Erhan Yiğit

Merhabalar, bugün ağız adıyla, ağzımızın suyunu akıta akıta POWER TRIP konuşacağız;

Çok değil bundan 6 yıl önce thrash metal tarihinin o zamana kadar görmediği bir kahpeliğe ve alçaklığa “Nightmare Logic” albümüyle erişen, bu gökten zembille inmiş olan, bu Allah’ın mucizesi grubu elbette acayip subjektif bir şekilde dolu dolu öveceğim çünkü dünyanın en klas, en iyi metal albümlerinden birisini yapmak her babayiğidin harcı değil malumunuz.

23′üncü yılını devirmek üzere olduğumuz milenyumda aradan çok sular aktı, çok başyapıtlar geldi geçti ama konu thrash metal olduğunda “Nightmare Logic” kalibresinde başka bir albüm gelemedi. Her geçen hafta piyasaya belki de onlarca thrash metal albümü salınıyor ama gelgelelim ki çıkarıp da gölgesinde alem yapabileceğimiz ikinci bir “Nightmare Logic” henüz çıkamadı. İşte bu yüzdendir ki POWER TRIP dünyanın en iyi gruplarından birisidir ve bu adamların yaptığı işe bu gözlerle bakmak bence “Ben metal seviyorum” diyen her müzikseverin yapması gereken bir şeydir.

Bizler bu sitede hep thrash metalin yekpare, kompakt bir tür olduğunu ve hareket alanının dar olması neticesinde başyapıt seviyesinde bir şeylerin yapılmasının çok zor olduğundan o kadar çok bahsettik ki yüksek puan verilen thrash metal albümlerinin bile beklendiği gibi sükse yapmaması bizi hiç şaşırtmadı. Çünkü biliyoruz ki büyük bir çoğunluğu göründüğü kadar büyük değil. POWER TRIP hariç;

“Manifest Decimation” işte yukarıda övdüğüm yapıtın ilk tohumlarının atıldığı, milenyum thrash metalinin en iyi halinin yavaştan inşa edilmeye başlandığı albümün ta kendisidir. Bundan 10 yıl evvel ortamlara salınan “Manifest Decimation”a ilk bakışta gerçekten de bir şeylerde hazırlık aşamasında olunduğunu, yavaş yavaş ekilen ekinlerin hızlı hızlı baş vereceğini anlıyoruz. “Manifest Decimation” bu bağlamda tıpkı BLOOD INCANTATION’ın “Starspawn” albümünün veya MISÞYRMING’in “Söngvar elds og óreidu” albümünün durduğu yerde, yani büyük patlamadan önce “İşte geliyor” denilen noktada duruyor.

“Manifest Decimation”ın yapısını incelediğimizde POWER TRIP’in müziğini tek bir şeye dayandırdığını görüyoruz; 80′ler thrash metali hırçınlığı+milenyum başında MUNICIPAL WASTE gibi gruplar vesilesiyle meşhur olan crossover manyaklığı. Kağıt üzerinde ortalama şeyler vadedeceğini iddia edebileceğimiz bu aşırı basit formülün bu denli etkili bir şekilde kullanılabilmesinin sırrı ise şüphesiz merhum Riley Gale’in eşsiz ses rengi. Elbette albümde ve grubun müzikal anlayışınıda yer eden o tok ve ezici gitar tonlarını ve albümün müthiş prodüksiyonunu görmezden gelemem lakin Riley Gale, kendisinin ve grubun şanını yürüten “Nightmare Logic” başta olmak üzere bu albümde de öylesine ateşli bir performans sergiliyor ki albümde terleye terleye, yırtına yırtına söylediği her bir kelimenin içinde o tutkuyu ve eşsizliği hissedebiliyorsunuz.

Dediğim gibi “Manifest Decimation”da da geçerli olmak üzere POWER TRIP’in müziği son derece basit lakin kesinlikle sıradan değil; Yerli yerine oturtulmuş, duyulduğu anda hangi seviyede olduğunu belli eden, milenyumun en iyi thrash metal gitaristlerinin birinin elinden yani Blake Ibanez’in elinden çıkan sikertici rifleri, ağır tonajlı, adamı oturduğu yerde yoran prodüksiyonu ve en önemlisi Riley Gale’in tutku ve profesyonellik akan vokalleri “Manifest Decimation”ı (üst modeli olan “Nightmare Logic” kadar olmasa da) mükemmele yakın bir yapıt haline getiriyor.

Bu sitede zaman geçiren herkesin daha önce POWER TRIP’i mutlaka dinlemiş olduğunu ve yüksek ihtimalle de çok beğenmiş olduğunu hesaba katmazsam, bu yazıyı okuyan her insan evladına bu albümü dinlemesini şiddetle öneriyorum. Öbür türlü çok şey kaçırmış olacaksınız.