Özünü hiç kaybetmeden ve yine müthiş yollarla başkalaşım geçiren bir grupla mı karşı karşıyayız acaba? Yeni TOMB MOLD albümü “The Enduring Spirit”i ilk dinleyişimde aklıma gelen ilk ifade bu oldu? Kelimesi kelimesine bu şekilde gelmedi tabii. Böyle ilk anda kusursuz artiküle edilen ifade akla gelmez çünkü. “Ooo değişmişler, prog mrog siz hayırdır? Ama yine çok güzel, değişim kaçınılmaz tabii” gibi kopuk ifadeler eşliğinde beliren bu düşünce, albüm ilerledikçe daha da güçlendi.
İkinci dinlemede her şey daha bir yerli yerine oturdu. Üçüncü dinlemede “tamam süper albüm” noktasına geldim, dördüncü dinlemede ise ismail vilehand’e WhatsApp’tan “ben baya beğendim” yazarken buldum kendimi.
“Primordial Malignity” ile ortamlara hoyrat bir giriş yapan TOMB MOLD ikinci albümleri “Manor of Infinite Forms” adından epey bir söz ettirmişti. O albümün incelemesini şu cümleyle kapatmıştım:
“TOMB MOLD’u dinlerken içinizin daraldığını, bir arayış içinde olduğunuzu, çaresizliğe düştüğünüzü hissederseniz üzülmeyin; grup zaten bunu amaçlıyor ve siz de bu tuzağa tıpış tıpış düşmüşsünüz demektir. Geçmiş olsun.”
Grup hem hayvan gibiydi hem de sofistike bir tarafı olduğunu hissettiriyordu. Hem davar gibi sağı solu kırıp döküyordu hem de yakın gelecekte duyguların şelale olabileceğini hissettiriyordu. Bir sonra çıkan ve TOMB MOLD ismini iyice hafızalara kazıyan “Planetary Clairvoyance”a ise şu ifadelerle nokta koymuştum:
““Planetary Clairvoyance” bana göre yılın en iyi death metal albümlerinden biri. …TOMB MOLD’un geleceğinin epey parlak, bizimkisinin ise aynı oranda karanlık olduğunu hepimize çatır çatır gösteriyor.”
Evet, TOMB MOLD karanlıktı ancak bir yandan da bu karanlıkla gayet zeki biçimde oynama parıltılarını yakıyordu. İşte o parıltıların tam anlamıyla yandığı ve bize epey farklı bir TOMB MOLD gösterdikleri ilk albümleri olan “The Enduring Spirit”ten söz edeceğiz şimdi. Yılın önemli albümlerinden, yıl sonu listelerinde mutlaka yer alacağına inandığım albümlerinden birinden bahsedeceğiz, ona göre ayağınızı denk alın.
“The Enduring Spirit” TOMB MOLD’un BLOOD INCANTATION, DEATH, CYNIC sularına yelken açtığı, az önce bahsettiğim sofistike dokunuşu tavan yaptırdığı albüm. Grubun Metal-Archives profilindeki benzer gruplar kısmına bakarsanız, “The Enduring Spirit”in o listeden epey ama epey uzaklaşmış olduğunu görebilirsiniz. Evet, o listedeki tüm o sert death metal babalarının özütleri hâlâ TOMB MOLD’da var, ancak onlardan tamamen bağımsız bir yöne kayan bambaşka bir kafa da son derece baskın şekilde önümüze seriliyor.
Öncelikle albümde “Individual Thought Patterns” dönemi DEATH’in rif yazım tekniğine çok yakın duran bir rif yazımı söz konusu. Yer yer DECREPIT BIRTH’ün “Polarity”de yaptığı, CYNIC’in “Focus” ve “Traced in Air”de yaptığı, BLOOD INCANTATION’ın “Starspawn”daki karambolleri törpülediği “Hidden History of the Human Race”teki bilim kurgu, kozmik kafalara kayan bir yaklaşım mevzubahis.
“E siz death metal yapıyordunuz ve hayvan gibi yapıyordunuz” noktasından bakıldığında TOMB MOLD’un davayı biraz manipüle ettiği söylenebilir. Sonuçta “mezar küfü” diye bir gruptan söz ediyoruz (“mezar kalıbı” da olabilir, “mold”un iki anlamı var) ve dünyanın en çirkin logolarından birine sahip olan bu gruptan bu minvalde bir şeyler gelmesini bekleyen bir dolu insan olduğu da ortada. Ne var ki TOMB MOLD burada öylesine derinlikli, akılda kalıcı ve zekâ dolu bir şey yapıyor ki elimizde şikâyet malzemesi diye bir şey de kalmıyor. Grubun bu değişiminden hoşnut olmayabilirsiniz, ancak çıkan şeyin kötü olduğu da bence mümkünatı yok iddia edilemez. Adamlar değişmiş, bir miktar başkalaşım geçirmiş ve yine, yeni, yeniden çok iyi bir albüm yapmışlar.
Bu progresiflikten dolayı ağlamayanlarla yola devam edecek olursak, “The Enduring Spirit”te çok nefis bir denge söz konusu diye düşünüyorum. Grubun önceki işlerini anımsatan “kodumu oturtan grup” ile muhtemelen bundan sonralarını şekillendirecek olan “cerrahi işçilik peşindeki grup”, “The Enduring Spirit”te tam kıvamında dengelenmiş. Öyle ki albümü dinlerken bir yandan TOMB MOLD’un bu yeni tarafına yönelik olarak “oooo”, “vaaay” gibi çıkışlar yapmaktan geri kalmıyor, bir yandan da sert tarafların mükemmelliğiyle kafa sallamadan edemiyorsunuz. İşini bilen grup bu işte. Çiçek gibi. Taş gibi. Üstelik de davulcusu aynı zamanda vokalistleri. Daha ne olsun?
2023’ün en önemli, en dikkate değer ve bana kalırsa en değerli death metal albümlerinden biriyle karşı karşıyayız. Önceden de biliyorduk ama TOMB MOLD elemanları ne kadar yetenekli olduklarını, müzikal anlamda ne kadar parlak fikirleri olduğunu bir kez daha, hiç olmadığı kadar yüksek sesle haykırıyorlar ve bundan sonrasında çok, çok, çok daha heyecan verici işler yapabileceklerini de gösteriyorlar. “The Enduring Spirit” hem kendi özelinde dinleyiciyi deli gibi tatmin ediyor hem de TOMB MOLD’un bu yoldan yürüyerek ileride kim bilir daha neler yapacağının merakını ve heyecanını yaratarak ekstra bir artı daha kazanıyor. İki önceki albüme 8, bir önceki albüme 9 vermiştim. İleride olabileceklerin de düşüncesiyle bu albüm notunda da geleceğe pay bırakıyorum. TOMB MOLD müthiş bir grup ve gerçekten de pek çok şeyin en iyisini hak ediyorlar.
Kadro Max Klebanoff: Vokali davul
Payson Power: Gitar
Derrick Vella: Bas, gitar
Şarkılar 1. The Perfect Memory (Phantasm of Aura)
2. Angelic Fabrications
3. Will of Whispers
4. Fate’s Tangled Thread
5. Flesh as Armour
6. Servants of Possibility
7. The Enduring Spirit of Calamity
Bu adamların müziğini seviyordum ama bence o kadar da yetenekle parlayan bir grup değildi, görece düz bir müzik yapıyorlardı. Meğer neleri varmış da göstermiyorlarmış. Progresifliği eski tarzlarıyla olabilecek en iyi şekilde harmanlamışlar. Süper albüm.
Planetary Clairvoyance çıktığı senesinin en sevdiğim albümlerinden biriydi. Bu albümü açınca iki üç defa kontrol ettim doğru albümü mü dinliyorum diye. Kritiği de yeni okudum, demek ki doğru albümmüş.
Bu adamlardan beklediğim müzik bu değildi, biraz ters köşe oldum o nedenle. Değişimi takdir ettim yine de. O Bolt Thrower öykünmeli groovy kısımları kaybetmelerine biraz üzüldüm yalnız.
Bazı eski şarkılarının isimlerine vs bakınca anladığım üzere grup adını çok büyük olasılıkla Bloodborne oyunundaki bir malzemenin de adı olan Tomb Mold (yani Mezar Küfü) ile paylaşıyor. Bildiğin küf, kadehte ritüel kanıyla karıştırıp mezar başında içince odaları rastgele birleştirilmiş bir zindanda uyanmana yarıyor.
Mezarlık şarapçılarının bir bildiği varmış diyelim.
Mükemmel ötesi bir şey. Tomb Mold bildiğim ama özümsemediğim, yeterli özeni göstermediğim bir gruptu. Yılın sonlarına doğru tekrar keşfetmem ile senenin en iyi albümlerinden birine imza atmış olmalarını düşünmem bir oldu. Tabii ki grubun kırtığı bu direksiyon bunun başlıca sebebi. Bir sonraki albümü delice beklicem. Umarım arayı bu kadar açmazlar.
Horrendous’dan sonra bu yıl dinlediğim en iyi albüm net şekilde bu.
Oğlum bu nasıl albüm? Grup ve albüm referansların nokta atışı olmuş Ahmet. Dinlerken “Haydaaa, bu Death, bu Cynic,” diyordum. Çıkışının çok sonrasında dinliyorum ama benim için son yılların en değerli albümü konumunda bu arkadaş. Yalnız Tomb Mold’un eski albümlerine baktım ve ışık hızıyla tekrar buna döndüm. Umarım grup bundan sonra bu kafayla devam eder.
Kapak çok güzel. Çok lezzetli bir albüm.
Oha Tomb Mold’un album saldigini bilmiyodum. Muthis surpriz oldu.
Çıldırıyorum.
Bu adamların müziğini seviyordum ama bence o kadar da yetenekle parlayan bir grup değildi, görece düz bir müzik yapıyorlardı. Meğer neleri varmış da göstermiyorlarmış. Progresifliği eski tarzlarıyla olabilecek en iyi şekilde harmanlamışlar. Süper albüm.
Planetary Clairvoyance çıktığı senesinin en sevdiğim albümlerinden biriydi. Bu albümü açınca iki üç defa kontrol ettim doğru albümü mü dinliyorum diye. Kritiği de yeni okudum, demek ki doğru albümmüş.
Bu adamlardan beklediğim müzik bu değildi, biraz ters köşe oldum o nedenle. Değişimi takdir ettim yine de. O Bolt Thrower öykünmeli groovy kısımları kaybetmelerine biraz üzüldüm yalnız.
Bazı eski şarkılarının isimlerine vs bakınca anladığım üzere grup adını çok büyük olasılıkla Bloodborne oyunundaki bir malzemenin de adı olan Tomb Mold (yani Mezar Küfü) ile paylaşıyor. Bildiğin küf, kadehte ritüel kanıyla karıştırıp mezar başında içince odaları rastgele birleştirilmiş bir zindanda uyanmana yarıyor.
Mezarlık şarapçılarının bir bildiği varmış diyelim.
Tomb mold’u merakla bekledim yıllarca ve beklediğime değdi. Şimdi sıra fvneral fvkk’da
“Servants of possibility” muazzam iş. Parçadaki akıcılık şiirsel boyutta.
Bu albüme bu kadar az yorum gelmesi nedeniyle cümle Pasifagresif tayfayı kınıyorum. Ayıptır
Mükemmel ötesi bir şey. Tomb Mold bildiğim ama özümsemediğim, yeterli özeni göstermediğim bir gruptu. Yılın sonlarına doğru tekrar keşfetmem ile senenin en iyi albümlerinden birine imza atmış olmalarını düşünmem bir oldu. Tabii ki grubun kırtığı bu direksiyon bunun başlıca sebebi. Bir sonraki albümü delice beklicem. Umarım arayı bu kadar açmazlar.
Horrendous’dan sonra bu yıl dinlediğim en iyi albüm net şekilde bu.
Oğlum bu nasıl albüm? Grup ve albüm referansların nokta atışı olmuş Ahmet. Dinlerken “Haydaaa, bu Death, bu Cynic,” diyordum. Çıkışının çok sonrasında dinliyorum ama benim için son yılların en değerli albümü konumunda bu arkadaş. Yalnız Tomb Mold’un eski albümlerine baktım ve ışık hızıyla tekrar buna döndüm. Umarım grup bundan sonra bu kafayla devam eder.
31.05.2024
@Ouz, valla müthiş albüm.