Black metalin görsel tarafının ve hatta yıllardan beri süregelen karakterinin önemli elbette ki albüm adlarının ve bazen de grup logolarının olmazsa olmazı “Olde English” yazı tipi. Bu yazı tipiyle yazdığınız herhangi bir şeyin havalı olmaması neredeyse imkânsız ve bugün bahsedeceğimiz grup bu imkânsızı başararak Olde English yazı tipiyle kötü bir logo yaratmayı başarmış. Bunu da tüm harfleri büyük yazarak yapmış. 1578 yılının Melih Gökçek’i misiniz nesiniz, neden güzelim yazı tipini piç ettiniz?
Son derece old-school bir zehir zerk eden ve PA özelinde epey alıcısı olacağına inandığım bir grupla beraberiz bugün. Takipçimiz Yellow Eyes’ın yıl bitmeden dinlenmesini önerdiği bu albüm İsveçli black metal grubu ULTRA SILVAM tarafından çıkarılan ve yılın kalburun epey üstündeki black metal işlerinden biri.
Grupla ilgili ilk dikkatimi çeken şey ULTRA SILVAM isminin grubun müziği ve temasıyla epey alakasız oluşuydu. ULTRA Latince “Öte/ötesi” anlamına geliyor ve SILVAM’ın da “Orman” olduğu düşünüldüğünde ULTRA SILVAM adı “Ormanın Ötesi” anlamına gelen bir grup için fazlasıyla habis, şeytani bir müzik yapıyor. Orman deyince bir nebze de olsa pastorallik şu bu beklemez miyiz? Bekleriz, ama ULTRA SILVAM özelinde nah bekleriz çünkü bu grubun amacı bambaşka.
ULTRA SILVAM’ın en belirgin özelliği, ilk paragrafta da dediğim gibi old-school’a son derece bağlı olması. Ne var ki adamlar bunu müziklerini sınırlayan ve bazı fikirleri “bize ters” diye yorumlayıp reddetmelerini sağlayacak biçimde yapmıyorlar. Grup imajından, albüm kapağından çok belli olmasa da epey sürükleyici ve çekici bir black metal var “The Sanctity of Death”te.
Albümü dinlerken fark edeceğiniz üzere grup yer yer epey leş bir hâl alırken zaman zaman da çiçek gibi satır altı melodiler döşüyor. Bu hem akıllara speed metalin yırtıcı riflerini getirirken bir yandan da grubun ne kadar geniş bir skala içerisinde hareket ettiğine dair ipuçları veriyor. ULTRA SILVAM’ı dinlerken aklıma WATAIN de geliyor, PROFANATICA da NIFELHEIM da BATHORY de. Yer yer folk’laşır gibi olan riflerle TAAKE diyarlarına da uzanıyoruz, adını andığım WATAIN’in zehirli âlemlerine de akıyoruz.
Tüm bu olumlu kalemleri bir araya getirince, sadece 32 dakika süren “The Sanctity of Death” yılın en rahat dinlenen ama bir o kadar da keyifli black metal albümlerinden birine dönüşüyor. Ruhani tarafı olsun, atmosferiyle boğsun, karanlığıyla sikertsin gibi dertleriniz yoksa mutlaka dinleyin derim.
Şarkılar 1. Dies Irae
2. Sodom vises himlafärd
3. The Sanctity of Death
4. Tintinnabuli Diaboli
5. Förintelsens andeväsen del II: Den deicidala transsubstantiationens mysterium
6. Black Soil Fornication
7. Incarnation Reverse
8. Of Molded Bread and Rotten Wine
Eski İngilizce, Ænglisc falan her neyse, çok güzel bir şey ya.
ilk başta sıradan bir yardırmalı black metal albümü gibi gelmişti fakat bi kaç kez dinleyince oldukça hoşuma gitti albüm