Cemil Okumuş

Fransız black metal grubu Mütiilation, ikinci dalga black metal akımının zirveye çıktığı yıllarda bu müziği ileri aşamalarında avangart varyasyonlarının ortaya çıkmasına ilham verecek şekilde geliştirerek üçüncü dalga black metal akımının en önemli öncülerinden olmuş ve 1995 yılında çıkardığı “Vampires of Black Imperial Blood” ile Fransız black metal sahnesinde herkesin saygı duyduğu, sarsılmaz bir statü elde etmişti. Black metali basit bir imaj olmanın çok ötesine taşıyan grup, onu felsefi bir içerikle ve hayata yönelik gerçek bir nefretle bütünleştirmişti.

Mütiilation müziği, bu amacı gerçekleştirecek şekilde rahatsız, yıkıcı, insanın tüm olumlu duygularını çürüten bir yapıdaydı. Black metal, Mütiilation’ın elinde farklı görünmeye yönelik bir imaj olarak değil, gerçek bir nefret manifestosu olarak karşımıza çıkıyordu.

Müzikal açıdan baktığımızda ise grup, pure black metal yapısı üzerinde yükselirken belli ölçüde melodik ve avangart unsurları, alışılageldik olmayan rif yapılarını black metale eklemliyor ve bunu temelde sadece müzikal anlamda tarz değişikliğine gitmek amacıyla değil, amaçladığı hissiyatı yaratmak için yapıyordu. Müziğin yapısındaki bu aykırı yenilikçilik, hissiyatı ortaya çıkaran bir unsur olduğu için Mütiilation müziği her zaman samimi ve etkileyici olmayı başarmıştı.

1995-2007 yılları arasında toplamda altı albüm çıkaran grup, uzun bir süre sessizliğe gömülmüş ve daha çok ilk üç albümüyle Fransız black metal sahnesinde edindiği öncü statüsüyle anılmıştı. 2024 yılına kadar aradan geçen 17 yıl boyunca bir stüdyo albümü çıkarmayan, hemen hemen hiç yeni şarkı kaydetmeyen ve dağılıp tekrar aktifleştiğini açıklayan grup, hiç beklenmedik bir şekilde adeta ölümden dirilircesine “Black Metal Cult” albümüyle tekrar karşımıza çıkarak black metalin aykırı ruhunu kaybedip bir popüler kültür unsuru olmaya yüz tuttuğu şu zamanlarda bize o ruhun ölmediğini ve dünyanın iğrençliğini ve ikiyüzlülüğünü haykırmaktan korkmayan insanlar var olduğu sürece de ölmeyeceğini gösterdi.

“Black Metal Cult” Mütiilation’ın müziğinin temel tavrıyla asla çelişmeyecek şekilde yeniliklere giderek kendisini yine üst düzey bir müzikaliteyle ortaya koyduğu bir albüm. İlk olarak dikkat çeken şey, grubun prodüksiyonda kendisinden beklenmeyecek şekilde radikal bir değişiklik yaparak temiz ve kaliteli prodüksiyona geçmiş olması. Bu durum, kariyeri boyunca yaratmak istediği rahatsız edici müziğe uygun bir şekilde ileri düzeyde kötü prodüksiyonu tercih eden Mütiilation için belirgin bir değişim olarak karşımıza çıkıyor. Bu durum başlangıçta grubun geçmişteki tavrıyla tutarsız gibi görünebilecek olsa da müziğin içeriğine baktığımızda bunun böyle olmadığı rahatlıkla anlaşılabilir. Ek olarak grubun geçmişteki kötü prodüksiyon kullanımı, yer yer black metal özelinde bile aşırı bir noktada durmaktaydı. Öyle ki “Vampires of Black Imperial Blood”daki ileri düzeyde kirli prodüksion, müziğin güzelliğini belli ölçüde baltalıyordu. “Black Metal Cult”teki kaliteli prodüksiyon, grubun müzikal yönünü daha baskın bir şekilde ortaya koyan bir yenilik olarak ortaya çıkıyor ve bu durum, kötü prodüksiyonun terk edilmesinin hissiyat kaybı oluşturmasını engelleyip grubun gerçekten profesyonel bir iş yapmak istediğini gösteriyor.

Müziğe baktığımızda Mütiilation’ın kendi karakterini koruyup daha vahşi ve saldırgan bir hale geldiğini görüyoruz. Yine raw black metal temeli üzerinde yükselen, seri, akıcı ve saf black metal karakterini bozmayacak şekilde kendi içerisinde belli ölçüde giriftleşip varyasyonlar sergileyen rifler görüyoruz. Blast beat’lerle ele ele giden tremolo gitarlar, orta tempoda standart ritimlerde giden basit fakat “catchy” rifler, uğursuz melodiler, davuldaki değişken ritim varyasyonları, grubun kendine özgü sofistike tavrını yansıtan tiz, metalik ve aykırı kabul edilebilecek rifler kendini gösteriyor. Bununla birlikte bu unsurların artık daha saldırgan ve kendini daha agresif bir şekilde dışa vuran bir müziğin unsurları haline geldiğini görüyoruz. Müzik, yenilik gösterse de hiçbir zaman Mütiilation’la özdeşleşmiş o karakteristik ve sofistike karakterinin dışına çıkmıyor ve böylece albüm, grubun müziğinin genel tavrını koruyarak onu yenilikçi bir tutumla daha profesyonel bir biçimde ortaya koyduğu bir çalışma olarak karşımıza çıkıyor. Vokallerin de diğer unsurlarla birlikte profesyonelleşerek daha saldırgan ve tehditkâr hale geldiğini görüyoruz.

Mütiilation’ın kuruluşundan bu yana benimsediği militan black metal tavrını bu albümde de sürdürdüğünü ve bu tavrın artık kişinin iç dünyasına yönelik bir tasvir ve kişisel melankolinin ifadesi olmaktan daha çok dünyaya yönelik bir nefret manifestosu haline geldiğini görüyoruz. Bu noktada en çok dikkat çeken şey, grubun albümdeki beşinci parça olan “The Fall of Islam” ile black metal camiasında bile ana akım grupların cesaret edemediği bir tavır takınıyor olması. Mütiilation politik özgürlükler sayesinde Hristiyanlık’a saldırmanın oldukça kolay olduğu ve bunun kendisini farklı ve tehlikeli olarak sunmak isteyen pek çok niteliksiz grup için konforlu bir seçenek haline gelip popülerleştiği bir ortamda İslam aleyhinde konuşma cesaretini göstererek militan black metal tavrında ne kadar samimi ve korkusuz olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor.

“Black Metal Cult” Mütiilation’ın köklerinden kopmadan müziğini daha saldırgan bir yapı içerisinde sunarak kendi sınırları içinde kendini yenilediği ve bunu bir kez daha üst düzey bir müzik yaratarak başardığı bir albüm.