Aaaah TAAKE… Köpek gibi seviyorum seni…

Kariyerine “Nattestid ser porten vid”, “Over Bjoergvin graater himmerik” ve “Hordalands doedskvad” gibi üç albümle başladığı düşünüldüğünde TAAKE’nin net şekilde underrated olduğunu düşünüyorum. Doksanlarda ve 2000’lerin başlarında çıkan bir dolu kusursuz black metal başyapıtı arasında TAAKE’nin de birden fazla albümle yer alıyor olması, Hoest denen bu arkadaşımızın black metal konusunda gerçek bir dahi olduğunun göstergesi bence. Elbet sonradan başyapıt addedilecek düzeyde olmayan işlere de imza attı ancak TAAKE her zaman özgündü, orijinaldi, eşsizdi.

Grubun 2017’de çıkan bir önceki çalışması “Kong Vinter” TAAKE’nin uzun süreli dinleyicileri için enteresan, hatta bir miktar “eh meh” bir deneyimdi. Ne var ki ilgili albümün incelemesindeki yorumlara bakıldığında TAAKE ile “Kong Vinter” vesilesiyle tanışanların albümü beğendiği görülüyordu. Bunu neye yormak gerek diye düşündüğümde, TAAKE’nin oturttuğu karakteristik sound’dan dolayı grubun kıdemli dinleyicilerinin bu sound dışına çıkma eğilimi gösteren o albümden tam tat alamadıkları, ancak alışık oldukları bir TAAKE olmayan yeni dinleyicilerin TAAKE’nin zaten başarılı müziğinden -o deneyleri fark etmeden ya da onlara takılmadan- zevk aldıkları sonucunu çıkarıyorum. Kendi adıma konuşursam, TAAKE’nin tüm diskografisine bayılan uzun süreli bir TAAKE dinleyicisi olarak benim için de “Kong Vinter” Hoest’in diğer işlerinin gerisinde kalan bir çalışmaydı. Albümün 2017 Aralık’ında çıkmasından bu yana “Kong Vinter”ı 10 kez dinlemişsem, diskografinin geri kalan tüm albümlerini 50’şer kere dinlemişimdir.

Bu durumun ışığında yeni TAAKE albümü “Et hav av avstand” büyük bir beklenti, merak ve en önemlisi “hadi oğlum daha iyisini yaparsın” hisleri eşliğinde bekledim. Öncelikle söylemek lazım ki Hoest albüm kapaklarında boydan poz vermesin. Belden yukarı poz verdiği kapakları olan tüm diskografi müthişken, ibiş gibi ortada durduğu “Kong Vinter”e kısmen de olsa mırın kırın ediyoruz. “Et hav av avstand”ın kapağı gayet güzel ve az sonra detaylı bahsedeceğim üzere eski kaliteye geri dönüyoruz.

“Et hav av avstand”ı TAAKE’nin diğer tüm albümlerinden ayıran en büyük özellik “Et hav av avstand”in 7 şarkıdan oluşmayan ilk ve tek TAAKE albümü oluşu. Adamın 1999’daki ilk albüm “Nattestid ser porten vid”den beri böyle bir takıntısı vardı ve grubun kuruluşundan 28 yıl sonra ilk kez 7 şarkı içermeyen bir albümle karşımıza çıktı. “Et hav av avstand” sadece 4 şarkı barındırıyor ve daha ilginci, tüm diskografisinde 10 dakikanın üzerinde sadece 3 şarkıya sahip olan TAAKE’nin tek bir albümde 3 adet 11 dakika üzeri şarkı sunduğunu görüyoruz. Bu TAAKE açısından devrim niteliğinde bir olay.

Tüm tek kişilik black metal gruplarına hükmeden tek bir tek kişilik black metal grubu olarak görebileceğimiz BURZUM etkisinin yanı sıra yer yer EMPEROR’ı dahi hatırlatan gitar oyunlarına sahne olan açılış şarkısı “Denne forblaaste ruin av en bro” ile TAAKE’nin “Et hav av avstand” için “Kong Vinter”dan çok daha farklı bir kafa benimsediğini rahatlıkla görebiliyoruz. Şarkıda TAAKE’den neredeyse hiç duymadığımız türde damar melodiler, 12 dakikalık bir şarkının su gibi akıp gitmesini sağlayan düzeyde değişken bir rif yazımı ve çok kendine özgü bir atmosfer var. Bunun bir deneme olmadığını ve Hoest’in bu uzun, epik ve değişken kimliği albümün tamamına yaydığını gördüğümüz “Utarmede gruver”le birlikte TAAKE’nin belki de kendi açısından yeni bir sayfa açtığını da anlamış oluyoruz. Şarkıların bütününe baktığımızda TAAKE’den çeyrek asırdır duymaya alışık olduğumuz şeylerin yeni bir vizyonla genişletildiği fikirlere rastlıyoruz. Hoest kesinlikle cepten yemiyor, “Kong Vinter”daki deneysel yaklaşımı “unutturup” özbeöz TAAKE’ye dönme çabasında olduğunu hissettirmiyor ve buna rağmen taptaze bir TAAKE’yle bizleri selamlıyor. Ben şu noktada TAAKE’den dinleyebileceğimiz en iyi albümü dinlediğimizi düşünüyorum ve grubun 20 yıllık bir dinleyicisi olarak “Et hav av avstand”a dair her şeyden, kapağı da dâhil olmak üzere çok memnunum.

“Et hav av avstand”ın “Mesafe Denizi” gibi bir anlamı var. Buna binaen ben de albümü ufuk çizgisinde herhangi bir karanın görünmediği bir denize karşı, sabah 6.00 serinliğinde yazdım. Hoest Bergen’de deniz kıyısına gittiğinde Nordsjön’ün soğuk sularına bakıyor, bense şu anda Antalya’nın sıcaklığı 30 dereceye varan sularına bakıyor olabilirim, ama o müzisyen ben de şu noktada dinleyici olarak ortak bir paydada buluşuyoruz. “Et hav av avstand” barındırdığı kimi özelliklerden dolayı TAAKE diskografisinde eşi olmayan bir çalışma ve müzikal olarak da bunun altında kalmayan, çok etkileyici anlarla dolu gayet iyi bir albüm.