Bugün tam anlamıyla kötülüğün işitsel haliyle karşı karşıyayız. Evet bu sayfalarda buna benzer ifadeleri daha önce de gördünüz ve henüz duymadıysanız sizi nasıl bir şeyin beklediğini de az çok tahmin ediyorsunuz. Ama demek ki birileri bunu çekici buluyor ki insanlar böylesine sapkın müzikler yapmaktan geri kalmıyorlar. Sadece talep olmasından bahsetmiyorum. İnsanlar içlerindeki irini müzik yoluyla akıtabileceklerini düşünüyor ve bu doğrultuda ortalığa pislemekten, çarşı pazarı karıştırmaktan, huzurumuzu bozmaktan geri durmuyorlar.
Bugün İngiliz grup QRIXKUOR’la birlikteyiz. Kim bilir yine hangi dehşet dolu referanstan alınan bir grup ismi, yaratılan müziğe uygun karambolü bol bir görsel, death metal ve black metalin korkunç birlikteliğinden oluşan bir çirkinlik, çok da şaşırtmayacak şekilde Dark Descent Records’tan çıkan bir kayıt, karambol bir sound ve sadece iki şarkıdan oluşan 49 dakikalık bir albüm.
2011’de kurulan QRIXKUOR bir EP ve birkaç demo vesaire ile günümüze gelmişti. İlk albümleri olan “Poison Palinopsia”yı geçen hafta çıkaran grup, birbirinden rezil rüsva gruplarda çalan isimlerden oluşuyor. İngiliz Milletler Topluluğu (Commonwealth) ülkelerinden çıkan ULCERATE, DIOCLETIAN, GRAVE MIASMA, TEMPLE NIGHTSIDE, BLASPHEMY, VASSASFOR gibi kendi tarzının bilindik gruplarının yanı sıra, yine bir refah ülkesi olan İsveç’in en derin dehlizlerinden gelen IRKALLIAN ORACLE’da, hatta Portekiz’in en önemli black metal gruplarından olan CORPUS CHRISTII’de falan çalan elemanlardan oluşan QRIXKUOR, yüzeysel bakıldığında pek çok muadili olan bir müzik icra ediyor. Neredeyse sıfır akılda kalıcılık isteği, sıfır kulağa hoş gelme çabası, sıfır pozitif hissiyat.
“Serpentine Susurrus – Mother’s Abomination” ve “Recrudescent Malevolence – Mother’s Illumination” adlı iki şarkıdan oluşan “Poison Palinopsia”, belli ki grubun bir konsept çerçevesinde oluşturduğu bir çalışma. Baktığınız şey ortadan kalkmasına rağmen o görüntüyü görmeye devam etmenize neden olan bir görme bozukluğunu ifade eden “palinopsia”nın nasıl bir referans olarak görev yaptığını, albümdeki annelik temasının nasıl işlendiğini bilmiyorum. Bildiğim şey, QRIXKUOR’un yazının başında betimlediğim “karambolden doğan mutlak çirkinlik” konusunda gayet mahir bir grup olduğu ve türü özelinde ciddiye alınacak bir iş yaptığı.
Grubun yaratmaya çalıştığı kâbus ortamı “Poison Palinopsia”da net şekilde hissediliyor. AKHLYS’in sündüre sündüre, sürüngensi bir dehşetle korku salarak oluşturduğu bu kâbus atmosferini QRIXKUOR sürekli değişen rifler, tremolo gitarlar ve soluk aldırmayan bir agresiflikle yapıyor. Akıllara GRAVE MIASMA, GRAVE UPHEAVAL gibi grupların yanı sıra, yarattığı buhranlı uğursuzlukla akıllarda yer eden IRKALLIAN ORACLE’ın veya Hindistan’ın en korkunç en yıkıcı üçlüsü TETRAGRAMMACIDE’ın gelmemesi neredeyse imkânsız. QRIXKUOR kendini resmen notalarla kâbus gördürmeye adamış ve bu yolda elinden geleni ardına koymamaya yemin etmiş.
Bunun oluşmasını sağlayan ve grubun önceki işlerinden sıyrılan daha temiz prodüksiyon, organik davul sound’u, gitarların “telinizden bir kere de hayırlı bir ses çıksın be” dedirten kötülük müjdecisi karakteriyle “Poison Palinopsia” her anlamda numunelik bir kötülük senfonisi. Eğer bu tarz şeylere karşı zaafınız varsa albümü yılın en iyileri arasına dahi sokmanız ve yarattığı tavizsiz laneti pamuklara sarmanız gayet olası. Bu tarz müzikleri çok sevecek, bu tür şarkılarda özünüzü bulacak kadar talihsiz bir ergenlik geçirdiyseniz işte size zehir, işte size panzehir.
Draconian Times, Lateralus ve Sorceress kapaklarını biraz biber salçası ve domatesle blenderdan geçirince ortaya bu kapak çıkmış sanırım. Gayet hoş olmuş.
Son 2 gün içerisinde yaklaşık 20 defa dinledim galiba. Bana göre şu an yılın en iyi iki albümünden biri. Kusursuz ve dinleyiciye hükmeden bir albüm. Harbi kafayı yiyeceğim artık. Ağır rahatsızlık söz konusu.
Gayet doyurucu, baştan sona kasvet, nefret döken bir albüm var karşımızda ama abi ne gerek var 25 dakikalık iki şarkı yapmanın? Mis gibi yap işte dörd şarkı 10-12 dakikalık. Doom olmadığı sürede 15 dakikayı geçen şarkılara karşı acaip uyuz oluyorum.
Draconian Times, Lateralus ve Sorceress kapaklarını biraz biber salçası ve domatesle blenderdan geçirince ortaya bu kapak çıkmış sanırım. Gayet hoş olmuş.
18.08.2021
@Gökay, Lateralus’taki adamı öldürtmüşler demeye geldim.
Gördüğüm en kötü albüm kapaklarından biri. İnsanın Lateralus’a bir saygısı olsun ya:)
Bu tam benlik bir olaymış. Tüm dertleri aşk, sevgi ve dünya barışı. Tek kelime ile bayıldım.
Aga inanılmaz güzel ya. Bir Proscription kadar olmasa da ona yakın hisler uyandırdı bende.
Dinlerken kulak memelerimden süt akıyor.
Son 2 gün içerisinde yaklaşık 20 defa dinledim galiba. Bana göre şu an yılın en iyi iki albümünden biri. Kusursuz ve dinleyiciye hükmeden bir albüm. Harbi kafayı yiyeceğim artık. Ağır rahatsızlık söz konusu.
23.08.2021
@ismail vilehand, sanırım son paragrafta farkında olmadan seni anlatmışım.
Gayet doyurucu, baştan sona kasvet, nefret döken bir albüm var karşımızda ama abi ne gerek var 25 dakikalık iki şarkı yapmanın? Mis gibi yap işte dörd şarkı 10-12 dakikalık. Doom olmadığı sürede 15 dakikayı geçen şarkılara karşı acaip uyuz oluyorum.
Çükünün sünnet derisi mevlüt pilavının suyunda kaynatılmayanlar dinlemesin.
Hayattan umudu o kadar kestim ki, pazar sabahı viskili kahve içerek son ses bu albümü dinliyorum.
Dünyada 7 kişiyi falan ilgilendiren bir haber: 18 Kasım’da “Zoetrope” diye 24 dakikalık tek şarkılık EP çıkarıyorlar.
Yürü Muzaffer. Gidiyoruz.