Yıl sonu listeleri, yeni yıldan beklentiler falan derken yılın ilk ayını eritip yok ettik bile. Ne zaman, nasıl Şubat geldi gerçekten insanın asabı bozuluyor. Bunun gibi 11 tane daha olacak ve bir de bakmışsınız 2022’nin hayal kırıklıklarını, 2023’ten beklentilerimizi konuşuyoruz.
Bugün karşımızda Netflix dizilerindeki içerik uyarıları gibi bir albüm var. Şiddet, cinsellik, sakıncalı dil, niceleri… VITAL REMAINS’in son dört albümünde davul, bas, lead gitar çalan; vokal, beste yapan; söz yazan Dave Suzuki tarafından 2011’de kurulan blackened sludge/doom metal oluşumu CHURCHBURN’un son albümü “Genocidal Rite” esasında 2021’in atlanmaması gereken ve özellikle bizim gibi bir sitenin çıkar çıkmaz sayfalarına taşıması gereken bir albümdü.
Her yıl bu tür durumlar oluyor ve bu tarz birkaç albüm sitede yer bulamadan sonraki yılın başlarına kalıyor. Ne mutlu ki müzik son kullanma tarihi olan bir kavram değil ve yeni bir şeyler keşfetmeye aç bir dolu insan var. O yüzden buyurun CHURCHBURN’ün öldürmekten beter eden müziğine.
“Genocidal Rite” ile üçüncü albümüne imza atan CHURCHBURN, korkunç bir gitar sound’u ve daha da yıpratıcı vokaller eşliğinde sunduğu müziğinde black metalin gerginliğine bulanmış rif tabanlı ezici bir sludge metal ile doom metalin nefes aldırmaz buhranını bir arada sunuyor. Sludge metal dendiğinde akıllara gelebilecek blues tabanlı riflere hiç bulaşmayan grup doğrudan kafatası ezmeyi amaçlar bir yaklaşımla püskürtüyor ızdırap ve yıkımla dolu bestelerini.
Albümün ortasına hiç beklenmeyecek şekilde 4 dakikalık gayet huzurlu bir akustik enstrümantal koymaktan da çekinmeyen CHURCHBURN, müziğinin genelindeki pespayeliği, şirretliği yer yer ortaya çıkan gayet akılda kalıcı, melodik lead gitar kullanımıyla dengeleme yoluna gidiyor. Vokallerden ve gitar tonunda beklemeyeceğiniz düzeyde lezzetli ve gerginlikten uzak lead’ler enteresan şekilde müziğin ızdıraplı tarafıyla çok iyi örtüşüyor. Sertliği baltalayıp olayı sulandırmıyorlar, kederli melodiler de çalmıyorlar ama bir şekilde CHURCHBURN müziği içerisinde artı değer oluşturmayı başarıyorlar. Aynı şekilde “Scarred”da görülen türde jilet gibi sololar da müziğin löngür löngür karabasan havası içinde çok güzel parlıyorlar.
Sadece 32 dakika sürüyor oluşunun resmen sinir bozduğu “Genocidal Rite”ın yapmayı amaçladığı ve ulaştığı şeyler düşünüldüğünde belki de tek eksisi bu kadar kısa sürmesi. Albüm fazlasıyla içine çeken ve sürükleyici bir şiddet/perişanlık sunuyor ve yarım saatin ardından tam kıvama gelen dinleyici bir anda albümün bittiği gerçeğiyle yüzleşiyor. “Genocidal Rite”ı her dinleyişimde dinlemekte olduğum şeyin tam tadını çıkarmaya başlarken sona ermekte olmasının gerginliğini yaşıyorum. Normalde “tadını damakta bırakıyor, böylelikle kendisini daha çok sevdiriyor” falan derdim ama bu durumda bence grup albümü cidden fazla kısa tutmuş. Geçen hafta incelediğim FIAT NOX EP’sine bakıyorum, “Genocidal Rite”a bakıyorum, “Genocidal Rite”ın da bir EP’den hallice olduğunu hissediyorum. Bu kadar ezici müziğin biraz daha kanırtması, bıçağı içeride biraz daha çevirmesi gerekiyordu. İlk albüm 38, ikinci albüm 45 dakikaydı; bu neredeyse %50’lik kesinti nedir?
Yine de sorun olacaksa da böyle olsun diyor ve “Genocidal Rite”ı bu tarz müzik sevenlere hararetle öneriyorum. Blackened sludge ve doom metal doğru ellerde cidden son derece güçlü, yıpratıcı, yaralayıcı bir şeye dönüşüyor ve CHURCHBURN de bu kısa sürede bunu çatır çatır yaparak kulaklara kan kusturmayı başarıyor. Karanlığıyla, renkli dokunuşlarıyla son derece dengeli ve olgun bir albüm dinlemek istiyorsanız geçtiğimiz yılın bu ne yazık ki geri planda kalan albümünü atlamayın.
Geçen yıldan neler kaçırmışım diye bakınırken şuna bir bakayayım dedim ama pek beğenemedim, sıkıcı geldi biraz.