gözlemledim.

Bunların en dikkat çekeni NEAERA’nın ‘’All is Dust’’ için yazdığı şarkıların birbirini çok iyi tamamlaması. Albümün play tuşuna bastığınızda sizi bekleyen 40 küsür dakikanın hiç bir saniyesinde albümü duraklatmak veya sıradaki şarkıya geçmek istemiyorsunuz. Bu da benim gibi full albüm dinlemeyi kendine düstur edinmiş dinleyiciler için paha biçilemez bir şey.

NEAERA yol değiştirmekten ziyade yolda şerit değiştirmeyi seven bir grup. Hangi albümlerini dinlerseniz dinleyin grubun kuruluş amacının geri plana atılmadığını, dinleyicisini üzebilecek riskleri almaktan kesinlikle kaçındığını görürüz. Aynı durum ‘’All is Dust’’da da geçerli. Grup yepyeni bir şey yapıyor ama bunu yaparken ne kendi bildiğinden vazgeçiyor ne de kendisini fazlaca tekrara düşüyor. NEAERA bu işin dozajını milimetresine kadar ayarlayabilecek kadar becerikli ve bilinçli bir grup olduğunu ‘’All is Dust’’ albümünde bir kez daha kanıtlıyor.

Albenisi yüksek bir kapak tercihiyle bizlerle buluşan ‘’All is Dust’’ grubun melodik kısmının bir miktar törpülendiği ve törpülenip incelen kısımlara daha fazla Death Metal hayvanlığı eklenmiş bir albüm. Albümü dinlerken Melodik Death Metal karakteriyle özdeşleşmiş olan melodilerin bu albümde eksiltilmesi Melodik Death Metal etiketine sahip gruplarda neredeyse asla göremeyeceğiniz bir şey. Tersine evrim diyebileceğimiz bu nadir doğa olayı NEAERA’nın ile gittikçe daha da banal ve steril hale gelen Melodeath piyasasına upuzun, yağlı bir ortaparmak gösterdiğini söyleyebiliriz.

Sözün özü NEAERA ne yapması gerektiğini çok iyi bilen bir grup. ‘’All is Dust’’ ise bu becerikli ellerden çıkan çok değerli bir yapıt. Eğer rif ağırlıklı Melodeath sizin için çok şey ifade ediyorsa ‘’All is Dust’’ bu kategoride bu yıl bulabileceğiniz şu ana kadar ki en iyi şey.