Canım sıkkın dostlar. Övdüğümüz grup iki gün yaşamıyor. DARKEST HOUR’ın sıçışından sonra şimdi de SUICIDAL ANGELS ne yazık ki beklentimin çok altında bir işle karşımıza çıktı. O yüzden dertliyim, o yüzden kederdeyim…
2019’da çıkardıkları “Years of Aggression” incelemesinin sonunda şöyle demiştim:
“…özellikle akılda kalıcı ve zekice yazılmış riflerin büyük ağırlığı sayesinde “Years of Aggression” dinlemesi gayet zevkli bir albüme dönüşüyor… Türe yenilik getirme, akıllara durgunluk verme gibi olayları yok elbet ama şu zamanda dinleyebileceğiniz en keyifli thrash metal işlerinden biri “Years of Aggression”.”
“Şu zamanda dinleyebileceğiniz en keyifli thrash metal işlerinden biri.”
Keşke bu ifadeyi “şu zaman” için de kullanabilseydim. Aslında albüm genel olarak çok da sıkıntılı değil. Şarkılar belli bir seviyenin üstünde ve kabul edilebilir düzeyde iyi fikir var. Ne var ki yaklaşık 50 dakikalık bir thrash metal albümünün baştan sona ilgi çekici ve heyecanlı olmasını sağlamaya yetecek malzemenin olmadığını düşünüyorum.
SUICIDAL ANGELS başından beri SLAYER ve KREATOR’dan büyük ilham almıştı ve bunu bir eleştiri noktası olarak dile getirmeye gerek yok, ancak KREATOR melodi olayını abartınca SUICIDAL ANGELS’ın da aynı şeyi yapmasına ne gerek vardı diye düşünmeden edemiyor insan. Ed Repka’lı albüm kapağı bile KREATOR için yapılmış ama kullanılmamış bir kapak izlenimi veriyor.
Bu melodik anlayış kendini “Years of Aggression”da zaten göstermişti, ancak burada olay riflerin de KREATOR’ın son 5-6 albümünde yaptığı melodik rif yazımına kayması. Böyle olunca ortaya melodik death metal ile thrash metalin iç içe geçtiği hafif sulandırılmış bir thrash çıkmak zorunda kalıyor ve olayın tehditkârlığı azalıyor. Daha ilk şarkının 38. saniyesinde bir AMON AMARTH şarkısı başlıyor ve Johan Hegg’i mikrofona koysanız vallahi de son 2-3 AMON AMARTH albümündeki fabrikasyon şarkılardan biriyle karşılaşıyorsunuz.
“Deathstalker” gibi içinde konuklar dolu olan, neredeyse hard rock’a yaklaşan vokaller duyduğumuz ve 8 dakika boyunca orta tempoda devam eden bir şarkının da albümün orta yerinde çok da fayda sağladığını düşünmüyorum. Kapanışı yapan yaklaşık 10 dakikalık “The Fire Paths of Fate”te ise ne yazık ki baygınlık geçirdiğimi söylemeliyim. Thrash metal severleri üzmeyin artık rica ediyorum.
Albümün iyi taraflarına bakınca, bir gere Gus Drax arkadaşımız cidden muazzam bir gitarist. Müthiş soloları var ve belki de albümün en renkli anlarına imza atıyor. Onun dışında SLAYER worship’i veya KREATOR worship’i görmezden gelirseniz gayet gaza getirici şarkılar da yok değil. Ama bu şarkıların uzun ömürlü olmadıklarını, “şu ana” özel bir tarafları olmadığını, SUICIDAL ANGELS’ın bunlar gibi bin tane daha şarkı yapabileceğini düşünüyorum. Önceki albüm böyle değildi. “Dead Again” hiç böyle değildi.
50 dakikalık bir thrash metal albümünün yaklaşık 20 dakikası, yani yarısına yakını orta tempoluysa, kalan yarım saatin çok heyecan verici bir şeyler içermesi gerekir. Orta tempolu olmasına rağmen müthiş thrash metal şarkısı da yapılabilir, ancak örnekte görüldüğü üzere bunu yapamıyorsanız, o yarım saatte dinleyicinin aklını başından almanız lazım. “Profane Prayer” için yazılan 5-6 incelemeye baktım, 8’den aşağı not görmedim. Sadece BANGERTV 5 vermiş ve ben o 8’lerin, 9’ların, 10’ların neye verildiğini anlamış değilim. Bence “Profane Prayer” vasat bir albüm ve umarım bir sonrakinde bunu telafi edecek adrenalini görme şansını buluruz.
Şarkılar 01. When The Lions Die
02. Crypts Of Madness
03. Purified By Fire
04. Deathstalker
05. Profane Prayer
06. The Return Of The Reaper
07. Guard Of The Insane
08. Virtues Of Destruction
09. The Fire Paths Of Fate
@Cerca C., İnanılmaz katıldım bu yoruma. Dünyada bu grup ve Sülosis kadar gereksiz iki thrash metal grubu daha var mıdır bilmiyorum. İkisi de acayip bakkal gruplar.
Sürekli boş atan sıralamasında sylosis bir bunlar iki. Ve hala ısrarla piyasadalar.
07.03.2024
@Cerca C., ben de hiç ısınamadım bu gruba.
07.03.2024
@Cerca C., İnanılmaz katıldım bu yoruma. Dünyada bu grup ve Sülosis kadar gereksiz iki thrash metal grubu daha var mıdır bilmiyorum. İkisi de acayip bakkal gruplar.