Son albümü “Vile Nilotic Rites“ı 2019′da çıkaran death metalin kumlu sesi NILE yeni albümü “The Underworld Awaits Us All“u 23 Ağustos’ta çıkarıyor.
Detaylar şöyle.
1. Stelae of Vultures 06:19 2. Chapter for Not Being Hung Upside Down on a Stake in the Underworld and Made to Eat Feces by the Four Apes 03:50 3. To Strike with Secret Fang 01:58 4. Naqada II Enter the Golden Age 05:27 5. The Pentagrammathion of Nephren-Ka 01:18 6. Overlords of the Black Earth 04:44 7. Under the Curse of the One God 04:45 8. Doctrine of Last Things 04:39 9. True Gods of the Desert 07:08 10. The Underworld Awaits Us All 08:36 11. Lament for the Destruction of Time 04:50
“Under the Curse of the One God” yayınlandı.
“To Strike with Secret Fang” de yayınlandı.
İlk single “Chapter for Not Being Hung Upside Down on a Stake in the Underworld and Made to Eat Feces by the Four Apes” de klibiyle yayınlandı.
10. albüm vay be şanlı Nile’ım benim, kıymetlim ❤️ Umarım Nile şanına ve asaletine yakışır bir albüm olur. Karl abi bizi Abu Simbel tapınağına götürüp, uçsuz bucaksız çöllerde silk.
Son açıklamaya bakılırsa baştan sona blast beat ve filler davullar içeren, aşırı teknik rifflerle dolu, hissiyatı ve atmosferi olmayan bir Nile albümü geliyor.
Tamam hacı, çok iyi çalmıştır, çalmışsınızdır, doğrudur, sıkıntı yok. Mix, mastering konusunda da ‘Those Whom the Gods Detest’ ayarında bir iş yaparsanız sevinirim. Hadi koçum, bi zahmet. Teşekkürler.
Çok eskilere dönüp “The Pentagrammathion of Nephren-Ka” diye kısa bir intro koymuşlar, o yüzden onun ardından gelen “Overlords of the Black Earth”ü ekstra merak ediyorum. O “Nephren-Ka” beni hafiften bi ıslattı.
38 albümdür Mısır teması iyi hoş ama Karl reis biraz da Göbekli Tepe, Karahan Tepe, Boncuklu Tarla’ya falan el atsa; orada da var kozmik ayinler, tapınak kültleri falan, hem de piramitlerden 6K yıl daha eski.
Yap bi güzellik başlat şu metal turizmini, Şanlıurfa bi kendine gelsin.
@Ahmet Saraçoğlu, son yıllarda neolitiğe acayip sardım ben de. Eskisi gibi çılgınca kitap okuyacak vaktim/enerjim de olmadığı için tam YouTube enteli oldum mecburen. Heralde kazı başkanlarının falan izlemediğim sunumları kalmamıştır. Onlara bakınırken Karahantepe’nin kendince rekonstrüksiyonunu yapan şu adama denk geldim. Başka benzer videoları da var, güzel kafa yoruyor:
@hysteresis, hemen bakacağım. O zaman The Prehistory Guys’daki iki abinin Göbekli Tepe’ye ilk gittiklerinde sahaya bakıp ağlamaklı olduklarını falan izlemişsindir. İnanılmaz etkileniyor adamlar.
İki tane de sorum var, ilki genele ikincisi sana:
1. Arkadaş o yaban domuzunu nasıl o kadar detaylı yaptınız ve bunca yıl nasıl sapasağlam kaldı…
2. Karahantepe’de bulunan adam heykeli neden çükünü tutuyor?
@Ahmet Saraçoğlu, haha izlemez olur muyum. Kendimiz gitsek giremeyeceğimiz yerlere girmiş kadar oldum izlerken. İngilizler yapıyor bu sporu.
Bu dönemle ilgili ne söylesek spekülasyon olacak tabii. Benzer bir çükünü tutan adamı Sayburç’taki rölyefte de görüyoruz. Sağında solunda hayvanlar var ama onlar iki boyutluyken adam üç boyutlu yapılmış. Yine “Urfa Adamı” olarak bilinen heykelde de benzer bir duruş var. Belki bereket için, belki koruyucu olarak, belki de ilk atayı temsilen böyle yapmışlardır.
Diğer bir ilginç benzerlik de “balbal” diye bildiğimiz heykellerin ve sonrasında gelen Türk hükümdar çizimlerinin ellerini önde kavuşturup bir içecek kabı vs. tutması. Alakalı mıdır bilmiyorum tabii ama bana ilginç geliyor. Şurada da farklı coğrafyalardan benzer örnekler verilmiş: https://tarihvearkeoloji.blogspot.com/2020/12/scythians-and-turks-stone-statues.html?m=1
Tabii tek parça kayadan heykel yapan birisinin elleri kolları en rahat şekilde göstermesinin yolu bu olduğu için de bu üslup farklı zaman ve mekanlarda bağımsız olarak ortaya çıkmış olabilir. Sayfalarca spekülasyon yaparım ama bu kadar yetsin :)
Sabah 06.30’da sıfır uykuyla 8 saatlik şehirler arası yola çıktım. Normalde hiç uyumadan bu kadar uzun araç kullanmam ama uyuyamadım, mecburen öyle çıktım. Neyse kısa sürede kendime geldim, şu an yolu yarılamış sayılırım. Yola çıkar çıkmaz albümü açtım. İlk dinlemede “True Gods of the Desert”ın Morbid Angel worship’liği yok etti beni. Çok gaz olmuş, bayıldım.
Albüme bak albüme. Götüme 15 metrelik firavun bastonu girmiş gibi albüm. Kleopatrayla fingirdeşip üzüm ve nektar yiyip şarap içerken kölelerin palmiyeyle siki taşşağı serinletmesi gibi albüm. Hey yavrum hey.
2005 yılından beri yaptıkları en iyi albüm deme ihtimalim var. Gerçi arada ‘Those Whom the Gods Detest’ gerçeği var ama onu ciddi seviyede zorluyor bu albüm. Benzer düşüncede yalnız olmadığımı umuyorum. Öyle böyle sikmemişler çünkü. Olacak iş değil.
‘To Strike with Secret Fang’ senenin en iyi parçalarından biri. 00:22 de yapılan bir geçiş var, ara ara tekrarlanıyor. Aklımı yitiriyorum aq olacak beynimde acayip bir noktayi tetikliyor. Marcelo Bielsa gibi çömelerek dinliyorum. Olacak iş değil.
10. albüm vay be şanlı Nile’ım benim, kıymetlim ❤️ Umarım Nile şanına ve asaletine yakışır bir albüm olur. Karl abi bizi Abu Simbel tapınağına götürüp, uçsuz bucaksız çöllerde silk.
Yağdır mevlam <3
Abooowwwww… çok boyunlar beller incinicek çok kafalar yarılcak. Çok canlar yanacak…
Gönder gelsin karl reis…
10. Albüm şerefine dallas’ı geri çağırın gelsin la. Yeni albüm onsuz tat vermedi bu da vermeyecek o yüzden =/
Dallas’ı geri istiyoruz. Albüm kapağına firavun kapağı yapın Dallas’ı. Yeterince özel olur.
Valla hala heyecanlanıyorum ama siz yine de biraz özen gösterin.
Son açıklamaya bakılırsa baştan sona blast beat ve filler davullar içeren, aşırı teknik rifflerle dolu, hissiyatı ve atmosferi olmayan bir Nile albümü geliyor.
Piramitleri de insanlar yapmadı zaten. Siz de insan değilsiniz. Gönderin gelsin.
gerçek insan ne demek la, gerçek islam gibi bir şey mi.
hastasıyım böyle gravdan açıklamaların.
Tamam hacı, çok iyi çalmıştır, çalmışsınızdır, doğrudur, sıkıntı yok. Mix, mastering konusunda da ‘Those Whom the Gods Detest’ ayarında bir iş yaparsanız sevinirim. Hadi koçum, bi zahmet. Teşekkürler.
Çok eskilere dönüp “The Pentagrammathion of Nephren-Ka” diye kısa bir intro koymuşlar, o yüzden onun ardından gelen “Overlords of the Black Earth”ü ekstra merak ediyorum. O “Nephren-Ka” beni hafiften bi ıslattı.
Oyş. Daha şimdiden “suda yaşayandan koruyan büyüyü ihtiva eden muska” ile birlikte favorim oldu.
Mesajınızı aldım, tüm sevdiklerime yolluyorum 🙏🙏🙏
Yapay zekanızı sikeyim. Kapağın rezilliğine gel
Sanırım Brian artık gitar işlerini üstlenmiyor, acaba konserlerde nasıl yapıcaklar? Dallas’ı sevsemde bu adamın vokallerinin yırtıcılığı inanılmaz
Karl Sanders kahvaltıda 2 kg Dallas Steak yiyor.
Yongbi maymun zindanı
Şarkı adı gene 255 karakter sınırını geçememiş.Olmadı Nil’cim.
2′de 2 gidiyorlar mis gibi bir albüm geliyor hazır olun.
Vile Nilotic Rites’ı beğenmemiştim ama bundan çok umutluyum. İki şarkı da canavar.
To Strike with Secret Fang inanılmaz iyi. Nile bu sefer coşturacak.
İki şarkı da çok iyi ya gelsin şu albüm artık.
38 albümdür Mısır teması iyi hoş ama Karl reis biraz da Göbekli Tepe, Karahan Tepe, Boncuklu Tarla’ya falan el atsa; orada da var kozmik ayinler, tapınak kültleri falan, hem de piramitlerden 6K yıl daha eski.
Yap bi güzellik başlat şu metal turizmini, Şanlıurfa bi kendine gelsin.
21.08.2024
@Ahmet Saraçoğlu, son yıllarda neolitiğe acayip sardım ben de. Eskisi gibi çılgınca kitap okuyacak vaktim/enerjim de olmadığı için tam YouTube enteli oldum mecburen. Heralde kazı başkanlarının falan izlemediğim sunumları kalmamıştır. Onlara bakınırken Karahantepe’nin kendince rekonstrüksiyonunu yapan şu adama denk geldim. Başka benzer videoları da var, güzel kafa yoruyor:
https://youtube.com/@eslingerart?si=OopjfZQB4V5v313n
Önümüzdeki aylarda araba kiralayıp kapsamlı bir tur yapmayı planlıyorum.
21.08.2024
@hysteresis, hemen bakacağım. O zaman The Prehistory Guys’daki iki abinin Göbekli Tepe’ye ilk gittiklerinde sahaya bakıp ağlamaklı olduklarını falan izlemişsindir. İnanılmaz etkileniyor adamlar.
İki tane de sorum var, ilki genele ikincisi sana:
1. Arkadaş o yaban domuzunu nasıl o kadar detaylı yaptınız ve bunca yıl nasıl sapasağlam kaldı…
2. Karahantepe’de bulunan adam heykeli neden çükünü tutuyor?
21.08.2024
@Ahmet Saraçoğlu, Yazılı kaynak olmayınca çok giremiyordur belki. Mezopotamya’ya girdi mesela.
Üçte üç. Beklenti zirvede.
@Ahmet Saraçoğlu, haha izlemez olur muyum. Kendimiz gitsek giremeyeceğimiz yerlere girmiş kadar oldum izlerken. İngilizler yapıyor bu sporu.
Bu dönemle ilgili ne söylesek spekülasyon olacak tabii. Benzer bir çükünü tutan adamı Sayburç’taki rölyefte de görüyoruz. Sağında solunda hayvanlar var ama onlar iki boyutluyken adam üç boyutlu yapılmış. Yine “Urfa Adamı” olarak bilinen heykelde de benzer bir duruş var. Belki bereket için, belki koruyucu olarak, belki de ilk atayı temsilen böyle yapmışlardır.
Diğer bir ilginç benzerlik de “balbal” diye bildiğimiz heykellerin ve sonrasında gelen Türk hükümdar çizimlerinin ellerini önde kavuşturup bir içecek kabı vs. tutması. Alakalı mıdır bilmiyorum tabii ama bana ilginç geliyor. Şurada da farklı coğrafyalardan benzer örnekler verilmiş: https://tarihvearkeoloji.blogspot.com/2020/12/scythians-and-turks-stone-statues.html?m=1
Tabii tek parça kayadan heykel yapan birisinin elleri kolları en rahat şekilde göstermesinin yolu bu olduğu için de bu üslup farklı zaman ve mekanlarda bağımsız olarak ortaya çıkmış olabilir. Sayfalarca spekülasyon yaparım ama bu kadar yetsin :)
Şarkının sonundaki sekans heyecanlandırdı.
Bu sound’u elde etmek için yeniçeri askerleri gibi mermer tokatlıyor olmalılar.
Gitarlar baya cılız kalmış. Besteler güzel ama özellikle gitarların kayıt tarafında yine sıkıntı var bence.
Yarın geliyor iki gözümün çiçeği.
Sabah 06.30’da sıfır uykuyla 8 saatlik şehirler arası yola çıktım. Normalde hiç uyumadan bu kadar uzun araç kullanmam ama uyuyamadım, mecburen öyle çıktım. Neyse kısa sürede kendime geldim, şu an yolu yarılamış sayılırım. Yola çıkar çıkmaz albümü açtım. İlk dinlemede “True Gods of the Desert”ın Morbid Angel worship’liği yok etti beni. Çok gaz olmuş, bayıldım.
Albüm taş gibi taş 🔥🔥
Albüme bak albüme. Götüme 15 metrelik firavun bastonu girmiş gibi albüm. Kleopatrayla fingirdeşip üzüm ve nektar yiyip şarap içerken kölelerin palmiyeyle siki taşşağı serinletmesi gibi albüm. Hey yavrum hey.
24.08.2024
@MrSpock42, bu kritik gayet yeterli bir fikir veriyor, sağolasın.
Temmuz ortasında Sharm’da klimalı ortamdan dışarı adım attığımda yüzüme çarpan 40 derece odun fırını sıcaklığı gibi albüm.
Kollias’ı bir yıl karanlık odada çiğ etle beslemişler, yaşlısın lan sen hayvan herif.
Albüm inanılmaz olmuş; ilk dinleyişte bu kadar beğendiğim bir Nile albümü olmamıştı sanırım. Yeni kan, taze kan hakikaten acayip iyi gelmiş Nile’a.
2005 yılından beri yaptıkları en iyi albüm deme ihtimalim var. Gerçi arada ‘Those Whom the Gods Detest’ gerçeği var ama onu ciddi seviyede zorluyor bu albüm. Benzer düşüncede yalnız olmadığımı umuyorum. Öyle böyle sikmemişler çünkü. Olacak iş değil.
2020’deki SODOM albümü neyse, bu albüm de 2024 için aynı ‘şey’.
Those Whom the Gods Detest’le yarışır. Çıktığından beri en az iki kere dinlemediğim gün olmadı.
‘To Strike with Secret Fang’ senenin en iyi parçalarından biri. 00:22 de yapılan bir geçiş var, ara ara tekrarlanıyor. Aklımı yitiriyorum aq olacak beynimde acayip bir noktayi tetikliyor. Marcelo Bielsa gibi çömelerek dinliyorum. Olacak iş değil.
https://www.teamtalk.com/leeds-united/marcelo-bielsa-accepts-methods-not-working-reveals-resource-hasnt-used
04.09.2024
@P L A G U E, Hayvan gibi katıldım.
İncelemesi yarın sabah sitede.
04.09.2024
@Ahmet Saraçoğlu, e bi zahmet artık :)
Albümdeki davullara söyleyecek bir sıfat bulamıyorum.
04.09.2024
@Noumena, Herif insan değil. Ben inanmıyorum.
05.09.2024
@BK, adeta melek melek :D