Oğuz Sel

İki ay önce yaptığı sokak röportajı nedeniyle, dün itibarıyla işten çıkarılan Getir kuryesi kardeşin röportaj videosundan:

“Leş gibi abi ekonomi. Bak ben günde 14 saat çalışıyorum. 14 saat çalışıyorum abi. Neden 14 saat çalışıyorum? Para yok! 14 saat çalışmasam, asgari ücret alacağım. Asgari ücret almamak için 14 saat… Bazen diyorum ki ‘Boş ver parayı,’ diyorum. ‘Biraz da sosyal hayat önemli,’ diyorum. Sosyal hayatı şey yapınca bu sefer de cebime para girmiyor. Ha diyorum ‘Para önemli, çalışayım 14 saat varsın olsun,’ diyorum çalışıyorum. Sosyal hayatım olmuyor. Abi eve gidiyorum, uyuyorum, geliyorum çalışıyorum, eve gidiyorum, uyuyorum. Geliyorum çalışıyorum, eve… Annemin babamın yüzünü göremiyorum. Gittiklerinde uyumuş ol… Ya robot ne? Bir gayem yok ya. Bak şurada bir yerde araba çarpsın bana, öleyim. Allah belamı ver… Bak bunu samimi söylüyorum, ‘Niye öldüm lan dur yaşayacaktım!’ demem ya vallahi de demem billahi de demem. Bir tane kız arkadaşım vardı. O da bitti gitti. Bir gayem yok, amacım yok. Ben, bunun için mi geldim dünyaya? Çalışmak için mi sadece abi?

‘Tatile ne zaman gittin?’ sorusuna yanıt olarak: Gidemedim, bu sene gidemedim, geçen sene de gidemedim, evvelki sene de gidemedim, en son 2017’de gittim Allah belamı versin ki.

Zaten 2014’e kadar ekonomi iyiydi, ondan sonra bozdular. Ekonomi iyi diye kimse kimseyi kandırmasın. Ekonomi berbat. Leş gibi ekonomi. Hani ‘Açız!’ deyince ‘Telefonunu çıkar!’ diyorlar ya, telefonumu da çıkarırım bak. Bunu da kaçak getirdim. Dolar olmuş o kadar, Euro olmuş o kadar. Ben yalan konuşmayı sevmem, benim geçen sene 30 bin lira kadar birikmiş param vardı. Bir araba alayım dedim. Geçen sene almadım, halt yiyecek gibi almadım. Bu sene arabalar olmuş 80, 90, 100 milyar. Nasıl ekonomi iyi oluyor? Ha bunun ismi enflasyondur işte, bunun ismi alım gücüdür. Bak ben geçen sene alabiliyordum 30 bin liraya ya. Şimdi ufak tefek bir arabayı alamıyorsun abi. 70, 80, 90 bin lira. Dedeme de buradan selam olsun, dedem bana diyor ki ‘Nankör’ diyor, ‘Vatan haini’ diyor vallahi bak.

Eskiden alım gücü varmış abi. Benim dedem bana diyor ki ‘Vatan haini’. Bunu diyen adamın iki tane hatlı dolmuşu var ve bu hatlı dolmuşu çalışarak almış. Oraya buraya ırgatlığa gidermiş.

Çevredeki vatandaşa hitaben: Ya söyle bana, alabiliyor muymuş çalışarak? Sen soruma cevap ver, 14 saat çalışıyorum günde. Biriktirdiğim parayla hatlı dolmuş alabilir miyim, alamaz mıyım? Zamanında alım gücü varmış, bu enflasyondur, şimdi alamıyoruz işte. Alım gücü bu abi. Bak babamın C plakaları var. Bu da n’apmış biliyor musun? Annemin örgüleriyle, annem patik örmüş sağa sola; biriktirmiş, C plaka almış. Şimdi C plaka 750-800 bin lira.

Ortama zuhur eden yaşlı, kurye kardeşe sorar: BUBAYIN TİLİFONU VAR MIYIDI? BUBAYIN… YA VAR MIYIDI?”

Yunan black metal grubu Sørgelig bu EP’yi; hapishane hücrelerinde tek başına ölenlere, günde 12 saat çalışanlara ve hayatın acımasız gerçekleriyle mücadele edenlere ithaf ediyor.

Ama bilmiyor ki bazı üçüncü dünya ülkelerinde insanlar, 14 saat çalışsalar dahi işverenlerine yaranamıyor ve yaptıkları basit bir sokak röportajıyla işsiz kalabiliyor.