# - A - B - C - D - E - F - G - H - I - J - K - L - M - N - O - P - Q - R - S - T - U - V - W - X - Y - Z
Son Haberler
Anasayfa    /    Kritikler
BE’LAKOR – Coherence
| 13.11.2021

Diğer.

2006’da Kanada’daki okulumdan mezun olduktan sonra aklımdan geçen ilk şey bir daha okul okumayacağım, herhangi bir eğitim kurumundan eğitim almayacağımdı. Çalışmaya başlayacak ve hayatıma devam edecektim.

Okuldan hemen sonra çalışmaya başladım ve hayatıma devam ettim etmesine, lakin tarihler Kasım 2021’i gösterdiğinde Açık Öğretim Fakültesi’ndeki 3. diplomamı alma yolunda 4 senelik Türk Dili ve Edebiyatı bölümünü yarılamış durumdayım. 2016’daki bölümümü okurken, bir nevi gelenek veya totemmişçesine, ders çalışırken sadece ve sadece SUMERLANDS’in albümünü ve BE’LAKOR’un “Vessels”ını dinlerdim. Benim için not kâğıtları, ders çalıştığım o L koltuk ve “Vessels” hep bir aradaydı ve adeta albümü o anlara saklıyor, başka zamanlarda dinlemekten kaçınıyordum.

Bugün bu satırları yazmadan birkaç dakika öncesine kadar Türk Dili ve Edebiyatı 3. sınıf vizelerine çalışıyordum ve bu kez kulaklarımda “Vessels” değil, “Coherence” vardı. Belli ki BE’LAKOR ve eğitim benim için bir arada ilerleyecekti. Böyle eğitime can kurbandı.

Kariyerinde 17 yılı geride bırakan Avustralyalı topluluğun ilk albümden günümüze albümleri arasındaki süreyi çok istikrarlı şekilde açtığını görüyoruz. 2007’de “The Frail Tide”la başladıktan sonra bir sonraki albümlerini 2 yıl, bir sonrakini 3 yıl, sonrakini 4 yıl ve bu sonuncusunu da 5 yıl sonra çıkardılar. Bunun sebebi nedir bilmiyorum ancak isimlerini giderek daha fazla duyurdukları düşünüldüğünde bunun enteresan olduğunu kabul etmek lazım. Kendileriyle 2013 yılında yaptığımız röportajda şöyle demişlerdi:

“…hepimizin grup dışında düzenli olarak çalıştığımız işleri var. İlk başladığımızda grubu hep hobi olarak düşündük ama artık onu ikinci işimiz olarak görüyoruz. Şu anda çıktıklarımızdan daha uzun turnelere çıkmadığımız sürece gruptan yaşamımızı sürdürecek kadar para kazanmamız mümkün değil ve şu an böyle bir düşüncemiz de yok. Turları organize ederken çalıştığımız yerlerden yıllık izinlerimizi alıyoruz, o yüzden şu ana kadar bir çakışma sorunu olmadı.”

Aradan geçen 8 yılda her şey BE’LAKOR elemanlarının istediği gibi mi gitti bilmiyorum ama albümler arası aralara bakınca BE’LAKOR’la fırsat bulduklarında ilgilenebildiklerini görmek mümkün. Zaten Avrupa’daki belli başlı festivaller haricinde genelde Avusturalya’da turluyorlar ve o da 6-7 konseri pek geçmiyor. Peki bu durumda tam 5 yıl sonra gelen “Coherence”ta nasıl bir BE’LAKOR görüyoruz gelin ona bakalım.

Öncelikle BE’LAKOR varsayılan olarak iyi bir kimya tutturmuş, ne yaptığını bilen bir grup. Melodik death metal ile progresif death metali bir potada eriten ve ortaya atmosferi de teknik tarafı da üst düzey bir müzik çıkaran gayet dengeli ve güçlü bir grup. Dolayısıyla BE’LAKOR’un herhangi bir albümünde sıçıp batırması zaten pek mümkün olacak bir şey değil. Lakin zaman zaman her grup bir önceki çalışması kadar ışıltılı olmayan, gayet üst düzey olsa da o sihrin eksik olduğu işler ortaya çıkarabiliyor.

“Vessels”ı aşırı fazla seven bir insan olarak “Coherence”i ilk dinleyişimde bu 5 yıllık bekleyişle oluşan hevesin bir miktar kursağımda kaldığını söyleyebilirim. Albümü sabahın erken saatlerinde, ormanlık bir alanda yürüyüş yaparken dinledim. BE’LAKOR’un doğaya yakın duran müzikal karakteri, kapaktaki ağaç kovuğuna benzer figür gibi şeylerle birlikte albümün içine girmem için son derece müsait bir ortamda, buna hazır bir ruh hâlindeydim. Albüm iyiydi, ancak zaten BE’LAKOR iyiydi ve bu yüzden sadece iyi olmakla yetinemiyordum. Sonra, benzer hisleri yaşadığım; yani bir önceki albümünü aşırı sevdiğim için sonraki albümüne ısınamadığım diğer grupları düşündüm ve “Coherence”ı “Vessels”ı tamamen unutarak analiz etmeye çalıştırdım. İçselleştirme noktasında ne kadar başarılı oldum pek emin değilim, ancak ilk dinlemedeki “meh gibi mi acaba?” hissinin üçüncü, dördüncü dinlemeden sonra ortadan kalktığını ve albümün havasına girdiğimi fark ettim. BE’LAKOR’un önceki albümlerinde; “Stone’s Reach”te, “Of Breath and Bone”da, “Vessles”da bu olmamıştı. O havalara kendinden girilmişti, o şarkılar ilk andan sevilmişti. “Coherence” bu açıdan benim için biraz çaba göstermek durumunda kaldığım bir albüm oldu ama nihayetinde konumlanması gereken yere büyük ölçüde konumlandı.

“Coherence” BE’LAKOR’un sahip olduğu her şeyi önümüze serdiği, eteğindeki tüm taşları döktüğü bir diğer albüm. Bu “diğer” ifadesi belli bir açıdan bakıldığında olumsuz bir intiba yaratabilir; albümün grup adına bir mihenk taşı değil de diskografideki herhangi bir adım olduğu izlenimini uyandırabilir. Ancak “Coherence” elbette ki bu şekilde özetlenip geçilecek bir albüm değil. İçerisinde gayet akılda kalıcı melodiler, akıllıca kurgulanmış şarkı yapıları, ustaca geçişler var ve hepsi de ne yaptığını sonuna kadar bilen bir grubun elinden çıktıklarını hissettiren unsurlar. Albümdeki atmosferin belli oranda “Vessels”a yakın durduğunu düşünsem de bence “Vessels”ın o açıdan daha kendine özgü bir havası vardı. “Coherence”ta BE’LAKOR’un biraz daha “rifler ve melodiler geçidi” şeklinde takıldığını ve akılda kalıcılıktan ve bütünlükten ziyade yazdıkları güzel bölümleri tören alayı gibi önümüzden geçirdiklerini hissediyorum. Albümde AT THE GATES’e yanlayan yırtıcı rifler de var BORKNAGAR’ın “Origin” albümünden fırlamış gibi duran bölümler de. Her yerden bir rif, bir melodi, bir akustik gitar pasajı fışkırıyor ve bir araya geldiklerinde de dinleyiciyi doyuran bir şey çıkıyor.

Bu doyuruculuk bir açıdan gayet tatmin edici olsa da uzun ömürlülük noktasında nasıl bir yerde duracak, orasını zaman gösterecek. Grubun önceki albümlerini ara ara hiç sıkılmadan dinleyen bir BE’LAKOR dinleyicisi olarak “Coherence” için aynı şeyi şimdiden rahatlıkla söyleyemiyorum ve “bekleyip göreceğiz” diyorum. Bu belki haklı çıkmak istemediğim şekilde sonuçlanacak ve bundan yıllar sonra BE’LAKOR dinlemek istediğimde elim “Coherence”a o kadar da istekli gitmeyecek, belki de albümün bu kısmen nazlanarak kendini sevdirmesinin sebebi olan yaş alarak olgunlaşma durumu ortaya çıkacak ve ben “Coherence” neymiş be diyeceğim, albümü daha da çok seveceğim.

Bekleyip göreceğiz.

BE’LAKOR çok iyi bir grup ve “Coherence” da iyi bir albüm. Belki beklediğim kadar çarpıcı değil, belki heyecan dozu bu 5 yılın yarattığı beklentinin biraz altında kalıyor, ancak sonuçta bahsettiğimiz grup BE’LAKOR ve nasıl şeyler yapabildiklerini yıllardır görüyoruz; “Abeyance”ıyla, “Remnants”ıyla, “Venator”uyla, “An Embers’s Arc”ıyla, “The Smoke of Many Fires”ıyla yıllardır coşuyoruz. Umarım yıllar sonra “Valence”, “Foothold”, “Hidden Window” için de aynı şeyleri söyleriz.

7,5/10
Albümün okur notu: 12345678910 (7.86/10, Toplam oy: 37)
Loading ... Loading ...
etiketler:
  Albüm bilgileri
Çıkış tarihi
2021
Şirket
Napalm Records
Kadro
George Kosmas: Vokal, gitar
Shaun Sykes: Lead gitar
John Richardson: Bas
Steve Merry: Klavye, piyano, sample'lar
Elliott Sansom: Davul
Şarkılar
1. Locus
2. The Dispersion
3. Foothold
4. Valence
5. Sweep of Days
6. Hidden Window
7. Indelible
8. Much More Was Lost
  Yorum alanı

“BE’LAKOR – Coherence” yazısına 14 yorum var

  1. enemyofgod says:

    Bu albüme aşık oldum. Böyle durup dururken aklıma geliyor gülümsüyorum. Sonra açıyorum bir Foothold mutluluk hormonlarım tavan yapıyor.

    9/10

    Be’lakor <3

  2. Opethsevenbiri says:

    Ben çok beğendim. Hatta normalde Be’lakor albümlerinde bir iki tane diğerleri kadar sevmediğim şarkılar olur ama bundaki her şarkıyı aşırı seviyorum şu an. Distografide yeri ne olur zaman gösterir ama şu an benim için yılın alnümlerinden.

  3. Rashid says:

    Garip bir albüm olmuş. Açıkcası ne kadar dinlesem de albümün ne anlam verdiğini bir türlü anlayamadım. Yani ne yapmak istiyorlardı, neden bu albüm var karşımızda tarzı sorularıma bir türlü cevap bulamadım. Şarkılar arası mı kopukluk var yoksa şarkılar kendi içlerinde mi bir bütün oluşturamıyor, çıkamadım işin içinden kısacası. Ha albüm genel olarak gayet iyi ama Be’lakor’un seviyeyi arşa çıkardığı bir zamanda otomatikman beklenti de bir o kadar yüksek oluyor.

  4. Bedirhan says:

    Kritiği okurken bile kafamda From Scythe to Sceptre çalıyordu, öyle diyeyim… Ama yine de bastım 8′i.

  5. Dysplasia says:

    Bu adamların 12/8′likle yapacaklarının sınırı yok sanırım.

    Bence Vessels’tan daha bütünlüklü bir albüm. Onun kadar parlak fikirler, melodiler yok belki ama albüm de şarkılar da akıp gidiyor. Valence direkt kendini gösteriyor ama albümü kapayınca Locus da loblar arasından kendini çıkarıyor mesela.

  6. Noumena says:

    Albümü bir süredir döndürüyorum. Belakor yeryüzünde en sevdiğim gruplardan biri. Her albümünü, her şarkısını bildiğim nasir gruplardan. AMA ne yazık ki Coherence’i heyecansız karşıladım. Bunun bende iki ana sebebi var: 1- Muhtemelen plak şirketinin aldığı karar olarak düşündüğüm gereğinden fazla single ile çıkış yapmaları. 8 parçalık bir albümden 3 single çıkardılar, geriye kalan 3 parça da enstrümental olunca albümde sadece ilk ve son şarkı kaldı, bu da albümün gazını düşürdü. 2- Hidden window single’ının altına da yazmıştım; Belakor’un en önemli marifeti melodik death metal ile progresif anlayışı müthiş sentezliyorlardı ancak bu albümde işin melodik death kısmına daha çok eğilinmiş, bu da türdeş birçok grubu akla getiriyor dinlerken. Özellikle Insomnium, enstrümental parçalar çok iyi olsa da Shylmagoghnar etkisi bariz. Bu eksikliklere rağmen kötü bir albüm diyemem, özellikle Valence ve Locus çok iyi ve akılda kalıcı

    7/10 veriyorum

  7. ozzy says:

    7.5 az yalnız başkan ,8 de netleşelim.

  8. countless skies says:

    Yazıldığı gibi bir Vessels olmasa da fena bir albüm olmamış. Çok keyif alarak dinlediğim yerler de oldu ancak çok sıkıldığım yerler de. Mesela giriş şarkısı Locus müthiş bir parçayken son şarkı Much More Was Lost’u dinlerken aşırı sıkıldım mesela. Neyse biz Countless Skies’tan devam :) 7/10 verirdim ben de bu albüme.

    countless skies

    Enstrümantal şarkıları dinlerken de genel itibariyle sıkıldım baya, onu da belirteyim. 7/10′u Be’lakor olduğu için veriyorum. Başka grup olsa 7 çıkmazdı benden.

  9. otaliptus says:

    Bu albumun benim nezdimde tek eksigi (gercekten) temaya uyan, patlayiciliga sahip bir hit.

    Stone’s Reach’te Venator, Of Breath and Bone’da Abeyance & Fraught, Vessels’da An Ember’s Arc… Bu albumde bu tanima uyan bir parca var mi… yani o kadar acik degil. Ben bulamadim dinlerken. Sarkilarin her biri kendi basina harika, album de cok guzel, ama yukaridaki tanima uyan parca yok.

    Bu arada Much More Was Lost acik ara bu sene dinledigim en iyi sarkilardan, onu ayri tutuyorum. Gercek bir sanat eseri. Esasinda album de cok cok iyi fakat dedigim gibi, that one hit…

    Entel Feridun modunda solid 8.5 albumu. Umarim bu citayi hic dusurmezler Aussieler.

    otaliptus

    Bu albumun herhangi bir eksigi yok. Yukaridaki commenti kuzenim yazmis.

    Patlayici sarki arayan defolup gitsin yeni In Flames albumunu dinlesin.

    Kusursuz bir album.

    Saygilar.

  10. Emre Görür says:

    Resmen “yapmış olmak için yapılmış” bir albüm. Ne bundan ne de yeni Hypocrisy albümünden zevk alabildim.

  11. Kastaga says:

    bu albümü sevmeye başladım, hatta öyle böyle değil, sabaha kadar dinleyeceğim.

  12. Dorukhan says:

    Much more was lost nasıl bir grower oldu şaheser benim için

Yorum Yazın

*

"Yaptığım yorumlarda fotoğrafım da görüntülensin" diyorsan, seni böyle alalım.
Pasif Agresif, bir Wordpress marifetidir.