Thrash metal son 40 yıldır dalgalı bir trend izleyen metal türlerinden biri. Seksenlerde metalin lokomotifi olan bu alt tür atbaşı grupların başka kafalara kaymasıyla doksanlarda epey bocalamış, sonrasında ise hem retro hem de güncel anlayışlara sahip yeni nesil gruplar tarafından sahiplenilerek/yaşatılarak inişli çıkışlı bir grafik çizmeyi sürdürmüştü.
Günümüzün yeni kurulan thrash metal gruplarına baktığımızda retro olmaktan ziyade eskiden beslenen ancak bunu güncel gerçeklerle yoğurma yoluna giden pek çok grup olduğunu görüyoruz. Thrash metali death metalle, black metalle veya diğer bir türle çeşnilendirmeyen ve saf thrash metale gönül veren genç grupların bu doğrultuda başka türlü bir heyecan yaratmayı başarması ve ilgi çekici bir şeyler sunması gerekiyor.
Bugün metalin ekstrem tarafının son 20 yılda en hızlı gelişen ülkelerinden olan Polonyalı bir thrash metal grubu olan EXUL ile birlikteyiz. Aslında 11 yıl önce kurulan EXUL arada bir dağılmış, uzun aralıklarla 2 demo yayınlayabilmiş ve 2022′ye gelene dek herhangi bir albüm çıkaramamış bir grup. İlk albümleri olan “Path to the Unknown”u 2 hafta önce çıkaran grupla YouTube’da bir anda önüme düşmesi sayesinde tanıştım. Neden bilmem, biraz ilgi çekici bir teması, azıcık çarpıcı bir renk paleti olan albüm kapaklarının içinde ne olduğunu merak eder ve şöyle bir bakarım.
Çok matah bir kapağı olmamakla birlikte, “Path to the Unknown”u da hem old-school logosu hem de “bir bak bakalım nasılmış” diye kulağıma fısıldayan kapağı sayesinde tatmaya karar verdim. Özellikle thrash metal konusunda böyle rastgele önüme düşenler arasından kaliteli gruplar bulduğumda pek bir sevinen, yavşakça bir mutluluk yaşayan bir kişiyim. Bu yüzden EXUL’e de “hadi iyi bir şey çıksın” ümidiyle baktım.
Thrash metalde gerçekten de yapılacaklar zamanında yapıldığından, yeni denemelere epey kapalı bu muhafazakâr türün günümüzde bizleri delirtmesi, aklımızı alması falan -çok nadir istisnalar dışında- epey zor, ne var ki bir şeylerden zevk almayı biliyorsanız hâlâ kaliteli thrash metal yapılıyor elbet. EXUL’un yaptığı müziğe baktığımızda atarlı, gayet gaz, ateş eden bir thrash metal görüyoruz. Başka bir grubun klonu olmaya çalışmıyor olmalarının yanı sıra kimi riflerinde gayet akılda kalıcı, zevk sahibi fikirleri olduğunu da görebiliyoruz. Özellikle açılış şarkısı “Stupidity Regime”in intro kısmından sonra 1.50 gibi gelen rif albümün “ooo hadi bakalım” dedirterek başlamasını sağlıyor.
Gruba referans vermek adına adı anılabilecek grupları düşündüğümde aklıma gelen ilk isim ilk dönem TESTAMENT. EXUL da TESTAMENT’vari bir rif karakterine sahip ve bunu modern bir anlayışla genişleterek thrash metalini çeşitlendirme yoluna gidiyor. Yer yer HEATHEN gibi değişken kafalara giren şarkılar, kimi zaman da EXODUS gibi direkt saldırmayı tercih ediyorlar. Riflerin yırtıcılığına eşlik eden sololar, atarlı davullar ve üstüne de gayet uygun tarzda bir vokal eklenince EXUL dinlemesi keyifli bir thrash metal ortaya çıkarmış oluyor.
Yukarıya bıraktığım şarkının EXUL ve “Path to the Unknown”un geneli açısından iyi bir örneklem olduğunu düşünüyorum. Başındaki epik giriş kısmı bittikten sonra 1.50′de giren rifi duyduğunuzda “ooo iyiymiş” derseniz, albümü de EXUL’u da muhtemelen seversiniz.
Buram buram old-school thrash metal. Kapağından logosuna kadar neyle karşılacağınız az çok belli zaten. Ben çok beğendim. Güzel bir keşif olmuş, teşekkürler Ahmet abi.
Buram buram old-school thrash metal. Kapağından logosuna kadar neyle karşılacağınız az çok belli zaten. Ben çok beğendim. Güzel bir keşif olmuş, teşekkürler Ahmet abi.
Intro çok klişe ama kalanı harbi kritikteki gibi :/