Metal dünyasında kendi kurallarını koyabilecek kadar özgün ve açık fikirli olma şansına sahip az sayıda grup var. Yeni, özgün, denenmemiş bir şeyler yapabiliyor olmaktan bahsetmiyorum. Yaptığı müzik içerisinde genel kitleye, hatta o türde müzik yapan müzisyenlere mantıklı gelmeyebilecek şeyleri rahatça kullanabilen ve ortaya her tür zinciri kırmış bir şeyler koyabilen topluluklardan bahsediyorum.
ABIGOR tartışmasız şekilde bu tür gruplardan biri. Her albümleri başka bir macera, bir manifesto, bir meydan okuma. Vokallerinden melodi tercihlerine, şarkılardaki türlü türlü fikirden prodüksiyon noktasındaki birtakım kararlarına kadar ABIGOR’a dair net olan tek bir şey varsa o da grubun kalıplarla işinin olmadığı.
T.T.’nin sapkın vizyonu ve alışık olunmadık sanat anlayışı üzerinden ilerleyen ABIGOR, “Taphonomia Aeternitatis – Gesänge im Leichenlicht der Welt”i baştan sona dikkat çekici fikirlerle doldurmuş durumda. Şarkılar giriş, gelişme, sonuç gibi statik bir şablonu izlemek yerine kendi içlerinde rahat duramıyormuşçasına sürekli farklı yollara sapıyorlar. Ne var ki bu fikir bolluğu içerisinde ABIGOR gerekli anları vurgulayıp öne çıkarmaktan da geri durmuyor. Mesela “Soldaten Satans”ın 9.30’da başlayan mükemmel melodinin gerekli atmosferi yaratmasına ve dinleyiciyi ele geçirmesine izin verilmesi gibi deneyim kokan olaylar var. Adamlar belirli fikirleri ne sündürüyor ne de gereğinden az sunuyorlar, bu sayede her fikir değerini artırma fırsatı buluyor.
Farklı vokal kullanımı ve müziğin genel karakteri olarak “Taphonomia Aeternitatis – Gesänge im Leichenlicht der Welt”i dinlerken aklıma MAYHEM’den son dönem DEATHSPELL OMEGA’ya kadar uzanan bir black metal skalası geldi. Aslında ABIGOR’un çeşitli fikirlerini en yakın bulduğum grup EMPEROR. Özellikle standartların dışındaki bazı akorlar ve melodi yazımı noktasında ABIGOR’un “Anthems to the Welkin at Dusk” ve “IX Equilibrium” kafasına yakın olduğu kanısındayım. Önemli olan, referans verdiğim bu grupların ABIGOR çılgınlığı içinde eriyip kaynaşıyor oluşu.
T.T.’nin vizyonundan bahsetmiş olsam da albümün bu kadar iyi, inandırıcı ve tehditkâr olmasını sağlayan çok önemli bir unsur da 21 yıl aradan sonra 2020 yılında gruba geri dönen vokalist Silenius. Farklı vokal karakterleriyle albümü alıp daha da yukarılara taşıyan Silenius, yeri geliyor King Diamond’a yeri geliyor Mortuus’a göz kırpıyor ve tam bir gövde gösterisine imza atıyor. “Extermination Angel”da falan yaptıkları normal insanın yapacağı işler değil.
Tüm bu artılar, artıları da geçtim eşsizlikler bir araya gelince ortaya son derece cüretkâr ve hayranlık uyandırıcı bir albüm çıkıyor. ABIGOR dinleyicileri bu diyeceğime “e herhalde” diyecektir ama grubu yakından takip etmeyenler için söyleyeyim, şu albümü dünyada ABIGOR’dan başkası yapamaz. “Napıyosunuz acaba şu an?” dedirtecek bu kadar harekete, sağ gösterip sol vuran bu kadar fikre imza atamaz. Pek çok yıl sonu listesinde yer alacağını düşündüğüm “Taphonomia Aeternitatis – Gesänge im Leichenlicht der Welt”i dinleyin, black metal ta 2024 yılında nasıl eğilip bükülür tanık olun.
Kadro Silenius: Vokal
T.T.: Gitar, bas, davul
P.K.: Gitar, bas
Şarkılar 1. Halt the Wheel of Timeless Change
2. Soldaten Satans
3. Feasting on the Prophet’s Blood
4. Extermination Angel
5. Cult of Elder Chaos
6. Burning Hell
7. Forniotrs Weltenreise
8. Morning Star Anthropophagia
Bu kadar hastalıklı melodi yazabilen çok az grup var, hatta Abigor’un gitarla yaptığı şeye “melodi” denebilir mi bazen ondan bile emin olamıyorum, ne olursa olsun dinlemesi inanılmaz zevkli ve özgün şeyler yapıyorlar, gitar kullanımına hayranım. Hani böyle eğlenceli deliler olur ya karşındaki adamda normal olmayan bir şeyler olduğunu sezersin ama seni yine de konuşmasındaki, tavırlarındaki bir şey çeker.
Albüm kapağındaki tiyatral hava albümde aynen mevcut. Albümde yer verdikleri her yeni vokal tarzı ile birlikte sanki sahneye yeni bir karakter girmiş gibi hissettiriyor, bu sefer onun tiradını dinlemeye başlıyoruz. Birkaç yerde yoğun şekilde Arcturus tadı da aldım bu sefer.
Albüm tam olarak Höllenzwang part 2 olmasa da, son dönem Abigor albümleri (LL ve sonrası) içinde en yakın olduğu o, gerek prodüksüyon gerekse sözsel olarak. Kayıtları bitirdiklerini duyurduklarından beri tırnaklarını yiyerek albümü bekleyen bir dinleyici olarak, alışması Totschläger gibi çok çok daha katmanlı bir albümden daha fazla zaman aldı. Hatta ilk birkaç dinleyişimde beğenmedim. Şimdi kafamda tarttığımda hala Totschläger’i geçebilmiş değil ancak dinledikçe açıldı.
Bir önceki albüm “Terrorkommando Eligos” gibi bir manyaklıkla bittiği için ve şarkı isimlerini ilk paylaştıklarında, baştan sona o tarz bir beklentim vardı. Aksine, olabildiğine yavaş (muhtemelen en yavaş Abigor albümü) olması dumura uğrattı ve bu kadar vokal baskın bir şey beklemiyordum. Wagner operası gibi albüm.
@Yellow Eyes, Normalde böyle detaylara takılmam ama kritikde bahsedildiği için bir düzeltme/ekleme yapayım; albüm 21 Aralık’ta çıktı, W.T.C. Youtube’da yayınlayana kadar (birkaç gün öncesinde de malum yerlere düşmüştü) sadece CD ve plak olarak ulaşılabiliyordu. Evet, muhtelemelen çoğunluk -ben de dahil – 2024′de dijital olarak dinledi ve dinleyecek ama albüm, 2023 model değerlendirilmeli.
Spotify ve yabancı ana akım müzik basını sağolsun kasım sonu, aralık başında yıl bitmiş gibi davranıyor. Sonuçta müziğin kalitesi çıktığı yıldan bağımsızdır, hele ki black metal gibi bir tür için hiç önemli değildir/olmamalıdır ama tutamadım kendimi, belirtmek istedim.
Açıkçası bu albümün kritiğini beklemiyordum, eline sağlık Ahmet abi.
Bu kadar hastalıklı melodi yazabilen çok az grup var, hatta Abigor’un gitarla yaptığı şeye “melodi” denebilir mi bazen ondan bile emin olamıyorum, ne olursa olsun dinlemesi inanılmaz zevkli ve özgün şeyler yapıyorlar, gitar kullanımına hayranım. Hani böyle eğlenceli deliler olur ya karşındaki adamda normal olmayan bir şeyler olduğunu sezersin ama seni yine de konuşmasındaki, tavırlarındaki bir şey çeker.
Albüm kapağındaki tiyatral hava albümde aynen mevcut. Albümde yer verdikleri her yeni vokal tarzı ile birlikte sanki sahneye yeni bir karakter girmiş gibi hissettiriyor, bu sefer onun tiradını dinlemeye başlıyoruz. Birkaç yerde yoğun şekilde Arcturus tadı da aldım bu sefer.
Albüm kapağının tam hali şöyle bir şey:
http://tinyurl.com/2ztr4kxf
24.02.2024
@şeyh hulud, Albümde Silenius dışında sesini tanıyabildiğim iki vokalist var, 2. şarkıda Mikko Aspa ve 5. şarkıda Marthynna (Der Blutharsch).
Albüm tarihini duyurdukları ilk gönderide (https://www.facebook.com/abigorblackmetal/posts/pfbid0oH9gAqf88tndVFiXXPE3ikFtmMJ5rAkmGAhc1XVmDdcrB8i9DxxzUvEw6sUphBRcl) Harald Kreutzberg’i kullandılar. Muhtemeldir ki kapak fotoğrafı da onunla ilişkili.
Albüm tam olarak Höllenzwang part 2 olmasa da, son dönem Abigor albümleri (LL ve sonrası) içinde en yakın olduğu o, gerek prodüksüyon gerekse sözsel olarak. Kayıtları bitirdiklerini duyurduklarından beri tırnaklarını yiyerek albümü bekleyen bir dinleyici olarak, alışması Totschläger gibi çok çok daha katmanlı bir albümden daha fazla zaman aldı. Hatta ilk birkaç dinleyişimde beğenmedim. Şimdi kafamda tarttığımda hala Totschläger’i geçebilmiş değil ancak dinledikçe açıldı.
Bir önceki albüm “Terrorkommando Eligos” gibi bir manyaklıkla bittiği için ve şarkı isimlerini ilk paylaştıklarında, baştan sona o tarz bir beklentim vardı. Aksine, olabildiğine yavaş (muhtemelen en yavaş Abigor albümü) olması dumura uğrattı ve bu kadar vokal baskın bir şey beklemiyordum. Wagner operası gibi albüm.
24.02.2024
@Yellow Eyes, Normalde böyle detaylara takılmam ama kritikde bahsedildiği için bir düzeltme/ekleme yapayım; albüm 21 Aralık’ta çıktı, W.T.C. Youtube’da yayınlayana kadar (birkaç gün öncesinde de malum yerlere düşmüştü) sadece CD ve plak olarak ulaşılabiliyordu. Evet, muhtelemelen çoğunluk -ben de dahil – 2024′de dijital olarak dinledi ve dinleyecek ama albüm, 2023 model değerlendirilmeli.
Spotify ve yabancı ana akım müzik basını sağolsun kasım sonu, aralık başında yıl bitmiş gibi davranıyor. Sonuçta müziğin kalitesi çıktığı yıldan bağımsızdır, hele ki black metal gibi bir tür için hiç önemli değildir/olmamalıdır ama tutamadım kendimi, belirtmek istedim.
Açıkçası bu albümün kritiğini beklemiyordum, eline sağlık Ahmet abi.
Zamanında dinlemiş olsam 2023 listeme mutlaka alırdım.