Bugün yayınlanan podcast’imizde bahsettiğimiz bir albümden merhaba. İsveç’e, 17 yıl öncesine gidiyoruz.

Her ne kadar Papa Emeritus’un imajından dolayı GHOST zamanında kimilerince black metalle ilişkilendirildiyse de esasında müzikal olarak böyle bir şeyin söz konusu olmadığı açıktı. GHOST heavy metal, hatta zaman zaman heavy rock yapıyordu ve işlediği tema dışında black metalle herhangi bir bağlantısı yoktu.

Ne var ki GHOST’u kuran ve bestelerinin büyük kısmından sorumlu olan Tobias Forge, gönlünü müziğin bu en karanlık tarafına kaptırmış bir çocuktu. Çocuktu diyorum, çünkü black metal yapan ilk grubu ABSURDUM’u 13 yaşında kurmuş, ertesi sene adını SUPERIOR olarak değiştirip iki de demo çıkarmıştı. Akabinde SUPERIOR’ı da dağıtan Forge, Mary Goore takma adıyla 1998 yılında gerçek anlamda ses getirmesini sağlayacak ilk grubu olan REPUGNANT’ı kurdu.

Black/thrash metal yapan REPUGNANT, Tobias’ın Papa Emeritus olarak bildiğimiz karakterine özgü vokallerden tamamen alakasız, son derece yırtıcı bir vokale sahne oluyor ve müziğinde de gayet yırtıcı bir kimlik barındırıyordu. TRIBULATION’ın ilk dönemi, MORBID’in ilk dönemi, VAMPIRE, OBLITERATION ve bir dolu pislik grubun benzeri bir müzik yapan grup 1999’da “Hecatomb” ve 2004’te “Premature Burial” EP’lerini çıkarmış, 2002 yılında kaydettiği ilk albümü “Epitome of Darkness”ı ise ta 2006’da yayınlama şansı yakalayabilmişti.

GHOST’tan alışık olduğumuz üzere bir grupta Tobias Forge yer alıyorsa o grubun müziğini büyük kısmını ya da tamamını Tobias Forge yazıyordur. GHOST özelinde davalara bile neden olan bu durum, REPUGNANT açısından sıkıntı yaratmayan bir gerçeklik olarak gözüküyordu. MORBID cover’ı “Another Vision”ı saymazsak albümdeki 9 REPUGNANT şarkısının tamamında Tobias Forge imzası vardı, bunların dördünde ise Tobias’la birlikte diğer gitarist Sid E. Burns’ün katkısı vardı.

Aslına bakarsanız GHOST kurulduğunda, adını duyurmaya başladığında ve meşhur olduğunda grubu çevreleyen “acaba kimlerden oluşuyor?” sorularının ve bu konuyla ilgili dedikoduların bir kısmının müsebbibi de bu albümdü. Aslında bu sorulara da hiç gerek yoktu, çünkü GHOST’un esasında kimlerden oluştuğunu Pasifagresif’in yıllara dayanan derin araştırmaları sonucunda elde ettiği kanıtlar sayesinde artık hepimiz biliyoruz.

Yine de bu dedikodular oldu. Misal GHOST üyelerinden birinin WATAIN vokalisti Erik Danielsson olduğu söylendi. Bu aslıda öylesine bir sallama değildi. İnsanlar REPUGNANT’a bakmış ve bazı bağlantılar ortaya çıkarmaya çalışmıştı. Tobias’la birlikte “Epitome of Darkness” kapağından sorumlu olan Erik Danielsson da ilk şüphelilerden biriydi. Benzer şekilde, GHOST müziğinin benzeştiği gruplardan IN SOLITUDE elemanlarının da GHOST kadrosunda olduğu bir dönem çok dillendirilmişti. Bunun sebeplerinden biri de IN SOLITUDE basçısı Gottfrid Åhman’ın bir süre REPUGNANT’ta çalmış olmasıydı. Yine benzer şekilde, GHOST’a nispeten yakın karakterde bir müziğe bürünen TRIBULATION’ın kurucusu, ana bestecisi, gitaristi DD Sars da zamanında REPUGNANT’ta yer almıştı ve “TRIBULATION üyelerinden de GHOST’ta çalanlar varmış” söylentileri de bu nedenle çıkmıştı. Gerçi o dönem insanlar iyice paranoyak olmuştu, hatırlarsınız. Nameless Ghoul’ların görünen tek uzuvları olan ellerine bakıp “Aynı Mikael Akerfeldt’in eli bak, aynısı” diyerek Mikael’in bile GHOST’ta çaldığının iddia edildiğini dahi görmüşlüğüm var.

Müziğe dönersek, albümde black/thrash metal kırmasının gayet tutkuyla yapılmış, iyi prodüksiyonlu, vahşi bir örneği var. Tobias’ın (Mary Goore’un) vokalleri gayet ikna edici, rifler bir hayli değişken ve albümün tamamı her bir müzisyenin üst düzey performans sunduğu şarkılarla dolu. Türün karakteri gereği her şey apar topar, panik atak hâlinde gelişiyor, akılda kalıcı veya kulaklarda hoş bir seda bırakacak herhangi bir şey aranmıyor ve neticede albümün ismine yaraşır bir karanlık ortaya çıkıyor.

Bu albüm doğal olarak GHOST bu kadar patlayınca daha bir ilgi odağı oldu ve Tobias’ın kimliği ortaya çıkınca da iyice sükse yaptı. Ne var ki GHOST diye bir şey olmasaydı, Tobias şimdiki gibi bir rockstar’a dönüşmeseydi de kendi hâlinde gayet iyi bir albümdü “Epitome of Darkness”. Black metal ve thrash metalin kavgalı evliğini, aralarda baş gösteren çirkin İsveç death metali kabarcıklarını duymak ve Papa Emeritus’un karanlık geçmişini duymak isterseniz REPUGNANT’ı hiç düşünmeden dinleyebilirsiniz.