Rusya’nın Ukrayna’ya girmesinden 2 ay önce arkadaşlarımızla birlikte Ukrayna’daydık. Lviv ve Kiev’de on gün geçirdik ve daha o zamandan basında Rusya’nın Ukrayna’ya saldıracağı konuşuluyordu. Ukrayna halkı elbette ki normal yaşamına devam ediyor, doğu tarafında yıllardır devam etmekte olan sıkıntının ta Polonya sınırındaki Lviv’e veya başkent Kiev’e gelebileceğine dair herhangi bir endişe duymuyordu. Hayat normal akışındaydı ve kimse Şubat sonunda böyle bir şey olacağını, ülkenin yerle bir edileceğini tahmin etmiyordu.
Kiev’e daha önce de gitmiştik ve Ukrayna’ya dair güzel anılarımız vardı. Bu yüzden de çok yakın zamanda gezdiğimiz yerlerde yaşananlar ve belki de oralara bir daha gidemeyecek olma fikri bizi ziyadesiyle üzmüştü. Benzer bir şeyi Suriye için de yaşamıştım. 2008 yılında Halep’e gidip gezmiş, ardından da ülkenin yok oluşuna tanık olmuştum.
Ukrayna ve metal denince ilk akla gelen gruplardan biri şüphesiz ki DRUDKH. Yirmi yıl önce kurulan bu black metal grubu, yaptığı müziğin son derece özel olmasının yanı sıra ülkenin belki de en aktif grubu olarak istikrarlı şekilde albümler yayınlamış ve Ukrayna’nın metale kazandırdığı en önemli değerlerden biri olarak metal külliyatına girmişti. Bugün DRUDKH’un yeni albümü “Всі належать ночі”den bahsedeceğim. Yaptığı pastoral karakterli, melankolik black metalle kendini hemen belli eden bir müzikal anlayış benimseyen DRUDKH, bana kalırsa 2009’da çıkardığı ve tarifsiz sevdiğim “Microcosmos”tan bu yana %100 formda olduklarını düşündürecek kadar kusursuz albümler çıkarmıyordu. 2018’de yayınlanan “Їм часто сниться капіж”e 10 üzerinden 8 gibi yüksek bir not vermiş olsam da incelemenin sonunu “Çünkü DRUDKH her türlü iyidir, ama eski DRUDKH bir başka iyidir. Çok acayip bir şeydir” diye bitirmiştim.
Bunu deme sebebim, DRUDKH’un ilk yedi albümünün muazzam bir seviyede olması ve grubun tıpkı ENSLAVED gibi, “Blackwater Park”a kadarki OPETH gibi hep çok üst düzey bir istatistik tutturmasıydı. DRUDKH resmen ülkesinin doğasını ve kültürel geçmişini notalara döküyor; albüm kapaklarında gördüklerimizi ses yoluyla bize ifade ediyordu. “Всі належать ночі”yi defalarca dinledikten sonra rahatlıkla söyleyebilirim ki DRUDKH 2009’daki “Microcosmos”tan bu yana ilk kez ilk yedi albümüyle aynı klasmanda değerlendirilebilecek bir albüme imza atmış. “Всі належать ночі”nin DRUDKH’un 2009’dan beri çıkardığı en iyi albüm olduğunu düşünüyorum ve şimdi bunun gerekçelerini sıralamaya başlıyorum.
Öncelikle albümü açan “Нічний” grubun çok uzun zamandır yazdığı en iyi şarkılardan biri. Şarkıyı gecenin karanlığında evimizin bahçesindeki ağaçların dibinde dinlediğimde bile bambaşka hislerle doluyorum ve black metal dünyasının en yetenekli bestecilerinden biri olduğunu düşündüğüm Roman Saenko’nun elinden çıkan riflerin derinliğiyle mest oluyorum. Öyle hemen duygulara kapılan hisli bir sincap değilim ama DRUDKH bazen böyle dokunuyor işte. Saenko sadece üç, dört akorla atmosfer yaratmayı ve ortamı bir anda ormanlık alana çevirmeyi gerçekten çok iyi biliyor. Şarkılar belki pastoral temalardan bahsetmiyor, belki benim onları dinlerken kafamda kurduklarımdan farklı temalar işliyor, ancak bir şekilde insanı doğa ve geçmiş zamanlarla dolu bir kafaya sokmayı başarıyorlar. Bunu yaparken aslında ikinci dalga black metalin standart formüllerinden yararlanıyorlar ve iki notaları tremolo riflerle atmosfer oluşturuyorlar. Baktığımız zaman bu black metal kitabının BURZUM’dan bu yana kullanılagelen en eski numaralardan biri. Ancak o nota seçimleri, akorlarla anlatılan o hikâyeler öylesine derinlikli ki insan ister istemez teslim oluveriyor.
DRUDKH’un fazlaca dillendirilmeyen özelliklerinden biri olan bas gitar ve davul kullanımı “Всі належать ночі”ye de müthiş katkılar yapıyor. Sadece basın duyulur oluşu değil; gitarların arasından kendini belli ettiği nameler, davulun müziğin şiddet ve keder patlamaları sırasında üstlendiği görevler, hepsi de müthiş ustalık kokuyor ve albümü büyüttükçe büyütüyor. Tüm bunlar zaten albümün etkileyiciliğini yeterince artıradursun, “” özelinde esas katkı vokalist Thurios’tan geliyor. Thurios bu albümde -bence- son epey bir albüme göre çok daha içli, inanarak ve tutkulu söylüyor. DRUDKH vokalleri hiçbir zaman öyle yürek parçalayan, feryat figan olmamıştır ama yine de bir şekilde çok hissederek ve hissettirerek söylemeyi başarıyor Thurios.
Bireysel performanslardan bağımsız düşünürsek, albümdeki dört bestede de DRUDKH’un dehasını çeşitli vesilelerle görebiliyoruz. Özellikle esip gürleyen anlarla suların durulduğu anları muhteşem dengelemeyi ve bu sayede her bir yükseliş alçalışın daha etkileyici olmasını başarmışlar. Bazı anlar var ki, gelecek şeye kendinizi hazırlamanıza hatta daha ilk dinleyişte gelecek şeyi tahmin etmenize rağmen yine de hazırlıksız yakalanmışçasına en derinlerinizden vuruluyorsunuz. Örneğin ikinci şarkı “Млини”nin 6.15’te başlayan ve uzun uzun devam eden melodik rifi. Grup elemanlarının enstrümanlarını çalarken sergiledikleri eforu, döktükleri teri, gözlerindeki adanmışlığı düşününce bile insanın kopup gidesi geliyor. Bazen sakin bir anın ardından grup tüm silahlarıyla saldırıyor, tansiyonu yükseltiyor. Tamam yeter öldüm dediğiniz anda ise o ana kadar susan vokal kendini yırtarak haykırıyor ve esas o zaman öldüğünüzü anlıyorsunuz. Bu böyle sürüp duruyor. Başlangıçta “ilk şarkı diğerlerinden önde” derken sonra “ilk iki şarkı diğer ikisinden önde” demeye başlıyor, birkaç dinleme sonraysa kendinizi “dördünü de birbirinden ayıramıyorum” derken buluyorsunuz. En azından bana böyle oldu. Çok da güzel oldu.
Sene başından bu yana çıkan iyi ve çok iyi black metal albümlerini düşündüğümde aklıma WIEGEDOOD, DEATHSPELL OMEGA, ULTHA, GAEREA, ASHENSPIRE, INEXORUM geliyor. Evet, sanırım bu yıl beni gerçekten etkileyen black metal albümleri bunlardı. Tabii bir de DRUDKH var. Bana kalırsa DRUDKH “Всі належать ночі” ile yılın en iyi birkaç black metal albümünden birine imza atıyor ve 20 yıllık tarihindeki en güzel işlerinden birini ortaya koyuyor. Yazıda da belirttiğim gibi 2009’da çıkan “Microcosmos”tan bu yana dinlediğim en iyi DRUDKH albümü ve çıktığı günden beri kendime bu albümü dinleyecek anlar ve ortamlar yaratarak albümden aldığım zevki artırıyorum. İnsana bunu yaptıran çok albüm yok. Ama işte DRUDKH… DRUDKH gibi çok grup da yok.
Bugün sabah dinleme fırsatı bulabildim ve 40 dakikalık albüm eriyip gitti hiçbir anında sıkmadı. Başarılı bir albüm olmuş Drudkh’ın imza albümlerinden alta kalır bir yanı yok.
Tüm albüm şahane ama özellikle brutal vokaller arasındaki akustik pasajlara bayıldım. Son şarkının beşinci dakikasında giren bir kısım var mesela, enfes.
Drudkh üzmez
Başlıkta “Microcosmos” görmek… I’m sold.
Tam sevdiğimiz o drudkh ayarında olmuş süper bence. 10 puanı bastım gitti
Bugün sabah dinleme fırsatı bulabildim ve 40 dakikalık albüm eriyip gitti hiçbir anında sıkmadı. Başarılı bir albüm olmuş Drudkh’ın imza albümlerinden alta kalır bir yanı yok.
Tüm albüm şahane ama özellikle brutal vokaller arasındaki akustik pasajlara bayıldım. Son şarkının beşinci dakikasında giren bir kısım var mesela, enfes.