Özellikle son 10 küsur yıldır CATTLE DECAPITATION metal dünyasının en heyecan verici, en korkutucu, en tehditkâr oluşumlarından biri. Bunu sağlayan temel şey müziklerinin ekstremliği olsa da esas konu ne kadar sert olduklarında değil; ne kadar çok yönlü, yaratıcı, yenilikçi ve inandırıcı olduklarında yatıyor.
CATTLE DECAPITATION grindcore ve death metalin çeşitli unsurlarını kullanarak ciddi anlamda sert bir müzik yapıyor. Tıpkı benzer bir formülün peşinden giden binlerce, on binlerce grup gibi. Peki neden her yeni albüm çıkardığında CATTLE DECAPITATION’ı konuşuyoruz? Neden onları diğer pek çok türdeşinden daha fazla övüyoruz?
Çünkü CATTLE DECAPITATION’ın kafasında çok fazla fikir var. Bu tür bir müziğin samimiyetini, acımasızlığını, özünü sekteye uğratır mı acaba diye düşündürtebilecek kimi unsurları hiç de böyle düşündürtmeden tamamen lehlerine kullanabilmeleri sağlayacak kadar çok fikirleri var. Bu fikirleri bütünlüklü bir konsept, bir grup teması çevresinde bir araya getirebilmelerini sağlayacak karakterde ve karanlıkta bir temaları var.
Bunların üstüne bu fikirleri, bu ekstremlik içerisinde bu denli akılda kalıcı ve kulaklara kazınacak şekilde sunabilmeleri de eklenince CATTLE DECAPITATION çok da zorlanmadan dünyanın dinlemesi en keyifli, en sürükleyici, en merak uyandırıcı ekstrem metal gruplarından birine dönüşüyor. Bu yüzden de acaba bir sonraki albümlerinde ne yapacaklar diye düşünmekten, grubu canlı izleme isteği duymaktan kendimizi alamıyoruz.
CATTLE DECAPITATED bu albümün kapağı için muhtemelen örümcek yengeçlerinin kabuk değiştirmesi de dâhil hayvanlar âlemindeki birtakım kabuk değiştirme uygulamalarından ilham almış ve kimileri tarafından eleştirilse de bence gayet çarpıcı bir kapak ortaya çıkmış. Diğer yandan kapakta resmedilen bu kabuk değişimi grubun sound’u ve müzikal karakteri açısından geçerli değil.
CATTLE DECAPITATION hâlihazırda “Monument of Inhumanity”de zirveye çıkardığı ve böylesi ekstrem bir müziğe melodik vokal yazılabileceğini gösterdiği vokal karakterini yine koruyor. Şarkı trafikleri de yine o albümden bugüne gelen süreçteki şarkılara benzer yapıdalar. Öyle ki bu albüm içerisinde “Monolith of Inhumanity”, “The Anthropocene Extinction” veya “Death Atlas”a konsa zerre sırıtmayacak şarkılar var. Ne var ki bu durum bunca yıl sonra bile cepten yedikleri anlamına gelmediği gibi, fikirlerinin tükenmiş olduğu gibi bir düşünceyi de uyandırmıyor.
Bunun başlıca sebepleri, yani grubun son 11 yıl içinde çıkardığı son 4 albümünde benzer bir yol izlemesine rağmen hâlâ kulağa taze gelmesinin nedenleri: 1) CATTLE DECAPITATION’ın bu ekstrem müziği son derece değişken biçimde sunuyor oluşu ve bu sayede kafalarda “CATTLE DECAPITATION şarkısı işte” gibi bir algının oluşmasına müsaade etmemesi ve 2) CATTLE DECAPITATION’ın başta Travis Ryan’ın vokal karakteriyle ve işlediği temanın acı vericiliğini pekiştirecek atmosferik olaylarla müziğine ruh katmayı başarması. Bu sayede yanlış ellerde son derece mekanik ve duygusuz olabilecek bu müzik CATTLE DECAPITATION’ın zihninden çıkanlar sayesinde damar denecek noktalara dahi kayabilecek kadar derinlikli ve hisli olabiliyor.
CATTLE DECAPITATION’ın “Monolith of Inhumanity”den bu yana yaptığı her şeye aşığım. Benim için en iyisi her zaman o albüm olacak ancak sonrasında çıkan üç albüm de diğer herhangi bir grubun en büyük başyapıtı olabilecek kalibrede eserler. İçerdiği şarkıların karakteristik özelliklerine, barındırdığı fikir miktarına ve hayvanlık düzeyine baktığımda bence “Terrasite”, müthiş bir albüm olan “The Anthropocene Extinction”ın ve “Death Atlas”ın bir gıdım da olsa üzerine çıkmayı başaran bir çalışma. Bir grubun o iki albümün üstüne çıkmasının ne kadar manyakça bir şey olduğunun, ne tür bir hayvanlık gerektirdiğinin tam olarak bilincinde olmadığımızı düşünüyorum.
Bunun sebebi de CATTLE DECAPITATION’ın son dört albümdür bu en üst düzey kaliteyi normalleştirmiş olması. Adamlar resmen en üst düzeyi standartları hâline getirdi ve biz de bu çok normal bir şeymiş; böyle albümler çıkarmak akıl almaz bir olay değilmiş gibi çok da şaşırmamaya başladık. Ama aslında şaşırmalıyız.
CATTLE DECAPITATION’ın yaptıkları karşısında şaşkınlığımızı gizleyememeliyiz.
CATTLE DECAPITATION’ın verdiği ilhamı hayranlıkla izlemeliyiz.
CATTLE DECAPITATION’a büyük saygı, sevgi ve şükran duymalıyız.
CATTLE DECAPITATION’ın ne kadar değerli olduğunu unutmamalıyız.
Şarkılar 1. Terrasitic Adaptation
2. We Eat Our Young
3. Scourge of the Offspring
4. The Insignificants
5. The Storm Upstairs
6. ...and the World Will Go On Without You
7. A Photic Doom
8. Dead End Residents
9. Solastalgia
10. Just Another Body
Death Atlas’tan net bir şekilde daha iyi, MoI ve AE’yle kapışacak düzeyde bir albüm olmuş. Adamlar kendine has bir sound yakaladı ve bu soundu çeşitli, yaratıcı bir şekilde bizlere sundukları için her seferinde aklımızı alıyorlar. Cattle Decapitation, metalciler için adeta bir nimet.
Death Atlas beni pek sarmamıştı, gruba güvenimi de sarsmıştı o nedenle ama Terrasite yine üst düzey bir iş olmuş. The Anthropocene Extinction’dan daha yukarı bir seviyeye koyar mıyım emin değilim şimdilik ama neden olmasın.
9 verdim ama 10 da verebilirdim. Kritikteki “CATTLE DECAPITATION hâlihazırda “Monument of Inhumanity”de zirveye çıkardığı ve böylesi ekstrem bir müziğe melodik vokal yazılabileceğini gösterdiği vokal karakterini yine koruyor.” kısmına da kesinlikle katılıyorum böyle bir vokal tercih ettiğinde böylesi ekstrem bir müziğe bu ne ya vokal albümün içine sıçmış diyebilecekken aksine vokal albümü bir 3-4 basamak yukarı taşıyor vokal gerçekten çok iyi ilk dinleyişimde sık sık bunu düşündürttü bana.
The Harvest Floor’dan itibaren tüm çıkan albümler çok yüksek seviyedeydi, özellikle Death Atlas’ın yeri ayrıydı benim için. Bu seviyede daha devam edebilirler mi diye endişeleniyordum bu albüm çıkmadan önce ama gene nefis bir albüm yapmışlar.
Yazıda her şey özetlenmiş zaten. Bu grup var ya bu grup Mükemmelliği normalleştiriyor çok da iyi yapıyor, çıtayı yükseltmek, sanatın durağanlığına karşı her zaman iyidir. 9,9/10
9 verdiğim için vicdan azabı çekiyorum. Scourge of the Offspring’e zaten yükselmiştim ama A Photic Doom nasıl bir mükemmeliktir aklım almıyor. Şu an albüme köle olmak istiyorum.
Death Atlas’ın hakkı yeniyor, benim için Cattle’ın zirvesidir. Her ne kadar Travis tam tersini yapmaya çalıştım dese de ben bu albümünün soundunu Death Atlas’a benzettim. Özellikle son şarkılar tarz olarak baya benziyorlar.
“I wanted to do the 180° opposite of Death Atlas. Since Death Atlas was so dark and brooding, I wanted this to take place in the daylight. I’ve always found daytime horror to be really unsettling, which also finds its place within the lyrics.”
Adamlar cidden öküz gibi şarkılara iyi alıştırdılar, çok aklımızı almadı diye ağlıyoruz.
Death Atlas tan daha iyi olmasının dışında The Anthropocene Extinction seviyesinde değil bence. Monolith ile beraber o seviye bir daha yakalanamaz gibi geliyor.
9/10
Daha sadece 3-5 kez çevirebildim ancak ben çoğunluğun aksine Death Atlas kadar iyi bulamadım. MOI ve TAE kadar zaten iyi değil. Oluşturdukları sound’u ve atmosferi inanılmaz beğendim ancak şarkı yapıları eski albümler kadar sarmadı beni. Elbette daha çok dinledikçe fikrim değişebilir.
Grubun kendi standardına göre değerlendirince 8/10 veriyorum ben.
Scourge of the Offspring nasıl bir şarkı ya. Decapitated ile Cattle Decapitation sound konusunda, komplike şarkı konusunda zirveleri oynuyorlar. İki grubun da son albümleri metal dersi.
Kesinlikle senenin en iyi albümlerinden birisi, belki de en iyisi bilemiyorum zaman içinde göreceğiz. Tüylerimi diken diken o kadar çok an var ki albümde dinlerken zevkten kuduruyorum. Bir de adı çok geçmemiş ama şimdilik benim için albümün en iyi birkaç şarkısından biri olan Solastalgia’ya değinmek istiyorum. 5 dakika içinde o kadar farklı düşüncelere ve hislere kapılıp o kadar farklı dünyalara yelken açıyorsunuz ki şarkı her anlamda kalitesini iliklerinize kadar hissettiriyor. Gerçekten ne diyeceğimi bilmiyorum. Şu an bu satırları kendisini dinlerken yazıyorum, bir yandan inanılmaz coşkulu ve mutlu hissederken diğer taraftan garip bir hüzün kaplıyor ruhumu. Ama aynı zamanda bir umut da hissediyorum içimde çok garip, çok çok garip. İnanılmazsınız, İNANILMAZSINIZ. İyi ki varsınız.
Travis ryan tarih olmaz tarihte olur , travis ryan vermeyeceğim adamdır , tarihin üstünde travis ryan , travis devri başladı , travis hissediyorum , ben travisi çok seviyorum , terrasite 2023 travisin , travis olmak kolay olmuyor onun için devam
Sevgi ve saygımı ifade etmek için yeterli kelime bulamıyorum. İyi ki varsın Cattle Decapitation. Hayatı güzelleştiren gruplardansın Cattle Decapitation.
Death Atlas’tan net bir şekilde daha iyi, MoI ve AE’yle kapışacak düzeyde bir albüm olmuş. Adamlar kendine has bir sound yakaladı ve bu soundu çeşitli, yaratıcı bir şekilde bizlere sundukları için her seferinde aklımızı alıyorlar. Cattle Decapitation, metalciler için adeta bir nimet.
Death Atlas beni pek sarmamıştı, gruba güvenimi de sarsmıştı o nedenle ama Terrasite yine üst düzey bir iş olmuş. The Anthropocene Extinction’dan daha yukarı bir seviyeye koyar mıyım emin değilim şimdilik ama neden olmasın.
9 verdim ama 10 da verebilirdim. Kritikteki “CATTLE DECAPITATION hâlihazırda “Monument of Inhumanity”de zirveye çıkardığı ve böylesi ekstrem bir müziğe melodik vokal yazılabileceğini gösterdiği vokal karakterini yine koruyor.” kısmına da kesinlikle katılıyorum böyle bir vokal tercih ettiğinde böylesi ekstrem bir müziğe bu ne ya vokal albümün içine sıçmış diyebilecekken aksine vokal albümü bir 3-4 basamak yukarı taşıyor vokal gerçekten çok iyi ilk dinleyişimde sık sık bunu düşündürttü bana.
Acayip. Şimdilik bu kadar.
The Harvest Floor’dan itibaren tüm çıkan albümler çok yüksek seviyedeydi, özellikle Death Atlas’ın yeri ayrıydı benim için. Bu seviyede daha devam edebilirler mi diye endişeleniyordum bu albüm çıkmadan önce ama gene nefis bir albüm yapmışlar.
Yazıda her şey özetlenmiş zaten. Bu grup var ya bu grup Mükemmelliği normalleştiriyor çok da iyi yapıyor, çıtayı yükseltmek, sanatın durağanlığına karşı her zaman iyidir. 9,9/10
9 verdiğim için vicdan azabı çekiyorum. Scourge of the Offspring’e zaten yükselmiştim ama A Photic Doom nasıl bir mükemmeliktir aklım almıyor. Şu an albüme köle olmak istiyorum.
Death Atlas’ın hakkı yeniyor, benim için Cattle’ın zirvesidir. Her ne kadar Travis tam tersini yapmaya çalıştım dese de ben bu albümünün soundunu Death Atlas’a benzettim. Özellikle son şarkılar tarz olarak baya benziyorlar.
“I wanted to do the 180° opposite of Death Atlas. Since Death Atlas was so dark and brooding, I wanted this to take place in the daylight. I’ve always found daytime horror to be really unsettling, which also finds its place within the lyrics.”
Adamlar cidden öküz gibi şarkılara iyi alıştırdılar, çok aklımızı almadı diye ağlıyoruz.
Bastım 10′u.
Bu kritiği görmek harika oldu
Bir “The Anthropocene Extinction” değil ama “Death Atlas”tan daha iyi buldum.
Death Atlas tan daha iyi olmasının dışında The Anthropocene Extinction seviyesinde değil bence. Monolith ile beraber o seviye bir daha yakalanamaz gibi geliyor.
9/10
Daha sadece 3-5 kez çevirebildim ancak ben çoğunluğun aksine Death Atlas kadar iyi bulamadım. MOI ve TAE kadar zaten iyi değil. Oluşturdukları sound’u ve atmosferi inanılmaz beğendim ancak şarkı yapıları eski albümler kadar sarmadı beni. Elbette daha çok dinledikçe fikrim değişebilir.
Grubun kendi standardına göre değerlendirince 8/10 veriyorum ben.
ah uh hadi hadi
Scourge of the Offspring nasıl bir şarkı ya. Decapitated ile Cattle Decapitation sound konusunda, komplike şarkı konusunda zirveleri oynuyorlar. İki grubun da son albümleri metal dersi.
26.06.2023
@deadhouse, albümü bitirince ne tesadüf bende de cancer culture açma isteği uyandı
Size kurban olurum
T…klarına beton yetmez Travis reis derim susarım.
Travis başkanı dinlerken erol19 erol gibi hissediyorum
Kesinlikle senenin en iyi albümlerinden birisi, belki de en iyisi bilemiyorum zaman içinde göreceğiz. Tüylerimi diken diken o kadar çok an var ki albümde dinlerken zevkten kuduruyorum. Bir de adı çok geçmemiş ama şimdilik benim için albümün en iyi birkaç şarkısından biri olan Solastalgia’ya değinmek istiyorum. 5 dakika içinde o kadar farklı düşüncelere ve hislere kapılıp o kadar farklı dünyalara yelken açıyorsunuz ki şarkı her anlamda kalitesini iliklerinize kadar hissettiriyor. Gerçekten ne diyeceğimi bilmiyorum. Şu an bu satırları kendisini dinlerken yazıyorum, bir yandan inanılmaz coşkulu ve mutlu hissederken diğer taraftan garip bir hüzün kaplıyor ruhumu. Ama aynı zamanda bir umut da hissediyorum içimde çok garip, çok çok garip. İnanılmazsınız, İNANILMAZSINIZ. İyi ki varsınız.
Travis ryan tarih olmaz tarihte olur , travis ryan vermeyeceğim adamdır , tarihin üstünde travis ryan , travis devri başladı , travis hissediyorum , ben travisi çok seviyorum , terrasite 2023 travisin , travis olmak kolay olmuyor onun için devam
Müthiş albüm ya. Resmen kendi tarzlarını oluşturdu adamlar. Anaal Nathrakh, Cattle Decapitation gibi gruplara bu yüzden büyük saygı duyuyorum.
Şerefsizim çok büyüksünüz ya. Vay aq.
“Born dead to a world of indifference”
Sevgi ve saygımı ifade etmek için yeterli kelime bulamıyorum. İyi ki varsın Cattle Decapitation. Hayatı güzelleştiren gruplardansın Cattle Decapitation.
Bu albümü dinlemelere doyamıyorum. Gerçekten enfes olmuş. Dur bir tur daha döneyim
Daha dehşet bir müzik yapılamaz heralde lan. İnsanlık dışı.
26.11.2023
@owlbos, suan oyle bir sekilde bu albumu dinliyorum ki arkadan biri omzuma 2 kez tıklayıp bir sey soracak olsa kalp krizi geçiririm.
We Eat Our Young grubun en iyi şarkılarından birisi bence. Albüm gerçekten de kusursuz. Geçen senenin en iyi albümüydü.
Solastalgia ayı gibi şarkı