Bir önceki albümü “Slaughtered”ı pasifagresif’in açılmasından bir sene sonra, 2010 yazında çıkarmıştı SEVERE TORTURE. Hollanda’nın güçlü death metal geleneğinin baş aktörlerinden biri olan ve 2000-2010 arasına beş albüm sıkıştıran grup, herhangi bir dağılma veya ara verme açıklaması yapmamış olmasına rağmen faaliyetlerini sessizce beklemeye almış ve 2010-2022 arasını üretimsiz geçirmişti.
2022’de gelen “Fisting the Sockets” ile ortamlara dönen SEVERE TORTURE, üst düzey death metalini tekrardan bizlere bahşedeceği yeni albümünün adını da “Torn from the Jaws of Death” olarak açıklamıştı. Kariyerinde “Misanthropic Carnage” gibi bir başyapıtı barındıran SEVERE TORTURE, ne hikmetse büyük oranda Avrupa death metaliyle yakından iştigal eden kitleyle sınırlı kaldı. Harika şarkılara, ölümüne kazımasyonlara imza atmalarına rağmen nedense adları her yerde karşımıza çıkmadı, herkesçe bilinemedi.
Ne var ki SEVERE TORTURE öküz gibi müzik yapan bir gruptu ve başta CANNIBAL CORPSE kasa death metal gruplarını sevenler olmak üzere death metalin bu kazımasyon tarafını seven pek çok kişi tarafından ne kadar değerli oldukları biliniyordu. SEVERE TORTURE acımasızdı, SEVERE TORTURE zehir saçıyordu. Hollanda’nın nezih ve sıkıcı şehri Boxtel’den çıktıkları düşünüldüğünde, neden böyle enerji atmalı, deşarj olmalı bir müzik yaptıkları da daha iyi anlaşılabilir. Zira Boxtel’de görülecek yerler diye arattığımızda karşımıza çıkan ilk beş şey, şakasız söylüyorum, çocuklara yönelik dinozor maketi parkı, klasik otomobil sergisi, Stapalen Kalesi (bu gezilir), kuş gözlem parkı (bu da hoş ama adamlar death metal falan yapıyor, kesmez) ve son olarak da Kampina adlı çayır çimen bölgesi. Park, bahçe değil; bildiğin otlar çalılar var.
Böyle bir yerden çıkan SEVERE TORTURE da doğal olarak sikerler böyle durgun hayatı diyerek daha 1998 yılından içinde “Baptized in Virginal Liquid” diye şarkı olan demo kaydetme yoluna gitmişti. Konumuza dönecek olursak, SEVERE TORTURE “Torn from the Jaws of Death” ile harbiden çok güçlü bir dönüşe imza atıyor. Albümde grubun kalitesini yansıtan, death metalin ağız köpürmeli, sağa sola saldırmalı tarafını gururla temsil eden pek çok şarkı var.
Bu şarkılar arasından detayına inmek istediğim tek şarkı, albüme adını veren “Torn from the Jaws of Death”. Başından gayet sağlam giren bu yapıt, 3.01’de giren bölümüyle SEVERE TORTURE’ın bugüne dek yaptığı en tatlı, en lezzetli şeylerden birini sunuyor. Death metal kimliğinin nispeten dışına çıkan bu damar bölüm harbiden de albümün en özel anlarından biri. O ana kadar gelen çatır çutur rifler, kazımalı parçalamalı riflerin bu anda bir anda bambaşka bir karaktere bürünmesi çok nefis olmuş. Tabii sadece burası değil. Albümde kendinizi kaptırıp dellenebileceğiniz bir dolu yer var ve böyle bir albümün 14 yıllık aranın ardından gelmiş olması da grubun sevenleri için epey büyük bir nimet.
SEVERE TORTURE death metalin nasıl yapılması gerektiğini çok iyi bilen, pek çok açıdan kolaya kaçmayan, usta bir grup. Onları henüz hiç dinlemediyseniz “Torn from the Jaws of Death” SEVERE TORTURE’la tanışmak için gayet iyi bir seçenek. Bu albümle tanışıp severseniz, önceki işlerine de mutlaka bakmanızı öneririm. Çünkü gerçekten şakası olmayan, fırsatını bulduğu anda çeneye tekmeyi geçiren bir grup SEVERE TORTURE.
Kadro Dennis Schreurs: Vokal
Thijs van Laarhoven: Gitar
Marvin Vriesde: Lead gitar
Patrick Boleij: Bas
Damiën Kerpentier: Davul
Şarkılar 1. The Death of Everything
2. Marked by Blood and Darkness
3. Hogtied in Rope
4. Torn from the Jaws of Death
5. Christ Immersion
6. Putrid Remains
7. The Pinnacle of Suffering
8. Through Pain and Emptiness
9. Those Who Wished Me Dead
10. Tear All the Flesh off the Earth
eskiden de dinlerdim ama vokal çok irite ederdi. şimdi sesi de toparlamış güzel olmuş. yılın en death albümlerinden biri.
Morbid Angel’ın Gateways to Annihilation’ını kutsal kitap olarak esas aldıkları bir albüm olmuş.
”Her kim ki Morbid Angel’ı anlar, özümser ve ona iman ederse yapacağı her işte bir hayır olur. Şüphesiz o Death metal yapanların en yücesidir.”
Grupla bu albümle tanışan birisi olarak beni inanılmaz yakaladı bu albüm. Bayağı beğendim.
Güzel albüm ama 14 yıl aradan sonra daha güçlü bir geri dönüş albümü beklerdim.