İsviçreli black metal grubu AARA’nın gitaristi ve davulcusunu da kadrosunda barındıran yeni bir grupla birlikteyiz bugün.
İmajlarından görüleceği üzere okült kafalarda takılan, müziklerinde türün en büyüklerinden izler taşısalar da genel itibarıyla dinleyiciye yeni bir şeyler sunma potansiyeli taşıyan heyecan verici bir grup TAUBRĄ.
Proto-Germanic dilinde “büyücülük” anlamına gelen TAUBRĄ, black metalde olması gereken ne varsa tam olarak onları sunan bir topluluk. “Therizo”yu dinlemeye başladığınız andan itibaren laf kalabalığıyla, boş yapmakla falan uğraşmadıklarını ve bu tarz şeyler duymayacağınızı fark ediyorsunuz.
“Therizo” ilk andan kulağa bir İspanyol yemeği gibi gelse de Yunancada “hasat etmek” anlamına geliyor (θερίζω) ve albüm kapağıyla da birleşince bu ifade daha etkileyici bir hâl alıyor.
MAYHEM, GORGOROTH, MARDUK, DARK FUNERAL, TSJUDER’den tutun da HORNA’ya kadar uzanan geniş bir perspektifte müzik yapan TAUBRĄ black metalin farklı dinamiklerinden gayet iyi yararlanan bir grup profili çiziyor.
Müziklerinde tremolo rifler ve melodi var ancak melodik black metal yapmıyorlar. Tam anlamıyla rif odaklı oldukları da söylenemez ve büyük oranda bu tremolo gitarlarla yarattıkları karanlık pasajlar üzerinden ilerliyorlar.
AARA’yı bünyesinde bulunduran Debemur Morti TAUBRĄ’ya da ev sahipliği yapmakta bir sakınca görmemiş. Esasında grubun karakteri ve potansiyeline bakınca, AARA gibi bir bağlantı olmasa bile pek çok black metal odaklı şirket TAUBRĄ ile de ilgilenebilirmiş. Yukarıda saydığım referans isimler arasından müzikal olarak en çok yaklaştıkları grup muhtemelen DARK FUNERAL, ancak melodik taraflarından ötürü ucu NAGLFAR’a kadar uzanan, son 4 albüm MAYHEM’e kayan, hatta BEHEXEN karanlığına varan, NORDJEVEL hayvanlığına seğirten dokunuşları da var. Dolayısıyla TAUBRĄ’nın black metali, türü bir yandan tam merkezinden bir yandan da daha genel anlamda alan bir anlayış barındırıyor. Black metal dendiğinde aklımıza bir dolu alt tür, farklı karakter geliyor ve TAUBRĄ da bunlara bulaşmadan kelime anlamıyla black metal neyse tam olarak onu yapıyor. Bu açıdan bakınca son derece güçlü bir “öz kaynağa” sahip bir gruptan söz ediyoruz. Albümü başlatıyorsunuz, başlarda “hmm güzelmiş”, “ooo iyiymiş” diye düşünüyorsunuz, ancak şarkılar birer birer ilerledikçe “Therizo”nun hakikaten güçlü bir albüm olduğunu ve her şarkının bir öncekini aşma çabası içinde olduğunu görüp albümün ciddi anlamda sağlam bir iş olduğunu düşünüyorsunuz. Bana tam olarak bu oldu. Heyecan verici, ilgi çekici bir giriş ve şarkılar ilerledikçe artan bir “şu an bu yılın dikkate değer black metal albümlerinden birini dinliyorum” hissi.
Esasında albüm gerçekten de daha önce keşfedilmemiş yerler keşfetme peşinde değil. Zaten black metalin böyle bir amacı olmalı mı, o da tartışılır. Ancak yapmak istediği şeyleri o kadar iyi yapıyor ki türü seven birinin bundan bir şekilde etkilenmemesi için black metalden de sürekli şaşırtıcı ve beklenmedik şeyler talep eden biri olması gerekiyor. Ben ve türü dinleyen genel çoğunluk böyle bir istekte olmadığından “Therizo” büyük çoğunluk tarafından beğenilecektir kanısındayım. Black metalin ansiklopedik karşılığını, en saf ruhunu, cayır cayır hâlini seviyorsanız, “Therizo” da sizi memnun edecektir.
Albümün tamamı çok iyi olduğu için bence direkt açın en baştan dinleyin, ancak olur da “bir şarkı öner, bakıp sevip sevmeyeceğimi anlayayım” derseniz o zaman “Congregation of the Unholy” derim, en olmadı “Sigd” derim, az daha düşününce “Reek of the Earth” derim, kendimle baş başa kaldığımda “Dire Necropolis” derim, içten içe “Rembrandt of Death” derim, ya aslında “Vale of the Taubra” derim, e sikerler ama “Therizo” derim.
Şarkılar 1. Intro
2. Congregation of the Unholy
3. Sigd
4. Reek of the Earth
5. Dire Necropolis
6. Rembrandt of Death
7. Vale of the Taubra
8. Therizo
9. Outro
Beklenen ilgiyi görmedi, arada kaynadı ama baya iyi albüm bu. Her sene mutlaka böyle siklenmeyen iyi işler oluyor. Yakın sayılacak tarihte ilk aklıma gelen Seth’in son albümü gibi mesela.
behexen havası var grupta,ama müzik behexene göre daha rafine,hadi artık pezevenkler çıkın ortaya
Cayir cayir album; 41 dk’da “bu is boyle yapilir” deyip, noktayi koymuslar.
Acayip gaza getirici bir albümmüş bu. Özellikle vokal performansını ayrı bi beğendim.
Beklenen ilgiyi görmedi, arada kaynadı ama baya iyi albüm bu. Her sene mutlaka böyle siklenmeyen iyi işler oluyor. Yakın sayılacak tarihte ilk aklıma gelen Seth’in son albümü gibi mesela.