Bol klavyeli hüzünlü Fin gruplara tepki olarak doğan ve 30 yıldır kulaklarımızla şahsi bir problemi varmışçasına ortalığı kırıp döken grindcore grubu ROTTEN SOUND şüphesiz ki günümüz grindcore ortamlarının en deneyimli, saygı değer ve bir o kadar da istikrarlı isimlerinden biri.
NASUM sonrası dönemin ağır abilerinden olan ve belki de bu NASUM’suz zamanlarda ekstra bir sorumluluk taşıyan ROTTEN SOUND, İskandinav grindcore sahnesinin en önemli isimlerinden biri olarak yeni albümü “Apocalypse”i tüm gücüyle ortamlara fışkırttı.
Fışkırttı dememin bir sebebi var. ROTTEN SOUND’dan alışık olduğumuz hayvanlığa ve acımasızlığa uygun şekilde, “Apocalypse”i başlatmanızla birlikte bir tarafında ROTTEN, bir tarafında SOUND yazan devasa baraj kapakları açılıyor ve huzur dolu sevimli kasabamız milyarlarca metreküp su ve bu suyun önüne kattığı bin türlü şeyle 20 dakika içinde yerle yeksan oluyor.
2008’deki “Cycles”dan bu yana grupta olan ve Kai Hahto’nun yerini doldurmak gibi manyakça bir şeyin altından alnının akıyla çıkan Sami Latva’nın “Apocalypse”in bu denli apokaliptik olmasında epey bir parmağı var. Doğası gereği sanki çok da fazla varyasyona müsaade etmiyormuş gibi gözüken grindcore beste şablonları içerisinde Latva’nın davul yazımının ROTTEN SOUND’a kattığı cidden bir dolu şey var.
Diğer yandan olayın esasını oluşturan gitarların agresifliği, gaddarlığı da bir o kadar etkileyici ve sadece gitar tonu ve genel sound bile “Apocalypse”in ilk andan işitsel bir dayağa dönüşmesi için yetiyor da artıyor. 1993’ten beri grupta olan 52 yaşındaki kurucu üye vokalist Keijo Niinimaa’nın alışıldık öküzlüğü, yıllardır dinmeyen öfkesi ve hakikaten hayran olunası adanmışlığı da eklenince ROTTEN SOUND tam anlamıyla bir ölüm makinesine dönüşüyor. Bu dediklerim birçoğu zaten grindcore’un fıtratında olan, bu tarzı icra eden gruplardan beklenecek şeyler. Ama ROTTEN SOUND burada ekstra bir azgınlıkla, açlıkla, kana susamışlıkla saldırıyor.
Son 10 yıla baktığımızda grindcore sahnesinin ve sahnenin dinamiklerinin de belirgin şekilde değiştiğini, yenilendiğini, tazelendiğini görüyoruz. En basitinden karşımızda WORMROT diye bir gerçek var. ROTTEN SOUND bu ortamda grindcore’un deneyselliğe kaçmadan ancak heyecanı da koruyarak nasıl yapılacağı konusunda dersler vermeyi sürdürüyor.
“Apocalypse”i dinlerken yeni bir şeyler duymayı beklemeli misiniz çok emin değilim; sonuçta bu adamlar yıllardır bu işi yapıyorlar ve belli bir karakterleri koruyorlar. İşte bu karakter ve duruş özelinde değerlendirildiğinde “Apocalypse” son derece acımasız, nefes kesen, adrenalin zehirlenmesi yaşatan bir albüm. Bence bir önceki “Abuse to Suffer”dan tartışmasız şekilde daha iyi, daha tutkulu, daha tehditkâr, daha acımasız bir albüm. Tam bir köpeklik resmen.
20 dakikada bir güzel dayağımı yiyip yerime oturayım, önüme konan karton peçetelikten peçete ala ala kırık burnumdan akan kanı sileyim, ayağa kalkmaya çalıştığımda sağa sola tutunmadan şuradan şuraya yürüyemeyeyim, başkasının yardımıyla gittiğim tuvalette kan işeyeyim diyorsanız…
mall grindcore
01.04.2023
@crowkiller, Yok ebesinin Ali Sami.
İşitsel orgazm.
Bu albümün gazıyla günlerdir tüm albümlerini hatmediyorum. Helal olsun size öfkeli bireyler.
Sarılmandan belli kırıcan mı belimi?
Çok canım acıdı çeksene elini.