# - A - B - C - D - E - F - G - H - I - J - K - L - M - N - O - P - Q - R - S - T - U - V - W - X - Y - Z
Son Haberler
Anasayfa    /    Kritikler
HATE – Rugia
| 20.10.2021

Black metal ve death metalin kapı önlerine taşan, apartmanı ayağa kaldıran kavgalı evliliği.

Bugün Polonya’nın önemli isimlerinden olan HATE’in yepisyeni albümü “Rugia”yı konuşacağız. “Rugia”, Baltık Denizi’nde yer alan ve günümüzde Almanya’ya ait hatta Almanya’nın en büyük adası olan Rügen Adası’nın Batı Slav dillerinin Leh kümesinin bir lehçe grubu olan Pomeranca dilindeki adı. Burası yüzyıllar önce dinî açıdan önemli bir merkezmiş ve meşhur Arkona Tapınağı’nın (günümüzde “Jaromarsburg” olarak da biliniyor) da yer aldığı; Batı Slav Paganizminin son kalesiymiş. Buradaki pagan topluluklar o dönemde Hıristiyan Leh prenslerine ve kralına düşmanmış.

Bu durumun allahsız kitapsız bir blackened death metal grubunun ilham alması için gayet müsait olduğunu söylememe gerek yok sanırım. Avrupalı gruplar da iyi yere dükkân açmış harbiden. Kıtanın dört bir yanından pörtleyen kadim yerleşimler, garip garip kültler, Hıristiyanlık hegemonyasıyla mücadele eden türlü türlü kabileler, şunlar bunlar ve metal icra ediyorsanız ekmeğini yiyebileceğiniz bir sürü tarihsel, kültürel olay. Kıyaaak.

1990’da kurulan ve esasında Polonya’nın en köklü gruplarından biri olan HATE’in yeni albümüyle ilgili ilginç detaylardan biri, ilk 6 albümünde yarım saatin biraz üstüne süreleri olan albümler çıkaran ve 2010’daki “Erebos”la birlikte 45 dakika ile 1 saat arasında yapıtlar sunan HATE’in “Rugia” ile birlikte tekrar yarım saatlik albüm şablonuna dönmüş olması. Şahsen bu durumu olumlu karşılıyorum. Günümüzün en popüler türlerinden biri olan blackened death metal içerisinde kendini tekrarlayan şarkıların olduğu 1 saatlik bir albüm dinlemektense, rafine fikirlerin heyecanı yüksek tutacak şekilde 30-40 dakikalık bir pakette sunulması bence çok daha mantıklı.

“Rugia” da zaten tam da bu şekilde bir albüm. 36 dakikalık süresi boyunca nefes aldırmayan ve HATE’in 30 yıllık deneyimini gözler önüne seren bir adrenalin kumkuması. Bu albüm öncesinde, Polonya’daki tüm ekstrem gruplarda çalan 7 yıllık davulcusu Pavulon’la yollarını ayıran HATE, 1998 doğumlu Nar-Sil’i saflarına katarak takımda gençleşmeye gitmiş. Bununla da yetinmeyen esas adam Adam Buszko, Tiermes adlı arkadaşı da grubun basçısı yapmış ve Mortifer’ın ölümünden sonra kalıcı bir basçı almayan HATE yıllar sonra tekrar 4 kişilik bir gruba dönüşmüş.

“Rugia”yla ilgili söylenmesi gereken esas noktalara geldiğimizde, bir önceki albüm “Auric Gates of Veles”te death metal/black metal dengesini belirgin şekilde black metal tarafına yatıran HATE’in bu albümde dengeyi tekrar ortaladığını, hatta death metal karakterinin daha baskın hâle geldiğini görüyoruz. Bu açıdan bakınca “Auric Gates of Veles”in zehirli ve yırtıcı karakterine kıyasla “Rugia”da daha ezici ve heybetli bir müzik var. Bu tamamen zevk meselesi; death metal de black metal de çocuğum gibi o yüzden “HATE’imi şu türlü tercih ediyorum” gibi bir tercihte bulunmama gerek yok. “Exiles of Pantheon”, “Awakening the Gods Within” gibi şarkılarda black metal havası ve teknik özellikleri daha belirginken, “Saturnus” veya “Velesian Guard” gibi şarkılarda ise death metal cephanelikleri ağırlıklı olarak kullanılmış.

Bu türü icra ediyorsanız kullanmaktan kaçınamayacağınız kimi tekniklerden ötürü müziğin yer yer BEHEMOTH’a fazlaca benzediği anlar yok değil. Lakin bu bir öykünme değil, türün karakteristik özellikleri gereği gerçekleşen bir durum. Aynı durumu bir sonraki BEHEMOTH albümünü incelerken “müziğin yer yer HATE’e fazlaca benzediği anlar da yok değil” şeklinde de sunabilirim.

Karşınızda bu işi 30 yıldır yapan bir grup olunca, yapılan işi dinlemekte de incelemekte de zorlanmıyorsunuz. Adamlar “Budur. Buyurun.” diye önünüze koyuyorlar ve size de dinlemek, özümsemek ve tahlil etmek kalıyor. “Rugia” HATE’in genel olarak ortalamanın üstünde seyreden diskografisinin gayet başarılı parçalarından biri ve “Auric Gates of Veles” ile birlikte “Solarflesh: A Gospel of Radiant Divinity” sonrasında çıkan en iyi iki HATE albümünden biri. Şaheser falan değil, tıpkı bir önceki albümde olduğu gibi “Lux Aeterna” veya “Erebos” ayarında “HATE klasiği” denebilecek şarkılar konusunda pek de parıldamıyor, lakin black metal ve death metalin kapı önlerine taşan, apartmanı ayağa kaldıran kavgalı evliliğini seviyorsanız “Rugia”yı da sevmeniz kuvvetle muhtemel.

7/10
Albümün okur notu: 12345678910 (7.22/10, Toplam oy: 18)
Loading ... Loading ...
etiketler:
  Albüm bilgileri
Çıkış tarihi
2021
Şirket
Metal Blade Records
Kadro
ATF Sinner: Vokal, gitar
Domin: Lead gitar
Tiermes: Bas
Nar-Sil: Davul
Şarkılar
1. Rugia
2. The Wolf Queen
3. Exiles of Pantheon
4. Saturnus
5. Awakening the Gods Within
6. Resurgence
7. Velesian Guard
8. Sun of Extinction
9. Sacred Dnieper
  Yorum alanı

“HATE – Rugia” yazısına 9 yorum var

  1. Ümit Duran says:

    Buradan ATF Sinner Beyefendi’ye bir sitemim var! Velesian Guard parçasının 2:00-2:03 arasındaki o tansiyon yükselten rifften sonra öküzlemesine yardırmalı bir bölüm gelmesi gerekiyor be Abicim. Öyle basit bir pasaj rifine niye giriyorsunuz gerilim verdikten sonra. Bodoslama dalın gitsin. Kaç gündür hayıflanıp duruyorum. Müzisyenlik öyle basit bir şey değil, sizin sorumluluklarınız var bize karşı. Gösterip vermiyorsunuz.

  2. eyemaster says:

    kritkler güzel de, direk mevzuya girin bence.ilk 3 paragrafı okumuyorum genelde.1990′da leprosy dinlemiş bir abiniz olarak yani… başarılar.

  3. Noumena says:

    Auric Gates of Veles ile de oldukça haşır neşir olan ben bu albümü daha başarılı buldum sanki. Şarkılar daha bir direkt, yüzüne bir patlatıp bitiveriyor hemen. Black sularına daha çok eğilmeleri bence doğru bir hamle. 8/10

  4. Rashid says:

    Önce “Auric Gates of Veles”, şimdi de “Rugia”. Metal Blade yaramış gruba. İkidir vura vura gidiyorlar. Tek nefeste iki kez dinledim ve büyük bir keyif aldım. Üçüncü de gelirdi ama zaman yetmedi. Ahmet abinin de dediği gibi bu albümde bu sefer daha heybetli bir hava var. Baştan sona ne yapmak istedikleri belli. İlk şarkıyı beğenmediyseniz gerisine hiç bakmayın tarzı albümlerden. Şimdi düşünüyorum da son 10 yılda falan Polonya’lı gruplar olmasa Black/Death Metal türleri baya bildiğin öksüz kalırmış.

  5. Erhan says:

    Albümü dinlerken 3′üncü şarkıyı bitirdiğinizde 4′üncüye geçmeden en az iki kere daha dinleyin. İyice vursun kafanıza.

  6. Erhan says:

    Evin içinde yatak odasi ve oturma odası arasında maraton yapıyorum. Albüm biter bitmez kendimi camdan aşağı atacağım.

  7. deadhouse says:

    Ahmet Saraçoğlu’nun 7 verdiği albümleri önemsiyorum.

    Erhan

    @deadhouse, 7 versek onemsiyorsun 8 versek her albüme 8-9 verdin diyorsun. Kaç verelim reis? 3 falan mı :D

    deadhouse

    @Erhan, Estağfurullah. Ben bu sitede yazılan her kritiği önemsiyorum. Eğer bana hitap ediyorsa puan önemli değil. Genelde sen ve Ahmet abi puan konusunda cömert olduğunuz için az puan verdiğiniz albümler de ilgimi çekiyor. Bazen frekanslar farklı işliyor olabilir. Senin 6 verdiğin bir albümü çok beğenebilirim. 9 verdiğin albümü de vasat görebilirim. Bu doğal. Sen yazmaya devam et. Üretkenliğin için de tebrik ediyorum.

Yorum Yazın

*

"Yaptığım yorumlarda fotoğrafım da görüntülensin" diyorsan, seni böyle alalım.
Pasif Agresif, bir Wordpress marifetidir.