1991’deki “Like an Everflowing Stream” ile İsveç death metalinin yapıtaşlarından birine imza atan ve birden fazla anlamda binlerce grubun önünü açan DISMEMBER, ertesi yıl “Pieces” EP’sini, hemen sonrasında da “Indecent and Obscene”i çıkararak malı masaya vurma kavramının müzikal karşılığına imza atmıştı.

DISMEMBER sound’u, rifleri, melodileri, vokalleri, atmosferi de dâhil olmak üzere gerçekten de tam bir ilham kaynağıydı ve başta ENTOMBED olmak üzere dönemin önemli birkaç grubuyla birlikte death metalin Avrupa ayağının şekillenmesine önayak oldu, daha geniş çerçevede metalin belirli bir kolunun yol haritasını çizdi.

Varolan en sert müziği yapma dürtüsüyle yola çıkan grup, sound açısından gerçekten de o dönemin en sert gruplarından biriydi. Bunun yanına bir de bestelerindeki acımasızlığı katınca DISMEMBER tam bir ölüm makinesine dönüşüyor ve HM-2 pedalının da desteğiyle kulaklara merhamet diletiyordu.

Böyle bir ortamda, takvimler 1995’i gösterdiğinde “Massive Killing Capacity”yi çıkarmış ve yine adlarından söz ettirmişlerdi. Bu albümde kimilerinin mırın kırın ettiği çeşitli işlere de imza atan DISMEMBER, dönemin değişen müzikal iklimine ayak uydurmak adına müzikal anlayışında çeşitli değişimlere gitmişti. O dönem Göteborg’dan çıkan ve tarih yazan başyapıtların ışığında, DISMEMBER da daha temiz, daha Göteborg’vari bir sound’a kaymış, müziğindeki groove tarafını pekiştirerek ENTOMBED’un “Wolverine Blues”u ile “Clandestine”ı arasında bir yerde konumlanmıştı. Her ne kadar “Massive Killing Capacity” adıyla da kapağıyla da doksanlar death metali içerisinde önemli yer edinin bir albüm olsa da bugün baktığımızda grubun doksanlarda çıkardığı en ortalama albüm olduğu yorumunu da yapabiliriz diye düşünüyorum. Neyse ki 2000’de çıkardıkları “Hate Campaign”, “Massive Killing Capacity”yi görece en sıradan DISMEMBER albümü olmaktan kurtardı.

“Massive Killing Capacity”nin ardından grup VENOM’ın yolundan gitmeye ve VENOM’ın “Black Metal” albümünü çıkarmasından ilham alarak yeni albümüne “Death Metal” adını vermeye karar verdi. Böyle iddialı bir isimle çıkıyorsanız, o albümün de bunun altında kalmaması gerekir. DISMEMBER da bunun farkındaydı ki “Massive Killing Capacity” ile ilgili olarak şikâyet konusu olabilecek pek çok şeyi törpüledikleri ve DISMEMBER dendiğinde akla gelen şeye daha yakın biçimde şekillendirdikleri bir albüme imza attılar.

Nefis bir röportaj da yaptığımız gitarist Robert Sennebäck’in de -şimdilik- son DISMEMBER albümü olan “Death Metal”, DISMEMBER’ın ortamlara geri döndükten sonra verdikleri konserlerin büyük kısmının açılış şarkısı olan “Of Fire”la açılıyor. Konserleri ya bu şarkıyla, ya “Override of the Overture”la, seyrek olarak da “I Saw Them Die”la açıyorlar. “Of Fire” gerçekten de İsveç death metalinin ve DISMEMBER’ın ne olduğu tam anlamıyla gözler önüne seren bir şarkı. Onun dışında geri dönüşleri sonrasında bazı konserlerde çaldıkları “Misanthropic” de dâhil olmak üzere albüm genelinde türün gereklerini her anlamda yerine getiren pek çok şarkı var.

Açık konuşmak gerekirse, İsveç death metali, eğer türün üç büyükleri gibi daha melodi odaklı bir yola girmiyorsanız, bir yerden sonra kendinizi tekrarlamanın bir hayli olası olduğu bir tür. ENTOMBED’un bunu kırmak için yaptıkları ve sonradan türdeşlerinin büyük oranda önüne geçtiği ortada. DISMEMBER da destan yazdığı ilk iki albümünün ardından ilgi çekici kalmak adına bir şeyler yapması gerektiğini histemiş olacak ki yukarıda bahsettiğim irili ufaklı değişimlere girdi. “Death Metal” tüm bunların bir arada sunulduğu, “Silent are Watchers” gibi dümdüz IRON MAIDEN’cılıkların da oynandığı, belki death metal klasiği olmamış ama gayet iyi bir death metal albümü olmayı başarmış bir çalışma.